> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Kuranda Sünnetullah
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuranda Sünnetullah  (Okunma Sayısı 5094 defa)
22 Mart 2011, 00:17:55
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 22 Mart 2011, 00:17:55 »



KUR'AN'DA SÜNNETULLAH

 Önsöz

 İnsan ve insan topluluklarının sorunlarına net ve doyurucu çö­zümler getiremeyen düşünceler, dünya gündeminde çekiciliğini yitirmeye mâhkumdurlar. Baskı, zulüm, yıldırma, medyayı kullanma gibi unsurlarla kendisini belirli bir zaman diliminde, sorunlardan kur­tuluş reçetesi olarak göstermeye çalışan düşünce akımları, her şeyin en güzel açıklayıcısı olan zamanın geçmesiyle sorunları çözmek bir yana, kat kat artırmaktan başka bir şey yapmamışlardır.

İşte Kur'an, bin dört yüz küsur sene önce en büyük hedefinin in­sanların banş ve huzur içinde yaşayabileceği bir toplum meydana getirmek olduğunu ilan etmesiyle, yeniden dünya gündeminde ilk sırayı almıştır. O, kendisinin hakkıyla anlaşılması şartıyla insanların bütün dertlerine deva olacağını garanti etmektedir. Müslüman toplulukların tarihinde, Kur’an’ın va'dettiklerinin gerçekleştiği dönemlerin (Asr-ı Saadet gibi) varlığı, onun verdiği bu garantinin bütün zamanlar için geçerli olduğunun delilidir.

Bu nedenle Kur’an’ın, insan ve toplum olguları, bunların yapıları ve özellikleri için söylediklerini anlamaya çalışmak, büyük önem taşımaktadır.

Kur'an, daha önce yaşamış ve helak edilmiş kavimlerin hayatlarından kesintiler sunmaktadır. Yükselme ve çökmelerini hazırlayan hastalıkların neler olduğunu haber vermektedir. Şüphesiz bundan amacı, insanların bu olaylardan öğüt alarak aynı yanlışları tekrarlamamalarıdır.

Biz de bu çalışmamızda, önceki toplumların hayatlarında geçerli olmuş olan Allah'ın yasalarını Kur'an'dan tespit etmeye çalıştık ki, geleceğin dünyasının şekillenmesinde sorumluluk payı olduğuna ina­nanlar bu yasaları dikkate alsınlar; çalışmalarını bu yasalar doğrultu­sunda sürdürsünler.[1]

 GİRİŞ

 1- İslam Tarih Felsefesi

 Kur’an Hz.Muhammed (s.a.v.)'in risaletinin hak ve evrensel olduğu gerçeğini, tüm inanmayanlara kanıtlayabilmek için, tarihte yaşamış bazı toplumlarla ilgili olaylardan ve inkarcı olan bu toplumların ibret verici sonlarından söz etmesi, Mekke'li müşriklerin hayretini hiç kuşkusuz artırıyordu.

Herhangi bir 'Kutsal Kitap'a sahip olmayan bir toplumda yaşa­yan ve okuma yazma da bilmeyen (ümmî), bir peygamberin getirdiği bu Kitap'ta, tarihi olayları, gerçeğe uygun bir tarzda anlatabilmiş ol­ması, nasıl mümkün olabilirdi? Gerçi bu bilgileri Kutsal Kitaplar'ın bilgilerine sahip olanlardan edindiğini iddia etmişlerse de, bu iddiala­rını delillendirmekten yoksun kalmışlardı. [2] Onların Hz. Muhammed (s.a.v.)'in verdiği örnekleri yalanlamaktan daha çok, başka yerlerden kopya ettiğini ileri sürmeleri, anlatılan tarihi örneklerin kendilerince de bilinen ve kabul edilen şeyler olduğunu hissettirmektedir. [3] Zaten, Kur'an'ın dikkat çekici yöntemlerinden biri de, örnek olarak verilen tarihsel olayların, Arap yarımadasındaki insanların önceden de duydu­ğu, bildiği olaylar olmasıdır. İşitmemiş oldukları şeyi sunup, delil olarak kullanması, sağlıklı bir yöntem değildir. Bu nedenle örnekler, yakın çevrelerinden verilmiştir.

Mekkeli inkarcıların Hz Muhammed (s.a.v.)'in söylediği bu tari­hi bilgiler karşısındaki tavırları, onlarınkinden daha hayret vericidir. İçinde bulundukları durumları ile kıyas etmek ve sonuçta yanlışlarını terketmeleri için kendilerine sunulan bu bilgileri, masal ve hurafeler olarak nitelendirerek [4] sadece ıssız çöl gecelerinin eğlence aracı olan şiirler gibi lüks bir zevk olarak düşünmüşlerdir. Bu tavırları onların bir tarih felsefesine sahip olmadıklarını veya yanlış bir tarih felsefesi yöntemi kullandıklarını göstermektedir. Öyle ya, atalarının yapmış oldukları yanlışları dahi, sadece ataları yapmış olduğundan ötürü, sorgulamadan taklit eden kimselerden, tarihi olayları değerlendirip, ibret almaları nasıl beklenebilir?

Kur'an'da pek çok tarihsel olay (kıssa) bulunmaktadır. Kur'an bunları zihni rahatlatmak, insanların hikaye ve masal ihtiyaçlarını karşılamak veya meydana gelen olayların elem ve acılarını aktararak trajik bir duygu uyandırmak için anlatmıyor. O, bu kıssalarda, önceki toplumların medeniyet ve kültür alanındaki yükselme ve gerileme süreçlerini inceleyerek, bir takım değerlendirmelere ulaşır ve bu de­ğerlendirmelerin bütün toplumlar için geçerli olabileceğini vurgular. İmadüddin Halil'in deyimi ile yoldaki yeşil ve kırmızı ışıklardır bu kıssalar: "Kur'an'da zikredilen bu tarihi olaylar ve kıssalar, tarihin derinliklerinde geçirilmiş derin tecrübelerin ışığından istifade ederek, bize hayatın zor ve uzun yolunda yaktığı yeşil ve kırmızı ışıklardır. Bu kıssalar bize geleceğimizi belirleme hususunda önemli işaretler olarak verilmiştir. [5]

Bu değerlendirmelerin tespit edilmesine gidilmeden önce tarihin ne olduğu ve yorumunun (tarih felsefesinin) nasıl yapılması gerektiği netlik kazanmalıdır. Bunun ne denli önemli olduğunu İmadüddin Halil şöyle belirtir:

"Gün geçtikçe 'tarihi olaylar' daha da açığa çıkmakta ve önem kazanmaktadır. Bugün bütün toplumların, zaruri olarak tarihi olayların aydınlatabileceği en ufak bir parıltıyı ele alıp hayat seyrini tayin etme­ye çalışmakta oldukları bir gerçektir. Bu çağdaş akım ve düzenler kendileri için ulaşılmasını kesinlikle zaruri gördükleri bazı hedeflere varmak ve bu uzun yolu rahatlıkla katetmek gayesiyle tarihi olaylar­dan alacakları en ufak bir ışığın, yollarını aydınlatacağına inanmakta­dırlar. İşte tarihi olaylar bu düşünce akımları ve rejimler için birer tecrübe tarlası ve güçlerini ispatladıkları, zaaflarını gösterdikleri birer meydandır. [6]

Tarihin tanımlanması, kişilerin dünya görüşlerinin [7] (Weltanschauung) değişmesine göre farklılık göstermektedir: "Öncelikle tarihi gerçekler savunulan akım ve düşüncenin görüşü istikametinde ortaya konup yorumlanır. Sonra düşünce akımının görüşlerini ve delillerini destekleyecek şekillere sokulur. [8]

İslam'ın da kendine ait anlayış biçimi, kendine ait tasavvur key­fiyeti ve kainatı kavrayış biçimi vardır. Bu nedenle biz de tarihi de­ğerlendirmelerden söz edeceksek, İslami Dünya Görüşüne bağlı olan kişilerin tarih tanımlamalarına başvuracağız.

İbn-i Haldun (ö. 808/1406) Kitabu'1-İber adlı yedi ciltlik eserinin mukaddimesinde tarihin ne olduğu ve ondan nasıl yararlanılacağını şöyle ifade eder: "Tarih, insanların ve kavimlerin durumunu, bunların hallerinin nasıl değiştiğini, devlet sınırlarının nasıl genişlediğini, kuv­vet ve kudretlerinin nasıl arttığını, ölüm ve yıkılma çağı gelinceye kadar yeryüzünü nasıl imar ettiklerini bize bildirir. Bu tarihin zahiri manasıdır. Tarihin içinde saklanan mana ise incelemek, düşünmek, hadiselerin vuku ve cereyanının sebep ve tertibini inceleyip bilmekten ibarettir. [9]

Allah'ın gönderdiği ilâhî mesajları diğer insanlara ulaştırma so­rumluluğu duyan her müslümanın yeterli bir tarih kültürüne sahip olması gerektiğini belirten Yusuf  Kardavi ise tarihten ne anladığını şu sözleri ile anlatır:

"Tarih, insanın ufkunu genişletir, diğer toplumların durumları, geçirdiği devirleri ve büyük şahsiyetleri hakkında bizi fikir sahibi kılar. Toplum tabakalarında 'Sünnetullah'ın nasıl çalıştığını' toplum­ların nasıl yükselip battığını, devletlerin nasıl kurulup yıkıldığını, fikrî hareketlerin nasıl başarıya ulaştığını, medeniyetlerin nasıl kurulduğu­nu ve yozlaşıp yok olduğunu, liderlerin ne zaman başarıya ulaştığını, halkların nasıl harekete geçirildiğini ve yönlendirildiğini tarihle bera­ber yaşar ve görürüz. [10]

"Tarih, dinin insanları çağırdığı değer ve mefhumların kıymetini gösteren en doğru şahittir. O, iman ve takvanın, küfür ve fısk-u fücurun insanları ne gibi farklı istikametlere götürdüğünün, Allah'ın nimetlerine şükredenlerin mükafatını, onu inkâr edenlerin ise cezası­nın, ayrıca insanları yaptıklarının neticelerine katlanışlarının kendisinde pek açık bir şekilde gözüktüğü, parlak bir aynadır. [11]

"Tarih, insanlığın geçirdiği hadiselerin kaydedildiği bir hatıra defteridir. [12]

"Tarih, çoğu zaman aynı şartların ve sebeplerin meydana getirdi­ği benzer olayların anlaşılmasına yardımcı olur. Arapların, 'Bu gece dün geceye ne de çok benziyor' ve Avrupalıların, 'Tarih kendini tekrar ettirir' deyimleri de bunu ifade eder. [13]

Tarihin ne demek olduğu ile beraber, ondan nasıl yararlanmamız gerektiğini de belirten yukarıdaki açıklamalardan sonra Kur'an'da anlatılan tarihi olaylar olan peygamber kıssalarını nasıl yorumlayaca­ğımıza, onları nasıl değerlendireceğimize geçebiliriz. Zira yorum ve değerlendirme olmaksızın tarih, hedef ve gayesi olmayan kıssalar topluluğu olur. [14]

Muhammed Kutub, Kur'an'daki kıssaların Kur'an ve sünnette hedeflenen amaçlar doğrultusunda yorumlanabileceğini söyler: "O (tarihin İslami yorumu), insanların bütün durumlarını; yükselmelerini ve düşmelerini, ilerlemelerini ve gerilemelerini, iman ve küfürlerini, doğru yolda olmalarını ve sapıklıklarını, Allah'ın kitabında ve Rasul'ün sünnetinde gayb ve şehadet alemini hesaba alarak beyan ettiği şeylere göre yorumlamaktır." [15]

Seyyid Kutub (ö. 1966) da, Kur'an'ın edebi özelliğini yeni bir metotla gösterdiği eserinde kıssaların amaçlarının çok olduğu, kıssala­rın, Kur'an'ın insanlara anlatmak istediği her şeyi içerdiğini ifade ederek şunları örnek olarak verir; "vahiy ve peygamberliğin ispatı, Allah'ın vahdaniyyetini ispat, dinlerin esasta birliği, uyarma, müjde­leme, kudreti ilâhîyyenin zuhura çıktığı yerler, hayır, şer, sabır, sız­lanma (ceza), şükür, nankörlük ve daha başka dînî gayeler ve ahlâkî hedefler." [16]

İzzet Derveze (ö. 1984) ise kıssaların vahyedilme amacını şöyle açıklar:

"Bunlar, kıssa veya haber olsun diye, sırf kendileri için indirilmiş değillerdir. Bilakis, bunlar eleştiri, öğüt, hatırlatma ve tartışma aracı olarak i...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuranda Sünnetullah
« Posted on: 23 Nisan 2024, 12:54:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuranda Sünnetullah rüya tabiri,Kuranda Sünnetullah mekke canlı, Kuranda Sünnetullah kabe canlı yayın, Kuranda Sünnetullah Üç boyutlu kuran oku Kuranda Sünnetullah kuran ı kerim, Kuranda Sünnetullah peygamber kıssaları,Kuranda Sünnetullah ilitam ders soruları, Kuranda Sünnetullahönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes