๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda İnsan Psikolojisi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 13 Şubat 2011, 23:03:47



Konu Başlığı: Sonuç ve Öneriler
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 13 Şubat 2011, 23:03:47
SONUÇ VE ÖNERİLER

 Yapmış olduğumuz bu çalışmada, Kur'an'da tevhîd eğitiminin boyutunu araştırmaya çalıştık. Bu çalışmada bilhassa şu hususları yakînen gördük:

1. Tevhîd, Kur'an'ın temel konusudur. Onu anlama­dan, insanı da, kâinatı da, hayatı da, ölümü de anlamak mümkün değildir. Eğer tevhîd iyi anlaşılmazsa, her şey koyu bir karanlık içinde kalır yollar çıkmaza girer.

2. Tevhîd, insanın hürriyete kavuşmasını hedef almak­tadır. Çünkü onun zıddı olan şirk, insanın, kendi emrine ve hizmetine verilmiş olan yaratıklara köle olmasından başka bir şey değildir.

3. Tevhîd insanı, sadece Yaratan Rabbe ibadete yöneltmekte, aklı da hurafe ve vehimlerden kurtarmak­tadır.

4. Tevhîd insanları, ilâhlık iddiasında bulunan insan­ların sultasından kurtarır, sadece yaratıcı güç karşısında isteyerek boyun eymesini, tevazu göstermesini ve nan­körlük etmemesini ister. Onun için, şirki savunanlar, şu ya da bu adlar altında sunulan sahte tanrıların gölgesinde insanları sömürenler, başlangıçtan beri peygamberlerin bu tevhîd davetine, çeşitli metodlarla karşı çıkmışlardır.

5. Tevhid, hayatta amacı belli ve dengeli bir kişiliğin oluşmasına yardım etmektedir. Çünkü, razı edeceği tek bir yaratıcı güç vardır. Bu sebepten tevhide inanan kişi, kişilik çatışmalarına da girmez. Kalbini çeşitli tanrılar arasında taksim eden kişi, hiç bir zaman huzurlu da değildir- Onun için Hz. Yusuf şöyle bir soru sorar zindan arkadaşlarına:

"Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı bir sürü sahte rabler mi iyidir, yoksa her şeyden üstün tek Allah mı?"[319]

Bu konuda Allah, çekişip duran bir çok ortakların sahip olduğu adam (köle) ile yalnız bir kişiye bağlı olan bir adamı misâl olarak verir. Sonra da, "Bu iki kişi eşit midir.?" diye sorar.[320]

Görülüyor ki inanan insan, tek efendisi olan, onun neden razı olduğunu ve neye kızdığını bilen köle gibidir. Müşrik ise, çok efendisi olan köle gibidir. Her biri bir başka yöne yöneltir. Onların çelişkileri arasında zorlanıp kalır.

6. Tevhîd insana güven verir. Rızık endişesi, ölüm, nefs, çoluk çocuk, cin, ölümden sonraki hayat gibi bir sü­rü korkuların etkisi altındadır insan. İşte tevhid sayesinde bu korkulandan kurtulur.

Muvahhid mü'min sadece Allah'tan korkar. Çünkü bu korku, diğer korkuları gideren bir korkudur. Ve bu korku hikmetin (söz ve fiilde isabetliliğin) başıdır. Bu sebepten inançlı insan her zaman bir sükûnet içinde olur. Bu konuda Kur'an Hz. İbrahim'le, müşrik olan kavminin konuşmasını bize hatırlatır:

O'nu batıl tanrı ve putlarıyla korkutmaya çalıştıkların­da, onları hayrete düşürecek bir şekilde şöyle karşılık verir:

"Allah'a ortak koştuklarınızdan nasıl korkarım? Oysa siz, Allah'ın hakkında size bir delil indirmediği bir şeyi O'na ortak koşmaktan korkmuyorsunuz, tki taraftan hangisine güvenmek daha gereklidir, bir bilseniz."[321]

Yine Kur'an, inanıp da imânlarına zulüm (şirk) karıştırmayanların güven içinde olduklarını bildirir.[322]

İnanan insanın emniyeti, kendi içinden gelmektedir. Çünkü hayatta yapmış olduğu her şeyin bir manası vardır. Her şey yerli yerindedir. Hatta zaruret dolayısıyla, bazı haramları irtikâb etmişse bile bir açıklaması vardır.

7. Tevhîd insanın hırslarını kontrol altına alarak ira­desini eğitir. Böyle olunca hayata umut, güven ve tevek­külle bakar. Belalar karşısında sabreder, yaratıcının imtihanları karşısında birden sarsılmaz. Başına hangi sıkıntı gelirse gelsin, Allah'a sığınır, kalbini O'na yöneltir, O'ndan yardım bekler, O'na dayanır, zararın telafisinde, hayrın gelmesinde, O'ndan başkasından bir şey beklemez. O'ndan başkasına yüz suyu dökerek yardım dilemez. Çünkü:

"Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik dilerse, O'nun nimetini engelleyecek yoktur. O'nu kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, merhametlidir."[323]

Hud peygamberi kavmi putlarla korkutmaya yelten­diğinde, şu karşılığı verir:

"... Ben Allah'ı şahit tutuyorum; siz de şahit olun ki ben sizin ortak koştuklarınızdan uzağım. O'ndan başka (taptıklarınızın hepsinden uzağım.) Haydi hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin.... Ben, benim de Rabbım, sizin de Rabbınız olan Allah'a dayan­dım. Çünkü yürüyen hiç bir varlık yoktur ki, O, onun perçeminden tutmuş (tasarrufunu elinde bulundurmuş) olmasın. Şüphesiz Rabbım dosdoğru yoldadır."[324]

Bu âyetlerden anlıyoruz ki îmân insanda, güvenli bir nefis, kararlı bir azim, gevşemeyen ve boyun eymeyen bir şahsiyet, korku ve çekingenlik tanımayan bir ruh mey­dana getirmektedir. Çünkü inançlı insan, gücünü Allah' tan almaktadır. "Kim Allah'a tevekkül ederse, bilsin ki, Allah güçlüdür, hakimdir."[325]

8. Tevhid, insanî kardeşliğin ve barışın da temelini teş­kil eder. Hayatta bazıları bazılarına rablık iddiasında bulunursa, asla kardeşlik ve eşitlikten bahsedilemez. Ama hepsi tek bir yaratıcının kulu olursa, işte bu düşünce, gerçek manada eşitliğin ve kardeşliğin temelini oluşturur.

İşte bunun içindir ki Allah Hz. Peygamber'den, yabanacı devlet adamlarına mektup kaleme alırken, özellikle şu noktayı vurgulamasını isterdi:

"... Ey Ehl-i Kitab! Sizinle bizim aramızda müşretek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın...."[326]

9. Kur'an, getirmiş olduğu tevhîd yoluyla, insanların kirlenmiş ve bozulmuş inançlarını da temizlemiş, yerine doğrusunu koymuştur. Âdeta tevhîd dışı düşünce ve inançları, virüs girmiş bilgisayar programların temizlen­mesi gibi bir ameliyeye tabi tutmuştur. Bu sebepten Kur'an şirk virüslerine karşı insanları sık sık uyarmıştır. Çünkü şirk insanlık için bir zillettir, zulümdür, hurafelerin ve yersiz korkuların kaynağıdır.

10. Bu çalışma, psikolojik ve sosyolojik araştırmalarla desteklenseydi, şüphesiz daha da iyi olurdu. Bu konuda, çalışma yapacaklara bir temenni olarak bunu iletmek isteriz.

11. İslâm düşüncesi tarihine bakacak olursak, bu sahada pek çok eser kaleme alınmıştır. Şüphesiz bu zengin bir hazine görünümündedir. Fakat asrın idrakine İslâm'ı söyletmek istiyorsak, Kur'an'î ve Nebevi bilgiyi temel alarak, insanları inançsızlığa götüren sebepler, yeniden araştırılmalıdır.[327]


[319] Yusuf: 10/39.

[320] Zümer: 39/29.

[321] Enam: 6/81.

[322] Enam: 6682.

[323] Yunus: 1-0/107.

[324] Hud, 11/54-56.

[325] Enfâl,. 8/49.

[326] Ali İmran, 3/64.

[327] Doç. Dr. Abdullah Özbek, Kur’an’da Tevhid Eğitimi, Esra Yayınları: 135-139.