> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyor
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyor  (Okunma Sayısı 1090 defa)
15 Eylül 2011, 22:08:43
müzzemmil

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 374


« : 15 Eylül 2011, 22:08:43 »



Kur'an'a “Mahluktur» Demeyenlerin Kellesi İsteniyor

Bu durumu öğrenin Me'mun, yeniden bir mektup daha gönderip, Bişr Bini Velid ile İbrahim Bini Mehdi için;
“Kur'an mahluktur demezlerse boyunlarını vur, kelleleri­ni bana gönder. Eğer Kur'an mahluktur derlerse, hemen halka ilan et, herkese duyur» diye emir vermişti.
Me'munun Tarsus'tan gönderdiği mektupla bu “îdam etme» emrini alan Vâlî, Kadı, Hadisçi, Fıkıhçı olmak üzere otuz kadar âlimi, çağırarak onlara bu dehşet veren'emri oku­du ve yine o eski sorularını tekrarladı. Ahmed Bini Hanbel, Muhammed Bini Nuh, Sücâde ve Kavanrîdan başkaları» “Kur'an mahluktur» dediler. Me'munun bu müthiş emrine rağmen “Kur'an mahluktur» demeyen bu dört âlim ise, he­men elleri ve ayaklarından bağlanarak zindana atıldılar. Er­tesi gün, bu tazyıka dayanamıyan Sücâde, Bağdat Valisinin emrini yerine getirdi ve serbest bırakıldı. Diğer üçü ise, inanç­larında direndiler.
Öbür gün olunca ayni soru bu üç âlime tekrarlandı, ce­vap istendi. Alkavarırînin de tahammülü kalmadığı için o da, emri kabul etti ve serbest bırakıldı.
Geriye, Ahmed Bini Hanbel ile Muhammed Bini Nuh kal­mıştı. Bunlar zincirlerle bağlı olarak Tarsusta bulunan Me'muna gönderildi. Yolda Muhammed Bini Nuh vefat edince Ahmed Bini Hanbel tek başına bu işkencelere göğüs germek­te devam ediyordu. Fakat o, yine de Ailâhu Taâlâya Hamdu senada kusur etmiyordu. Böylece günler geçiyor ve Büyük îmam Tarsusa doğru yol alıyorken, Me'mûnun ölüm haberi alındı. Fakat İmam yine de kurtulamadı. Çünkü Me'mûn, ye­rine geçen Halîfe Mu'tasıma, ayni yolu tâkib etmesi için aşa­ğıdaki vasıyyetnameyi bırakmıştı :
“Bu, Emirul Mu'minîn Abdullah (me'mun) Bini Harunur Reşidin yanında bulunanların hepsinin şahid olduğu şeydir. O, kendisi ve yanındakilerin hepsi şöyle şehadet etmişlerdir
Allahu Taâlâ birdir, onun mülkünde ortağı yoktur, işleri­ni kendisinden başka yürüten de yoktur. O, Haliktır (yaratı­cıdır) ondan başka her şey mahluktur (yaratılmıştır) Kur'an da, her şey gibi mahluktur. Hiç bir şey Allah'a benzemez. Ey İshakın babası (Mu'tasım) bana yakın ol, gördüklerinden ib­ret al, Kur'an'ın yaratılmış olması konusunda kardeşinin yo­lundan git.»
Böylece İmam Hanbelin, bu arada zamanın Müslümanla­rının başına çöken minnetler devam etti gitti. Aslında bu felâ­ket ve zulümlere sebeb olanların başı, mutezile ulemasından Ahmet Bini Ebu Davut idi. Çünkü o, dalkavukluğu ve sokul­ma hüneri sayesinde Me'munun Baş danışmanı olmuştu. Me'munun mektuplarını ve son vasiyetini o kaleme almıştı. Me'­munun ölümünden sonra bu adam, Mu'tasımın başkadısı oldu.
Diğer taraftan İmam Ahmed b. Hanbel, Me'munun ölümü üzerine, yoldan Bağdata geri getirildi. Hakkında yeni bir emir çıkıncaya kadar da zindanda kaldı. Sonradan onu Halîfe Mu’tasım (Ö.H. 227) in huzuruna çıkardılar.
30 ay zincirli olarak ve fasılalarla dayak yiyerek bu müddeti geçiren İmam Hanbeli Mu'tasım, yeni bir imtihana daha almak istedi. Yanında memleketin ileri gelen uleması olduğu halde İmam Hanbele Mu'tasım şu soruları yöneltti :
Mu'tasım : -Ne dersin söyle bakalım?
İmam : -Ben Allah'tan başka ilâh olmadığına şehadet ede­rim. Atâ İbni Abbas, rivayet etmiştir ki, Abdi Kaystan bir hey'et, Resulullâha gelince, Peygamber onlara, Allah'a îmanı emrettikten sonra “Allah'a îman nedir bilir misiniz?» dedi. Onlar da “Allah ve Resulü bilir» dediler. Bu defa Peygamber onlara :
- İman, Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in Allah'ın  Peygamberi olduğuna şehadet  etmek, Namazı     kıl­mak, Zekâtı vermek, Ramazanda oruç tutmaktır, dedi ve ga­nimetin beşte birini verirseniz, diye ilave etti. Yâ Emirelmu'minîn, Allah'ın kitabından, Peygamberin Sünnetinden birşey ortaya atın ki söyliyeyim.
Orada bulunanlardan biri ortaya atıldı ve İmama,
- Allâhu Taâlâ Kur'an'da “Ma ye'tihim min zikrin min Rabbihim muhdasin» buyurdu. [638] Muhdes (sonradan    olan) olan mahluk değil midir?
İmamı Hanbel,
- Allahu Taâlâ “Vel Kur'an-ı zizzikri» buyuruyor. Bura­daki Zizzikri kelimesinde, lamı ta'rif, var onun için Buradaki “Zizzikri» Kur'an'dır. Ama senin okuduğun Ayette geçen “zik­rin» kelimesinde lâmi tarif yok.
Bu defa da başkası atıldı ve
- Allah her şeyin haliki değil midir? dedi. İmamı Hanbel,
- Allah “Tüdemmiru külle şeyin bi emri Rabbiha» buyurmuştur.[639] Ancak Allah'ın muradettiği tedmir (öldürmek) öldürmek değil mi? dedi.
Üçüncü bir zat,
- İmran b. Hüseynin “Allah zikri halketti» Hadîsine ne dersin?
İmamı Hanbel,
- Bu yanlıştır. O Hadîs “Allah zikri yazdı» olarak riva­yet edilmiştir.
Dördüncü bir zat,
- İbni Mesut Hadîsinde “Allah Taâlâ, Cennet, Cehennem, Gök, yerden hiç bir şeyi Ayetel kürsîden daha büyük   yarat­mamıştır» dedi. Buna ne dersin?
İmamı Hanbel,
—  O hadîste yaratılmak, Cennete, Cehenneme, Göğe    ve yere aittir. Kur'an'a değil.
Beşinci zat,
- Allah'ın Kelâmı mahluk değildir, sözü teşbihe götürür, müşebbiheden yapar (Kur'an-i Allah'a benzetir.)
İmamı Ahmed,
- Allah birdir, herkes ona muhtaç, o kimseye muhtaç değildir, benzeri ve dengi yoktur. O, kendi zatını tâ'rif buyur­duğu gibidir.
Mu'tasım,
- Sen nelerden bahsediyorsun?.
İmamı Hanbel,
- Yâ Emirel Mu'mînîn, Allah'ın kitabından ve Peygamberini sünnetinden bir şey sorun bana.
Orada bulunanlardan bâzıları mantık oyunlarına baş vu­runca İmam,
- Anlamıyorum, ne oluyor, nedir bu? Ne Allah'ın Kitabında, ne Peygamberin Hadîsinde var bunlar. Hiç biri yok onlarda.
Bunun üzerine İmamı Hanbeli tekrar hapse attılar.
İmam Ahmedin kendilerine uyup katılmıyacağmı anladık­larından, Dayağa baş vurdular ve Mû'tasımın emriyle bu ko­ca İmamı, ara ara kırbaçlamağa başladılar. Mes'udînin dediğine göre, 38 kırbaç vurulunca vücudu kanlar içinde kaldı. Yaralarından kanlar akarken onu bu haliyle yine zindana at­tılar, sonra da yaraların bakmak için doktor gönderdiler[640]

 
İmam Ahmet B. Hanbelin Anlattıkları

 
Mevzu'atıl ulûm, bu konuda İmamı Ahmedin ağzından şunları anlatır :
“219 senesi Ramazanında Vâlî İshak, beni evinde hapset­ti. Sonra hapishaneye naklettiler. 30 ay orada kaldım. İshak bana dedi ki “sen onun sözüne gelmezsen, sana dayak attıra attıra seni öyle bir yerde öldürtürüm ki, orada ay­dan ve güneşten eser görmezsin» Ben sükût ettim. Beni bir ay kapattılar. Ayağımdaki bağların ağırlığından yüzünkoyu düşer gibi olurdum. Beni bir karanlık odaya soktular, kilitle­ndiler. Kandil yoktu. Sabah olunca beni yine alıp halk ile do­lu bir odaya götürdüler, oradan da başka yere geçirdiler. Ora­da ellerinde kılıçlar ve kırbaçlar tutan nice kimseler vardı. Başkaları da geldi, benimle konuşup münazara yaptılar. Ben de cevap verirdim. Öyle bir sıra geldi ki benim sesim, onlarınkinden yüksek oldu. Mu'tasım emretti, beni yüzüm üstü sürü­yerek çıkardılar, elbisemi soydular. Mu'tasım seb'at ettiğimi görünce biraz yumuşadı. Fakat Ebi Davut teşvik ediyor ve Mu'tasmıa “Me'munun mezhebini bıraktı onun sözünü kabul etmedi derler» diyordu.
Böylece kırbaççı iki kırbaç vurup giderdi. Diğer biri gelip o da, vururdu. Onlar vurdukça ben “kuvvetli vur ki ellerin kırılsın» diyerek sebat ederdim. 19 kamçı vurulunca Mu'tasım kalkıp,
- Ya,Ahmet niçin kendini helak edersin", Vallahi ben sa­na acıyorum hemen kabul eyle, dedi.
Etraftan çeşitli sesler yükseldi. Bâ'zıları,
- Bunca çokluğa sen mi galip geleceksin? diyor, diğerleri ise,
- Arkadaşlarından hangisi senin gibi yaptı? Kur'an mah­luktur deyip kurtuldular, bir sen kaldın, diyorlardı. Yine bu arada bir ses,
- Yâ Emirel Mu'minîn, bunu öldür, kanı benim boynu­ma olsun, dedi. Mu'tasım tekrar tekrar yanıma geliyor ve her gelişinde ona,
- Bana Allah'ın kitabından, Peygamberin Sünnetinden delil getirin, beni ilzam edin, diyorum.»
İmam Ahmedin oğlu Salih da şunları söylemiştir.
“- Babam derdi ki : O esnada aklım başımdan gidip bayıldım. Neden sonra ayıldım, baktım bağlarımı çözmüşler, kelepçeleri almışlar, bana biraz kavut getirip “bunu iç te kus» dediler. Ben ise “oruçlu olduğumdan iftar etmem» dedim. Sonra beni Vâlî İshakın evine götürdüler. Öğle olmuştu. Namazı kıldım. İbni Semma'a dedi ki “sen namazı kıldın amma elbi­senden kanlar okıyordu» Ben dedim ki, Hz. Ömer, yarasından kanlar akarken kılardı. Sonra beni saldılar.»
Mu'tasım İmam Ahmed'i serbest bıraktı, ona yedi yıl kim­se dokunmadı. 227 yılında ölen Mu'tasımın yerine Vasık geçti. O da İmamı Hanbele dokunmadıysa da, Kur'an'ın mahluk olduğu yolunda yine de devam etti. Hatta öyle ki, Kur'an mahluktur demediği için, Ahmed B. Nasırı yakalayıp kellesini biz zat kesen Vasık, bu kelleyi Bağdat sokaklarında teşhir ettire­cek dereceye kadar ifrata bile gitmiştir. Bu zulüm yetmemiş gibi teşhir ettirdiği bu kellenin üzerine bir de şu levhayı astırmıştı :     
“Bu, Muhammed b. Nasırın kellesidir. Emimi Mu'minîn Vasık onu “Kur'an mahluktur demeğe çağırdığı halde inat gösterip bunu demedi, Vasık da onu Cehenneme gönderdi.» insanları ona davet ediyorsun. Onlar bunu ya biliyorlardı veya bilmiyorlardı diyebilirsin. Eğer onlar biliyorlardı, ama söyle­mediler dersen, sana da bana da susmak düşer. Yok eğer “on­lar bilmiyorlardı, ben biliyorum» dersen, (Ahmet b. Ebi Dua­da hitaben) ben de sana “Ey hayvan oğlu hayvan, Peygamber ve Hulefâi Raşidinin bilmediğini sen mi biliyorsun? derim» demiştir. Bu sözü işitince Elvasık, bu âlimi affetmiş bu işten de vaz geçmiştir.
Daha sonra Halîfe olan Mütevekkil,.H. 234 yılında Kur'an mes'elesinin kurcalanmasını yasakladı ve böylece Müslümanlar huzura kavuştu. [641]


[638] Rablarından kendilerine gel...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Lütfen Namazlarımızı Kılalım Namazlarınızı Sanal & Real Yaşam için Terketmeyiniz !!!

İlim Dünyası Ailesi
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyor
« Posted on: 24 Nisan 2024, 23:59:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyor rüya tabiri,Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyor mekke canlı, Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyor kabe canlı yayın, Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyor Üç boyutlu kuran oku Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyor kuran ı kerim, Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyor peygamber kıssaları,Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyor ilitam ders soruları, Kurana Mahluktur Demeyenlerin Kellesi İsteniyorönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes