> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Nefsi Levvâme
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nefsi Levvâme  (Okunma Sayısı 3681 defa)
18 Eylül 2011, 13:54:07
müzzemmil

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 374


« : 18 Eylül 2011, 13:54:07 »



II- Nefs-i Levvâme

Nefs'in ikinci mertebesi olan Nefs-i Levvâme Kur'an-ı Kerîm'de; "Hayırı. Daima kendini kınayan Nefs'e yemin ederim" [437] şeklinde geçer.
Makâm-ı Kalp olan Nefs-i Levvâme, hevâ ve heves, hile, kendini beğenme, kahır, v.b. gibi kötü huyları kınayan Nefs'tir. [438]
"Nefs-i Levvâme, insanı gaflet uykusundan uyandırdığı kadar, kalp nuruyla da aydınlanan Nefs'tir. Her ne zaman bu Nefs'ten herhangi bir kötülük ortaya çıksa, onun karanlık yapısı, kendisini kınamaya başlar ve o kötülükten tevbe eder." [439]
Sâlik, Nefs'in sükûnete ermesi tamam olmamakla birlikte, şehvetle­re uyan Nefs'e bazen uyar, bazen karşı koyarsa buna "Nefs-i Levvâme" denir. Çünkü bu tür Nefs sahibi kişi, Rabb'ine kulluk etmedeki kusur­larından dolayı kendini kınamaktadır. [440]
Nefs-i Levvame'ye bu ad, kötülüklerden dönüşe ve onlarla ilgiyi kesmeye başlaması dolayısıyla verilmiştir. Sanki bu tür Nefs, bu helâlce götürücü şeylere daldığından dolayı kendisini kınar, kötüleyip yerer. Bu nedenle "Levvâme (Kmaytcı)" adı verilmiştir. [441]
Aslına bakılırsa, Nefs-i Levvâme'nin ne olduğu konusu tartışmalı­dır. İbn Kayyim'in (V 751 H71350 M.) bildirdiğine göre bu konuda bir­kaç görüş ileri sürülmüştür:
Birinci görüşe göre; "Nefs-i Levvâme sabit bir halde durmaz." Bu görüşte olanlar "Levvâme" teriminin, tereddüt etmek, değişimi ve renklileşmesi çok olan şey anlamlarına gelen "televvüm"den alındığını sa­vunurlar. Levvâme Nefs, ömürde, ayda ve günde değişmesi bir yana, bir anda bile değişivererek renklileşir. Bunun sonucu olarak da bir anda Allah'ı zikreder, ondan gafil olur; O'na yönelir, vazgeçer; Iatîf olur, yo­ğun olur; Allah'a sığınır, bundan vazgeçer; sever, kızar; sevinir, üzülür; razı olur, karşı koyar; itaat eder, korkar, günah işler. Kısacası her an renkten renge girerek çeşitli hallerde bulunur.
İkinci görüş: "Levvâme" terimi "levm"den alınmıştır. Bu görüşü ile­ri sürenler, "levm"in mânâsının ne olduğu konusunda anlaşamamışlar­dır. Kimine göre levm; mü'min kişinin nefsidir ve onun soyut sifatlarındandır. Hasan-ı Basrî (V 110 H./728 M.) ise; "Mü'min kişinin sürekli nef­sini kınadığını görürsün:
"Şunu yapmam istemiyordum; bunu niçin yap­tım? Başka türlü yapmak veya şöyle söylemek daha iyi olurdu" diyerek kendini kınayıp durur" der.
Üçüncü görüş: "Nefs-i Levvâme; günaha düşen, sonra da işlediği günahtan ötürü kendini kınayan mü'min kişinin nefsidir." Nefs'in bu şekildeki kınaması, şakı (kötü, günahkâr, cehennemlik) kimsenin kına­masından farklı olarak imandan gelir. Çünkü şakı kimse, nefsini gü­nahtan dolayı kınamaz; günah işleyemediği için kınar.
Dördüncü görüş: Buradaki kınamanın iki şekli vardır, iyi olsun, kö­tü olsun her insanda nefsini kınamak vardır. Saîd (iyi, mutlu, cennet­lik) kişi, Allah'a itaati bırakıp günah işlediği için nefsini kınar. Şakî kimse ise zevk ve hevâsına uyamadığı için nefsini kınar.
Beşinci görüş: Bu tür kınama kıyamet günü olacaktır. Orada her in­san nefsini kınayacaktır. Günahkâr kişi suçlarından dolayı, salih kişi ise ufak-tefek kusurlarından dolayı nefsini kınar.
Aslında bu görüşlerin hepsinin gerçeklik payı vardır ve aralarında herhangi bir çelişki yoktur. Zaten Nefs'te anlatılan tüm bu özellikler bulunduğu için ona "Levvâme" adı verilmiştir. [442]
Öyle anlaşılıyor ki; Nefs-i Levvâme, nisanı denetleyen ve onu sor­guya çeken Nefs türüdür.
Sühreverdî'ye (V 632 H./1234 M.) göre "Nefs, yaratılışındaki kök­lerden gelen vasıflardan sıyrıldığı ve tabiî karakterinden kurtulduğu za­man, itmi'nân makamına doğru yönelmeye başlar. Bu Nefs'in adı Levvâme'dir. îtmi'nân mahallini bilmesi ve oraya bakması dolayısıyla Nefs, kendini yine kendisi kınayarak kendinde var olan kötülüğü emredici normal durumuna çekilir." [443]
Hakîm Tirmizî'nin deyimiyle "Nefs-i Levvâme kuşları bazen yük­seklik, izzet, Allah'ın ikramlarına bakma ve Allah'ın nimetlerine sevin­me vadilerinde, bazen de Allah'a ihtiyaç duyma, alçakgönüllülük, ken­dini küçümseme, kendini alçak ve miskin görme vadilerinde dolaşır." [444]
Nefs-i Levvâme, Hakk'a Emmâre'den daha yakındır. Ancak yine de o aldatıcıdır ve söylenenin tersini yapar. [445]
Yukarıda tanıtmaya çalıştığımız Nefs-i Levvâme'nin kendini kınama ve yerme özelliğini kendilerine prensip edinerek Tasavvuf Tarihi'ne "Melâmet" veya "Melâmîlik" hareketi [446] olarak geçen bir grup da vardır. Hucvirî, bu gruba işaretle şöyle diyor:
"Bir grup vardır ki; bunlar halkın kendilerini hor ve hakir görme yoluyla nefsîerini edeplendirmek için Nefs riyazeti amacıyla Melâmet denemeleri yaparlar. Böylece nefslerinden öc alırlar. Çünkü bu toplulu­ğun geçirdiği en hoş zaman, nefsîerini belâ ve zillet içinde bulduğu vakittir. [447]
Melâmîlik hareketinin kurucusu sayılan Hamdun Kassâr (V. 271 H./894 M.) Nefs'i yerme ve küçük görme hususunda şöyle der:
"Bir kimse, nefsinin, Firavun'un nefsinden daha hayırlı olduğunu zannederse kibirlilik göstermiş olur." [448]
Melâmîlikle ilişkisine kısaca işaret ettiğimiz Nefs-i Levvâme'nin sı­fat ve özelliklerine devam edelim:
Nefs-i Levvâme'nin seyri Allah'adır. Âlemi, berzah âlemi; mahalli gönüldür. Hâli, mahabbet; gidişi, tarikattır ki; bu Allah sevgilisinin fiil­lerinden ibarettir. Sıfatları; yerme, kınama, heves, fikir, kendini beğen­me, başkalarıyla çekişme, kalıır, gizli riya, makam sevgisi ve şehvet tut­kusudur. Bu makamın ana gayesi, kendinden sonraya kıyasla karanlık perdelerinden sayılan nefsanî şehvetlerden sıyrılmaktır. [449] Ayrıca bu tür Nefs'te; mezhep, takva, ar, kulluk, namaz, oruç, hacc, çokça zikir, umre ve gaza gibi güzel vasıflar da bulunur. [450]
Nefs-i Levvâme sahibi sâlike îsm-i Celâl telkin edilir. Sâlik, işle­mekte olduğu günahlara sürekli pişmanlık duyar ve tevbe edip Al­lah'tan af diler. Bu mertebedeki sâlik, Kelime-i Tevhîd'e "La maksûde il­lallah (Allah'tan başka kendisine yönetip arzu edilecek bir varlık yok­tur)" mânâsını verir. Bu aşamadaki müridin kalbini İsm-i Azam yakar, kalbine etki eder. [451]
Nefs-i Levvâme sahibi kul sadık rüya görür, gönül gözü ve kulağı açılır, kalp zenginliğine ulaşır ve her tarafı nurla dolmaya başlar. [452]
Nefs-i Levvâme evresinde sâlikin kalbine ilahî ve insanî olmak üze­re iki türlü perde ilişir ve bu perdeler çoğunlukla ilmî perdelerdir. Zira bu makamda sâlik, salih amellere, zühd ve takvaya sımsıkı sarılır, işte bu iltifat, onu ruhanî amellerden perdelenmiş yapar. [453]
Nefs-i Levvâme aşamasında sâlikte Kabz ve Bast halleri görülür. Konuyla ilgili olarak Sühreverdî:
"Nefs, Levvâme sıfatında olduğu sürece bazen üstün gelip dedikle­rini yaptırır, bazen de mağlup olup sahibine söz, geçiremez. Buna göre Kabz ve Bast halleri, Nefs-i Levvâme'den kaynaklanmaktadır" [454] der.[455]


[437] Kıyâmet: 75/2.
[438] Atvâr-ı Seb'a, Anonim, İst. Süleymaniye Küt., İbrahim EF., Nr.: 461/1, Vr.: 9a.
[439] Cürcânî, Ta'rîfât, s. 217.
[440] A.e.,s. 218.
[441] Tehânevi, Keşşaf, c. II, s. 1402,
[442] İbn Kayyim, er-Rûh, s. 225-226; Ayrıca bkz.: İbn Kayyim, Medâricü's-Salikîn, c. II, s. 7-8.
[443] Sühreverdî, Avârifû'l-Meârif, s. 567.
[444] Hakîm Tirmizî, Beyânü'l-Fark, s. 81.
[445] A.e.,s. 83.
[446] Melâmet: Sözlükte; kınama, ayıplama, kötüleme ve karalama gibi mânâlara gelir. (Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s. 324).
III. H./X. M. yüzyılda Horasan erenlerinden Hamdun Kassâr'ın (V. 271 H./894 M.) fikri liderliğiyle başlamış bir zûhd hareketidir. Melamilik'e göre Allah'a birtakım kı­yafet, tören, âdet, gelenek ve zikir toplantıları ile kavuşmak mümkün değildir. Vuslat; Hakk'a bağlanmak, halka hizmet, toplum içinde yaşamak tevazuu ve aşkı ile gerçekleşir. Bu anlayışın temel esasları şunlardır: a) Kınayanın kınamasından korkmamak, b) Hayrı gizlemek, şerri açığa vurmak, c) Nefs'i kötülemek. Bir tarikat olmaktan çok, her tarikat­ta belli ölçülerde iz bırakmış bir anlayış olan Melâmîlik, zamanla bozulmuş, laubali ve kayıtsız sûfîlerin yolu haline gelmiştir. (Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, s. 255-260, Il. baskı. Dergâh Yay, İst., 1990).
[447] Hucvirî, Keşfü'l-Mahcûb, s. 151.
[448] Kuşeyri, Risale, s. 426. Melâmîlik ve Melâmiler konusunda ayrıntılı bilgi elde et­mek için şu eserlere bakılabilir: Abdülbaki Gölpınarlı, Melâmîlik ve Melâmiler, İstanbul Devlet Matb., 1931'den Tıpkıbasım, Gri Yayın, İst., 1992; Ahmed Abdûrrahim es-Sâyih, es-Sülûk Inde'l-Hakîm et-Tirmizî, s. 168 v.d.
[449] Erzurumlu İbrahim Hakkı, Ma'rifetnâme, s. 568, 579.
[450] Atvâr-ı Seb'a Risalesi, Anonim, İst. Süleymaniye Küt., H. Hayri-Abdullah Ef., Nr.: 62, Vr.: 13b.
[451] Muhammed Nuri Şemseddin Ef., Risale-i Murakabe, s. 4.
[452] Nefs'in Yedi Mertebesine Dâir Risale, Anonim, İst. Süleymaniye Küt., Kasideci Za­de, Nr.: 703/6, Vr.: 77b-78a.
[453] Bâlî Süfiyyevî, A.g.e., Vr.: lllb-112b.
[454] Sühreverdî, Avârifü'l-Meârif, s. 644.
[455] Ahmet Ögke, Kur'an'da Nefs Kavramı, İnsan Yayınları: 86-89.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Lütfen Namazlarımızı Kılalım Namazlarınızı Sanal & Real Yaşam için Terketmeyiniz !!!

İlim Dünyası Ailesi
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nefsi Levvâme
« Posted on: 29 Mart 2024, 03:58:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nefsi Levvâme rüya tabiri,Nefsi Levvâme mekke canlı, Nefsi Levvâme kabe canlı yayın, Nefsi Levvâme Üç boyutlu kuran oku Nefsi Levvâme kuran ı kerim, Nefsi Levvâme peygamber kıssaları,Nefsi Levvâme ilitam ders soruları, Nefsi Levvâmeönlisans arapça,
Logged
19 Eylül 2011, 23:17:00
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 19 Eylül 2011, 23:17:00 »

"Nefs-i Levvâme; günaha düşen, sonra da işlediği günahtan ötürü kendini kınayan mü'min kişinin nefsidir." Nefs'in bu şekildeki kınaması, şakı (kötü, günahkâr, cehennemlik) kimsenin kına­masından farklı olarak imandan gelir. Çünkü şakı kimse, nefsini gü­nahtan dolayı kınamaz; günah işleyemediği için kınar.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes