> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Tuğyan ve Tağut
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tuğyan ve Tağut  (Okunma Sayısı 1916 defa)
28 Mart 2011, 21:34:03
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 28 Mart 2011, 21:34:03 »



TUGYÂN/TÂGÛT

 T-g-y (tagâ) kökünden türeyen tugyân, isyanda haddi aşmak anlamındadır. Tugyân, hem tek insandan, hem de toplumdan kaynaklanabilir.[159] Tugyân'ın kök anlamında, dengenin aşırılık veya azlık yönünde bozulması yer alır. Bu yüzden, belirlenen sınırları ve ölçüleri daha çok aşırı­lık yönünde ihlâl etmeyi, sınır tanımazlığı, cebir ve şiddet kullanmayı anlatır.[160]

 Tugyân'ın Kökeni:

 Tugyân'ın kökeninde, kendini yeterli ve serbest görme (istiğna) yatar. İnsan kendisinde istediğini yapacak bir güç, bilgi ve yetenek vehmettiğinde, Allah'ı unutur duruma gelerek tuğyana giden kapı açılır. Tuğyanla birlikte in­san dilediğini yapmaya yeltenir, hak hukuk ve sınır tanı­mamaya başlar.[161]

"Şu insanoğlu, kendini müstağni (yeterli) sayarak az­gınlık (tugyân) eder. Sonunda dönüş Allah'adır."[162]

Bu âyetlerde ifade edilen düşünce, insanın kendine yeterli ol­duğu ve dolayısıyla "kendi kaderinin efendisi" olduğu şek­lindeki aşırı iddiayı, saçma görerek reddeder. Aynca, bü­tün ahlaki kavramların -iyi ile kötü, doğru ile eğri arasın­daki ayrım ölçülerinin- insanın bir Üstün Güç'e karşı so­rumluluğu kavramı ile kopmaz şekilde bağlı olduğuna işaret eder. Başka bir deyişle, "ahlâkilik" kavramı, böyle bir sorumluluk hissine -ister bilinçli, isterse bilinç altında olsun- dayanmadığı zaman bütün anlamını kaybeder.[163]

Ey insanlar! Doğrusu sizin çalışmalarınız (hedefleriniz) türlü çeşitlidir. Elinde bulunandan verenin, Allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan Allah'ın birliğini doğrulayanın, işlerini kolaylaştırırız. Ama, cimrilik eden, kendini (Allah'tan) müstağni gören, en güzel sözü yalanla­yan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız. O kimse ölüp ateşe yuvarlandığı zaman, malı ona hiç fayda ver­mez. Bize düşen, sadece doğru yolu göstermektir. Şüphe­siz, âhiret de, dünya da bizimdir."[164]

Tugyân, istikametten bir sapma olarak değerlendirilir:

"Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte, emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Aşırı gitmeyin. Doğrusu Allah, yap­tıklarınızı bilir."[165]

Tugyân'a dalanlara yöneltilen dengeye getirici ve uyarı­cı sözler, istenilenin tam tersine, onların azgınlığını arttır­maktan başka bir işe yaramaz. Allah'ın, Hz. Peygamber'e indirdikleri, "Allah'ın eli sıkıdır" diyen, aralanna kıyamete dek sürecek düşmanlık ve kin salınan yahudilerin çoğu­nun azgınlığını ve küfrünü (inkârını) artırır.[166] Benzer bir anlatım, ehli kitap söz konusu edilerek bir kere daha tekrarlanır.[167]

 Tugyân Durumlar Ve Eylemler:

 Tugyân, Allah'ın koyduğu dinî ve ahlâki sınırları fütur­suzca ve küstahlaşarak aşmayı anlatır. Bu yüzden tugyân'ı, dinî ve ahlâkî türlerine ayırabiliriz.[168]

  Dinî Tugyân:

 Allah'a inançsızlık ve saygısızlık, peygamberleri yalan­lama ve mü'minlerle alay, dinî tuğyanı oluşturur.[169]

 A) Allah'a İnançsızlık Ve Saygısızlık:

 Allah'ın mucizelerine rağmen inanmayanlar, tuğyanları (taşkınlıkları) içinde bocalayıp dururlar:

"(Müşrikler) kendilerine bir mucize (âyet) gösterilirse, mutlaka ona inanacaklarına dair bütün güçleriyle Allah'a yemin ederler. De ki: 'Mucizeler, ancak Allah katındadır (elindedir).' Onların, mucize geldiği zaman da inanmaya­caklarını anlamıyor musunuz? Onların kalplerini, gözleri­ni -ona ilk defa inanmadıkları gibi- çeviririz. Onları, taş­kınlıkları içinde şaşkın şaşkın bırakırız."[170]

Bu bocalama, Allah'ın saptırdıkları ve Allah'la karşılaş­mayı ummayanlar için de sözkonusudur:

"Allah'ın saptır­dığını doğru yola getirecek yoktur. O sapanları, taşkınlık­ları içinde bocalayıp dururlarken bırakır."[171]

"İyiliği acele isteyen kimselere, Allah fenalığı da çarça­buk verseydi, süreleri hemen bitmiş olurdu. Bizimle kar­şılaşmayı ummayanları, azgınlıkları içinde bocalayıp du­rurlarken bırakırız."[172]

Lanetlenmiş ağaçla sınananlar, ibret alacaklarına, iyice tugyân'a boğulurlar:

"Sana gösterdiğimiz rüya (miraç) ile ve Kur'an'da lanetlenmiş ağaçla sadece insanları dene­dik. Biz onları korkutuyoruz. Fakat bu, onlara büyük az­gınlık/taşkınlık vermekten başka bir şeye yaramıyor."[173]

İnsanlar uğradıkları sıkıntılardan kurtulunca, gerekli dersi çıkaramamakta ve azgınlığı sürdürebilmektedir:

"Sen onları doğru yola çağırıyorsun, ama âhirete inanma­yanlar bu yoldan sapmaktadırlar. Biz, onlara acısak ve başlarındaki sıkıntıyı gidersek bile, azgınlıkları içinde bo­calayıp kalırlar. Andolsun ki biz, onları azapla yakalamış­tık. Yine rablerine boyun eğmemiş ve yakarmamışlardı. Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman ümitisz kalıverdiler."[174]

Peygamber uyarma görevini yapar, ama inanmayan az­gınlardan yüzçevirmesi peygamber için kınanacak bir du­rum değildir:

"De ki: 'Öyleyse Allah'a koşun. Doğrusu ben, sizi onun azabı ile açıkça uyaranım. Allah'ın yanında baş­ka şeyleri tanrı kılmayın. Doğrusu ben sizi onun azabı ile açıkça uyaranım.' Onlardan öncekilere, herhangi bir pey­gamber gelince, 'sihirbaz' veya 'deli' derlerdi. Öncekiler sonrakilere böyle mi vasiyet ettiler? Hayır, bunlar azgın bir millettir. Onlardan yüzçevir. Sen kınanacak değilsin. Öğüt ver. Doğrusu öğüt, inananlara fayda verir."[175]

"Öğüt ver. Rabbinin nimetiyle sen, ne kâhinsin, ne de delisin. Yoksa senin için şöyle mi derler: 'Şairdir, zamanın onun aleyhine dönmesini gözlüyoruz.' De ki: 'Gözleyin, doğrusu ben de sizinle beraber gözlemekteyim.' Bunu on­lara, akılları mı buyuruyor? Yoksa onlar azgın bir millet midirler? Yahut 'Onu kendi uydurdu' diyorlar, öyle mi? Hayır inanmıyorlar."[176]

Bahçe sahipleri (ashâbu'l-cenne) istiaresindeki olay, ilginçtir: Bahçeyi hiç istisnasız devşireceklerine yemin et­mişlerdi. Allah, bahçeye bir salgın vermişti: Sabah erken çıkmak üzere sözleşen bu bahçeciler,

"Bugün orada hiçbir düşkün kimse yanımıza sokulmasın" dediler. Üstelik, yoksullara yardım etmeye güçleri de yetiyordu. Bahçeyi gördüklerinde neye uğradıklarını şaşırdılar. Ortancaları, şöyle dedi: "Ben size Allah'ı anmamız gerekir, dememiş miydim?" Hep birlikte "Rabbimizi tenzih ederiz. Biz kendi­mize yazık etmişiz." dediler. Birbirlerini eleştirmeye başla­dılar. Sonra şöyle dediler: "Yazıklar olsun bize. Doğrusu biz, azgınlık eden kişilerdik. Belki rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Artık ondan dilemekteyiz. "Ama azap onlan yakalamıştı. Ahiret azabı ise daha büyüktür."[177]

Azgınlar hesaba çekileceklerini yalanlasalar bile, onları bekleyen yer cehennemdir:

"Cehennem, yalnız azgınlar! (hak ve adalet sınırlarını aşmış olanları) bekleyen yerdir. Dönecekleri yer orasıdır. (..) Çünkü onlar hesaba çekile­ceklerini ummazlardı. Âyetlerimizi hep yalan sayıp durur­lardı. Biz de herşeyi yazıp saymışızdır."[178]

 B) Peygamberleri Yalanlama:

 Azgınlık, peygamberleri yalanlama konusunda da ken­dini gösterebilir:

"Semud milleti, içlerinden en azgını ileri atılınca, azgınlığı (kaba küstahlığı) yüzünden peygamber­leri yalanladı."[179]

C) Müminlerle Alay:

 Münafıklar, mü'minlere rastlayınca 'inandık,' şeytanla­rla (elebaşlanyla) başbaşa kalınca, 'Biz sizinleyiz, onlarla yalnızca alay etmekteyiz' derler. Allah, onların alayları­nı boşa çıkarır (hakettiği karışlığı verir) ve taşkınlıkları içinde bocalar durumda bırakır.[180]

 Ahlâkî İktisadî Tuğyan:

 Ahlâkî-iktisadî tuğyan, ölçü ve tartıda adaletsizlik ile aşırı tüketimde kendini gösterir.[181]

 A) Ölçü Ve Tartıda Adaletsizlik

 Belirlenen sınırları aşma ve dengeyi bozma anlamın­dan esinlenerek, olumsuz biçimde kullanılmıştır:

"Tartıda tecavüz etmeyin. Ölçü ve tartıyı doğru yapın, ölçüyü eksik tutmayın."[182]

Buradaki "tartıda tecavüz et­meyin" bölümü, daha geniş bir çerçevede düşünülerek, her türlü olayda "doğruluk ve haklılık ölçüsünden şaşma­yın" biçiminde de anlaşılmıştır.[183]

B) Aşırı Tüketim:

 İsrailoğullarına verilen dünyevi nimetler belirtildikten sonra, aşırı gıda tüketimin yasaklandığı anlatılır:

"Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yeyin. Bunda aşırı (Öl­çüsüz) gitmeyin ki gazabıma çarpılmayasınız. Gazabımı hakeden, şüphesiz mahvolur. Doğrusu ben, tevbe edeni ve inanıp yararlı iş yaparak doğru yola gireni bağışla­rım"[184]

 Tuğyân'ın Önlenmesi:

 Tuğyân'cılara direnerek ve yanlarından uzaklaşarak tuğyan tutum ve davranışların sonuçlarından kurtulmak gerekir.[185]

 Tuğyâncılara Direniş:

 Şirk koşup zulmedenler ve onların işbirlikçileri arasın­da geçen bir ahiret diyalogu, tuğyana sapanlara direnmek gerektiğini, onların peşinden körü körüne gitmenin so­rumluluktan kaçma sonucunu sağlamadığını belirtir: "Önderlerine 'Siz bize sureti hakdan görünürdünüz' der­ler. Onlar da şu cevabı verirler: "Hayır; asıl siz inanmış kimseler değildiniz." Öbürlerinin cevabı şudur: "Bizim sizin üstünüzde bir nüfuzumuz (gücümüz) yoktu. Bilakis azmış bir topluluktunuz. Bu yüzden, rabbimizin sözü aleyhimizde gerçekleşti. Şüphesiz (günahlarımızdan do­ğan) azabı tadacağız."[186]

Bu âyetler öbeğinin sonunda, hepsinin azabı ortak hakettikleri ve suçluların böylece ce­zalandırılacağı belirtilir.[187]

 Tuğyâncılardan Uzaklaşma:

 Hz. Peygamber'e, Allah'ın yanısıra tanrı edinen ve ken­disini yalanlayan azgın topluluktan uzaklaşması emredi­lir, bu yüzden kınanmayacağı belirtilir.[188]

 Tuğyân'ın Sonu:

 Tuğyan, Allah'ın gazabına uğrama sebebidir. Allah'ın gazabına uğrayan da mahvolur.[189] Azgınlıkları (tuğyan) içinde bocalayıp kalanları, Allah azapla yakalar, ama yine de rablerine boyun eğmezler ve yakarmazlar.[190] Bahçe s...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tuğyan ve Tağut
« Posted on: 25 Nisan 2024, 07:12:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tuğyan ve Tağut rüya tabiri,Tuğyan ve Tağut mekke canlı, Tuğyan ve Tağut kabe canlı yayın, Tuğyan ve Tağut Üç boyutlu kuran oku Tuğyan ve Tağut kuran ı kerim, Tuğyan ve Tağut peygamber kıssaları,Tuğyan ve Tağut ilitam ders soruları, Tuğyan ve Tağutönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes