> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2  (Okunma Sayısı 656 defa)
07 Mayıs 2011, 23:02:23
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Mayıs 2011, 23:02:23 »



MELE'İN PEYGAMBERLERLE MÜCADELESİ 2

3- Hz. Mûsâ ve Kârûn
 
Fakat Hz. Musa'nın karşısına bundan sonra yeni bir mele' tipinin dikildiğini görüyoruz. Bu tip, kavminin en büyük zenginlerinden Karun'dur. Hz. Musa'nın; malında fakirlerin hakkı olduğu ve Yüce ALLAH'a şükretmiş olması için, zekâtını vermesi gerektiğine dair ikâzlarını dinlemeyen, en sonunda kibir ve inadın zirvesine varan Kârûn O'nu inkâr ederek -Firavun ve mele'inin yaptığı gibi- sihirbaz ve sahtekârlıkla itham etmeye başlar. Sahibi olduğu muazzam servetin, ALLAH'ın bir lütfü olduğunu inkâr ederek sadece kendi kabiliyeti ve ilmi ile elde ettiğini iddia eder. Bu haliyle kavmi içindeki çoğunluğun, Hz. Musa'ya imân ve itimâdını sarsıp dalâletin kaynağı haline gelen Kârûn, Mûsâ a.s.'ın ikâzlarını dinlemediğinden, sarayı ve bütün serveti ile beraber yerin dibine batırılır.

Kârûn hakkında Elmalılı Hamdi Yazır (1361/1942) şu açıklamayı yapıyor: "Firavun, siyâsî zulmü istibdatta alem olduğu gibi; Kârûn da mâlî istibdat ve ihtikârda alemdir. Bu suretle Kârûn kıssası, muhtekir bir kapitalist kıssasıdır."[205]

Râzî (606/1209)'nin beyânına göre ise: Mısır'da iken Firavun, (Karun'u Benî İsrail'e hükümdar tayin etmişti. Mısır'dan çıktıktan sonra, bu riyasetten mahrum olmuş ve Mûsâ a.s. ile Harun'un, kavmi içindeki şeref ve itibarını kıskanmıştı. Hattâ bu yüzden kendisine de bir makam verilmesini teklif etmişse de, menfî cevap alınca kızıp Hz. Musa'yı sihirbazlıkla ithama yeltenmiştir. Diğer bir rivayete göre ise Karun'u azdıran, malıdır.[206]

Açıkça ğörüldüğü gibi Hz. Musa'yı da inkârda öncülük edenler, yine o günün toplumunda zenginlik ve riyaseti ellerinde bulunduran mele' tabakasıdir.[207]

 4- Diğer Peygamberler Karşısında Mele'in Tavrı ve Netice
 
Yüce ALLAH'ın: "Biz hangi kasabaya bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın zenginleri (idarecileri ve şerrin kumandanları): '-Biz, sizin bize tebliğ ettiğiniz şeyleri inkâr ediyoruz.' dediler.[208] Ve "(Ey Habîbim!) Senden önce de hangi memlekete bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıklıları: '-Biz babalarımızı bir yol üzerinde bulduk, biz de izlerine uyarız.' dediler."[209]

Âyetleri, diğer peygamberlerde de durumun aynı olduğunu bize açıklıyor. Bu sarahat ve açıklığa ilave olarak, ilk ve son müfessirlerin konu hakkındaki görüşlerinden bir kaç örnek verelim:

Birinci âyette Mukâtil (150/767) şu açıklamayı yapıyor: "Kavmin zengin ve zâlimleri, peygamberlere şöyle derler: '-Biz, getirdiğin tevhidi inkâr ediyoruz.' Fakirlere dönerek de şunu söylerler: '-Bizim için (sizin ve) o peygamberlerin bir önemi yok, bizim malımız, evlâdımız daha çok olduğu halde ve biz azaba da uğratılmayacağımız halde fakirler bizden daha mı hayırlı olurmuş?'[210]

Kurtubî (671/1272), Katâde (118/736)'den rivayetle, âyetlerde geçen "Mütrafîhâ" kelimesini şöyle açıklıyor: "Beldenin zenginleri, idarecileri, zorbaları ve şerrin kumandanları; peygamberlere dediler ki: '-Eğer ALLAH dinimiz ve fazîletimizden razı olmasaydı bu bolluğu, bu zenginliği bize vermezdi.' "[211] Bu sözleri ile zenginliklerini, haklı ve doğru yolda olmalarına açık bir delilmiş gibi göstermek istiyorlar halbuki, asıl kaynağını ve sahibini unutanlar için zenginliğin, dalâlet kaynağı olduğu, "ALLAH kullarına rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde muhakkak taşkınlık eder azarlardı "[212] âyet-i kerîmesinden anlaşılıyor.[213]

İbnü Kesir (774/1372) ise şu beyânda bulunuyor: "ALLAH Te'âlâ Resulünü teselli ederek ve kendisinden önceki peygamberleri örnek almasını emrederek, her memleketin; nimet, haşmet, servet ve riyaset sahipleri ile zorbaları, liderleri ve serde önderlerinin gönderilen peygamberlere imân etmediklerini haber vermektedir." Müfessir, bu satırlardan sonra çoğunlukla toplum içinde mal ve mevki sahibi olmayanların peygamberlere ilk inanan gurubu oluşturduğunu beyân eden şu rivayeti naklediyor: "Hz. Muhammed s.a.v.'e peygamberlik gelmeden önce (Mekke'de) ortaklık yapan iki adam vardı, birisi Sahil'e (diğer bir rivayette ise Şam'a) gidip yerleşti. Diğeri ise orada kaldı. Hz. Muhammed s.a.v. peygamber olarak gönderilince (Şam'daki bunu duyup Mekke'de bulunan arkadaşına) mektup yazarak Hz. Muhammed'in ne yapmakta olduğunu sordu. Arkadaşı da ona, Kureyş'ten hiç bir kimsenin O'na inanmadığını, sadece toplumun fakir ve aşağı tabakasından olanların O'na tâbi olduğuna dair cevabî mektubunu yazdı. O da bu cevabı alır almaz ticâretini terk edip arkadaşının yanma gelerek: '-Beni O'na götür' dedi. (Haberin bu bölümünde râvî şunu ilâve ediyor): O Mukaddes kitapları veya bir kısmını okumuş olduğundan (peygamberlik hakkında bilgi edinmişti) İkisi birden Peygamber s.a.v.'e gelince: '-İnsanları neye davet ediyorsun?' diye sordu. Peygamberimiz de: '-Şuna, şuna .,." diyerek İslâm'ı anlattı. Bunun üzerine O da şehâdet getirip imân etti. Peygamberimiz ona, "bunu(n hak olduğunu) nereden biliyorsun?" diye sordu. O zat da: '-Hiç şüphesiz bir peygamber gönderildiğinde O'na ancak fakirler ve toplumun aşağı tabakasından olanlar, ilk önce imân ederler' cevabını verdi." İbnü Kesir (774/1372) bundan sonra şunu ilâve ediyor: "Bilahare o zatın görüşünü tasdîk eden bu âyet nazil oldu."[214]

Muahhar müfessirlerden Âlûsî (1270/1858): "Tekzîb için özellikle 'Mütrafün'un zikri, çoğunlukla" peygamberlerin ilk yalanlayıcılarının onlar olduğunu belirtmek içindir" diyor.[215]

Reşid Rıdâ (1354/1935) da bu konuda şöyle diyor: "Her milletin içinde malı ve işgal ettiği makamı ile gururlanan mütekebbir mele' gurubu, ALLAH'ın âyetlerini bile bile inkâr eden ve peygamberleri yalanlayanların ilki ve öncüleridirler. Çünkü peygamberlere uyan şu fakir ve kimsesizlerle aynı safta oturmayı göze alarak imân etmenin kendi şân, şöhret ve şereflerini azaltıp idarecilik, önderlik vasıflarına halel getireceğini, kendilerini de onlar gibi idare edilenler sınıfına katacağını görüyorlardı.... Buna mukabil peygamberlere ilk uyanlar da kavmin içinde fakir, himayesiz ve cemiyetin orta sınıfını teşkil edenlerdir. Bunun içindir ki kendini beğenmiş ekâbir takımı, peygamberlere karşı düşmanlıklarını ve onlara karşı tutumlarını -Kur'ân'ın bir çok yerinde belirtildiği gibi...- risâletin devamınca artırarak çoğunluğun O'na uymasını önlemeye çalışmışlardır. Yine aynı gurup geçmişte olduğu gibi her devir" ve yerde ıslahatçılarla, milletleri zulme, istibdâda, zorba ve mütekebbir idarecilere mukavemete çağıran her kese karşı böyle davranmışlardır. ALLAH Te'âlâ'nın Kitap'ındaki bu Rabbânî tespit umûmî ve daimî olup sonsuza dek devam edecek olan ve ondan müstağni olamayacağımız bir ikâz olarak kalacaktır. Ama ne yazık ki Kur'ân ehli bundan gafil kalmışlardır.[216]

Müfessirlerin bu beyânlarından sonra daha açık bir şekilde görülüyor ki; bütün peygamberleri inkârda önü çekenler ve peygamberlere ellerindeki bütün imkânlarla karşı durup çoğunluğun onlara inanıp itaat etmesini önlemeye çalışanlar rüesâ ve eğniyâdan oluşan mele'dir.

İşte bundan dolayıdır ki; risâlet ile ilgili kıssaları tetkik ettiğimizde peygamberlerin tebliğlerine: "Yâ kavmi'budullahe mâ leküm min ilâhin ğayruh" = "- Ey kavmim! (Sadece) ALLAH'a itaat ve ibâdet edin, sizin O'ndan başka (itaat edilecek) bir ilâh(ınız) yoktur."[217] İlâhî emri ile başlayıp bu gurubun içinde davetine uymayıp cemiyetleri saptırmada kararlı ve ısrarlı olanları bertaraf etmek istediklerini görürüz. Bu ilâhî emir topluma, itaat edilmesi gereken tek merciin ALLAH olduğunu, O'ndan başka hiç bir varlığın itaatte ilâhlık mertebesine çıkarılmaması gerektiğini açık bir şekilde belirtiyor.

Yine ALLAH Te'âlâ cemiyetleri yoldan çıkarmada kararlı olan bu mele' tiplerini bertaraf etmek için her millete peygamber gönderdiğini şu âyet-i kerîmesi ile bize bildiriyor:

"-Ant olsun ki biz her ümmete: '-ALLAH 'a (itaat edip) kulluk edin, (sihirbaz, kâhin ve sapıklıkta önder) tâğûtlar(ın emir ve tavsiyelerine uymak)dan sakının'    diye (tebligat yapması için) bir  peygamber ,[218] göndermişizdir.' " Yine Hz. Yûsuf a.s. hapishane arkadaşlarına: "Ayrı ayrı bir çok ilâhlar mı hayırlıdır, yoksa her şeye hâkim ve galip olan bir ALLAH mı? Sizin ALLAH'tan başka itaat ve ibâdet ettikleriniz, sizin ve atalarınızın takmış oldukları (boş unvan ve) isimlerden başka bir şey değildir. ALLAH onlara (kendi katından) hiç bir yetki indir(ip ver)memiştir. Hüküm vermek ancak ALLAH'a aittir. (Bu sebeple) ALLAH, (putlarda ve onların temsilcilerinde varsaydığınız bütün yetkileri kaldırıp) size, kendisinden başkasına (kesinlikle) itaat ve ibâdet etmemenizi emretti. (Öyleyse) doğru ve sabit din budur, fakat insanların çoğu bilmezler. "[219] diye nasîhat ederken; her türlü nimet, külfet ve yetki kaynağının sadece ALLAH olduğunu; bereket tanrısı, güneş ve ay tanrısı gibi putların, onların hizmetçileri, dilbazları ve temsilcilerinin, ellerinde hiç bir güç, kuvvet ve imkân bulunmayan sahtekârlar olduğunu belirtiyor.[220]

 5- Peygamberler Riyaset Peşinde Koşmazlar:
 
Kıssalar okunurken dikkatimizi çeken ve üzerinde önemle durulması gereken bir konu da: Bütün peygamberlerin, tebliğlerine toplumlarının merkezi, başkenti manasına gelen n "karye"de[221] başlamalarıdır. Kur'an'ın bir çok yerinde[222] bu hususu görmek mümkündür. Bundan da anlaşılıyor ki her peygamber, davasını çoğunluğa kabul ettirmek için, önce onların yöneticileri olan bu mele' gurubunu hidâyete erdirmek istemiş ve bunun için tebliğlerine bu merkezlerde başlamıştır. İlim, hikmet ve güzel öğütle yapılan tebliğlere rağmen, İmân etmeyecekleri hakkındaki kesin kararlarını tespitten sonra ise, kendilerine inananları muhafaza etmek maksadıyla, mele'i toplumun gözünden düşürmeye ve halkın onlara körü körüne itaatini önlemeye çalışmıştır..

Fakat hiç bir peygamber, her şeye rağmen, içinde bulund...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2
« Posted on: 24 Nisan 2024, 22:30:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2 rüya tabiri,Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2 mekke canlı, Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2 kabe canlı yayın, Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2 Üç boyutlu kuran oku Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2 kuran ı kerim, Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2 peygamber kıssaları,Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2 ilitam ders soruları, Melein Peygamberlerle Mücadelesi 2önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes