> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri  (Okunma Sayısı 3513 defa)
07 Mayıs 2011, 23:33:38
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Mayıs 2011, 23:33:38 »



 
Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri

Rasulullah (s) döneminde inkarcılar birkaç konuda yoğun­laştırdıkları mucize taleplerine bir karşılık bulamamışlardı. Kur’an’ın bir kısım âyetleri de bunun nedenlerine ağırlık vermek­tedir. İstedikleri mucize gönderilmiş olsaydı, inanmayacaklar ve onlara kökten yok etme azabı gelecekti. Ancak bu ümmet üzerine bu türden azap gelmeyecekti. Allah onlardan ve çocuklarından iman edecekler olduğunu bildiği için onların muhteşem bir mu­cize istemelerine itibar etmedi. Taklit ettikleri kimseler, mucizeyi görünce iman etmediler ki bunlarla iman etsinler: [1323]

“Bizi âyetler göndermekten alıkoyan şey evvelkilerin onları yalanlamış olmasıdır. Semud'a açık bir mucize olarak dişi deveyi verdik fakat onlar ona zul­mettiler. Oysa biz o âyetleri ancak korkutmak için göndeririz.” [1324] Yani, “Bizi kavminin senden istediği mucizeleri göndermekten alıko­yan önceki ümmetlerin o mucizeleri yalanlamış olmalarıdır. İste­dikleri mucizeleri kavmine gösterirsek, sonra da bu mucizeleri yalanlarlarsa önceki milletleri çabucak azaplandırdığımız gibi kavmine de azap ederiz.” [1325] Mucizelerin korkutmak için gelmesi demek, bir peygamber mucize gösterdiğinde üzerine düşünme­yen ve o peygamberin doğru söylediğine dair bir çıkarsamada bulunmayanların şiddetli bir azabı hak ettikleri bilgisinin de mu­cizeyle birlikte gönderilmesidir. [1326] Ola ki, mucizelerin korkutma amacıyla gelişi nedeniyle, sapıklıklarını ve şaşkınlıklarını terk edip doğru yola gelirler. [1327]

Kureyş'in istediği mucize Safa'nın altına çevrilmesi ve ölülerin diriltilmesi türündendi. Toplumlar hakkındaki ilahî yasa şudur: Hangisi mucize isterse, istekleri kabul edilir. İnanmazlarsa yok etme azabı onlara çabucak ulaşır. Fakat mu­cize öncekilerin yalanlaması nedeniyle Hz. Muhammed'in top­lumuna gönderilmiyor. Gönderilse, öncekiler gibi yalanlayacak­lar ve “O apaçık bir sihirdir.” diyecekler. O durumda da kökten yok etme azabı başlarına gelecek. [1328] “Âyetleri sadece korkutmak için göndeririz.” ifadesindeki âyetten kasıt, mucizeler ise muci­zeler azabın inişinin habercisi olur. Ona inanmazlarsa azap baş­larına gelir. Kuran âyetleri kastediliyorsa, “Kur'an'daki âyetleri ahiret azabıyla korkutmak ve uyarmak için gönderiyoruz.” an­lamına gelir. [1329]

Allah'ın âyetleri gönderip de Hz. Muhammed'in toplumunun isteğine karşılık vermesi kolaydır. Ancak daha önce de bazı şeyler istedikten sonra yalanlayanlar olmuştur. Onlar ve benzerleri hak­kındaki ilahî sünnet, istedikleri şey indikten sonra, yine yalanlar­larsa başlarma gelecek azap bir daha ertelenmez.' şeklindedir. [1330] Apaçık mucizeleri reddeden Semud gibi toplumların tamamen helak edildiğini tarihte görmek mümkündür. Yani mucizeler iş olsun diye gösterilmez. Bunlar insanları Peygamber'in Allah'tan yardım gördüğü ve isyanları sonucunda karşılaşacakları azabın farkına varmaları konusunda uyarmak için gösterilir. [1331]

Önceki nesiller, ayetlere ve “Hayır ile şerri bildiren” kimsele­re karşı aşağılayıcı ve isyankâr bir tavır alıyorlardı. [1332] Allah karşı konulamaz mucizelerini göndermiş ancak insanoğlu inkarcılığın­da ısrar edip önceki ümmetlere uygulanan ilahî yasa gereği yok etme azabını hak etmiştir. [1333] Bir nesilden sonra diğer bir nesle ilahî âyetlerin mütemadiyen gönderilmesine engel olabilecek neden, birinci neslin bunu reddetmesidir. Bununla beraber ilahî âyetler, daha sonraki nesillere gönderilmiştir. “Âyetlerin korkutmak için gönderilmesi” ise âyetlerin gönderilmeye devam edildiğini göste­rir. [1334]

Kur'an-ı Kerim daha da ileri giderek bize çok önemli bir psiko­loji yasasını açıklıyor. İman, aklî kanaat ve psikolojik huzur; hiçbir zaman mucize, harikulade olaylar gibi durumlardan kaynaklanmaz. Mucizeler, korkutma amacıyla kullanılırlar. Korkutma neticesinde ise, acıdan ve azaptan korunmak için kör bir teslimiyet oluşur. Ama ikna olma ve akla yatma asla söz konusu olamaz.

İnanmayanlar, inatlarından Rasulullah (s)'a indirilen âyetleri hesaba katmayıp Musa ve İsa'ya verilen türden yılana dönüşen asâ, ölülerin diriltilmesi gibi âyetler istediler. Onlar, ona indirilen âyetleri inkâr ediyor ve karşı çıkıyorlardı: [1335]

“Kâfirler diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! (Halbuki) sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi vardır.” [1336] Yani onun gerçekten kendisine Allah tarafından vahyedilen bir peygamber olduğunu kanıtlayan bir işaret, bir delil istiyorlardı. [1337] Onun yaptığı sadece, şirkleri ne­deniyle üzerlerine hak olan Allah'ın azabıyla uyarıp korkutmak­tı. [1338] Âyette, inkarcıların öncelikle ahireti sonra da kökten yok etme azabına dair yaptığı uyarıların doğruluğunu kabul etmeyişleri ardından da ondan mucize ve apaçık delili isteyerek onun pey­gamberliğine karşı çıkmaları anlatılıyor. [1339] Meydan okuyuşlarının nedeni, Kur'an'ın mucize oluşunu inkârlarıydı. Allah'ın istedikle­ri türden mucize göndermeyişinin nedeni, istedikleri türden bir mucizenin bile o “Hakkı inkâra eğilimli” olanları ikna edemeye­ceği gerçeğiydi. [1340] İstedikleri mucizelerin gelişinin ardından Al­lah'ın, onların inatlarını sürdüreceklerini ve o mucizeleri görme­nin onlara bir faydası olmayacağını bilmesindendi. Mucize gel­mesi durumunda inkârları nedeniyle, kökten yok etme azabı onlara ulaşırdı. [1341]

Mekke'deki inkarcılar, Kur'an-ı Kerim'in önceki rasullerin ge­tirdiği olağanüstülükler gibi olmayıp sıradan bir kitap olduğunu zannederek mucize, istediler. İlahî yasa, mucizeleri talep edenlerin inanmamaları halinde günahları nedeniyle yok edilmelerini gerek­tirir. Fakat Allah onları yok etmeyi dilememişti. [1342] Önceki peygamberler gibi Rasulullah (s) da âyetler getirmişti ancak yine onlar gibi salt boş merakları tatmin etmeyi reddetmişti. [1343] Bizzat Hz. Peygamber'in uyarması,öğüt vermesi ve Kur'an-ı Kerim'i getirmesi ve getirdiği yol gösterici Kitab'ın Allah'tan evrensel bir rehber oluşu da mucizeydi. [1344]

Niyetleri çirkin olan, hak ve hakikate meyilleri olmayanlar ne kadar açık delil ve mucize görseler de iman etmeyeceklerdir. Eğer herhangi bir âyetin olması gerekiyorsa ortada onlara oku­nan ve onların istediklerine tamamen yeterli olan Kur'an-ı Kerim vardır. İslâm, kâfirlerin mucize isteklerini yerine getirmek için olağanüstü olaylar üzerine bina edilmeyip, akla ve kalbe hitap etmek, kainatta var olan eşsizlik, nizam ve büyüklüğe dikkat çekmek, bu davetin içinde yer alan, hak, hayır, iyilik, iyiliği em­redip kötülükten alıkoyma, güzel şeylerin helal kılınıp açık ve gizli günahların haram kılınışı, dayanışma ve yardımlaşmaya teşvik, istila ve yağmanın ise yasaklanması, insanların hak ve so­rumluluklar karşısında eşit ve birbirine destek olmaları gibi prensipler üzerine kurulmuştur. [1345]

Hz. Muhammed'den Hz. Musa gibi [1346] yerden su fışkırtmasını istediler. Aksi takdirde ona inanmayacaklardı. [1347] Kur'an'ın icazı or­taya çıktıktan ve o mucizeleri ve apaçık delilleri ihtiva ettikten son­ra yine de onlara bir hüccet gerekti ve mucize talebinde bulundu­lar. [1348] Bu istekleriyle inatçı ve ısrarcı bir tavır sergilemiş oluyorlardı. Halbuki Allah'ın peygamberi muttali kıldığının ötesinde onun mucize getirmeye gücü yetmez. Mucize peygambere değil Allah'a atfedilmelidir. [1349]

Müşrikler, “Muhammed'e kendisinin söylediklerinin gerçek ol­duğunu bilmemiz için bir mucize indirilmeli değil miydi?” diyorlardı:

“(Allah'a ortak koşanlar) Rabbinden Muhammed'e bir âyet (mucize) indirilse ne olur, derler. Onlara de ki: Gaybı bilmek Allah'a mahsustur. Bekleyin, doğrusu ben de sizinle birlikte beklemekteyim.” [1350] Âyet hem Allah'ın huzu­runa çıkarılacaklarına inanası gelmeyen tanrıtanımaz ya da biline­mezci (agnostik), hem de Allah'a inanmamakla birlikte “O'na ortak yakıştıran”, birilerini onun yanında şefaatçi ya da aracı olarak benim­seyen inkarcıları kastetmektedir. [1351] Mucize indirilmesi ancak Allah'ın bileceği yani O'na bağlı bir meseleydi, inkarcıların, bâtıl yolda bulu­nanları çabucak azaplandırması için Allah'ın hükmünü beklemeleri gerekiyordu. Peygamber de onlarla birlikte beklemedeydi. [1352] Görünen şu ki, kâfirler, kendilerini tatmin etmek, peygamberi aciz bırakmak ve Rasulullah (s) karşısında düştükleri yeniklikten kurtulmak için çıkış yolunu bu tür mucizeleri istemekte buluyorlardı. [1353]

Hz. Muhammed'den, kendisinin Allah'ın mesajını taşıyan biri olduğunu kanıtlayan mucizevî bir burhan [1354] istediler. Aslında mucize olarak Kur'an gelmişti ama onlar, “Getirdiğin Kur'an, kelimelerden oluşan bir kitap. Kitap mucize olamaz. Musa ve İsa'nın kitaplarının mucize olmadığını bilmiyor musun? Aksine onların peygamberliğini gösteren kitabın dışında mucizeleri vardı.” diyorlardı. Halbuki o, bu sözleri sarf edenlerin arasında yetişmişti ve onun bir kitap okumadığını bir üstadının da olma­dığını biliyorlardı. Kırk yıl aralarında yaşadı. Bir düşünce tarzı ya da öğrenim ile meşgul olmadı. Ardından ona bir anda bu yüce Kur'an geldi. Böyle bir kitabın böyle bir kimseden ortaya çıkmasının öğrenme ile bir ilişkisi kurulamaz. Sadece vahiy ile gelir. Bu gerçek, Kur'an'ın muhteşem ve açık bir mucize oluşu­na dair apaçık bir delildi. Artık Kur'an'ın dışında bir mucize talebi, onun peygamberliğinin ispatı için gerekliliği olmayan bir istekti. [1355]

Mucize istediler ancak Rasulullah (s)'a daha önceki nebilere verilmemiş olan büyük ve sayıca çok âyetler geldiğinde onlara hiç önem vermediler. Halbuki Kur'an mucize olarak tek başına yeter­liydi. Onların tek bir mucize inmesi şeklindeki talepleri inatlarındaki aşırılığı ile isyan ve sapıklığa olan düşkünlüklerindeki ısrarı göstermektedir. [1356] Bu inatçı kâfirler, Nuh'a, Şuayb'a, Hud'a veri­lenlerden ya da Semud toplumuna verilen mucize deve türünden veya Safa ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri
« Posted on: 24 Nisan 2024, 12:39:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri rüya tabiri,Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri mekke canlı, Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri kabe canlı yayın, Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri Üç boyutlu kuran oku Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri kuran ı kerim, Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri peygamber kıssaları,Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleri ilitam ders soruları, Mucize Talebine Cevap Verilmeyiş Nedenleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes