Konu Başlığı: Toplumlarda Zulüm Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 06 Şubat 2011, 23:49:23 TOPLUMLARDA ZULÜM Zalim Kavimler İslâmın özel tarih anlayışı, yani gerçek olan tarihe göre insanlık Hz. Adem'le başlar. Onun soyundan üreyerek çağımıza kadar devam eder gelir. İlk insan olan Hz. Adem'e cennetten çıkarıldıktan sonra çağının gerek ve şartlarına göre bir şeriat verilmiştir. Ona ve çocuklarına bu şeriata göre hareket etmeleri emredilmiştir. Verilen bu şeriat ilk insan ve çevresindekilerin şuursuz ve bilim ötesi yaşayıştan kurtulmalarını sağlayacak, doğuştanlıklarına uygun olduğu için mutlu yaşamlarını ve öte dünyada kurtulanlardan olmalarını temin edecektir. Fakat insan Kur'an'da açıkça belirtildiği gibi “Çok çok haksızlık yapıcı ve çok çok bilgisiz bir hayat sürücü” dür. Fıtratındaki özellik nedeniyle gerçeği bulabilecek şekilde yaratılan insan, çoğu zaman bu nimetleri kendisine elçiler, mucizeler, kitaplar, alametler gönderilmesine rağmen inkâr yoluna gitmiş, böylece çoğu zaman kendine kıyıcılardan olmuştur. Hz. Adem'den beri kuşak kuşak devam eden, çoğalan yeni yeni kavimler oluşturan insanlara peygamber gönderilmiş, bir kısmı doğuştanlığma uygun olanı seçerek kurtuluşa ermiş, kimi ise haksızlığı benimseyerek kendine kıyıcılardan olmayı yeğletmiştir. “Her ümmet için bir elçi vardır” ayetinin sonucu olarak kendilerine gönderilen elçileri kabul etmeyen, bilinçsiz ve bilimsiz yaşamayı üstün tutan kavimlerden bir kısmı çeşitli araçlar ve biçimlerle helak edilmişlerdir. Bu helak edilen kavimlerden Kur'an'da özet olarak söz edilmekte ve çağımızda kendilerine zulmetmekte, yazık etmekte, kıymakta olan insan ve toplumlara bunlar birer örnek olarak sunulmaktadır. “Onlara kendilerinden öncekilerin Nuh, Ad, Semud kavimlerinin, İbrahim kavminin, Medyenlilerin, Mu'tefikelerin haberi gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçık mucizeler getirmişti. Demek ki Allah zulmediyor değildi. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.” [93] Kur'an'ın insanlığa plan bu sözü, kendisine zulmeden, kıyan kavimlerin helak olduklarının apaçık bilindiğini ve insanların bile bile zulümde diretmemelerini, onları gözlerinin önüne getirerek bu hareketlerinden vazgeçmelerini, yoksa kendilerinin de aynı duruma düşeceklerini bildirmektedir. Nice ülkeler, uluslar zulümleri yüzünden yok edilmişlerdir. “Biz nice ülkeleri yok ettik. Öyle ki onlara geceleyin, ya da onlar öğle uykusundayken (kaylûle) azabımız gelip çattı. Kendilerine gazabımız gelince feryatları “Biz gerçekten zalimlerdik” demelerinden başka bir şey olmadı.”[94] İşte bu ayetler, kavimlerin bilinçsizce yaşadıkları zaman nasıl helak olduklarını göstermektedir. “(Kâfirler) kendilerine meleklerin gelmesinden ya da rabbinin emrinin kavuşmasından başka bir şey mi beklerler? Onlardan öncekiler de böyle yaptılar. Allah onlara zulmetmedi, ama, kendi kendilerine zulmettiler onlar. Bu nedenle yaptıkları kötülükler (yaptıklarının karşılığı) onları çarpmış, alay ettikleri şeyler çepeçevre kendilerini kuşatıvermişti.” [95] Ama bütün bunlara rağmen insanlar zulümleri yüzünden hemen helak edilmezler. Helak olan uluslar zulümde son aşamaya gelmiş olan uluslardır. Artık insan olarak yaşamaları gerekmeyecek kadar işi azıya almış olanlar... Tüm insanlık ise yine yaşamları boyunca gerçeği ve gerçek olmayanı seçmeye bırakılmışlardır. Bu dünyada helak olmasalar bile öbür dünyada zulümlerinin cezasını çekmek zorundadırlar. “Eğer Allah insanları zulümleri yüzünden hemen yakalayacak olsa idi yeryüzünde hiç bir canlı bırakmazdı. Fakat o bunları belirlenmiş (adlandırılmış) bir süreye erteler. Ecelleri geldiği zaman ise onlar ne bir saat geri kalabilirler, ne de bir saat öne geçebilirler.” [96] Zulümleri yüzünden hemen helak olmayan bu uluslar ve insanlar ahirette zulümlerinin karşılıklarını göreceklerdir. “Allah zalimleri çok iyi bilendir.” [97] “O gün herkes özvarlığı için uğraşacak, herkes ne yaptıysa kendisine eksiksiz verilecek, onlara asla zulmolunmayacak.” [98] Kur'an'da zalim uluslardan, milletlerden, ümmetlerden bahsedilmiş ve bu ulusların ümmetlerin durumu Kur'an'm çağrısı içerisinde bulunan insanlara örnek olarak gösterilmiştir. Bu zalim uluslardan belli başlıları şunlardır: Nuh kavmi: Bir sûre, Nuh sûresi baştan sona Nuh (a.s.)'dan ve onun ulusundan bahsetmektedir. Kur'an'da diğer ayetlerde de Nuh'un kavminin gerçeği kabul etmeyenleri zalimler olarak nitelendirilmişlerdir.[99] O zalimler karşılık olarak tufanda boğulmuşlardır. [100] “Onlar peygamberlerini yalanladıları zaman korkunç bir suda boğulmuşlar ve insanlara ibret olarak gösterilmişlerdi. Ve sonunda onlara acıklı bir azap hazırlanmıştır.” [101]Tufan o kadar büyük olmuştur ki yerleri ve gökleri kaplayan bu tufanın sonunda: “Ey yer suyunu yut, ey gök sen de tut, denilmişti. Su kesildi. İş olup bitirildi. (Gemi) Cûdi üzerinde durdu. O zalimlerin topluluğuna “uzak olsunlar” denildi.” [102] Nuh sûresinde Hz. Nuh'un öyküsü şöyle anlatılmaktadır: “Gerçekten Nuh'u kavmine gönderdik. Onlara acıklı azap gelmeden önce kavmini korkut, diye. Dedi ki: “ Kavmim gerçek ki ben sizi apaçık korkutan bir elçiyim. Allah'a kulluk edin, O'ndan korkun, bana itaat edin ki Allah sizin günahlarınızdan bir kısmını yarlığasın, sizi belirli bir süreye kadar geciktirsin. Kuşkusuz Allah'ın (çizdiği) süre dolunca ertelenmez, bir bilseydiniz.” Dedi ki: “Rabbim, ulusuma gece-gündüz çağrıda bulundum. Ama benim çağrım kaçmaktan başka bir şey artirmadı. Ben senin onları yarlığaman için ne zaman davet ettiy-sem, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, giysilerine büründüler, ayak dirediler, büyüklük tasladılar. Bunun üzerine ben onları en yüksek sesle çağırdım. Sonra onları hem açıkça hem de gizli gizli davet ettim. Artık dedim, rabbinizden bağışlanma dileyin, çünkü o çok yarlığayıcıdır. Üstünüze bol bol bulutlar salıverir, mallarınızı, oğullarınızı çoğaltır, size bahçeler verir, ırmaklar akıtır. “Ne oluyor da size Allah'ın ağırbaşlılık vermesini istemiyorsunuz. Görmediniz mi Allah yedi kat göğü birbiri ile uyuşur durumda nasıl iyaratmış. Onların içinde ay'ı bir nur yapmış, güneşi de bir kandil olarak asmıştır? Allah sizi yerden bitki gibi nasıl bitirmiştir. Sonra sizi yine ona döndürecek, sizi yeni bir çıkarışla tekrar çıkaracak. Allah yeri sizin için bir döşek yapmıştır; onun geniş yollarında gezip dolaşasınız diye.” Nuh dedi ki: “Rabbim, onlar bana karşı başkaldırdılar. Malları ve çocukları hüsrandan başkasını artırmayan kimselere uydular. Şunlar da büyük tuzaklara düştüler. Sakın taptıklarınızı bırakmayın ha. Hele Ved'den, Suvaa'dan, Yeğus'tan, Yeük'ten ve Nesr'den sakın vazgeçmeyin, dediler. Birçoklarını da sapıttılar. Sen o zalimlerin sapıklıklarından başkasını artırma. ...Onlar günahlarından dolayı suda boğuldular. Arkalarından da ateşe atıldılar. O zaman kendileri için Allah'tan başka kimseyi bulamadılar. Nuh demişti ki: “Rabbim yeryüzünde kâfirlerden (gerçeği örtenlerden) kimseyi bırakma. Çünkü eğer sen onları bırakırsan, kullarını yoldan çıkarırlar. Kötüden, gerçeği örtenden başkasını da doğurmazlar.” “Rabbim beni, anamı, babamı, inanarak evime girenleri, erkek müminleri ve kadın müminleri sen bağışla. Zalimlerin helakinden başkasını artırma.” [103] İşte Nuh'un ulusuna (kavmine) çağrısından ve zalimlerin ona karşı aldıkları konumdan Kur'an'da böylece sözedilmektedir. Ayetler açıkça meseleyi açıkladıkları için yorum yapmağa lüzum kalmamaktadır. “Her ümmetin bir rasulü vardır. Rasülleri geldiği zaman aralarında adaletle hükmolunur. Ve onlara asla zulmolunmaz.” [104] Ama insanlar bazen zulmü tercih etmekte hem peygamberlerine zulmetmekte, hem de kendilerinin zalimleri olmaktadırlar. “Allah, korkudan emin ve sakin bir ülkeyi örnek olarak çıkardı. Rızkı da kendisine bol bol geliyordu. Fakat o ülke Allah'ın iyiliklerine nankörlük etti. Allah da o ülkeyi hareketlerinde direnmeleri yüzünden açlık ve korku giysisi ile donandırdı. Andol-sun ki onlara bir peygamber de gelmiştir. Ama onu yalanlamışlardı. Derken onlar zulümlerini sürdürürken azap yakalayıverdi.” [105] İşte bunun gibi Medyen kavmi de Hz. Şuayb'e inanmayarak zulmetmeleri yüzünden yok edilmişlerdir.[106] Semud kavmi de Medyen kavmi gibi hak yoldan uzaklaştıkları gibi zalimlerden olmuşlar ve onların sonuçlarına uğramışlardır.[107] Kur'an'da Lut kavminden söz edilirken “Ne zaman ki emrimiz geldi, üstünü altına getirdik, tepelerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık ki onlar rableri katında damgalanmışlardı. Onlar zalimlerden uzak değildiler.” denilmişti. [108] Hz. Musa'nın çağrısını yaptığı İsrail ulusu ise onun getirdiklerini terk ederek Allah'tan başkasına taptıkları için kırk yıl Tih çölünde beklemeye terk edilmişlerdir. Bunlar ve bunlara benzer diğerlerine baktığımız zaman aslında bu kavimlerin kendilerine zulmetmiş olduklarını görmekteyiz. Bu ulusların öykülerinin sonucunun Kur'an'daki anlatımı şöyledir: “Onlara biz zulmetmedik, ama onlar kendilerine zulmettiler. Bu nedenle Allah'ı bırakıp da taptıkları tanrılar rabbinin emri geldiği zaman onlara hiç bir yarar sağlamadı, zararlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı.”[109] Allah'ın, ayetler, mucizeler göndermesi bazen insanların lehine değil aleyhine olabilir. Çünkü bunlar, çevrelerindeki her akıllının anlayabileceği delilleri görmeyerek bir de gelen bu ayetleri ve mucizeleri kabul etmeyerek ayrıca bunları kabul etmemenin cezasını da çekeceklerdir. “Bizi ayetler göndermemizden alıkoyan neden ancak öncekilerin onları yalanlamış olduklarıdır. Biz Semud'a gözleri göre göre o dişi deveyi verdik de onun yüzünden zulmettiler; oysa biz ayetleri ancak korkutmak için göndeririz.”[110] Zulmedenler, kıyıcılar yaptıkları fısktan dolayı azaba düşürülmüşlerdir. “Zalimleri ise yapmakta oldukları fısklar yüzünden şiddetli bir azap ile yakaladık.”[111] “Onlar bize zulmetmediler. Fakat kendilerine zulmediyorlardı.” [112] “Bana haber verin bakalım; Eğer Allah'ın azabı ansızın ya da açıktan gelip size çatarsa zalimler güruhundan başkası helake uğratılmış olur mu?” [113] [93] Tevbe: 9/70. [94] Araf: 7/4-5. [95] Nahl: 16/33-34. [96] Nahl: 16/61. [97] Nahl. 6/58. [98] Enam: 16/111. [99] Hud: 11/37. [100] Hud: 11/37. [101] Furkan 25/37. [102] Hud: 11/44. [103] Nuh: 71/26-28. [104] Yunus: 10/47. [105] Nahl: 16/112-113. [106] Hud: 11/94. [107] Hud: 11/95. [108] Hud: 11/82-83. [109] Hud: 11/101. [110] İsra: 17/59. [111] Araf: 7/165. [112] el-Araf: 7/160. [113] En'am 6/47. Ahmet Şişman, Kuran’da Zulüm Kavramı, Beyan Yayınları, İstanbul, 1983: 59-68. Konu Başlığı: Ynt: Toplumlarda Zulüm Gönderen: Ceren üzerinde 10 Aralık 2017, 15:29:19 Esselamu aleykum.rabbim zulum edenlerin zulüm edicisidir.mazlumların hakkın yanındadır.rabbim müslümanlara zulüm eden kafirlerin kahhar ismi ile kahir etsin inşallah. ...
Konu Başlığı: Ynt: Toplumlarda Zulüm Gönderen: Mehmed. üzerinde 10 Aralık 2017, 15:59:27 Ve aleykümüsselam Günümüzde de birçok zalim var Rabbim bizleri zalimlere boyun eğenlerden eylemesin
Konu Başlığı: Ynt: Toplumlarda Zulüm Gönderen: Sevgi. üzerinde 10 Aralık 2017, 16:03:52 Aleyküm Selâm Ve Rahmetüllahi Ve Berakâtühu 🌸
İnsanlığın yaratılışından beri birçok kavim gelip geçmiştir bunların çoğu helaka uğramıştır insanlar birbirine zulüm etmiş Allah ta onları helak etmiştir bunlardan ders çıkaralım helak olmayalım inşaAllah |