Konu Başlığı: Neshedildici Rivayet Edilen Ayetler Gönderen: müzzemmil üzerinde 16 Eylül 2011, 19:00:35 Neshedildici Rivayet Edilen Ayetler Bakara Süresi 1- “Onlar ki (Kur'anda bildirilen) gayba inanırlar, namaza kıyamederler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) harcarlar» “Onlar sana indirilme de, senden evvel indirilenlere de inanırlar, Ahirete ise şüphesiz yakınen inanmış olan onlar (yok muya?)» “İşte onlar, Rabbından gelen hidayet üzeredirler, işte onlar felaha kavuşmuşlardır.» [54] Meali yazılan ayetlerde geçen hükümler gerçi haber mahiyetindedirler. Ama şu var ki, en sonunda müjde edilen hidayet ve felahtan anlaşılıyor ki bütün bunlar, teşvik yoliyle birer emir niteliğindedirler. Şu halde bunlardan amelî olan “Namaza kıyam ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah için harcarlar» yolundaki hükümlerin neshi caizdir. Alimlerin çoğunluğuna göre “verdiğimiz rızıktan (Allah için) harcarlar»dan maksat, olan zekâttır. Mukatıl ve Hayyan ile onların görüşlerini paylaşan diğer alimlere göre bu ve buna benzer ayetlerin, zekât ölçülerini aşan fazla ödemeye ait hükümleri, meali altta yazılı zekât ayetiyle neshedilmişlerdir. [55] “Onların mallarından sadaka al ki, bununla kendilerini temizler, bununla onları bereketlendirmiş olursun. Onlara dua et, çünkü duan, onlar için sükûnettir. Allah çok iyi bilendir» [56] Bu zekat ayeti geldikten sonradır ki, hangi maldan, ne mikdar zekât verileceğini Peygamber Efendimiz, tesbit buyurmuşlardır. Daha önce Kur'anın 82 ayetinde namazla birlikte emredilen zekât için hiç bir ölçü konmamıştı. Bu sebeple, malının hepsini veya yarısını, yahut da daha az veya çoğunu Allah yolunda harcayan sahabîler vardı. Hele altın ve gümüşün biriktirilmesi bile meali altta yazılan ayetlerle yasaklanmıştı : “Altını ve gümüşü yığıp, Allah yolunda onları harcamayanlar (yok mu?) işte bunlara çok acıklı bir azabı müjdele» “O gün bunlar, üzerlerinde (yakılacak) Cehennem ateşinin içinde kızdırılacak da o kimselerin alınları, böğürleri ve sırtları bu (altın gümüş)lerle damgalanacak (onlara denilecek ki) işte bu, kendiniz için toplayıp sakladıklarınız(dır) Artık saklayıp istif ettiğiniz bu nesneleri(n acısını şimdi) tadın» [57] Lügat anlamda zekât, artma ve paklik demektir. Şu halde “zekâtınızı verin» emrinden “malınızın artanını verip paklanın» anlaşılır. Bu duruma göre “zekât» sözü, Allah yolunda yapılan harcamalar için kullanılmakta ve yeterinden fazla olan varlığı kapsamaktaydı. Nitekim Kur'anda rhealen şöyle buyurulur : “(Ya Muhammed) sana hangi şeyi nafaka vereceklerini soruyorlar. De ki, (ihtiyacınızdan) artanı (verin)..» [58] Ayrıca Şu hadisi de kaydetmek isteriz. Nasıl bir harcama yapacağını soran bir sahabîye Peygamber Efendimiz şöyle buyurur : “Bir dinarın varsa onu kendine, ikincisini ailene, üçüncüsünü hizmetinde bulunana, dördüncüsünü anana-babana, beşincisini akrabana, altıncısını ise Allah yolunda harca. [59] Yine biri birini teyideden ve üç koldan gelen rivayetlere göre, sahabîler, ne gibi malları biriktirebileceklerini Hz. Peygamberden sorduklarında şu cevabı almışlardı : “- Yok olsun altın gümüş. Size Allah'ı zikreden lisanı, Allah'a şükreden kalbi ve kişiye, dininde yardımcı olabilecek zevceyi tavsiye ederim». [60] [54] Bakara: 2/3,4,5. [55] Ennasih vel mensûh S. 11 [56] Tevbe: 9/103. [57] Tevbe : 9/34, 35. [58] Bakara: 2/219. [59] Esbabı Nüzul : S. 35. [60] İbni Kesir Tf : C. 2 S. 351 Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 25-27. |