Konu Başlığı: Musibet ve Şükür Gönderen: müzzemmil üzerinde 13 Eylül 2011, 14:03:13 Musibet ve Şükür Musibet (üzücü olay) ve türevleri Kur'an’ı Kerim'de 75 defa zikredilmiştir. Mesela musibetin lafzı şu ayette olduğu gibi 10 yerde geçmektedir: "Başınıza gelen herhangi bir musibet (musibetin), kendi ellerinizin yaptığı (işler) yüzündendir." [667] Esabehum lafzı Allah’u teatanın şu sözünde olduğu gibi 7 defa tekrarlanmıştır: "Kazandıklarının kötülükleri, sonunda başlarına geldi (esabe-hüm)." [668] Esabe lafzı şu ayet’i kerimede elduğu gibi 5 yerde zikredilmiştir: "Hiçbir musibet (esabe) başa gelmez ki Allah'ın izniyle olmasın."[669] Ayrıca tusibhüm lafzı da şu ayette olduğu gibi 5 yerde gelmiştir: "Onlara bir iyilik erişirse (tusibhüm): 'Bu Allah tarafındandır' derler." [670] Yüsibu lafzı ise şu ayet’i kerimede olduğu gibi 5 yerde kullanılmıştır: "Onlardan inkâr edenlere, acı bir azab erişecektir (yusibu)." [671] Yusibuhiim lafzı Allah’u tealanın şu sözünde olduğu gibi 4 yerde gelmiştir: "Bunlardan zulmedenlere de yaptıklarının kötülükleri erişecektir (yusibuhüm)." [672] Ayrıca esabekum lafzı şu ayette olduğu gibi 4 yerde tekrarlanmıştır: ''Bundan dolayı Allah size gam üstüne gam verdi ki, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene (esabekum) üzülmeyesiniz." [673] Tüsibuhum lafzı da şu ayet’i kerimede olduğu gibi 3 yerde geçmektedir: "Yaptıkları yüzünden inkâr edenlerin, başlarına ani bir bela gelecek (tüsibuhum) yahut (o bela) evlerinin yakınına konacak." [674] Esabehu lafzı ise şu ayette olduğu gibi 3 yerde gelmiştir: "Böylece ona ihtiyarlık çöksün de (esabehu) elleri ve güçleri yetmez yavruları olsun." [675] Ayrıca esabetküm lafzı da Allah’u tealanın şu sözünde olduğu gibi 3 yerde zikredilmiştir: "Ya da yeryüzünde yolculuk ederken başınıza ölüm musibeti gelmişse (esabetküm) sizden olmayan iki kişi (şahitlik etsin).'' [676] Yine esabeke lafzı Allah’u tealanın şu sözünde olduğu gibi 3 yerde geçmektedir: "Sana gelen (esabeke) her kötülük de kendindendir." [677] Esabethüm lafzı da şu ayet’i kerimede olduğu gibi 2 yerde gelmiştir: "Ya nasıl, elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince (esabethüm), hemen sana geldiler." [678]Ayrıca Allah tebarek ve tealanın şu sözünde olduğu gibi 2 yerde de esâbehâ olarak zikredilmiştir: "Birden ateşli bir kasırga gelsin de (esâbehâ) bahçeyi yakıp kül etsin." [679] Yusîbekum lafzı ise şu ayette olduğu gibi 2 yerde tekrarlanmıştır: "Ama biz, Allah'ın size ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azab ulaştırmasını (yusîbekum) gözetiyoruz." [680] Tusibke lafzı da şu ayette olduğu gibi 2 yerde geçmektedir: "Eğer sana bir kötülük ulaşırsa (tusibke): 'Biz önceden başımızın çaresine baktık'derler." [681] Aşağıdaki türevlerin her biri de birer ayette zikredilmiştir: "Bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, tıpkı (şu) dondurucu rüzgâra benzer (ki), kendi kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinine vurdu da(esabet) onu mahvetti." [682]"Size bir kötülük dokunsa (tusibkûm), ondan ötürü sevinirler." [683] "Ve eğer başına bir kötülük gelirse (esâbethü) yüz üstü döner." [684]"Başınıza bir belâ gelince siz, onun iki katını onların başına getirmiş (esebtüm) olduğunuz halde yine 'Bu neden başımıza geldi?' dediniz?" [685]"Biz dilesek, kendilerini de günahlarıyla cezalandırırız, (esebnâhüm)." [686]"Buyurdu ki: 'Azabıma, dilediğimi uğratırım (usibu); rahmetim ise her şeyi kaplamıştır." [687] "Kendileri yüzünden bir belaya uğrayacağınız (fetusibekum)erkekler ve inanmış kadınlar olmasaydı..." [688]"Kalblerinde hastalık bulunanların: 'Bize bir felaket gelmesinden (tusîbena) korkuyoruz' diyerek onların arasına koştuklarını görürsün."[689] "(Öyle) bir fitneden sakının ki, aranızdan yalnız haksızlık edenlere erişmekle (tusîbenne) kalmaz." [690]"Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz (tusîbû)." [691]"Biz, dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız (nusîbu).'' [692] "Ve eğer doğru söylüyorsa size va'dettiklerinin bir kısmı başınıza gelsin (yusibküm)." [693] "Yağmur değmeseydi (yüsibhâ) bile çisinti olurdu." [694]"Çünkü ötekilere erişen ona da erişecektir (musîbühâ)."[695] "Deki: 'Allah, bizim için ne yazmış ise ancak bize o ulaşır (yu-sîbena), bizim sahibimiz O'dur." [696] Aynı sayıda da şükür kelimesi ve türevleri tekrarlanmıştır. Şöyle ki; teşkürûne lafzı şu ayette olduğu gibi 19 yerde geçmektedir: "Allah, ayetlerini size böyle açıklıyor ki, şükredesiniz (teşkürûne)." [697] Yeşkürun lafzı şu ayette olduğu gibi 9 yerde gelmiştir: "İşte biz, şükreden (yeşkürun) bir toplum için ayetleri böyle döndürüp açıklıyoruz." [698] Eş-şakirin lafzı ise Allah’u tealanın şu sözünde olduğu gibi 9 defa zikredilmiştir: "Hayır, yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden (eş-şakirin) ol." [699] Şükûr lafzı da şu ayelle olduğu gibi 9 yerde tekrarlanmıştır: "Şüphesiz bunda sabreden, şükreden (şükür) herkes için ayetler vardır." [700] Üşkürü lafzı şu ayet’i kerimede olduğu gibi 5 defa gelmiştir: "Rabb'inizin nimetinden yeyin de O'na şükredin (üşkürû)." [701] Eşkür lafzı Allah’u tealanın şu sözünde olduğu gibi 3 yerde zikredilmiştir: "Ya Rabb'i, dedi, beni bana ve anama babama veriğin nimete şükretmeğe (eşkür), razı olacağın yararlı işler yapmağa sevk eyle." [702] Yeşküru lafzı ise Allah tebarek ve tealanın şu sözünde olduğu gibi 3 defa kullanılmıştır: "Şükreden kendisi için şükretmiş (yeşküru) olur." [703] Şâkiren lafzı şu ayette olduğu gibi 3 defa belirtilmiştir: "Biz ona yolu gösterdik: (O) ya şükredici (şakiren) veya nankör olur." [704] Şükûren lafzı şu ayet’i kerimede olduğu gibi 2 yerde gelmiştir: "Sizden bir karşılık ve teşekkür (şükûren) beklemiyoruz." [705] Üşkur lafzı Allah’u tealanın şu sözünde olduğu gibi 2 defa kullanılmıştır: "Bana ve anana babana şükret (üşkur), dönüş banadır." [706] Şekertüm lafzı şu ayette olduğu gibi 2 defa zikredilmiştir: "Andolsun şükrederseniz (şekertüm) size (nimetimi) artırırım." [707] Şekere lafzı ise şu ayet’i kerimede olduğu gibi 2 defa geçmektedir: "Katımızdan bir nimet olarak, biz şükredeni (şekere) böyle mükafatlandırırız." [708] Ayrıca meşkûren lafzı Allah’u tealanın şu sözünde olduğu gibi 2 defa gelmiştir: "Kim de âhireti ister ve inanarak ona yaraşır biçimde çalışırsa, öylelerinin çalışmalarının karşılığı (meşkûren) verilir." [709] Şu aşağıdaki türevler ise her biri şu ayetlerde birer defa geçmektedir: "Ve eğer şükrederseniz (teşkürû) sizin için ondan razı olur." [710]"Ey Davud ailesi, şükredin (şükren)." [711]"Kim kendiliğinden bir iyilik yaparsa bilsin ki, Allah karşılığını verir (şâkirun) (yaptığını) bilir." [712]"Ama siz şükrediyor musunuz (şâkirun)." [713] "Ey Nuh ile beraber (gemide) taşıdıklarımızın çocukları! Doğrusu o çok şükreden (şekûrâ) bir kuldu." [714] Böylece şükür ve türevleri 75 defa tekrarlanmıştır ki, bu sayı, musibetin tekrarı kadardır.[715] [667] Şûra: 42/30. [668] Zümer: 39/51. [669] Teğabûn: 64/11. [670] Nisa: 4/78. [671] Tevbe: 9/90. [672] Zümer: 39/51. [673] Al-i İmran: 3/153. [674] Ra'd: 13/31. [675] Bakara: 2/266. [676] Maide: 5/106. [677] Nisa: 4/79. [678] Nisa: 4/62. [679] Bakara: 2/266. [680] Tevbe: 9/52. [681] Tevbe: 9/50. [682] Al-i İmran: 3/117. [683] Al-i İmran: 3/110. [684] Hacc: 2211. [685] Al-i İmran: 3/165. [686] A’raf: 7/100. [687] A’raf: 7/156. [688] Fetih:. 48/25. [689] Maide: 5/52. [690] Enfal: 8/25. [691] Hucurat: 49/6. [692] Yusuf: 12/56. [693] Mü'min: 40/28. [694] Bakara: 2/265. [695] Hûd: 11/81. [696] Tevbe: 9/51. [697] Maide: 5/89. [698] A’raf: 7/58. [699] Zümer: 39/66. [700] İbrahim: 14/5. [701] Sebe: 34/15. [702] Ahkaf: 46/15. [703] Neml: 27/40. [704] İnsan: 76/3. [705] İnsan: 76/9. [706] Lokman: 31/14. [707] İbrahim: 14/7. [708] Kamer: 54/35. [709] İsrâ: 17/19. [710] Zümer: 39/7. [711] Sebe: 34/13. [712] Bakara: 2/158. [713] Enbiyâ: 21/80. [714] İsra: 17/3. [715] Abdurrezzak Nevfel, Kur’an’da Ölçü ve Ahenk, İnkilap Yayınları, İstanbul, 1988: 89-94. |