> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullah
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullah  (Okunma Sayısı 1460 defa)
20 Mart 2011, 17:49:07
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 20 Mart 2011, 17:49:07 »



NİMETLE ŞIMARIKLIK VE ŞIMARIKLAR HAKKINDA SÜNNETULLÂH
(NİMETLE ŞIMARIKLIK KÂNUNU)

 Teref Ve Mütrefin Anlamı:

 Lisânu'l Arab'da [1] (et-Terefu): Bolluk ve rahat içinde olmak, (et-terfetu):

Nimet, (Etrefethu'n nime); Nimet onu azdırdı (şımarttı), Nimet ve bolluğun şımarttığı, dünyânın lezzet ve şehvetlerinde yüzen kimse demektir, (Recülun mütraf): Zengin adam" denilmektedir.

Râğıb (502/1108)'ın Müfredât'ında [2] şöyle denilmektedir: 

(et-Teref): Nimetle bolluk demektir".[3]
 
Teref Ve Mütrefin Üç Özelliği:

 (et-Teref) ve (el-Mütref) kelimelerinin lügat mânâlarından üç özellik ortaya çıkmaktadır:

1- Teref", nimetin verdiği şımarıklık, "Mütref" ise nimet ve bolluğun şımarttığı kimsedir.

2- Teref", nimet sebebiyle azmak, "Mütref" ise nimetin azdırdığı kimsedir.

3- Teref", dünyânın lezzetleri içinde bolluk ve genişlik, "Mütref" ise dünyânın lezzet ve şehvetlerinde bolluk ve genişliğe kavuşmuş kimsedir.[4]

 Hakk'i Red Ve Tekzibe Koşmak Mütref’lerin Adetlerindendir:

 Lezzet ve şehvetlere daldıklarından ye nimetin vermiş olduğu şımarıklıktan ötürü, mütrefler âdetleri gereği, herkesten önce Allah'ın peygamberlerini yalanlamaya ve onların getirdikleri Hakk'ı reddetmeye koşarlar. Bunu yaparken de mal ve çocuklarının çokluğuna, güç ve makamlarının rahatlığına, taraflarının kalabalık oluşuna ve insanlar arasındaki prestijlerine dayartır ve bu meziyetlerini öne sürerler. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Biz hangi ülkeye uyarıcı gönderdikse mutlaka oranın varlıkla şımarmış kimseleri: 'Biz, sizin gönderildiğiniz şeyi inkâr ediyoruz' dediler. Ve dediler ki: 'Biz malca ve evlatça daha çoğuz, biz azaba uğratılacak değiliz'. De ki: 'Rabb'im, dilediğine rızkı yayar ve kısar; fakat insanların çoğu bilmezler" [5]

Bu âyet-i Kerîme mütreflere uygunluk arzeden bir âdeti ve onların, Allah'ın peygamberlerini yalanlama ve Rabb'lerinden getirdiklerini reddetme konusundaki tutum ve konumlarını ortaya koymaktadır. Allah hiçbir kasabaya peygamber göndermemiştir ki, lider durumundaki makam ve servet sahibi mütrefler onları yalanlamasın. [6]

Yalanlamak mütreflere mahsûstur. Çünkü onlar, çoğunlukla dünyâ süs ve zînetiyîe bizzat meşgul oldukları,, dünyânın şehvetlerine düşkünlük kalplerine galebe çaldığı ve kendileri gibi olmayanları da küçümsedikleri için, kendilerine gönderilen peygamberleri yalanlayanların ilki olmuşlardır [7]. Bir de âyette geçtiği üzere "Biz sizin gönderildiğiniz şeyi inkâr ediyoruz" dediler. Peygamberleri yalanlama sözünün, başkaları da aynı şeyi yapmakla beraber, mütreflere (varlıklılar) nisbet edilmesinin sebebi şudur:

Çünkü zenginler, bu sözü söyleme konusunda öncü konumundadırlar. Görmüyor musun Allah Teâlâ müstekbir azgınlara şu sözü söyleyen ezilmişlerden bahsederken şöyle buyurur:

"Siz olmasaydınız, elbette biz inanan insanlar olurduk" [8]

 Yalanlama Konusundaki Gerekçeleri:

 Onların peygamberleri yalanlamalarındaki ileri sürdükleri gerekçelerini Allah (c.c.) şu âyetinde şöyle hikâye etmektedir:

"Biz malca ve evlatça daha çoğuz, biz azaba uğratılacak değiliz"  [9]

Yâni, mallarımız ve çocuklarımız sizden daha çoktur. Veya mal ve çocuklarımız cidden çok fazla olduğundan (güç ve karar mercii) hakimlerin, emirlerin ve meliklerin korkusu, düşmanın galibiyeti ve insanlara söz geçirmemek gibi evlat ve mal çokluğunun verdiği lezzeti acıya çeviren her hangi bir azabla azaplanmayız. Bu varlıkla şımarmışların (mütref) sözlerinin özeti ve dayanakları şudur:

Onlar, içerisinde her hangi bir ceza söz konusu olmayan nimetler içinde olduklarını iddia ederler. Bu ise, yanlış kanaatlarınca, Allah’ın onlara olan ikramının ve hoşnutluğunun bir delilidir. Hem sonra Allah (c.c), şirklerinden dolayı onlara kızmış olsa idi bu nimetleri vermezdi. Allah Teala onların bu gerekçelerini reddederek şöyle buyuruyor:

"De ki: 'Rabb'im, dilediğine rızkı yayar ve kısar ". Yâni Allah, rızkını genişletmeyi dilediğinin rızkını genişletir, dilediğinin ise daraltır. Allah Teala'nın nice zenginleştirdiği itaatkarlar ve fakirleştirdiği asiler vardır. Bazan da kimi âsi ve itaatkârı zengin kılarken, kimisini de fakir kılar. Bütün bunları hikmet ve dilemesi (meşîet) gereği yapar. Fakat insanların çoğusu, Allah'ın kullarına rızkı daraltması ve geniş tutmasındaki hikmeti bilmezler. [10]

 Mütreflerin Yaşama Biçimleri:

 Mütrefler, sâdece dünyânın lezzet ve şehvetlerine önem verir ve bu uğurda mal toplarlar. İnsanlarda bulunan çirkinliklere aldırış etmezler. Ve bu çirkinlikler, onları harekete geçirmediği gibi, insanları onlardan sakındırmazlar da. Çünkü onların bütün meşgale ve gayretleri yalnızca zevk u safadır. Keşke âhiret hesabına ve âhiret nimetleri uğruna çalışsalardı! Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Sizden önceki nesillerden akıllı kimselerin, yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan menetmeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından, ancak kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine düşüp şımardılar ve suç işleyenler olup çıktılar" [11]

(Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine düştüler) âyetindeki zulmedenlerden maksat, kötü şeylerden (münkerât) sakındırmayanlardı. Yâni, dînin büyük bir rüknü olan Emr-i Bi'l Ma'rûf ve Nehy-i Ani'l Münker'e önem vermezler. Ancak azgınlığa ve nimetlerle şımararak şehvetlere dalmaya, liderliği ele geçirmeye, servet toplamaya, rahat yaşamanın sebeblerini (yollarını) aramaya önem verir ve bu uğurda gayret gösterirler. Âhirette kendilerine fayda verecek diğer şeyleri terk ederek arkalarına atarlar [12].
 
Mütreflerin Müslüman Cemâat Karşısındaki Konumu Ve Cemâatin Tavrı:

 Hakk'ı reddetmek ve peygamberleri yalanlamak mütreflerin âdetleri; şehvetlere dalmak, rahat yaşantı, konfor ve toplumsal çirkeflikler karşısında hareketsiz kalmak ise hayat prensipleridir. Buna göre onların, müslümân cemaata mâni olma, dâvayı engelleme ve insanları ondan ürkütme gibi görevle vazifeli bir konumda oldukları kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Çünkü onlar (cemâat), mütreflerin sahtekârlıklarını ve sapıklıklarını gün yüzüne çıkaran İslâm'a davet etmekteler. O halde cemaata düşen, yalanlarına, düşmanlık ve tuzaklarına sabırla, onların bu tutumlarını hesaba katmalarıdır. Buna şaşmamak lazım. Çünkü zenginlik ve refâh-Seyyid Kutub'un (r.h.) dediği gibi- "Kalbleri katılaştırır, hassasiyetini yok eder, fıtratını bozar ve perdeler. Öyleki, artık hidayet yollarını göremez, bâtılda ısrar eder, Hakk'a karşı kibirlenir, aydınlığa açılamaz." [13] Mütrefler, cemâati ve halkın onlara teveccühünü engelleyip davetlerini reddederken, çoğu kez geçmiş büyüklerinin övünüp durdukları mal, evlat ve taraftar çokluğu, makam ve toplumdaki mevkilerini gerekçe olarak öne sürerler. Bu durumda cemâatin yapacağı iş, anlattığımız şekliyle, Kur'ânî üslûbla onları reddederek bütün bunlara sabır göstermektir. Çünkü bütün bu karşılaştıkları, Allah'a davet edenlerin gördükleri Sünnetullâh'ın sâdece bir kısmıdır.[14]

 Mütreflerin Cezaları:

 Nimetin azdırıp şımarttığı, peygamberleri yalanlayan ve Allah'a daveti reddeden mütrefler hakkındaki Sünnetullâh, Allah'ın onları helak etmesi ve âhiret azabını tattıracağı gibi dünyevî azaba çarptırması şeklinde cereyan etmiştir. Nitekim şu âyet bu gerçeği ifâde etmektedir:

"(Halkı) zulmeden nice şehri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka bir topluluk getirdik. Azabımızı hissettikleri zaman onlar, derhâl (kaçmak için hayvanlarını) mahmuzluyorlardı. (Boşuna) kaçmayın, içinde şımartıldığınız (nimetler)e ve yurtlarınıza dönün, çünkü sorguya çekileceksiniz! "Eyvah bize, dediler, gerçekten biz zulmedenler denmişiz!" Bu mırıldanmaları sürüp giderek biz onları, biçilmiş (ekin gibi) yaptık, sönüp gittiler" [15]

Bu âyetlerin tefsirinde şöyle denilmiştir: "Nimetin azdırıp şımarttığı bu zâlim ve mütref milletler Rabb'lerinden kendilerine gelen halkı reddederek hem kendilerine hem de başkalarına zulmettiler. Böylece azabı hakkettiler. Azabın inmeye başladığı esnada kendilerine alaycı bir edayla şöyle denilir:

"Kaçmayın, bulunduğunuz nimetinize, sevincinize, yaşantınıza ve temiz evlerinize dönün [16]. İmam Kurtubî (671/1273) (İçinde şımartıldığınız (nimetler)e ve yurtlarınıza dönün) âyetinin tefsirinde "Sizi azdıran nimetlerinize dönün" denmiştir. [17] Râzî Tefsîri'nde ise "Sizi azdıran yaşantınıza ve göz kamaştıran eski durumunuza dönün" denilmiştir. [18]

 Mütreflerin Fıskı Sebebiyle Milletlerin Helak Olması:

 Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Biz bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman onun varlıklılarına emrederiz. Orada fısk yaparlar. Böylece o ülkeye söz hak olur, biz de orayı darmadağın ederiz"  [19]

Bu âyetin tefsirinde: "Onların helak olma zamanı yaklaşınca mütreflerine, yâni zenginlerine, zorba (despot) ve krallarına itaati emredeiz. Onlar da dinî kuralları çiğneyerek günâha girerler. Böylece azâb hak olur ve biz onları helak ederiz. İtaat emri herkese yönelik iken, Allah, mütrefleri özellikle zikretmiştir. Çünkü onlar fışkın ve günâhın elebaşıları, sapıklığın öncüleridirler. Diğerlerinin günâhı ise, onlara uymaları ve onları baştan çıkarmaları sebebiyledir. Öyle ise, mütreflere yöneltilen emrin cezası daha güçlüdür, çetindir" [20] denilip iştir.[21]


[1] Lisânu'l Arab, c.l, s.360

[2] Râğıbu'l İsfehânî, el-Müfredât, s.74

[3] Prof. Dr. Abdulkerim Zeydan, İlahi Kanunların Hikmetleri, İhtar Yayıncılık: 241.

[4] Prof. Dr. Abdulkerim Zeydan, İlahi Kan...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullah
« Posted on: 25 Nisan 2024, 02:34:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullah rüya tabiri,Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullah mekke canlı, Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullah kabe canlı yayın, Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullah Üç boyutlu kuran oku Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullah kuran ı kerim, Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullah peygamber kıssaları,Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullah ilitam ders soruları, Nimetle Şımarıklık ve Şımarıklar Hakkında Sünnetullahönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes