> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi  (Okunma Sayısı 2329 defa)
12 Şubat 2011, 18:23:22
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 12 Şubat 2011, 18:23:22 »



Kur'ân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi

 Kur'ân, en küçük parçasından en büyük parçasına kadar -tamamen fikrî bir uyumluluk ve bütünlüğe sahiptir. Kur'ân-ı Kerîm üzerinde derinlemesine bir araştırma yapıldığında görü­lecektir ki onun, en küçük parçası olan kelimeler, terkipler, cümleler, belli konulardaki âyet grupları ve kıssalar gibi daha büyük Kur'ân pasajlarının hepsi tamamen birbirine bağlı ve hepsi birbiriyle uyum içerisindedir.[158]

Gerek kelimelerin çeşitli cümleler ve mana çerçeveleri icindeki lügavî anlamlarının tespiti, gerek Kur'ânî sistem içeri­sinde kazandıkları yeni manaların kavranması ve gerekse başlı başına her hangi bir âyetin ifade ettiği mesajı eksiksiz olarak yakalama, hep Kur'ân'ın kendi iç bütünlüğü içerisinde ele alın­dığında mümkün olacaktır. Bu sebeple Kur'ân âyetleri ve bir bütün olarak Kur'ân tefsir edilirken sadece kelime, terkip ve cümle bazındaki lisânı tahliller yeterli değildir. Bunların öte­sinde, Kur'ân'ı bir bütün olarak ele almak ve muayyen konuları bu bütünlük içerisinde incelemek gerekmektedir.

“Kur'ân bütünlüğünü hedef almayan her yöneliş, aslında işe eksik başlamış demektir. Çünkü Kur'ân, bir dengeler kitabı­dır ve her konuda dengeli olunmasını emretmektedir. Bir müfessir de Kur'ân'ın emrettiği bu dengeyi yorumunda korumak ve konular arasında kurulu dengeleri, birinin lehine diğerinin aley­hine bozmamak zorundadır. Ama görülen odur ki bu dengeler Kur'ân'a yönelenler tarafından genellikle bozulmakta, ayrıntıla­ra fazla dalındığından Kur'ân’ın içeriği bu ayrıntılar içinde kay­bolup gitmektedir. Bu mahzuru ortadan kaldırmanın yolu da, ya konulan Kur'ân bütünlüğü içinde ele almak ya da Kur'ân'a belli yönleri ile yaklaşanların kurdukları sistemler arasında koordine sağlamak suretiyle Kur'ân'ın bütünlüğünü yakalamaya çalış­maktır.”[159]

Kur'ân parçaları, birinci dereceden muayyen bir hedef gözettiği gibi, ikinci, üçüncü derecelerde başka gayelere de hizmet edebilmektedir. Kur'ân'ın varlıklara ve hâdiselere bakı­şını yansıtan ifadeler de birbiriyle girift bir mânâ örgüsü içinde sunulmaktadır. Bu itibarla Kur'ân'da velayet ve velî edinme meselelerini kavrayabilmek için sadece bu kavramların geçtiği Kur'ân pasajlarını tek başına ele almak yetmez. Bunun yanında, kavramın Allah'a ve kullara izafe edilerek kullanıldığı bütün ayetleri birlikte değerlendirmek gerekir.

Meseleye bu açıdan baktığımızda, velayet ve onun tü­revleri olan velî ve mevlâ kavramlarının Kur'ân'da her ne zaman kullanılsa, hep dostluk, sırdaş, yardımcı, yardım eden, taraftar, hakim, vâlî, yönetici, koruyucu, sahip ve gözeten, yolgösterici, aydınlatıcı, mürşid, şefaat eden, koruyucu, yücelten gibi sıfat­larla birlikte kullanılarak velayetin mutlaka ilişkili olacağı kav­ramlara dikkat çekilmiş olduğunu görürüz.

Nitekim aşağıdaki ayetlerde bu husus açıkça görülmektedir:

“Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost/velî olarak Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter.”[160]

“O zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allah, onların yardımcısı/velîsiydi.”[161]

“Mü'minleri bırakıp da kâfirleri taftar/velî edinenler, onların yanında güç ve şeref mi/izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün güç ve şeref/izzet yalnızca Allah'a aittir.”[162]

“Şüphesiz onlar, Allah'a rağmen sana hiç bir fayda vere­mezler. Doğrusu zâlimler birbirlerinin velîsi/taraftandırlar. Allah da takva sahiplerinin taraftarıdır.”[163]

“Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyar­san, andolsun ki Allah'tan başka sana ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.”[164]

Kur'an, bu anlamları ifade etmek üzere sadece velayet mastarını kullandığı gibi bu kökten gelen velî ve evliya kav­ramlarıyla birlikte aynı maksatlar için mürâdifı olan başka kav­ramları da kullanmaktadır. Buna örnek olarak aşağıdaki âyetleri zikredebiliriz:

“... Üzerinde hak bulunan kimse sefih, zayıf akıllı oluir veya bizzat yazmaya muktedir olamazsa, velîsi adaletle yaz­sın.” [165] âyetinde de velî kelimesi yetki ve tasarruf sahibi kim­se anlamında kullanılmıştır.[166]

“Ey iman edenler! Şayet küfrü imana tercih ediyorlarsa babalarınızı ve kardeşlerinizi dostlar/velîler edinmeyin. Sizden kim onları velî/dost edinirse, işte onlar zâlimlerin kendileridir.”[167]

“De ki: ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Gökle­rin ve yerin gizli bilgisi O'na aittir. O'nun görmesi de, işitmesi de şâyân-ı hayrettir. Onların (göklerde ve yerde olanların) O'ndan başka bir yöneticisi/velîsi yoktur. O, kendi hükümranlı­ğına kimseyi ortak etmez.”[168]

“Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşma­nınız olan kimseleri sırdaş edinmeyin.”[169]

“Size ne oldu da Allah yolunda ve 'Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla' diyen zavallı erkekler, ka­dınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?”[170]

“Şüphesiz ki benim koruyucum/velîm kitabı indiren Allah'tır. O iyilerin de kolaycısıdır.”[171]

“Onlar Mescid-i Haram'ın velîsi/koruyup gözeticileri olmadıkları halde (mü'minleri) oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Onun velîleri/koruyup gözeti­cileri sadece müttakîlerdir.”[172]

“İşte burada yardım ve koruyuculuk/velayet Hakk olan Allah'a mahsustur. Mükâfaatı en iyi olan O, en güzel âkibeti veren yine O'dur.”[173]

Kur'an bu âyetlerde kâfirleri velî, hakim, vali, otorite, ko­ruyucu hâmî edinmeme anlamında bizzat velayet mastarında türeyen velî ve evliya kavramlarını kullanırken, aşağıdaki âyet­lerde aynı anlama gelen “Bitâne” ve “Meveddet” gibi değişik kavramları kullanmaktadır:

“Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa, Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. Allah onların kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile (kalb nuru veya Kur'an ile) desteklemiştir.”[174]

“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edin­meyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalblerinde gizledikleri ise, daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.”[175]

Kur'an, bu manayı teyit edecek biçimde aynı kökten türeyerek; köle azad eden ve azad edilen köle manalarına geldiği gibi velî ve efendi anlamlarına da gelen “Mevlâ” ve onun ço­ğulu olan mevâlî kelimelerini de kullanır:

“Allah, iman edenlerin mevlasıdır. Kâfirlere gelince on­ların mevlâsı yoktur. “[176]

Yukarıda sadece örnek olarak sunduğumuz ayetlerde, velayet kökünden türeyen velî ve mevlâ gibi kavramların bu ayetlerde sevkedildikleri manalar dikkate alındığı zaman Kur'an'da; “Velayet” kavramının hangi anlamı ifade etmek üze­re kullanıldığını hiç bir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ortaya çıkmış olur. İşte bu manalar da; yardım etme, hakim olma ve hakim tanıma, gözetme, koruma, sırdaş edinme, taraf­tar tutma, bir kimsenin işini üzerine alıp o işi idare etme ve benzeri anlamlardır. [177]



[158] Krş: Albayrak, Halis, Kur'ân'ın Bütünlüğü Üzerine, s.48.

[159] Kırca, Celal, İlimler ve Yorumlar Açısından Kur'an'a Yönelişler, İstanbul, 1993, Giriş, s.XIII.

[160] Nisa: 4/45.

[161] Al-i İmran: 3/122.

[162] Nisa: 4/139.

[163] Câsiye: 45/19.

[164] Bakara: 2/120.

[165] Bakara: 2/282.

[166] Şâmil İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1994, "Velî" Madd. 6/333.

[167] Tevbe: 9/23.

[168] Kehf: 18/26.

[169] Mütehine: 60/1.

[170] Nisa: 4/75.

[171] A'raf:7/196.

[172] Enfal: 8/34.

[173] Kehf: l8/44.

[174] Mücadele: 58/22.

[175] Al-i İmran: 3/118.

[176] Muhammed: 47/11.

[177] Mikdat Öccü, Kur’an’da Veli Ve Velayet, Suffe Yayınları, İstanbul, Ocak 1997: 79-84.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 02:51:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi rüya tabiri,Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi mekke canlı, Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi kabe canlı yayın, Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi Üç boyutlu kuran oku Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi kuran ı kerim, Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi peygamber kıssaları,Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesi ilitam ders soruları, Kurân Bütünlüğü Açısından İncelenmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes