> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi >  Mâide Sûresindeki Ayetler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mâide Sûresindeki Ayetler  (Okunma Sayısı 1027 defa)
17 Eylül 2011, 17:49:00
müzzemmil

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 374


« : 17 Eylül 2011, 17:49:00 »



4- Mâide Sûresi'ndeki Ayetler

Mâide Sûresinde mensuh olduğu kabul edilen ayetler iki aşamada değerlendirilir, a) Neshi meşhur olan ayetler. Bunlar, 2,42, ve 106. ayetleridir. Söz konusu ayetler üçüncü bölümde ele alınacaktır, b) Mensuh olduğu ileri sürülen fakat araştırmamız sonucunda muhkem olduğu kanaatine vardığımız ayetler. Bu ayetler hakkında gelen nakil­lerin tahlili yapılarak sebepleri üzerinde durulacaktır.
Mensuh Ayetler                        Nâsih Ayetler
Mâide Sûresi    13.                    Tövbe Sûresi    5,29.
Maide Sûresi    33.                    Mâide Sûresi     34.
Mâide Sûresi    108.                  Bakara S.         282 ve Talak 2.
Bu ayetlerle birlikte 99, 105, ve 107. ayetleri de mensuh kabul edilir.[393] Buraya alınan ayetler hakkında yaptığımız araştırmada nes­hi gerektirecek bir durumun olmadığı gözlenmiştir. İlk olarak ayetlerin anlamlan karşılaştırıldığında, adı geçen ayetleri müşterek değerlendir­me imkanı bulunur. Böyle ayetlerin neshi mümkün değildir.
a) Böyleyken "...yine onları affet ve aldırma. Çünkü Allah gü­zel davrananları sever."[394]
Mâide Sûresi 13. ayetinin yukarıya alınan bölümü mensuh kabul edilmiştir.[395] Tefsir kitaplarında ayetle ilgili farklı nakiller bulunur. Ka-tade ayetin Tevbe Sûresi 29. ayetle,[396] Cübbâî, Enfal Sûresi 58. ayet­le,[397] diğer alimler de seyf ayetiyle nesih edildiğini ileri sürmüşler­dir.[398] Oysa, bu ayetlerin her birinin anlamlan farklı farklıdır. Arala­rında bir zıtlık yoktur. Böyle ayetlerin birbirlerini nesih etmesi, nesih kurallarına uymamaktadır. Diğer taraftan, müfessirler ayetle ilgili ge­len nakilleri değerlendirdikten sonra muhkem olduğu doğrultusunda yorumlar yapmışlardır. Nasih ve mensuh kabul edilen ayetlerin anlam­ları karşılaştırıldığında muhkem görüşünün isabetli olduğu görülecektir.[399] Başı ve sonu muhkem olan ayetin neshe konu olan kısmı, "on­ları affet ve aldırma" bölümüdür. İslâm'ın temel felsefesi, afv ve mer­hametle insanlara yaklaşmadır. Bununla birlikte, uzunca bir ayetin, kısa bir kısmının neshedildiği görüşü, konuyla ilgili nakillerin zayıf olduğu­nu hatırlatmaktadır. Çünkü gelen rivayetler bir birinden farklıdır. Ay­rıca neshe konu olan Mâide Sûresi 13. ayet Yahudilerin durumunu ortaya koymaktadır. Tevbe Sûresinde yer alan ayetler ise, Müşrikleri konu edinmektedir. Her şeyden önce ayetlerin ihtiva ettiği konular farklıdır. Öte yandan, Müslümanların karşılıklı ilişkilerde arzuladıkları barış olmakla birlikte, zaman zaman savaş yapmak durumunda kala­bilmişlerdir. İnsanın kendine karşı yapılanı affetmesi tercih edilen gü­zel bir haslettir. Ayetler de bunları tavsiye etmiştir. Enfal Sûresi 58. ayetle, neshe konu olan ayet, bu konuda bir birlerini tamamlamakta­dır. Çünkü, her iki ayetin özünde merhamet öğesi yer alır. Allah'ın kullarından istediği de afv ve merhamettir. Emir ve nehiy dışındaki gü­zel hasletleri oluşturan ayetlerde nesh mümkün görülmez.
İslâm tarihine baktığımızda, Hz. Peygamberin hep affı tercih et­tiği, mecbur kalmadıkça zora baş vurmadığı görülür. Uhud Muharebe-si'nde kendisine saldıranları,[400] kendisini zehirlemek isteyenleri, öl­dürmek için değişik tuzak kuranları hep affetmiştir. İslâm'ın kısa za­manda yayılması bu engin afv ve merhamet sayesinde gerçekleştir­miştir. Çünkü bu özellikler, insanların kalpleri kazanarak, düşmanlığı dosta ahlak kurallarıdır.[401] Düşmanlığı dostluğa dönüştürmenin yolu, iyilik ve afv etmekten geçmektedir. Düşmanı affetmek, sadece af edi­leni değil, başkalarını kazanmaya sebep olabilmektedir. Dolayısıyla, ayetlere ve gelen nakillere bu şekilde yaklaşarak muhkem kabui etme­miz daha isabetli olacaktır.
b) "Allah ve Peygamberine karşı savaş açanlar ve yer yüzünde fesat çıkartmaya çalışanların cezası öldürülmek, asılmak, sağ elle­ri ile sol ayakları çapraz olarak kesilmek ya da bulundukları yer­lerden sürülmektir. Bu onların dünyada çekecekleri rezilliktir. Ahrette ise, onlar için daha büyük bir azap vardır. "[402]
Nesihle İlgili kaynaklarda, terörle ilgili hükümleri İçeren ayetin, mensuh olduğu zikredilir.[403] Ancak ayetin neshiyle ilgili gelen rivayetler sağlam değildir. Ayrıca, konuyla ilgili Hz. Peygamber ve sahabe­lerden gelen sağlam bir nakil bulunmaz. Ayetin içeriği ile ilgili geniş yorum ve açıklamalarda bulunan müfessirlerin bir çoğu, nesih görüşü­ne itibar etmezler.[404] Öte yandan, Kur'ân ilimleriyle ilgili kitaplarda bu ayetin mensuh olduğu görüşü rivayet edilirken gerekçeleri zikredil­mez.[405]
Yukarıya anlamını aldığımız ayet hakkında kanaatimizi belirtebil­memiz için ayetler arasındaki irtibatı iyi bilmemiz gerekecektir. Her şeyden önce, Mâide Sûresi 33 ile 34 arasında bir istisna bulunmakta­dır. Çünkü Yüce Allah 33. ayette suç işleyen kişinin cezası verilmeden önce tevbe ettiğinde, verilmesi gereken cezanın affedileceğini ifade etmiştir. Rivayete göre, Hz. Peygambere Ukayl veya Urayna kabile­sinden hasta olan bazı kişiler gelmişlerdir. Hz. Peygamber onlara gi­dip, zekat develerin süt ve idrarlarından içmelerini emretmiştir. Onlar bunu yapmışlar, İyileşmelerinden sonra çobanı öldürerek develeri ka­çırmışlardır. Bunun üzerine ayetlerde emredilen emirler uygulanmış­tır.[406] İbn Abbas, 'ceza verilmeden önce tevbe eden insanın affedile­ceği görüşündedir.'[407] Öte yandan, neshi ileri sürülen ayetlerin ifade ettiği anlamlan bulunduran başka ayetler de vardır. O ayetler muhkem kabul edilmektedir.[408] Benzer ayetlerden biri nesh edilirken diğerinin muhkem olması nesih görüşünün zayıf olduğunu hatırlatmaktadır. Yu­karıya aldığımız nakillerden hareketle, mensuh kabul edilen ayetin, nesihle bir ilgisinin olmadığını söylememiz mümkündür. Ayetler ara­sında nesihten ziyade bir istisna vardır. 34. ayette bu durum açıkça görülmektedir.
c) ''Şahitliği gereği gibi yapmalarına, yahut yeminlerinden son­ra (yalancılıklarının ortaya çıkıp) yeminlerin reddedilmesine kork­malarına en uygun olan budur.."[409]
Uzunca bir ayetin, buraya alınan kısmı mensuh olarak rivayet edil­mektedir.[410] İbn Abbas, adı geçen ayetin, Mâide Sûresi 106. ayetle nesih edildiğini zikretmiştir. Başka rivayetler de gelmektedir. Fakat, gelen rivayetlerde nâsihi belirtilmez. Zikredilen rivayetleri geniş olarak değerlendiren Taberi, ayeti muhkem kabul eder.[411] Diğer bazı tefsir kaynaklarında, Taberi'nin görüşünü doğrulayan nakiller ağırlık kazanır.[412]
Yaptığımız araştırmada nesih görüşünü haklı kılacak önemli veri­ler bulunamamıştır. Her şeyden önce ayet, tek başına bir mana ifade etmemekte, kendinden önceki ayetlerle beraber değerlendirilmesi ge­rekmektedir. İbn Abbas'ın ayetin mensuh oluşu yönünde görüş belirt­mesi, o dönemde bir çok konunun nesih kuralları içinde incelenme­sinden kaynaklanmaktadır. Çünkü İbn Abbas, benzer ayetleri hep nesh kapsamında değerlendirmiştir. Dikkat edilirse, ayetler arasında bir zıtlık yoktur. Ayrıca, Bakara Sûresi 282. ayetin bu ayeti nesih et­tiği görüşü, nüzul sebebi açısından zayıf kabul edilir. Çünkü Mâide Sûresi en son inen surelerden biridir. Önce inen ayetin, sonra inen ayeti nesih etmesi neshin şartları açısından mümkün görülmez.[413]


[393] Bk. Hibetullah. Vrk. 22-25ab; İbn Hazm. s. 173.
[394] Kur'ân-ı Kerim. Mâide. 5/13.
[395] Bk. Hibetullah. Vrk. 23a. İbn Ha2m. s. 172; tsferâînî. s. 164; Zeyd, s. 533.
[396] Taberî. Tefsin V/157-. İbn Kesir. 11/33; R.Rıdâ. VI/285.
[397] Alûsî. Tefsir. VI/90.
[398] Elmalılı, Tefsir. 111/1604.
[399] Bk. Taberî. Tefsir. VI/157-158; İbn Kesir. 11/33; Kâsimî. VI/1917; Elmahlı. 111/1604.
[400] Bk. Kur an-ı Kerim, Âl-i İmrân, 3/159.
[401] Bk. Kur'ân-ı Kerim, Fussilet, 41/34.
[402] Kur'ân-ı Kerim, Mâide, 5/33.
[403] Bk. Hibetullah, Vrk. 23b; İbn Hazm, s. 173; İsferâînî, s. 164; Zeyd, s. 533.
[404] Bk. Taberi, Tefsir, Vİ/208-209: ibn Arabî, 11/593; ibn Kesir, 11/50.
[405] Bk. Hibetullah, Vrk. 23b: İbn Hazm. s. 173; İsferâînî, s. 164; Zeyd. s. 533.
[406] Buharî. Tefsir. IV/66; Müslim. Kasâme. 9.
[407] Bk. EbûDâvud, Hudûd, 437.
[408] Bk. Kur'ân-ı Kerim. Âl-i İmrân, 3/89; İsrâ. 17/33.
[409] Kur'ân-ı Kerim. Mâide. 5/108
[410] Bk. Hibetullah, Vrk. 24b; İbn Hazm. s. 174.
[411] Bk. Taberi; Tefsir. VIİ/124.
[412] Bk. İbn Kesîr, 11/111-112; Alûsî. Tefsir. VII/52-54. Kâsımî. VII/2202; R.Rıdâ, VH/224: Elmalık. 111/1837.
[413] Bk. Kasımı, Tefsir. VII/2202. Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 76-79.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Lütfen Namazlarımızı Kılalım Namazlarınızı Sanal & Real Yaşam için Terketmeyiniz !!!

İlim Dünyası Ailesi
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mâide Sûresindeki Ayetler
« Posted on: 19 Nisan 2024, 02:35:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mâide Sûresindeki Ayetler rüya tabiri, Mâide Sûresindeki Ayetler mekke canlı, Mâide Sûresindeki Ayetler kabe canlı yayın, Mâide Sûresindeki Ayetler Üç boyutlu kuran oku Mâide Sûresindeki Ayetler kuran ı kerim, Mâide Sûresindeki Ayetler peygamber kıssaları, Mâide Sûresindeki Ayetler ilitam ders soruları, Mâide Sûresindeki Ayetlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes