> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Toplumsal Çöküş
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Toplumsal Çöküş  (Okunma Sayısı 1684 defa)
19 Eylül 2011, 23:27:31
müzzemmil

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 374


« : 19 Eylül 2011, 23:27:31 »



2. Toplumsal Çöküş

Çeşitli âyetleri incelediğimizde görüleceği gibi Kur'ân'm, toplumsal olayla­rı, toplumların gelişme, gerileme ve çöküş olgularını ve bunların sebepleri­ni kendine has terim ve ifade tarzı ile ele aldığı görülür. Dolayısıyla Kur'ân'm toplum ve toplumsal hadiselere bakışını kavrayabilmek için bazı terimleri açıklamak ve Kur'ân'm bu anlamda kullandığı kelime ve sözcük­leri anlamak konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Kur'ân'da toplum anlamı taşıyan tek bir kelimeden bahsedilin emekte, bunun yerine toplum ifade eden bir takım kavramlardan söz edilmekte­dir.[348] Bu kavramlardan "ehl, kavm, nâs, ümmet, karye, karn, şa'b, kabile ve ashab üzerinde kısaca durmaya çalışalım.
Ehl: Âyetlerde kullanılış itibariyle, halk, ahali, yakın akraba, aşiret, aile ve ehl-i-erbap anlamlarına gelen "ehl" kelimesi, Kur'ân'da hem kitap keli­mesinin başına gelerek kendilerine kitap gönderilen toplumları, yani kitap ehlini[349], hem tebaayı, halkı, peygamberlerin gönderildiği sosyal çevreyi[350], hem bir işin ehli ve erbabı olmayı[351], hem de akraba ve aileyi[352] ifade etmek­tedir. Âyetlere bir bütünlük içerisinde bakıldığında Kur'ân'a göre ilk ve en önemli sosyal birliğin aile olduğu görülür. Zina etmeyi yasaklaması, evlilik­te nikahı emretmesi ve evlilikle ilgili birçok düzenlemeler getirmesi[353], Kur'ân'm aileye verdiği önemi gösterir, ilk ve en önemli sosyal birlik olan ailenin, değişik şekillerde sıralanışından farklı sosyal gruplar ve toplum doğmuştur. Aslında bu süreç evrenseldir; değişen detaylardır.[354]
Kavm: Kavm kelimesi, aslında "kâim" kelimesinin çoğulu veya mastarla isimlendirme gibi iş gören ve kendilerini savunabilecek erkek topluluğuna denir. "Nuh kavmi, Firavun kavmi", ifadelerinde olduğu gibi kadınları da kapsaması dolaylı ve tabi olma yoluyladır. Bu kelime erkek için de, kadın için de kullanılır.[355]Hucurât Sûresinin 11. âyetinde erkek topluluğu anlanankörlüğün sonuçları
mmda kullanılmıştır. Söz konusu olan âyetin dışında tüm Kur'ân'da p*r "kavm" kavramı, erkek ve kadınları kapsayacak şekilde, insanların oluştu duğu toplum anlamında kullanıldığını görürüz.[356] Kur'ân, peygamberleri gönderildiği halklara kavm dediği gibi (Hûd, 11/27-28, 50, 61), sultanlar ve kralların yönetimi altında bulunan halklara da kavm demektedir.[357]
Nâs: Lâfız yönünden değil de anlam yönünden ";nsan" kelimesinin ço­ğulu olan "nâs", insanlar anlamına gelmekte ve toplumu ifade etmektedir Nâs kelimesi, Kur'ân'da harf-i tarifsiz kullanılmamıştır. Tarih boyunca ya­şamış ve yaşayacak olan bütün insanlara da nâs denildiği gibi[358], belirli za­man diliminde yaşamış olan bütün insanlara da nâs[359], denilmektedir. Aynı şekilde aynı dönemde yaşayan ve ortak yönleri bulunan İnsan topluluğu­na[360] ve bir peygamberin hitap ettiği kimseler[361] de nâs diye tabir edilmekte­dir. Sosyolojik anlamda halk veya kitle yerine kullanılan nâs, hiçbir ayırım yapılmaksızın peygamberlerin muhatabı olduğu herkestir. Buna göre nâs, en geniş anlamda topyekün toplumu ifade etmektedir.[362]
Ümmet: İster ihtiyarî, ister zorunlu olsun, bir mekanda, bir zamanda ya da bir dinin etrafında herhangi bir işin topladığı her topluluğa ümmet de­nir. Lâfzı müfred {tekil) ve manası cemi {çoğul) olan bu kelime Kur'ân'da zaman, topluluk, din, yol, örnek, âdet, bütün canlı topluluklar ve insanların oluşturduğu toplum anlamlarında kullanılmaktadır.[363]
Kur'ân'da, çoğulları ile birlikte 64 yerde[364] geçen ümmet kelimesi, şu âyetler[365] hariç, insanların oluşturduğu topluluk anlamında kullanıldığını görmekteyiz ki, bizi ilgilendiren de onun bu yönüdür. Nâs, en geniş anlam­da topyekün toplumu İfade ederken, bu toplum çatısının altında belli nite­likleri taşıyan insan birlikleri de ümmetleri İfade etmektedir (bkz. Ejder Okumuş, a.g.e., s. 70).
Ümmet kelimesinin geçtiği âyetlerin muhtevasına bir bütünlük içinde bakıldığında bu kelimenin daha çok bir amaç, bir hedef için bir peygam­berin, bir liderin ve bir inancın etrafında toplanmış insanların oluşturduğu sosyal bir birliğin karşılığı olduğu söylenebilir. Şu âyetlerde bu anlamı gö­rebiliriz: "Musa'nın kavminden hak İle doğru yolu bulan ve onun sayesinde âdil davranan bîr topluluk vardır" (A'raf, 7/159). "Her ümmetin bir pey­gamberi vardır..." (Yûnus,10/47) "Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan birçok insan buldu..." (Kasas, 28/23)
Âyetlerden de anlaşılacağı üzere ümmet, bir din, bir ideal, bir inanç eta bir birliktelik oluşturan her topluluğu kapsamaktadır. Ancak üm-,-net kelimesinin lafzından bu topluluğun dar kapsamlı değil de geniş kap-sarnh olduğu anlaşılır. Muhammed (a.s) m ümmeti, Musa (a.s) m ümmeti vs. gibi-Yukarıda anlattığımız sosyal birliklerin dışında karye[366] sahib, ashab[367] hizb, ahzab[368] gibi kavramlarda Kur'ân'da bir takım sosyal toplumları ifade etmektedir. Ancak biz, araştırmamızın sınırlarını aşmak istemiyoruz. Zira bizim asıl konumuz, nankörlüğün sebep olduğu "toplumsal çöküş" mesele­sini ele almaktır. Bu maksatla biz, Kur'ân'da toplum anlamlarına gelen önemli kavramların bazılarını sunmayı, bir fikir vermek açısından uygun bulduk.
Toplumsal çöküş konusunu incelerken şu iki hususu her zaman göz önünde bulundurmak zorundayız. Birincisi, Allah herhangi bir topluma bir uyarıcı, bir peygamber göndermeden onları sorumlu tutmaz, inkar ve günahları sebebiyle onları cezalandırmaz. Ancak insanlar, gönderilen pey­gamberlerin uyarılarına kulak vermez de kendi hevâ ve heveslerine tabi olurlarsa işte o zaman azaba uğrarlar. İkincisi, bir toplumun ahlâkî durumu düzgün olduğu sürece Alİah, onları helak etmeyeceğini belirtmektedir. Bu husustaki Kur'ân'm ifadeleri şöyledir: "Gerçek şu ki: Halkı habersizken, Rabbin haksızlık ile ülkeleri helak edici değildi." (En'am, 6/131)." Halkı iyi olduğu halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helak etmez" (Hûd, 11/117).
Müfessirlerin bir kısmı 'haksız yere'(zulümle) ifadesine şu yorumu ge­tirmişlerdir: "Allah, bir toplumu, sırf Kur'ân'a muhalif inançlarından dola­yı helak etmez. Halk birbirleri ile ilişkilerinde âdil ve iyi olduğu sürece, yal­nızca çok-tanrıcı inançlara sahip olmaları (ki geniş anlamda İslam İnancı­na karşı olan herhangi bir inançlar bütünü olarak yorumlayabiliriz), toplu­mun ilâhî bir cezaya veya helake uğraması için yeterli neden olamaz de­mektedirler. Eğer halk, birbirlerine karşı kötü davranmıyor, birbirlerinin çıkarlarına zarar vermiyor veya vahşiyane davranışlarda, büyük haksızlık­larda bulunmuyorsa, inançsız olmaları helaki (toplumsal çöküntüyü) ge­rektirmez. Burada şu meşhur vecizeye dikkat çekiyorlar. "Küfür ve putpe­restlikle iktidar olunabilir, ancak adaletsizlik ve zulümle asla."[369]
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Kur'ân'ın temas ettiği önemli bir husus, herhangi bir toplumu asla uyarıcısız bırakılmayacağı ve onlara peygamber gönderilmeden azap edilmeyeceğidir. Kur'ân'm bu konudaki beyanına kulak verelim: "Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezlerine göndermedikçe, o memleketleri helak edi­ci değildi."(Kasas, 28/59). "...Biz bir'peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz" (Isrâ, 17/15).
Sıddıkî, "her toplum da halk, toplumun nabzını duyan ve toplumun tehdit edildiği tehlike ve güçlükleri bir dereceye kadar görebilenleri isteme­mektedir. Savaşlar, grevler, halk ayaklanmaları ve toplumsal ihtilaller halka, içinde yaşadıkları toplumda bir yanlışlığın olduğu konusunda yeterli uyan­lardır", demekte ve "buna rağmen halk, tarihin ve insan kaderine biçim ve­ren ahlakî faktörleri derinlemesine kavramış olan insanların haber verdik­leri uyarılara kulak vermediği takdirde, ceza günü uzak değildir", yorumu­nu yapmaktadır (bkz. Sıddıkî, a.g.e., s. 34-35).
Kur'ân, toplumların çöküşüne yol açan etkenler üzerinde dururken, yok olmayı gerektiren birçok unsurlardan bahseder. Bu unsurlar arasında esas olarak adaletsizlik, zulüm ve baskının bir toplumun yok olmasına sebep ol­duğu düşüncesi ortaktır. Kur'ân bu konuyu şöyle dile getirmektedir: "Nice memleketler var ki biz onları heiâk ettik. Azabımız onlara geceleyin, yahut gündüz istirahat ederken geldi, Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, "biz gerçekten zalim kişilermişiz" demelerinden başka bir şey olmadı." (Araf, 7/4-5). Bu husus, Enbiyâ Sûresinde ise, daha şümullü olarak vurgulanmak­ta, refahın şımarttığı insanların helaki söz konusu edilmekte ve onların zu­lümlerini itiraf ettiklerinden bahsedilmektedir:"Zalim olan nice beldeyi kı­rıp geçirdik; arkasından da nice başka topluluklar vücuda getirdik. Azabı­mızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçı­yorlar! Kaçmayın! İçinizde bulunduğunuz refaha ve yurtlarınıza dönün! Çünkü size sorular sorulacak. Vay başımıza gelenlere! dediler; gerçekten biz zalim insanlarmışız. Biz kendilerini, kuruyup biçilmiş ekin, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider."(Enbiyâ, 21/11-15)
Sıddıkî, bu âyetleri yorumlarken şöyle demektedir: "Sıradan zulüm her toplumda mevcuttur. Bu bakımdan Kur'ân, burada baskıya yol açan büyük zulümleri kastetmektedir. Bununla, bir halkın birbirine karşı baskıcı olma­sı ve bir bütün olarak bir halkın başka bir halk ve uluslara adaletsizce dav­ranması anlatılmaktadır." [370]
Herhangi bir toplum gerek ticaret, gerek sanayi sahasında nankörlük, zenginliği kötüye kullanma, lüks, israf, saçıp savurma, ticarî İlişkilerde adaletsİzlik, istifçilik, ihtikar, karaborsa, aldatma, hile gibi ekonomik olumsuz­luk ve hastalıklara bulaştığı an, artık bunlarla beslenen toplum zihninin tavrı, yalnız o aİanla sınırlı kalmayacaktır. Eninde sonunda toplumun bü­tün müesseselerine, birimlerine ve alanlarına yayılacaktır. Çünkü toplum, bir bütündür. Farklı ahlâk alanlarının birbirlerinden ayrı tutulabileceği, ya da ötekinden bağımsız olarak ele alınabile...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Lütfen Namazlarımızı Kılalım Namazlarınızı Sanal & Real Yaşam için Terketmeyiniz !!!

İlim Dünyası Ailesi
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Toplumsal Çöküş
« Posted on: 17 Nisan 2024, 01:26:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Toplumsal Çöküş rüya tabiri,Toplumsal Çöküş mekke canlı, Toplumsal Çöküş kabe canlı yayın, Toplumsal Çöküş Üç boyutlu kuran oku Toplumsal Çöküş kuran ı kerim, Toplumsal Çöküş peygamber kıssaları,Toplumsal Çöküş ilitam ders soruları, Toplumsal Çöküşönlisans arapça,
Logged
22 Haziran 2013, 22:22:58
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 22 Haziran 2013, 22:22:58 »

Artık insanların dünya malına tapması,onun için savaşlar vermesi,İmanlarını kaybetmeleri,şeytana uymaları,haksızlığa boyun eğmeleri vs. Allah bizleri böyle insanlardan ve böyle olmaktan korusun.Ölümün ve kıyametin tek gerçek olduğunu bir an bile unutturmasın inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes