> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Sebe Kavmi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sebe Kavmi  (Okunma Sayısı 6991 defa)
19 Eylül 2011, 23:38:07
müzzemmil

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 374


« : 19 Eylül 2011, 23:38:07 »



4. Sebe' Kavmi

Nesep âlimlerine göre, Sebe'nin adı, Abdu'ş-Şems'dir. Abdu'ş-Şems, Yeş-cüb'ün oğludur. Yeşcüb, Ya'rub'un oğludur. Ya'rub da Kahtan'm oğludur. Kendisi İlk şarap satın alan arap olduğu için Abdu'ş-Şems'e Sebe' adı veril­miştir. Sebe' Yemen'de büyük bir şehrin ve orada yaşayan kavmin ismidir. Bu şehir, Nemi Sûresinde (27/23-44) kendisinden söz edilen kraliçe Bel-kıs'ın idare ettiği ülkenin başkenti idi. Kurucusu Sebe1 olduğu için, belde ve halkı onun adıyla anılmıştır. Güneşe tapan bu halk, Belkısı'm idaresinde Hz. Süleyman'a itaat ederek memleketlerini kurtarmış ve medeniyet ala­nında ilerlemişlerdir.[245]
Sebe1, Güney Arabistan'da yer alan ve halkı ticaretle tanınmış bir ülkey­di. Baş şehri de, Kuzey Yemen'İn merkezi SanVnın kuzeydoğusunda bulu­nan ve takriben 55 mil mesafede olan Ma'rib kenti idi. Main Krallığının yı­kılışından sonra da, M.Ö.yaklaşık 1100 yıllarında güç kazandı ve bin yıl bo­yunca Arabistan'da hüküm sürdüler. Daha sonra MÖ. 115 yılında onların yerini Himyeriler aldı. Sebe'liler, bir taraftan Afrika kıyıları, Hindistan, uzak doğu ve Arabistan'ın iç kısımlarının dahi! olduğu yerlerde cereyan eden tüm ticari faaliyetleri, diğer taraftan Mısır, Suriye, Yunanistan ve Roman­ya'ya yönelik ticareti ellerinde tutuyorlardı. Ticaret ve alış verişin yanında ulaştıkları bu refahın başka bir sebebi de, ülkenin birçok yerinde barajlar İnşa etmiş ve sulama maksadıyla yağmur sularım toplamış olmalarıydı, Bu tesislerle ülkeyi gerçek bir bahçeye çevirmiş bulunuyorlardı. Yunan tarihçi­lerine göre o devirlerde dünyanın en zengin kimseleri bunlardı.[246]
Mevdûdi'nin belirttiğine göre, Sebe' büyük bir Güney Arabistan kav­miydi. Eski çağlarından beri bu Arap kavmi, bütün dünyaca bilinmekte ve M. Ö 2500 tarihli Ur kitabelerinde bu kavimden "Sebum" diye bahsedil­mektedir. Bundan başka Babil ve Asur yazıtlarında ve Kitab-ı Mukaddes'te Sebe'îilerin zenginlikleriyle meşhur bir kavim olduğu belirtilmektedir.[247]
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, başlangıçta güneşe tapan bu halk, daha sonra kraliçelerinin, Hz. Süleyman zamanında imana gelmesinden (M.Ö. 965-926 ) sonra muhtemelen çoğu Müslüman oldu. Fakat zamanı tam tes-bit edilememektedir. Daha sonraki bir dönemde Allah'ı bırakıp tekrar tan­rılara tapmaya başladılar."[248] Seyyid Kutub, Sebe'liierin verimli topraklara sa­hip oldukannı, günümüze kadar bunun izine rastlamanın mümkün oldu­ğunu ve medeniyette ilerlemiş olduklarını ifade etmektedir. [249]
 
a. Sebe' Kavmine Sunulan Nimetler
 
Yemen'de dedelerinin ismiyle anılan bir kabile olan Sebe' halkına bir ka­dın hükümdarlık ediyordu. Bu kadının ismi Şerahil kızı Belkıs'tır. Babası yemen hükümdarı olup Belkıs'tan başka çocuğu yoktu.[250]
Belkis'a kralların ihtiyaç duyduğu mal, servet gibi her şey verilmiş bu­lunmaktaydı. Ayrıca büyük bir tahtı da vardı. Hatta tahtının altın ve gümüşten olduğu ve zümrüt, inci, yeşil ve kırmızı yakutlarla, kıymetli ve çe­şitli mücevherle süslü olduğu söylenmiştir.[251]
Belkıs ve kavmi güneşe tapıyorlardı. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş ve onları Allah'a secde etmekten ve doğru yoldan alıkoy­muştu fbkz. Nemi, 27/23-25). Süleyman {a.s), ona "Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla" başlayan ve kendisine itaat ederek Müslüman olmalarım is­teyen bir mektup yollamıştı (bkz. Nemi, 27/30-31). Belkıs, ülkesinin ileri gelenleri ile bu durumu görüşmüş ve Süleyman (a.s) a elçiler göndermiş ve hediyeler sunmuştu. Süleyman (a.s), hediyeleri reddetmiş ve onun tahtının getirilmesini emretmiştir. Belkıs, Süleyman (a.s) in huzuruna gelince tahtı ona gösterilmiş, ilk anda gördüklerine inanamamış ve nihayet teslimiyetten başka çıkar yol olmadığım farketmiştir. Kur'ân'm ifadesiyle, Allah'tan baş­ka taptığı şeyler ve dünya saltanatı onu Allah'a kulluk etmekten alıkoymuş­tu. Bütün bunlardan sonra "...Süleymanla beraber, âlemlerin Rabbi olan Al­lah'a teslim oldum." diyerek Müslüman olmuştur.'[252]
Mevdûdi'nin beyanına göre, Belkıs ile birlikte onun kavminin çoğu Müslüman olmuştur.'[253] Belkıs'in ve kavminin Hz. Süleyman'ın risâletıne inanarak Müslüman olmaları ve Allah'a teslimiyet göstermeleri onlara Allab'm bir in'am ve ihsanıdır. Güneşe tapan bir toplumun Müslüman nl tevhide ermesi kadar büyük bir nimet tasavvur edilemez. Allah Teâl"' onlara lütfettiği en büyük nimet budur. Bu sebeple biz, Sebe' kavmine nulan nimetlerin başında "hidâyete erdirilme" nimetini zikrettik. Zira dü ya ve âhirette saadete ermenin temel unsuru budur. Diğer nimetler bu n' mete göre geçici ve tükenmeye mahkumdur.
Sebe' kavmine sunulan nimetieri ve oturdukları yerlerin bir ibret ma halli olduğunu Kur'ân-ı Kerim şöyle beyan etmektedir: "Andolsun, Sebe1 kavmi için oturduğu yerlerde büyük bir ibret vardı. Biri sağda, diğeri solda iki bahçe vardı. (Onlara:) Rabbinizin rızkından yeyin ve O'na şükredin İs­te güzel bir memleket ve çok bağışlayan bir Rab!"[254]
Seyyİd Kutub'un ifade ettiği gibi, kıssa, Sebe'lilerin içinde bulundukları nimet, bolluk ve refahı anlatmakla başlamaktadır. Onlara , bol bol nzık ve nimetler verilmiş ve güçleri yettiği kadar bu nimetlere karşılık şükretmele­ri istenmiştir. Âyet-i Kerime'de sözü edilen sağlı sollu bahçeler, Sebe' kav­minin sahip olduğu nimet, bereket ve müreffeh hayatın bir işaretidir. Dola­yısıyla âyet-i kerime onlara, nimeti veren ulu Allah'ı hatırlatmakta, şükre­derek Allah'ın verdiği rıziktan faydalanmaları emredilmektedir. "Rabbini­zin verdiği rızıktan yeyin ve O'na şükredin" ilâhî mesajı ile nimeti unutma­maları hatırlatılmaktadır. Ayrıca güzel bir şehir ve nimetlere karşı şükürde kusurdan dolayı oluşan günahlardan vazgeçmek suretiyle bağışlanma ni­meti zikredilmektedir. Yeryüzünde cömertçe verilmiş nimet ve saadet, gök­te ise bağışlanma ve mağfiret tecelli ediyor.[255]
Maddi ve manevî nimetler yağmur gibi aynı anda üzerlerine boşanıyor. Maddi ve manevî nimetlerin birlikte lütfedilmesi saadet ve huzurun en üs­tün derecesidir. Sebe' halkı bu sebepten hakikî mün'ime şükretmeye ve O'na kulluğa davet ediliyor. "Onların meskenlerinde kendileri için bir âyet. bir ibret vardır" tabirinde, bu âyet, zikrolunan iki cennet zannedilin & Zemahşerî'nin belirttiği üzere yaİnız o değil, kıssalarının tamamıdır.[256]
Sebe1 halkı, Allah'a şükretmeleri gerekirken bundan yüz çevirdiler- Hal­buki sağ ve soldan iki cennet, iki taraflı bağlar, bostanlar, halk dili ile lardi ki, "Rabbinizin rızkından yeyin de O'na şükredin" yani, bu ni değerini bilerek ona göre ibadet edin, çünkü beldenizi hoş bir belde>s derece şirin bir belde, Rabbiniz ise, bağışlaması çok bir Rabdir. Onun '> şükrünü bilin de iyi hizmet edin[257]
Bir beldenin tabiî güzelliklere sahip olması, her türlü ekim ve ziraata uvsun olması, ulaşım imkanlarının kolaylığı, ekonomik ve iktisadî yönden canlı]ıeı, iklim ve tabiat şartlan açısından yaşama elverişli olması, bağ, bah­çe park ve yeşillikleriyle, akarsu ve ormanlarıyla kapiı olması, o belde hal­kına sunulan en Önemli nimetlerdendir. Senenin büyük bir kısmını, ağır kış şartları altında geçirme zorunluluğu olan bir şehir, bölge vb. halkının sos­yal şartları ile, yılın büyük bir kısmımmn ekime, dikime ve maişet temini­ne müsait olduğu bir belde halkının hayat şartları arasında çok büyük fark­lar vardır. Sebe' kavminin yaşadığı bölgenin hoş ve iatif olduğunu Allah Te-âlâ Kur'ân'ında belirtmektedir. Hoş beldeyi hazırlayan ve onların hizmeti­ne sunan yüce yaratıcıya boyun eğmek, ve O'na şükretmek onların en önemli vazifesidir.
Allah Teâlâ, onların yurdu ile, içlerini bereketli kıldığı kasabalar arasın­da birçok şehirler meydana getirmiştir. Sebe1 halkının yaşadığı hoş beldeye münasip, uyumlu, emniyetli, güvenli şehirlerin oluşturulması da ayrıca on­lar için bir nimettir. Bir ülkenin sınır komşularının güvenilir olması, can, mal ve namus emniyeti açısından bunlarla her türlü tecavüze karşı dost ve kardeşçe bir siyasetin izlenmesi, önemli bir husustur. Böyle bir emniyete sa­hip bir ülke, her sahada kalkmabüir ve üstün medeniyetler kurabilir. Aksi­ne böyle bir güvenceye sahip olmayan bir ülke, başını gerek iç ve gerekse dış fitne ve anarşiden, tecavüzden, terör ve tehlikelerden kurtaramaz. Bir ülke­nin iç ve dış tehditlerle uğraşması, her türlü gelişme ve kalkınmasının önünde büyük bir engel teşkil eder. Bugünkü dünya konjonktürüne baka­rak Avrupa devletlerinin her sahada kalkınması ve gelişmesini, sınır, yani komşu ve sınır güvenliğine ve iç huzurlarına bağlayabiliriz.
Aşağıda sunacağımız âyet, Sebe' halkının böyle bir güvence içinde yaşa­dığına , dost ve kardeş şehirlerle sırt sırta bir emniyet yumağı oluşturduğu­na işaret etmektedir.
Onların yurdu ile, içlerini bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, Kolayca görünen nice kasabalar var ettik ve bunlar arasında yürümeyi ko­naklara ayırdık. Oralarda geceleri, gündüzleri korkusuzca gezin dolaşın de-•k-   [258] Elmalı'lmm belirttiğine göre, bereketli kasabalardan maksat, Şam •yandır. "Görünen nice kasabalar" tabirini Katade, sırt sırta bitişik diye sır etmiştir. Allah Teâlâ, o kasabalarda yolculuğu belirli miktar üzere ter-P ve tanzim etmiştir. Her bir yolcu için birer istasyon ve merhale halinde idi. Bir kasabadan çıkan kişi azık taşımadan, açıkta yatmadan ve tehlik görmeden diğerine gidebilirdi.[259]
O sırt sırta inşa edilmiş kasabalar içinde geceleri ve gündüzleri emniyet ve asayiş iie gezip dolaşmak mümkündü. Âyetten anlaşıldığına göre, yalmz Sebe' değil, Yemen'den Şam'a kadar Arabistan baştan başa baymdtr Malde idi. Elmalı'İınm dediği gibi bu çok dikkat çekici bir olaydır.[260]
Sebe'liler yolculuğa çıktıklarında, bir kasabada geceler, değerinde de kaylûle (öğle) uykusuna yatarlardı. Kendi ülkelerinden Şam'a kadar her­hangi bir azık taşımaya ihtiyaç duymazlardı. Bir kasabadan diğerine kadar olan yolculuğun müddeti yarım gündü. Bi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Lütfen Namazlarımızı Kılalım Namazlarınızı Sanal & Real Yaşam için Terketmeyiniz !!!

İlim Dünyası Ailesi
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sebe Kavmi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 04:19:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sebe Kavmi rüya tabiri,Sebe Kavmi mekke canlı, Sebe Kavmi kabe canlı yayın, Sebe Kavmi Üç boyutlu kuran oku Sebe Kavmi kuran ı kerim, Sebe Kavmi peygamber kıssaları,Sebe Kavmi ilitam ders soruları, Sebe Kavmiönlisans arapça,
Logged
07 Temmuz 2016, 21:21:43
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 07 Temmuz 2016, 21:21:43 »

Esselamu aleykum.Sebeb kavmi allahin emrine uymayan sapkinlik yapan ve allahin azabina ugrayip herkese ders olan kavimdir.Rabbim bizleri onun yolunda giden kullardan olalim inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes