> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi >  Süresizlik İfade Eden Kelimeler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Süresizlik İfade Eden Kelimeler  (Okunma Sayısı 2488 defa)
08 Şubat 2011, 19:59:03
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 08 Şubat 2011, 19:59:03 »



Süresizlik İfade Eden Kelimeler

 Var olma, zamanı beraberinde getirmekle birlikte, ulvi bir var­lık için süreyi içeren zamandan farklı bir düşünceyi insan zihninde canlandırmaktadır. Bu nedenle, var edenle var edilenin zamanlarının ve varlıklarının farklı anlaşılması bir hakikattir. Bu ma­nada var edenin, zamandan münezzeh olduğunun söylenmesi, varlığının süreye tabi olmaması demektir. Bu başlık altında varlığı süreyle sınırlı olmayan; ifade ettiği mana süreye tabi olmayan ke­limeler inceleneceğinden böyle bir başlık uygun görülmüştür. [289]

  Ezel

 Başlangıcı olmama manasını ifade eden bu kelimenin aslının, yok olmadı, zeval bulmadı manasındaki lem yezel fiilinden ih­tisar edilmiş olabileceği söylenmişse de [290], ezel ile lâ yezel arasındaki fikir jimnastiği batıl olarak değerlendirilmiştir. Birinin diğerinden önce olduğunu düşünmek mümkün değildir. Zira, eze­lîn den önce olduğunu düşünüp  e bir,başlangıç vermek gerekir ki bu da yanlıştır. Ayrıca ezelîn son bulması, in bunun peşinden meydana gelmesi de imkânsızdır. Dolayısıyla ezel keli­mesinin ifade ettiği manada öncelik ve sonralık söz konusu değil­dir. [291] Öncelik ve sonralık, yaratan için değil, yaratılana has bir ni­teliktir. Sonradan olanın ezelî olması ise muhaldir [292].

Etimolojik çağrışım yapan  fiili ise  ve  olumsuzluk edat­ları ile birlikte, hadis varlık ve onun hakkındaki olayların zamanı ile ilgili olarak kullanılmış olup süre bildirmektedir [293].

Ezel ve ezelî kelimesi Kur'ân'da ve hadislerde geçmemekte­dir. Ancak, Hadîd sûresi 3. ayette yer alan “O, evvel ve ahirdir” ifadesindeki evvel kelimesi, İslam alimleri tarafından, Allah'ın ezelî olduğu, şeklinde anlaşılmıştır. Allah, kendisi dışında kalan her şe­yin evvelidir. Başlangıçsız zamiri, zihnen başlangıcı düşünülme­yen süre, varlığının geçmişte sonsuza kadar devam etmesi [294] şek­linde açıklanmıştır. Ezelde Allah ile birlikte hiçbir şey yoktur. Allah, ma'lul olan âlemden önce gelir. Âlem zatında mümkinu'l-vücuttur. Böyle olanın hadis olduğu, hadisin yok olmaya mahkûm olduğu, yok olmaya mahkûm olanın ezelde olamayacağı açıktır. Binaena­leyh Allah'ın âlemden önce oluşu müddet ve zaman önceliğini ge­rektirmez [295].

Bir kısım filozofların zamanın kökenini ebedî şimdi, yahut an-ı daim'e dayandırmaları, zamanın kıdemi konusunda yapılan tar­tışmaların ezel ile birlikte düşünülmesi, teselsüle götüreceği için; bir kısım kelâmcılar tarafından şiddetle eleştirilmiştir [296]. Sonuç olarak onlar, zamanın mevcut olmadığı kanaatine varırken; olaya varlık­sız zaman olmayacağı açısından bakmışlardır. Varlığın yaratılmış olduğu, sahih akıl ve sahih naslara göre kesin olduğu için, ezelde varlık ve zaman adına bir şeyden bahsetmek mümkün değildir. Esasen ezel bir varlığa sahip olmayıp, Allah'a nisbet edilen selbî bir sıfattır. Eğer zamanın gerçekte bir varlığı olsaydı, Allah'ın zamandan tenzih edilmesi mümkün olmaz, zaman onu da sınır­lardı [297]. Ayrıca halk, ibda, inşâ, tekvin, fâtır ve samed kelimeleri­nin ortaya koyduğu manalara ait ayetlerle, Allah'ın doğmamış ol­duğunu, bir benzerinin bulunmadığını, başka bir şeye muhtaç ol­madığını beyan eden ayetler de, dolaylı olarak Allah'ın ezelî oldu­ğunu, ondan başka hiçbir varlığın bu sıfatlarla nitelenemeyeceğini göstermektedir. Allah, ezelî yaratıcı ve ebedî kadirdir. O'nun ezelî varlığı zorunludur. Bilgisi, varlığına; fiili, bilgisine bağlı olup, varlığı gibi bilgisi ve fiili de ezelî ve zorunlu olup, o bunlarsız düşünüle­mez .[298] Allah'ın sıfatlarında bir öncelik sonralık düşünülemez. Bakara sûresi 255, Âl-i İmrân sûresi 2. ayetlerdeki hayyun , Mü'min sûresi 65. ayetteki hayâtun kelimeleri de her canlıdan önce diri olan [299], ezelden beri hazır ve nazır [300] diye tefsir edilmiş­tir.

Hadislerde de ezelî ile aynı manaya gelen kadîm kelimesi zik­redilmektedir. [301] Yine hadislerde “kendisiyle birlikte hiç bir şey yokken Allah vardı” [302]; gibi ifadeler, İslam alimleri tarafından, Al­lah'ın ezelî olduğu manasında anlaşılmıştır. Kur'ân ve sünnetteki, Allah'ın varlığının bir başlangıcı bulunmadığı anlamındaki doğrudan ve dolaylı ifadeler sebebiyle, Allah'ın ezelî olduğu hususunda bütün Müslümanlar ittifak halindedir [303].

Vahdet-i vücutçu düşünürlere göre Allah'ın dışındaki bir ta­kım varlıklara da ezelîlik sıfatı nispet edilebilir. Ayân-ı sâbite'nin Allah'ın ilminde ezelî olduğu, bunun nisbi ve itibari bir ezelîyet olup, gerçek anlamda ezelîliğin yalnız Allah'a ait olduğu, buna işa­ret etmek için ezel-i mutlak ve ezelu'1-âzâl terkiplerinin kullanıldığı nakledilmektedir [304]. Ezelî kelimesinin, yok olması imkânsız var­lık [305]; fena ve zevalden münezzeh, ölmez varlık [306] şeklindeki açık­lamalara göre, ezelî'nin varlığı için bir başlangıç düşünülemez. Çünkü O, sürekli olarak vardır; var oluşu başkasına bağlı değildir; bunun için onun illeti yoktur. Ezelî varlık değişim geçirmez. Eksik­likten tamlığa doğruda olsa başkalaşmaz. Ezelî'nin eksik varlık olması mümkün değildir. O, kendisini yetkin kılacak bir duruma doğru değişime uğramaz. Bu nedenle, ezelî varlık zorunlu olarak tamdır.

Bir başka husus ise, maddî varlığın cinsi ve türleri olup, ezelî varlıkta böyle bir şey söz konusu değildir. Bu yaklaşımla akli delil­ler gösterilerek hareket ve zamanın da ezelî olmadığının ispatına gidenler olmuştur. Sonuç olarak sadece gerçek bir'in, yani Allah'ın ezelîlikle nitelendirilebileceği ortaya koyulmaktadır [307]. Tam anlamıyla ezelî olanın, sadece ilk varlık, yani Allah olduğu, ilk varlığın diğer bütün varlıkların ilk sebebi olduğu, bütün eksikliklerden mü­nezzeh, bilfiil ve bil kuvve var olduğu, yahut herhangi bir şekilde yokluğunun mümkün olması düşünülemeyeceği, ezelî olması için varlığının geriye doğru devam ermesini sağlayacak başka bir şeye ihtiyaç göstermeksizin, varlığının sürekli oluşu hep ezelîliği açıkla­yan hususlardır [308].

Aristo'nun, âlemin ezelîliği konusundaki görüşlerinin etkisiyle, Yeni Eflatuncu sudur teorisinden de yararlanarak, ibn Sînâ ve Farâbi, ezelîliği iki kısımda değerlendirmiştir. Tanrı, zat ve mertebe bakımından ezelîdir. O, illeti bulunmayan varlık olup, kendisinden başka varlıkların illetidir. Ancak bu illet ezelîdir. Ezelî olduğu için bu illetin eserlerinin de ezelî olması gerekir. Bu da âlemin bir eser olarak zaman bakımından ezelî olduğu sonucunu doğurmakta­dır [309]. Bu görüş, ehli sünnet kelâmcıları tarafından reddedilmiş­tir [310]. Yokluk ve zıtlık ise ancak ay ve feleğin altındaki varlıklar için söz konusudur [311].

İslâm filozoflanyla kelâmcılar arasında Allah'ın zat bakımın­dan ezelî olduğu konusunda görüş birliği vardır. Konuyla alâkalı ihtilaf, Allah tan başka ezelî varlık kabul etme hususundadır. Ke­lâmcılar, Allah'ın zat ve sıfatlarından başkasının ezelî olmayacağı görüşünü savunurlarken, İbn Sînâ ve Farabi (339/950) gibi İslam filozofları, Allah'ın zatı yanında, âlemin zat bakımından Tanrı'ya bağlı ve ondan sonra, zaman bakımından ise ezelî olduğunu sa­vunmaktadırlar. Feyz ve sudur sürecinde yer alan akıl, nefis ve fe­lekler gibi kozmik varlıklar; bu cümleden mütalaa etmişlerdir. Kelâmcılar tarafından şiddetle eleştirilmelerinin etkisi, onlan bu gö­rüşlerinde ısrardan vazgeçirmiştir [312]. Nitekim Farabi, bu konuda biraz daha ileriye giderek, Allah zaman olmaksızın bir anda feleği yaratmış ve bu hareket sonucunda, zaman meydana gelmiştir [313] derken, bunu ortaya koymuştur.

Bilimî, günümüz itibarı ile kanaati, varlığın zamanını berabe­rinde taşıdığı ve evrensel bir şimdinin olmadığı şeklinde özetlene­bilir. Evrenin ezelîyet fikri bilime göre yanlıştır. Ne uzay, ne de zaman ilk tekilliğin içinde geriye uzanıp gidemez, Evrenin oluşum devrelerinin kabul edilmesi, evrenin ezelî olmayıp, yaratılmış ol­duğunun kabul edilişini göstermektedir. Evreni saatin parçaları gi­bi görüp; tanrının evreni bu parçalardan mutlak zaman ve mutlak mekânda yaratmış olduğunu düşünen Newton'un anlayışı çoktan iflas etmiştir [314].

İslam inancına göre, Allah için bir başlangıç ve son yoktur. O, hep vardı ve sürekli var olacaktır. Onun hakkında, olmadığı bir zaman düşünülemez. Düşünülürse sonradan olduğu kabul edilmiş olur ki bu taktirde tanrı olamaz. Ezelî bir varlığın kabul edilmemesi durumunda ontolojik, kozmolojik ve teolojik deliller hiçe sayılmış olur. Zira, her üç delil de tanrının ezelî olduğu ilkesine dayan­maktadır. Onun yokluğunu, mantıken kabul edilemez diye yola çıkan ontolojik delil, kozmolojik delil olarak kabul edilen ilk sebep terkibindeki ilk kelimesini de içermektedir. Zira ilk kelimesi, zaman açısından değil, varlık adına bir şey yokken o vardı demektir. Yok­sa ilk kelimesi öncelik ifade etmez. [315] Başka bir şeyden var ol­mayan, varlığı başka bir şeye istinad etmeyen, kendisinden önce zaman da bulunmayan kadîm ve ezelî varlık, yüce Allah'tır [316].

Kelâmcılar, varlıkları tasnif ederken ezelî kısmında yalnız yüce Allah'ı zikretmektedirler [317]. Ezelî kelimesinin, nispet ifade etmesi­nin, ezelî olanın ezelîyetini, bir başka şeyde kazandığını düşünmek yanlıştır [318]. Çünkü bu durumda, Allah ezelî olmak için bir başka şeye muhtaç olmuş olur ki bu tutarsız bir fikirdir. Ezel kelimesi, açıklanmaya başlanırken, Allah'ın gerek zatı gerekse sıfatlarının, başka bir şeye muhtaç olmadan, ezelde var olduğuyla ilgili açık­lamalar yapılmıştır. Buna göre ezelî; hiç evveli olmayan, varlığı bulunmaksızın herhangi bir zamanın geçmemiş olduğu anlamını ifade etmektedir. Kur'an da kadîm kelimesi, ezelî kelimesinin ifade ettiği manada kullanılmayıp, eski, çok önceleri manasını ifade eden zamansal bir bağlamda kullanılmıştır. Bilimin ve ilmin gü­nümüz itibarı ile varlığa ve zamana bakışı, ezel ile b...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Süresizlik İfade Eden Kelimeler
« Posted on: 19 Nisan 2024, 07:16:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Süresizlik İfade Eden Kelimeler rüya tabiri, Süresizlik İfade Eden Kelimeler mekke canlı, Süresizlik İfade Eden Kelimeler kabe canlı yayın, Süresizlik İfade Eden Kelimeler Üç boyutlu kuran oku Süresizlik İfade Eden Kelimeler kuran ı kerim, Süresizlik İfade Eden Kelimeler peygamber kıssaları, Süresizlik İfade Eden Kelimeler ilitam ders soruları, Süresizlik İfade Eden Kelimelerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes