Konu Başlığı: Kuranda Peygamberler ve Karşı Tavırlar Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Mayıs 2011, 12:16:51 KUR’AN’DA PEYGAMBERLER VE KARŞI TAVIRLAR ÖNSÖZ Kur'an-ı Kerim, “Konular halinde tasnif edilerek” gönderilmiş bir kitap değildir. Bu nedenle onun ele aldığı konuları incelemek herhangi bir kitabı incelemekten farklıdır. Kur'an, tarihi verileri sunarken onların insanoğlu tarafından değerlendirilmesini ve yorumlanmasını ister. Tarihin, Kur'an-ı Kerim'de belirtilen kısımlarını doğru anlama cehdi içine girmek Müslümanlar için acil ihtiyaçlardandır. Çağımızda Müslümanca yaşamaya karşı kesif saldırılar ve Müslümanlar tarafından da vahyi değerleri ihmal nedeniyle zayıflayan îslâmî bilinci yeniden inşa etmek konusunda en sağlıklı açılım, tarihte toplumların peygamberlerine karşı tavırlarını incelemek ve gerekli tedbirleri almakla sağlanabilir. Amacımız, inkarcıların her çağda sergiledikleri ortak tavırları (nüanslarına dikkati çekerek incelemek) ve onlara karşı peygamberlerin takındıkları tavırları göstermektir. Bu sayede Müslümanları bekleyen tehlikeler ve bunlara karşı alınacak tedbirlerin neler olabileceği daha net bir şekilde görülebilecektir. Çünkü vahye itirazın mantığı kısmî değişiklikler gösterse de aynı gerekçelere dayanır. Kur'an, kıssalar aracılığıyla peygamberlerin, kendi toplumları tarafından ne şekilde karşılandığını bildirmektedir. Bunu yaparken amacı, insanların geçmiş toplumların düştükleri hatalara düşmemelerini sağlamaktır. Ne yazık ki, insanların çoğu tarihten yeterince ibret almamakta, atalarının peygamberlere ve onların getirdikleri vahye karşı gösterdikleri olumsuz tavrı sürdürmektedirler. İşte bu nedenle de dünyada ve ahirette azaba uğramaktadırlar. Tarih boyunca peygamberler aracılığıyla insanlığa sunulan ilahi mesajlar dizisinin sonuncusu olan Kur'an-ı Kerim, insanlığın her iki dünya saadetini temin için gerekli dini ve dünyevi hükümleri ve yeterli genel ölçüleri ihtiva eden bir kaynaktır. Kur'an-ı Kerim bu ölçüleri ortaya koyarken, mantıkçıların ve filozofların yaptığı gibi, düşünce ve ilkeleri soyut ve formel bir düzen içinde sunmaz. Aksine pratik kalıplar içinde dilsel ve somut bir sunuş örneği sergiler. Her sureye her bölüme işleyeceği konuları serpiştirir. Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman bir araştırmacının, araştırma korusunun sınırlarını tayin etmede ne büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu anlarız. Kur'an-ı Kerim'in ifade ettiği anlamları ve prensipleri anlamak, özellikle bu Kitab'ı insanlığa anlatmakla mükellef olan müminler için önemli bir konudur. Kur'an-ı Kerim, muhtevasındaki mana ve prensipleri sunarken, insanlığın mümkün olduğunca kolay anlayabileceği bir ifade tarzı kullanmaktadır. Kur'an'daki bu üslubun en önemli örneği ve hacim itibarıyla da büyük çoğunluğunu teşkil eden unsur olarak kıssaları görmekteyiz. Tezimizde, Hz. Adem'den Hz. Muhammed'e kadar geçen dönemde anlatılan olaylar içinde inkarcıların gösterdikleri ortak ve olumsuz tavırlar ile bunların sonuçlarını ortaya koymayı amaçlamaktayız. Takdir edileceği gibi böyle bir konuyu ele almak, Kur'an-ı Kerim'in peygamber kavramının içini nasıl doldurduğunu ortaya koymayı gerektirmektedir. Bu amaçla giriş bölümünde nebi ve rasul kelimeleri ve aralarındaki ayrılmaz ilişkiyi ortaya koymaya çalıştık. Peygamberlik kavramının ardından da sünnetullah kavramını ele aldık. “İlahî yasa” anlamına gelen sünnetullah toplumların vahye karşı aldıkları tavrı ve karşılaştıkları akıbeti kapsayan bir kavramdır. Bu açıdan tezimizin temelini teşkil etmektedir. Çünkü tezimizdeki temel varsayım, zaman ve mekan değişikliğinin peygamberlere karşı olumsuz tavır içine girenlerin bakış açılarının değişmesine bir etkide bulunmadığı şeklindedir. Bu anlamda Hz. Nuh'a itiraz edenler, ileri gelenlerden oluşan kimseler iken, zaman ya da mekan değişti diye Hz. Muhammed döneminde onların yerini fakir kimseler almamıştır. Hz. Salih'ten istenilen mucizenin sonucundan ibret alınıp Hz. Musa döneminde bu istekten vazgeçilmemiştir. Sünnetullahın işleyiş alanı toplumların risalete karşı tavırlarıyla ilişkilidir. Bu bağlamda üçüncü anahtar kavram olarak kıssa mefhumunu ele aldık. Kur'an'ın, kıssa kavramıyla neyi kastettiğini ortaya koymaya çalıştık. Birinci Bölüm'de toplumların peygamberlere karşı gösterdikleri ortak karşı çıkışları, konulu tefsir yöntemine yakın bir biçimde ele aldık. Risalet karşıtı itirazları işlerken, peygamberleri değil, karşılaştıkları tepkileri merkeze aldık. Ancak yine de tavırları incelerken, kronolojiye uyarak peygamberlerin geliş sıralarına özen göstermeye çalıştık. Bazı peygamberler Kur'an-ı Kerim'de özet olarak anlatıldığı için alt başlıkların her birini bir peygambere tahsis edemedik. Çünkü aslolan “Karşı tavırlar”ı göstermekti. Bu anlamda peygamberlerin gündeme getirdiği bazı konuların bazı dönemlerde daha yoğun olarak tepki alması nedeniyle bölümlemelerde her zaman birbirine yakın uzunlukta anlatım belirleyemedik. Örneğin mucize konusu Hz. Musa döneminde yoğun şekilde işlenirken, atalara bağlılığın Hz. Muhammed döneminde daha büyük bir problem olarak ele alındığını gördük. Bu nedenle bazı dönemleri özetle ele alırken, bazı dönemleri ayrıntılı bir şekilde işlememiz gerekti. Peygamberlere karşı çıkanların ortak itirazlarını ortaya koyarken yakalayamadığımız yönler olabilir. Bu eksiklik, konunun ele alınış bakımından, bildiğimiz ilk çalışma olmasındandır. Ve tezimiz “Ortak itirazları belirleme konusundaki” çalışmalara bir önsöz niteliğinde görülmelidir. İnanmayanların ortak tepkilerini ele alırken, onları bu tavra iten sebepleri ele almaya ve itirazlarının tutarsızlıklarını göstermeye gayret ettik. Gördüğümüz kadarıyla onların inkâr amaçlı tüm talepleri, hakikati kabullenmelerini değil, bilakis yalanlamalarını artırmıştır. Yani tüm itirazlarının temelinde yalanlama vardır. Bu nedenle, İkinci Bölüm'de peygamberleri yalanlayanlar akıbetini ele aldık. Peygamberlere yapılan hakaret, aciz kılma gayretleri, onların atalarından uzaklaşma yanlışına düştükleri suçlamaları vb. tüm itirazlar aslında yalanlamanın türleridir. Yalanlama, inkâr amaçlı tüm menfi tavırların ana başlığıdır. Ayrıca bu mefhumun kullanıldığı Kur'an âyetlerinin büyük bir çoğunluğu aynı zamanda risalete tepki gösterenleri bekleyen kötü sonu da işlemektedir. Peygamberlere karşı tavırları ele alışımızın amacı, bu konuda Kur'an-ı Kerim'in kendi bütünlüğünü anlamaya çalışmak, daha sonra da özelde, kıssalar ile verilmek istenen ilahi mesajın, onun taşıyıcılarının rolünü ve önemli bazı üslup özelliklerini kavramaya ulaştıracak bir çalışma ortaya koymaktır. Hareket noktamızı, “Kur'an-ı Kerim'in indiriliş gayesi, peygamberlerin toplumlarıyla ilişkilerinde somutlaşan mücadeledir” şeklinde formüle edebiliriz. Kur'an-ı Kerim'in bütün üslup şekilleri için geçerli olan bu prensibe göre, kıssaların amacı; merak gidermek, eğlendirmek, bazı tarihi olayları hikâye şeklinde anlatmak değildir. Bilakis kıssaların amacı, Kur'an-ı Kerim genelinde insanlığa anlatılmak istenen ilahi mesajı, tarihi gerçeklik içinde daha çarpıcı ve inandırıcı bir üslupla muhataplarına sunmaktır. Araştırmamızda, temel kaynak Kur'an-ı Kerim'dir. Bununla birlikte Kur'an-ı Kerim kıssalarıyla Kitab-ı Mukaddes'teki bilgiler arasındaki konu birliği ve benzerliği söz konusu olduğunda zaman zaman karşılaştırma yapmayı ihmal etmedik. Konumuzu işlerken, tefsir ilminde klasik eser kabul edilen Taberî, Zemahşerî, İbnu Kesîr, Râzî, Kurtubî gibi müfessirlerin eserlerinden, ağırlıklı olarak faydalandık. Bunun yanında çağdaş müfessirlerin ve özellikle Reşit Rıza, Meraği, Seyid Kutub, Mevdudî vb. içtimai tefsir ekolü mensuplarının eserlerinden de yararlandık. Bir kısım tefsirlerden kaynak gösterirken bir problemle karşılaştık. Bazı tefsirlerin her bir cildinde birkaç mücellet mevcut idi. Mesela Taberi'nin elimizdeki nüshasının on üçüncü cildi müstakil üç cilt gibi hazırlanmıştı. Bu nedenle cilt no'sunun yanına o cilt içindeki birkaç cildi sırasıyla Romen rakamı ve normal rakam ile gösterdik; ardından da sayfa numarasını verdik. [1] Bu çalışmamız vahye karşı çıkanları ve onların olumsuz tavırlarının nedenlerini ve aldıkları peygamberi cevapları sunabilirsek vahyi anlama çabalarına mütevazı bir katkı olacaktır. Bu doktora çalışmasını hazırlarken engin tecrübe ve geniş ufkundan yararlandığım Prof. Dr. Sait Şimşek'e ve teşvik edici eleştiri ve katkıları nedeniyle Prof. Dr. Yusuf Işıcık ve Prof. Dr. Abdullah Özbek'e teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Murat Kayacan [2] [1] Taberi, III/2, 245 gibi. [2] Murat Kayacan, Kur’an’da Peygamberler ve Karşı Tavırlar, Ekin Yayınları: 7-11. |