๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda İnsan Psikolojisi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 16 Şubat 2011, 15:34:35



Konu Başlığı: Tevbe
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 16 Şubat 2011, 15:34:35
Tevbe

 'Günahları terketmek' demektir. [361] Allah'ın ma­sum kıldıklarının dışındaki insanlar ve zaman zaman emir ve yasaklara karşı gelmenin dışında kendi düzey­lerinde ufak-tefek ayak sürçmelerine maruz kalan ma­sumların günah öncesi hallerine dönmenin adı 'Tevbe' dir.

'Tevbe' imanın gereğidir; bu bakımdan, imam olan kişi işlediği günahın çirkinliğini kabul eder, itirafta bulunur ve bir daha işlememeğe karar verir. Hz. Sıddîk'i Ekber Tevbe'de altı özelliğin bulunması gerektiği­ni belirtmişlerdir: Günaha pişmanlık, farzları yerine getirme, her türlü zulmden sakınma, düşmanlarla helâllaşmak ve bir daha geri dönmemeğe azmetmek, nef­si Alah'a itaatta eritmek ve ona günahların tadının tattırıldığı gibi itaatin acısını da tattırmak. [362] Kur'an' da “Ey iman edenler! Allah'a nasuh tevbe ile tevbe edin” (Tahrim: 8 ) buyurulmaktadır. Nasihat sözcüğüyle ilgi­li olan 'nasuh' 'halislik ve safilik' anlamı taşıdığı gibi, söküğü dikmek, yırtığı yamamak suretiyle onarmak an­lamına da gelir. Yani, mübalâğa sigasından olan 'na­suh' çok ıslah edici, hiç bir kir bırakmayla ve hiç bir gedik-yırtık bırakmayacak şekilde onarıcı demektir. Tevoe-i nasuh da, günahtan kalpte bir karaltı bırak­mayacak şekilde hem kalbi temizleme, hem de günahın kalpte açtığı yarayı tedavi etme, iman ve ma'rifette meydana getirdiği açığı kapama olmaktadır. Bu ba­kımdan, tevbe günahın izini giderdiği için bir hadis-i şerifte de “tevbe eden hiç günah işlememiş gibidir” buyurulmuştur.[363]

Allah (C.C.) tevbe edene üç önemli haslet vermiş­tir:

1. Kur'an'da  “Allah tevbe edenleri sever ve te­mizlenenleri sever”(Bakara:222) buyurulmuştur. Al­lah'ın sevdiklerine azap etmeyeceği açıktır.

2.  Bir başka ayet-i kerimede, (Arşı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar Rabb'lerini kamd ile teş­bih ederler, O'na iman ederler ve iman edenler için is­tiğfar ederler: “Rabbimiz, her şeyi rahmet ve ilm ba­kımından kuşattın, tevbe edip Sen'in yoluna uyanları bağışla ve onları Cehım'in azabından koru” (Mü'min: 7) buyurulmaktadır. Arş'ın çevresindekiler ve onu taşı­yanlar tevbe edenler için istiğfarda bulunurlar.

3. “Ve onlar ki, Allah'ın yanısıra bir başka ilâhı çağırmazlar ve Allah'ın hakkla olması dışında haram kıldığı nefsi öldürmezler ve zina etmezler; kim bunu ya­parsa ismi(nin cezasını)  bulur. Kıyamet Günü azap onun için katlanır ve onda hor ve hakir olarak kalır. Ancak tevbe eden, iman eden ve amel-i salih işleyen başka. Onlar, Allah onların seyyiatını hasenata çevirir. Allah ne çok bağışlayan ve rahimdir” (Furkan: 68-70) ayetlerinde tevbe edenlerin önceki kötülüklerinin yeri­ne iyilik yazılacağı ifade olunmaktadır.

Bu en son ayette de ifade olunduğu gibi, tevbe bi­rinci derecede müşrikin yaptıklarından pişmanlıkla vazgeçip sonra mü'min olması ve salih amellerde bulun­masıdır. Bu şekilde tevbe ile mü'min olan kişilerin seyyiatının hasenata çevrileceği müjdelenmektedir. Diğer tür tevbe ise günah işleyen mü'minin hemen günahın­dan tevbesidir ki, bu da yukarıda belirtildiği gibi salt pişmanlık ve günahın itirafıyla kalınmayıp kendini amel-i şalinin, namaz kılıp zekât vermenin, kendini her bakımdan ıslah edip günaha düşmeme çabasının iz­lediği teybedir.(Furkan: 71, Bakara: 89, 160, Nisa: 146,Nahl: 119). İmandan sonra küfre düşüp, hattâ sonra yeniden imanla yeniden küfre ve yeniden imanla ye­niden küfre düşenlerin artık tevbeleri kabul olmaz ve günahları bağışlanmaz (A. İmran: 90, Nisa: 137)

Allah (C.C.) bilmeden bir kötülük yapıp hemen ar­dından tevbe edenlerin tevbelerini kabul edeceğini Kendi'ne hakk kılmıştır: “Allah üzerine tevbe ancak bilmeden kötülük işleyip, sonra hemen ardından tevbe eden­lere hakktır” (Nisa: 17). Mü'min her ne durumda olur­sa olsun, günahının ardından tevbe ettiğinde Allah'ın mağrifetini umar, tevbe-i nasuh'un kabul olunmasını bekler ve günahında ısrar etmeden tevbe eder. Rivayet­lerde, hem tevbe edip hem günaha devam etmenin Al­lah'la alay gibi olacağı ve Allah'ın kuluna hayır dile­diğinde, o kul günah işlerse ardından bir sıkıntı ve mu­sibet verip tevbe etmeyi hatırına getireceği, şerr diler­se günah işleyen kula nimet verip, ona tevbe etmeyi unutturacağı buyurulmuştur. [364]

[361] Müfredat, 76.

[362] Hak Dini Kur'an Dili, VIII, 5127.

[363] a.g.e. VIII, 5126

[364] Ali Ünal, Kur’an’da Temel Kavramlar, Beyan Yayınları: 495-497.