Konu Başlığı: Şirke Düşmenin Sebepleri Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 18 Şubat 2011, 18:43:19 ŞİRKE DÜŞMENİN SEBEPLERİ 1- Dünyanın çok büyük ve sınırsız kuvvetlerine sahip olmaları sebebiyle gurura kapılmaları bazı insanları aldatarak, kendilerini tanrı ilân edecek ve halkı kendilerine tapmağa zorlayacak çapta şirk ateşine düşüren faktörlerden biridir. Kur'an bunu şu şekilde doğrulamaktadır: “(Firavun) sizin en yüce Rabbınız benim” dedi. “Firavun, milletine şöyle seslendi: Ey milletim! Mısır hükümdarlığı ve memleketimde akan ırmaklar benim değil mi? Görmüyor musunuz?” [58] 2- Ataya ait gururu apaçık ortaya koymak ve halkı, atalarının bâtıl inançlarına sevketmek tam bir şirktir. Kur'an bu hususu şu şekilde te'yid eder: “Ey Muhammed! Senden önce, herhangi bir kasabaya gönderdiğimiz uyarıcıya, o kasabanın şımarık varlıkları sadece: 'Doğrusu babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerini izlemekteyiz' derlerdi.” “Gönderilen uyarıcı: “Eğer size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmiş isem de mi bana uymazsınız?' dedi. Onlar: “Doğrusu sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz”, dediler.”[59] “Onlara: “Allah'ın indirdiğine uyun” denilince, “Hayır, atalarımızı yapar bulduğumuz şeye uyarız” derler. Ya ataları bir şey akledemeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler?” [60] 3- Şirk, halkı aralarında doğru olanları da Rab tanımağa sevkeder: “Allah'ın kendisine Kitab'ı, hükmü, peygamberliği verdiği insanoğluna: “Allah'ı bırakıp bana kulluk edin” demek yaraşmaz, fakat: “Kitabı öğrettiğinize, okuduğunuza göre Rabbe kul olun,” demek yaraşır.” “Size melekleri, peygamberleri Rab olarak benimsemenizi emretmesi de yaraşmaz. Siz müslüman olduktan sonra, size inkâr etmeyi mi emredecek?” [61] “Ey kitap ehli! Dininizde taşkınlık etmeyin, Allah hakkında ancak gerçeği söyleyin. Meryem oğlu İsa, Mesih, Allah'ın peygamberi, Meryem'e ulaştırdığı kelimesi ve kendinden bir ruhtur. Allah'a ve peygamberine inanın; “üçtür” demeyin, vazgeçin, bu hayrınızadır. Allah ancak bir tek ilâhtır. Çocuğu olmaktan münezzehtir, göklerde olanlar da, yerde olanlar da O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.” [62] “Yahudiler, “Üzeyr Allah'ın oğludur”dediler; Hıristiyanlar, “Mesih Allah'ın oğludur” dediler. Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri sözdür. Allah onları yok etsin! Nasıl da uyduruyorlar.” [63] 4- Şirk, safsatayı daha da güçlendirir: “O azabın, yayılarak vadilerine doğru yöneldiğini gördüklerinde: “Bu yaygın bulut bize yağmur yağdıracaktır,” dediler. Hûd: “Hayır O, acele beklediğiniz şeydir; can yakıcı azab veren bir rüzgârdır; Rabbinin buyruğu ile her şeyi yok eder,” dedi. Bunun üzerine evlerinin harabelerinden başka bir şey görünmez oldu. Biz, suçlu milleti işte böyle cezalandırırız.” “Ey Mekkeli putperestler! And olsun ki, onları, sizi yerleştirmediğimiz yerlere yerleştirmiştik. Onlara kulaklar, gözler ve kalbler vermiştik, ama kulakları, gözleri ve kalbleri onlara bir fayda sağlamadı. Zira, Allah'ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Alaya aldıkları şeyler onları kuşatıp yok ediverdi.” [64] 5- Zenginler, şirk dolayısıyla gurura kapılıp aldanırlar: “Doğrusu uyarıcı göndermiş olduğumuz her kasabanın varlıklı kimseleri, onlara: “Biz sizinle gönderilen şeyleri inkâr ediyoruz” diyegelmişlerdir.” [65] “Malları ve çocukları en çok olan bizleriz, azaba uğratılacak da değiliz, derlerdi.”[66] “Ey insanlar! Sizi bana yaklaştıracak o-lan ne mallarınız ve ne de çocuklarınızdır; yalnız inanıp yararlı iş işleyen kimselerin, işte onların yaptıklarına karşılık mükâfatları kat kattır. İşte onlar, yüksek derecede güven içindedirler. [67] 6- Şirk, halkı, Allah'a kusur bulmağa zorlamıştır: “Cinleri -O yaratmışken- kâfirler Allah'a ortak koştular. Körü körüne O'na oğullar ve kızlar uydurdular. Haşa, O, onların vasıfladırmalarından yücedir.”[68] “Allah çocuk edinmemiştir; O'nun yanında hiç bir ilâh yoktur. Olsaydı, her ilâh kendi yarattığı ile beraber gider ve birbirinden üstün olmağa çalışırlardı. Allah onların vasıflandırdıklarından münezzehtir.”[69] “En güzel isimler Allah'ındır. O'na o isimlerle dua edin. O'nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir.” [70] 7- Şirk, halkı, peygamberleri öldürmeye teşvik etmiştir: “Ey Mûsâ! Bir çeşit, yemeğe dayanamayacağız. Bizim için Rabbma yalvar, bize, yerin bitirdiği sebze, hıyar, sarımsak, mercimek ve soğan yetiştirsin” demiştiniz de, “Hayırlı olanı daha düşük şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? Bir şehre, inin, şüphesiz orada istediğiniz vardır”, demişti. Onlara yoksulluk ve düşkünlük damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerin dendi; bu karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandı.”[71] “Doğrusu, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiç bir peygambere inanmamak üzere Allah bize ahid verdi,” diyenlere sen ey Muhammed de ki: “Benden önce peygamberler size belgeler ve dediğiniz şeyi getirdi. Doğru sözlü iseniz niçin onları öldürdünüz?” [72] 8- Şirk, kaderi, vahyi, peygamberleri ve kıyamet gününü inkâr ettirmiştir: “Puta tapanlar, “Allah dileseydi babalarımız ve biz puta tapmaz ve hiç bir şeyi haram kılmazdık” diyecekler; onlardan öncekiler de, bizim şiddetli azabımızı tadana kadar böyle demişlerdi. Onlara, “Bize karşı çıkacak bir bilginiz var mı? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve sadece tahminde bulunuyorsunuz” de.” [73] “Bunlar, Rablerinin âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenlerdir. Bu yüzden işleri boşa gitmiştir. Kıyamet günü biz onlara değer vermeyeceğiz. “And olsun ki, Musa'ya kitap verdik, ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya belgeler verdik, O'nu Ruhu'l-Kudüs'le destekledik. Size bir peygamber nefsinizin hoşlanmadığı bir şey getirdikçe, büyüklük taslayarak, bir kısmını yalancı sayıp, bir kısmını öldürür müsünüz?” [74] 9- Nefsin isteklerine uymak ve Allah'dan ziyade yaratıkları sevmek, halkı şirke sürükler. “De ki: 'Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşieriniz, akrabanız, elde ettiğiniz mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler, sizce Allah'tan, peygamberinden ve Allah yolunda savaşmaktan daha sevgili ise, Allah'ın buyruğu gelene kadar bekleyin. Allah fâsık kimseleri doğru yola eriştirmez.” [75] “İnsanlar arasında, Allah'ı bırakıp O'na koştukları eşleri ilâh olarak benimseyenler ve onları, Allah'ı severcesine sevenler vardır. Mü'minlerin Allah'ı sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir. Zalimler azabı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait bulunacağını ve Allah'ın azabının şiddetli olduğunu keski bilselerdi.” [76] [58] Zuhruf: 43/51. [59] Zuhruf: 43/23-24. [60] Bakare: 2/170. [61] Âl-i İmran: 3/79-80. [62] Nisa: 4/171. [63] Tevbe: 9/30. [64] Ahkaf: 46/24-26. [65] Sebe': 34/34. [66] Sebe: 34/35. [67] Sebe': 34/37. [68] En'âm: 6/100. [69] Mü'minûn: 23/91. [70] A'raf: 7/180. [71] Bakara: 2/61. [72] Âl-i İmran: 3/183. [73] En'am: 6/148. [74] Bakara: 2/2/87. [75] Tevbe: 9/24. [76] Bakara: 2/165. M. İ. Hafız İsmail Surti, Kur’an’da Şirk Kavramı, Akabe Yayınları, İstanbul, 1985: 26-32. |