Konu Başlığı: Kuranda Tabiat İlimleri Gönderen: müzzemmil üzerinde 15 Eylül 2011, 22:02:14 3- KUR'ANDA TABİAT İLİMLERİ Kur'an-ı Kerim, uhrevî ilimlerden başka, Tabiat ilimlerini de ihtiva eder. Mukaddes kitabımızın bu özelliğini Müslüman olmayan garplı ilim adamları da kabul ve itiraf etmişlerdir. Bunlardan bir kaçının görüşlerini buraya aktarmakta fayda görüyoruz. Mesela, bir Fransız alimi olan Gaston Car şöyle demiştir : - Yüz milyonlarca insanın dini olan Müslümanlık, dünyanın kıvamı olan bir dindir. Tamamiyle akla dayanan bu dinin kaynağı olan Kur'an, medeniyet cihanının dayandığı temelleri ihtiva eder. O kadar ki bu din ve medeniyetin, İslâm tarafından esaslarının kaynaşmasından meydana geldiğini söyleyebiliriz, İslâmın bu üstünlüğünü kabul ederek ona borçlu olduğumuz teşekkürde bulunmuyorsak da, gerçeğin bu olduğunda şüphe yoktur. O halde islamiyet yer yüzünden kalkacak ve böylece hiç bir Müslüman kalmayacak olursa, sulhu devam ettirmeye imkân bulunmaz. (*) Alman şarkiyatçi alimlerinden Yuvakim Bolf da demiştir ki : - İslâmiyetin bir mühim safhası, onun insan sağlığını korumak için verdiği emirlerdir. Şunu itiraf etmeliyiz kî Kur'an, bütün dinî kitaplara üstüntür. Kur'an'ın tarif ettiği basit, fakat mükemmel olan sağlık kaidelerini dikkate alırsak, bu mukaddes kitap sayesinde bâzı yerleri haşerelerle dolu olan Asyanın ne müthiş bir tehlike olmaktan kurtulduğunu görürüz.[647] Müslümanlık temizliği bütün dindaşlarına farz kılmakla tahrib edici pek çok mikropları ortadan kaldırmış bulunuyor. Meşhur bir alim olan Harchfeld ise demiştir ki : - İslâm alemindeki bütün ilim ve irfan şubelerinin hayrete değer gelişmeleri, Kur'an sayesinde olmuştur. Aleksi Luvazünün sözleri de şudur : - Yeni ilimlerin keşifleri, yahut yeni ilimlerin yardımlarıyla çözülen veya çözülmelerine uğraşılanlar arasında bir teki yoktur ki, İslamlık esasları ile zıtlaşsın. Bizim Hristiyanların, Hristiyanlığı tabiat kanunlarıyla bağdaştırmak için sarfettikleri gayrete mukabil, Kur'an ile tabiat kanunları arasında tam bir uygunluk görülür. [648] Kur'an'da Sağlık Konuları Bilindiği üzere sağlığı korumanın en mühim şartı temizliktir. Nitekim Kur'an'da bu konu, ilk gelen emirler arasında yer almıştır. İniş sırasına göre 4. olan Müdessir Sûresi mealen şöyle başlar : “Ey örtüsüne bürünen (Muhammed) kalk (kâfirleri azabımla) korkut, Rabbini çok yücelt, elbiseni temizle.» (1-4) Bilindiği üzere Peygamber Efendimiz, daima tertemizdi. Gerek mübarek bedeninde ve gerekse elbiselerinde pislikten eser yoktu. Nitekim bu sûreden önce inen Müzzemmil Sûresinde Peygamberimiz, namaz kılmakla emrolunmuşlardı. Namaz kıldıklarına göre, onun mübarek elbiselerinin temiz olmaması akla bile gelmez. Buna rağmen Peygamberimizin “elbiseni temizle» emriyle karşılaşmasının sebebi nedir acaba? diyebiliriz. Bunun cevabını “Siracul münir» tefsirinde ki şu rivayette bulmak mümkündür : Mekke müşrikleri bir gün, Peygamber Efendimizin üzerlerine bir koyunun bağırsağını atmışlardı. Bundan pek çok kederlenen ulu Peygamberimiz, saadetli evlerine gitmişler ve mübarek elbiselerine bürünüp tefekküre dalmışlardı. İşte tam bu sırada, mealini yukarda yazdığımız emirleri Cebrail (a.s.) getirdi. Bu emirlerden çıkan anlam şudur : “Ey elbiselerine bürünen kulum Muhammedi kâfirlerin bu çirkin davranışları seni engellemesin, kalk onları azabımla korkut, Rabbini onlardan intikamını alacak kudrette en yüce bir varlık olarak tanı, elbiseni de, sana atılan bağırsak pisliklerinden iyice temizle.» Görülüyor ki Peygamber Efendimiz, bağırsak bulaştığı için elbisesini temizlemekle emrolunmuştur, yoksa kirli bulunduğu için değil. Beden temizliğine gelince, Kur'an'ın bu konudaki emri şudur : “Ey iman edenler! namaza kalktığınız zaman, yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi ve başlarınıza meshedip topuklarınıza kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp olduysanız, baştan aşağı temizlenin.» [649] Bütün bu emirlerdeki maksadı Kur'an, aynı ayetin sonunda mealen şöyle ifade eder : “...Allah (bu emirleriyle) sizin üzerinize bir güçlük dilemez. Ve lakin o, iyice temizlenmenizi ve üstünüzdeki (sağlık) nimetinin (korunup) tamamlanmasını diler. Ta ki şükredesiniz.» Görülüyor ki ibadetlerimize abdest ve gusul, maddî ve manevî bakımdan temizliği amaçlar. Esasen Kur'an'ın 32 yerinde temizlikten bahis buyurulur. Bunlardan Bakara S.sinin 222 ile Tevbe S.sinin 108. ayetlerinde “Allah'ın temizlik yapanları sevdiği» ifade buyuruîur. Aybaşı halindeyken, zevcelerle cinsî münasebetin haram kılınmasındaki [650]hikmet de sağlıkla ilgilidir. Çünkü kadının adet kanamaları sırasında, onunla cinsî münasebette bulunmak sakıncalıdır. Zira kanama, rahim içinde olgunlaşmış durumda bulunan tabakanın dışarı atılması sebebiyle olur. Bu sırada yapılan cinsî birleşme, çok hassas olan bu tabakaya mikropların yerleşerek, orayı iltihaplandırmaya neden olur. Bu mahzuru Kur'an şöyle açıklar : “Sana kadınların hayız hallerinden soruyorlar. De ki o (hayizlı yer) bir pisliktir. Onun için hayız zamanında kadınlar (ıniz) dan ayrı durun. Temizlendikleri zamana kadar kendilerine (cinsî temas için) yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde onlara, Allah'ın size emrettiği şekilde gidin. Her halde Allah, hem çok tevbe edenleri sever, hem de çok temizlenenleri sever.» [651] İslâm fakıhleri, çocuk doğuran kadınları daf hayızlı kadınlar durumunda mütalaa etmişlerdir. Ayni sebepler dolaysiyle 40 gün, bu kabil nifash kadınlara cinsi münasebette bulunmak haramdır. Tıpta bu müddet, 4-6 hafta olarak kabul edilir, [652] Sağlığa Zararlı Oldukları İçin Yasaklananlar 1- Aklın muvazenesini bozan içki ve uyuşturucu maddeler de yine, insan sağlığını korumak için haram kılınmıştır. Bir zamanlar, Amerikada olduğu gibi Türkiye'mizde de içkiyi yasaklayan kanunlar vardı. Ne var ki, içki tiryakilerinin tesirleriyle bu kanunlar, bir kısım devlet gelirleri bahane edilerek kaldırıldı. Bereket versin ki hiç olmazsa, uyuşturucu maddelerle olan kanunî mücadele, milletler arası bir şekilde devam ediyor. Her aklı selim sahibinin, gerek beden ve gerekse ruh sağlığı üzerindeki zararlarını kabul ettiği bu konuyu daha fazla uzatmağa lüzum görmüyoruz. 2- Ölü etinin, kânın ve domuz etinin yenmesi şu mealdeki ayetle haram kılınmıştır : “O size (kesilmemiş) ölüyü, kanı, domuz etini ve Allâh'dan başkası için kesileni katiyen haram kıldı. Fakat kim bunlardan yemeye muztar kalırsa (kimseye) saldırmadan ve normali aşmadan (onlardan yerse) ona günah yoktur. Şüphesiz Allah, affedicidir, esirgeyicidir.» [653] Bu yasaklar, Kur'an'ın Maide 3, Enam 145, Nahl 115. ayetlerinde de tekrar edilir. Şüphesiz bu yasaklardaki maksat da, insan sağlığını korumak içindir. Her hangi bir hastalıktan veya sair sebeple bıçaksız ölen hayvanın eti ile kanın sağlığa zararlı olduğu nasıl ki fennen sabit olmuşsa, onun gibi, domuz etinin de insana zararlı ve “trişin» denen mikrobu taşıdığı da ortaya çıkmıştır. İsviçre'de bütün domuz etleri muayeneden geçtikleri halde, trişin denen domuz etine mahsus mikrop tesiriyle ölenlerin % 3 ü bulduğu görülmüştür. [654] 3- Yakın akrabalar arasındaki evlenmeler, bu akrabalıklar süt emzirmek ile kurulmuş olsa bile, Kur'an'da yasaklanmıştır. Bu da, yetişecek neslin sağlığı için konmuş İlâhî bir yasaktır. John Gregor Mendel (1822-1884) tarafından yapılan ilmî araştırma ve deneylere göre, kendileri çok sağlam oldukları halde bazı insanların kanlarında gizli öyle bir hastalık mikrobu bulunr ki, onlar yakın akrabalarıyla evlenince o gizli hastalık, feci bir şekilde doğan çocuklarda ortaya çıkmaktadır. Bunu önlemenin çaresi ise, yakın akrabaların biri birleriyle evlenmeleridir. [655] Şu halde sütün de, emen çocuğun kanına karışan bir gıda olduğu düşünülürse, sütten akraba olanların evlenmelerinde de ayni hastalığın ortaya çıkacağından şüphe etmemek gerekir. Kan veya süt sebebiyle akraba olanlar arasında Kur'an'ın koymuş olduğu evlenme yasağı, 4 Nisan 1926 tarihli Medenî K. 92 ve 112. maddelerine de konmuştu. Ama ne var ki 6 ay sonra Meclise sunulan Borçlar K. kabulü anında ve iç tüzüğe aykırı olarak sunulan bir hata-savap cedveli ile “süt ana ve kardeşler arasındaki evlilik yasağı» kaldırılmıştır. Buna rağmen Müslüman halkımız, bu dînî yasağı yine de sürdürmektedirler. Hamd olsun. [656] Zararlı Olunca, Halal Da Haram Olur 1- Doyunca yemeyi bırakmak, bilindiği üzere, sağlığımız bakımından çok faydalıdır. Aşırı şekilde yemek yiyenlerin müptela oldukları veya olabilecekleri hastalıkları tıp ilmi, saymakla bitiremez. İlmî araştırmalarla ortaya çıkan bu zarararlardan insanlığı korumak için Kur'an, 14 asır evvel şöyle buyurmuştu : “Yiyiniz, içiniz ama, israfa kaçmayınız. Muhakkak Allah, ısrafçıları sevmez.» [657] İsraf, normal sınırı aşmaktır. Göıülüyor ki Kur'an, helal olan bir gıdanın ve suyun doyunca yinme ve içmesini yasaklamış, yâni haram kılmıştır. 2- Her hangi bir rahatsızlık sebebiyle veya her hangi bir bünyeye, dolaysiyle zararlı görülen mubah gıdalar da, başkaları için yararlı olsa bile, o hastaya ve o bünye sahibine haramdır. Çünkü zararı görülen şeyleri yemek, içmek veya yapmak, birer tehlike teşkil edecekleri için Kur’an, bunlardan kaçınmamızı şu mealdeki ayetiyle emretmektedir : “Ve ellerinizle tehlikeye atılmayın.» [658] 3- Yine her hangi bir hastalık sebebiyle zararlı görülen ibadet şekillerinde de değişiklik yapılmasını dinimiz, emredip kolaylaştırmıştır. Meselâ : A- Kalbinden rahatsız olan bir hastanın, hareket etmesinde eğer sakınca varsa onun baş îmasiyle namaz kılması, B- Su kullanmasında zarar görülen bir kimsenin, abdest ve gusul için teyemmüm etmesi, C- Açlık sebebyile zarar gören kimsenin ise orucunu, başka günlerde tutmak niyyetiyle bozması emrolunmuştur Eğer hastalıklar devamlı ise, kudreti olan kimse, bir günlük orucu için bir fidye verir oruç tutmaz. Eğer hasta, fidye veremiyecek durumdaysa ona fidye vermekte yoktur. Nitekim Kur'an şöyle buyurur. “Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez. Kazandığı sevap yararına, kazandığı günah da zararınadır.»[659][660] [647] Bu yazı Pariste çıkan Figaro Gaz, Nisalo 1913 yılı nüshasından alınmıştır. [648] Garplilere göre Kur'an : S. 16-20 Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 208-209. [649] Maide : 5/6. [650] Bakara : 2/222. [651] Bakara: 2/222. [652] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 209-211. [653] Bakara: 2/173. [654] Dr. H. Fissinger tarafından 2.9.1953 T. Le Mond gazetesinde çıkan yazısından. [655] Adil Yüksel: Biyoloji S. 142, 143 [656] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 211-213. [657] Araf: 7/31. [658] Bakara: 2/195. [659] Bakara: 2/286. [660] Ahmet Gürkan, Kur’an’ın Nasih Ve Mensuh Ayetleri, Yeni İlahiyat Kitabevi, Ankara, 1980: 213-214. Konu Başlığı: Ynt: Kuranda Tabiat İlimleri Gönderen: Ceren üzerinde 29 Ocak 2017, 22:26:59 Esselamu aleyküm.Kur anı kerimi okuyan ve bu ayetler ışığında yaşayıp saglığını koruyup allahın emanetine sahip çıkan kullardan olalım inşallah..
Konu Başlığı: Ynt: Kuranda Tabiat İlimleri Gönderen: Sevgi. üzerinde 06 Eylül 2017, 02:51:37 Aleyküm Selâm. Rabbimiz'in lütfu negüzel Elhamdülillah biz kullarına her türlü kolaylığı sunmuş. Peki biz bukadar aciz kul iken neyimize güvenipte ibadetlerimizi vaktinde ve hakkıyla yerine getirmiyoruz. Mevlam bizleri affedilen kullarından olmayı nasip etsin inşaAllah ibadetlerimizi vaktinde yapalım.
|