๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda İnsan Psikolojisi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 09 Mayıs 2011, 22:07:52



Konu Başlığı: Münafıkların Alay Etmesi
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 09 Mayıs 2011, 22:07:52

 
Münafıkların Alay Etmesi


Münafıklar tüm dönemlerde alay etme konusunda ön plana çıkmaktadır:

“Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: “İnandık” der­ler. Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman: “Biz, sizinle beraberiz, (onlarla) sadece alay ediyoruz.” derler. (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir.” [832] İkiyüzlüler, “Müminlerin şerlerinden emin olmak, sırlarını öğrenmek, yaptık­ları bağışlardan ve kazançlarından faydalanmak için dinlerini ka­bul ettiğimizi ifade ediyoruz.” derler. Onlar alay ettiklerini söyleyerek İslâm'ı reddettiklerini söylemiş olmaktadırlar. İslâm'a kim hakaret ederse bu büyük bir küfürdür, [833] Halbuki alayları müminlere değil kendilerine zarar verir. Allah onlara dünyada ve ahirette bir alaycının yapacağını yapar. Onlarla alay ederek müminlerin intikamını alır. Ve inananların da onların alaylarının misliyle karşı­lık vermelerine gerek kalmaz. [834]

İkiyüzlüler İslâm ve Müslümanlarla alay ederler ve aynı zamanda Allah'ın vahiyle ayıplarını ortaya koymasından kor­karlar: [835]

“Münafıklar, kalplerindekileri bütünüyle haber verecek bir sûrenin tepelerine inmesinden çekinirler. De ki, alay edip durun baka­lım, Allah o sizin çekindiğiniz şeyi kesinlikle ortaya çıkaracaktır.” [836] İkiyüzlülerin alaycı olduklarına dair suçlama, Hz. Peygamber için yaptıkları “Onun her söze kulak veriyor” olduğu şeklindeki uygunsuz yakıştırmayla ilgiliydi. [837] İkiyüzlülerin davranışlarının dikkatle incelenmesi onları dehşete düşürmüştü. Çünkü bu in­celeme, onların her iki dünyada en iyisini elde etme  İslâm toplumunun zayıf üyelerinin sadakatini baltalama politikasının iflas edeceği anlamına geliyordu. Onlar da sözü şakaya boğdu­lar ancak sert bir şekilde azarlandılar. Onlara, “Böyle ciddi ko­nuları eğlence konusu mu yapıyorsunuz? Ayıp size! Hilenizin bir etkisi olmadığını biliyorsunuz.” denildi. Gerçekten ikiyüzlü­lerin az bir kısmı açık İslâm düşmanlarına katılıp onlarla aynı kaderi paylaşırken, diğerleri yeni bir sayfa açtılar ve samimi Müslümanlardan oldu. [838]

Allah, âyetleriyle inkarcıları dost edinen ikiyüzlüleri uyardı. Onlardan, Kur'an indirildikten sonra, ilahî hüccetlerle ve Allah'ın Kitabı'nın âyetleriyle alay eden inkarcıları yardımcı ve dost edin­memeleri istendi. [839] Yasak geldikten sonra ona karşı geldiklerinde ve Allah'ın âyetlerine küfredildiği ve noksan bulunduğu bir yerde onlarla oturmakta bir beis görmediklerinde onlarla birlikte aynı işi yapmış olacakları ve kâfirlere küfürde ortak oldukları gibi cehennem ateşinde ebedî kalma hususunda da onlara ortaklık edecekleri ifade edildi. [840]

İslâm ile alay edildiğini duyan bir mümin, ya dinini sa­vunmalı ya da toplantıyı ve orada bulunanları terk etmelidir. Görmezlikten gelmek ve susmak ise, ruhî bozgunun ilk aşaması­dır. Böyle birisi iman ve küfür arasındaki nifak köprüsüne adımını atmış demektir. Medine'de bazı Müslümanlar, toplum içinde etkin kimi münafıkların toplantılarına katılıyorlardı. Bunun da üzerle­rinde etkisi büyüktü. Ancak Kur'an'ın eğitim metodu, bu işin ger­çeğine dikkat çekiyordu. Böyle toplantılara katılmanın, orada olup bitenlere karşı susmanın iç bozgunun ilk aşaması olduğu gerçeğine parmak basıyordu. Onların bundan sakınmalarını istiyordu. Ancak o zamanki koşullar, onların toplantılara bütünüyle katılmamayı emretmeye müsait değildi. Bu yüzden, Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını duyduklarında, öncelikle bu toplantı­ları terk etmeleri emredilmişti. Aksi bir davranışın münafıklık ola­cağı bildirilmişti. Münafıkları ve kâfirleri ise, korkunç bir son bek­lemektedir.

İslâm davası için maddi yardım gerektiğinde, her Müslüman gücü yettiğince katkıda bulunur. Büyük miktarda yardımda bulu­nanlar özgür iradeleriyle yaptıklarından dolayı gurur duyarlar ve fakir olanlar da az miktarda destek ve iş gücü ile yardım ederler. Ne yazık ki, ikiyüzlüler hayır işlerini de alay konusu edinmişlerdi: “Müminlerden zekâttan fazla olarak kendi gönülleriyle bağışta bulunan­lara, bir de güçlerinin yettiğinden fazlasını bulamayanlara bakıp da on­larla alay edenleri Allah, maskaraya çevirmiştir. Onlara pek acıklı bir azap vardır.” [841] Her iki yardım türü de arkasında iman ve iyi niyet olduğundan değerlidir ve sadece alaycı kimseler birinin az verişi, diğerinin de cömertçe katkıda bulunuşuyla gülerek istihzada bu­lunur. Bazen sadece gülmezler, ayrıca infak edenlere doğru olma­yan motifler atfederler. Burada bu tür bir davranış kınanmaktadır. [842] Allah'ın rızasını kazanmak için maddi varlıktan harcamak zekât ve diğer vacip olan infak türleri için olduğu gibi nafile olarak da gerçekleşebilir. Rasulullah (s) döneminde meselelerin arka planı­nı göremeyen ikiyüzlülerin bilgisiz olanları az infak edebilen fakirleri ayıplıyorlardı. “Kendisi muhtaçsa nasıl sadaka veriyor?” diyorlardı. Halbuki fakir kimse sadece kendisinde mevcut olanı bağışlamak için getiriyorsa, onun Allah katındaki değeri, diğerlerinden üstündür. [843]

Allah'ın o ikiyüzlülerle alay etmesi, ikiyüzlülerin gösteriş için yaptıkları iyiliklerin karşılığını onlara vermemesi şeklindedir. [844] Ayet sadece tarihî örneklere işaretle kalmamakta, kendi art niyetli, İçtenliksiz ruh durumunu başka insanlara da yansıtan münafık insanın seciyesini ve bakış açısını da sergilemektedir. [845] Onlar mü­minleri imanın en bariz göstergesi olan sadakatleriyle, erdemli ta­vırlarıyla, onların Allah için yaptıklarını gösteriş yaptıkları iddia­sıyla alaya aldılar. Fakir Müslümanların güçleri yettiği “Az mik­tardaki Allah yolundaki harcamayla” alay ettiler. [846] Allah cezaları­nı günahlarının misliyle yapmış ve onları ayıplarını ortaya sere­rek müminler ve insanlar için alay konusu kılmıştır. [847] Onlara ne yaptıkları sorulduğunda,

“Biz sırf lafa dalmış, şakalaşıyorduk.” diyorlardı. Onlar Allah, âyetleri ve peygamberi ile alay ediyorlar­dı. [848] Ancak inkârları, iman gösterisinde bulunmalarının ardından alaylarıyla ortaya çıkmıştı. [849]

Münafıklar, Rasulullah'ın sözlerine göstermelik olarak kulak veriyordu ve kalpleri de gaflet içindeydi:

“Ey Muhammed! Onlar­dan seni dinlemeye gelenler de var. Senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla: 'O demin ne söyledi?' diye sorarlar. İşte onlar Allah'ın kalplerini mühürlediği kimselerdir. Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar.” [850] İkiyüzlüler şöyle demek istiyordu: “Muhammed'in söylediği şeyler anlaşılmıyor. Ya da Muhammed anlaşılabilir şeyler söylemiyor. Nitekim şu arka­daşlarımıza baksanıza Muhammed'i dinledikleri halde Kur'an'dan bir şey anlamıyorlar ve hiçbir anlam çıkaramıyorlar.” [851] Öte yandan bu soruları ile, tıpkı sahabenin Peygamberin ağzından çıkan her sözcük karşısındaki tutumlarında olduğu gibi, ilim adamlarının da Peygamberin söylediği her şeye sarılmaya, sözlerinin anlamlarını tamamı ile kavramaya ve ezberlemeye düşkünlükleri ile alay et­meyi amaçlıyor da olabilirler. Ve ilim adamlarından Peygamber­den duydukları sözleri açıkça ya da gizlice alay etmek için dinle­diklerini tekrarlamalarını istiyorlardı. Bu ihtimallerin tümü ruhla­rında gizli olan alçaklığı, pisliği, körlüğü ve gizli maksadı gösteri­yordu. Sözü edilen insanlar, hem Hz. Peygamberin çağdaşları ara­sında bulunan ikiyüzlüler, hem de Kur'an mesajına saygı ile yakla­şıyor görünen ama aslında onda bir anlam ve değer olduğunu ka­bule yanaşmayanlardır. [852] Kalplerinin mühürlenmesi, onların yalnız kendi tutku ve ihtiraslarına uymalarının bir sonucudur. [853]


[832] Bakara: 2/14-15.

[833] Râzî, I, 309.

[834] A.g.e., I, 309, 310.

[835] Zemahşerî, II, 277.

[836] Tevbe: 9/64.

[837] Esed, a.g.e., s. 368.

[838] Ali, a.g.e., s. 459.

[839] Taberî, IV/l, 443.

[840] İbnu Kesir, II, 387.

[841] Tevbe: 9/79.

[842] Ali, a.g.e., s. 463.

[843] Râzî, VI, lll.

[844] Asım bkz.: A.y.

[845] Esed, a.g.e., s. 372; Müminlerin infakını, az ise küçümseyen ve çok ise gösteriş olduğunu söyleyen kimselerin Medine'deki münafıklar olduğuna dair açıklayıcı bir hadis için bkz.: Buhari, Zekât, 10; Müslim, Zekât 72; Nesâî, Zekât 48.

[846] Meraği, a.g.e., X, 171.

[847] A.g.e., X,. 172. Tevbe suresi boyunca münafıkların ifsat çabaları sık sık zikredil­mektedir.

[848] Tevbe: 9/65.

[849] Zemahşerî, II, 277.

[850] Muhammed: 47/16.

[851] Kutub, Fî Zilali'l-Kıır'an, IX, 255.

[852] Esed, a.g.e., s. 1038.

[853] Murat Kayacan, Kur’an’da Peygamberler ve Karşı Tavırlar, Ekin Yayınları: 132-136.




Konu Başlığı: Ynt: Münafıkların Alay Etmesi
Gönderen: Ceren üzerinde 15 Aralık 2017, 16:03:40
Esselamu aleykum.peygamber efendimize inanmayan ve onunla alay edenlerin sonu cehennem ve büyük azabından verici bir son olmuştur.rabbim razı olsun paylasimdan. ...


Konu Başlığı: Ynt: Münafıkların Alay Etmesi
Gönderen: Sevgi. üzerinde 15 Aralık 2017, 18:01:15
Aleyküm Selâm Ve Rahmetüllahi Ve Berakâtühu
Bilgiler için Allah Razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Münafıkların Alay Etmesi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 15 Aralık 2017, 18:17:27
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri şerlilerin şerrinden emin kılsın Rabbim paylaşım için razı olsun