๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda İnsan Psikolojisi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Mart 2011, 21:35:35



Konu Başlığı: Kıyam
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Mart 2011, 21:35:35
KIYAM

 Kıyam, k-v-m (kaveme: kâme) kökünden türeyen bir sözcüktür. Gramer açısından, üç ayrı isim türüdür. Çeşit­li ölçülerde fiil veya isim biçiminde de kullanılır. Ancak bunlar konumuzla doğrudan ilgili değildir.[145]

  Masdar Ölçüsündeki Kıyam:

 Masdar ölçüsündeki kıyam, aslında insanın boyunun yukarıya doğru uzanışı anlamındadır.[146] Ayağa kalkma va ayakta durma anlamı kazanmıştır.

Semud milleti, acı sonunda ayakta duracak güç bula­madı:

"Semud milletinin başına gelende de bir ibret var­dır: Onlara, 'Bir süreye kadar zevklenin' denmişti. Onlar rablerinin buyruğundan çıkmışlardı. Bunun üzerine ken­dilerini gözleri göre göre yıldırım çarptı. Ayağa kalkacak (kıyam) güçleri kalmadı, yardım da görmediler."[147]

 Çoğul İsim Ölçüsündeki Kıyam:

 Kâim'e sözcüğünün düzensiz çoğul biçimidir, durum zarfı (hâl) olarak kullanılır, "ayakta durarak, ayakteyken" anlamına gelir.

"Akıl sahipleri ayaktayken (kıyâmen), otururken ve yan yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaradılışını dü­şünürler. (..)"[148]

"Rahmanın kulları yeryüzünde mütevazi yürürler. Bil­gisizler kendilerine takıldıkları zaman onlara güzel ve yu­muşak söz söylerler. Onlar, gecelerini rableri için kıyama durarak ve secdeye vararak geçirirler."[149]

Tehlike zamanlannda kılınacak özel namaz biçimi be­lirtildikten sonra şu anlatılır:

"Namazı kıldıktan başka, Al­lah'ı ayaktayken, otururken, yan yatarken de anın. Gü­venliğe kavuştuğunuzda, namazı gereğince kılın. Namaz, şüphesiz, inananlara belirli vakitlerde farz kılınmıştır."[150]

"Sûr'a üflenince, Allah'ın dilediği bir yana, göklerde olanlar da yerde olanlar da hepsi düşüp ölür. Sonra Sûr'a bir defa daha üflenince hemen ayağa kalkıp (kıyâmen) ba­kışıp dururlar."[151]

 Gereç İsmi Kıyam:

 Bu ölçüdeki kıyam sözcüğü, "temel, dayanak ve fayda" anlamındadır.

"Allah'ın hayatınızın temeli (kıyâmen) kılmış olduğu mallarınızı, beyinsizlere (sefihlere) vermeyin. Kendilerini bunların geliriyle rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel söz söyleyin."[152]

Buradaki "hayatınızın temeli" yerine, "koru­kçu kılma" anlamı da verilir.[153] Ancak bu, benimsediğimiz anlamın ikincil bir görünümü olarak doğru görülebi­lir.

"Allah hürmetli ev Kabe'yi", hürmetli ayı, kurbanı, boy­nu tasmalı kurbanlıkları, insanların faydası (kıyâmen li'na-nâs) için ortaya koydu. Bu, Allah'ın göklerde ve yer­de olanları bildiğini kavramanız içindir."[154]

Buradaki "kıyam" sözcüğüne "güvenli yer"[155] ve "işlerinin temeli" anlamları da verilir.[156] Ayrıca "insanlık için bir sembol" karşılığı da uygun görülür. Böylece Kabe yanında, hac ve ona bağlı merasimler, insanın Allah'a teslimiyetinin sem­bolleri olarak ifade edilmektedir.[157]

Görüldüğü üzere, Kur'an'daki kıyam sözcükleri, "ayak­lanma, başkaldırma" gibi siyasî bir anlam kazanmamıştır.[158]


[145] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayınları: 295.

[146] İbnu'l-Cevzi, Nüzhet 504.

[147] Zâriyât, 51/43-45. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayınları: 295-296.

[148] Âli İmran, 3/191.

[149] Furkan, 25/63-64. Ayrıca bkz. Zümer, 39/9; Müzzemmil, 73/20.

[150] Nisa, 4/103.

[151] Zümer, 39/68. Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayınları: 296.

[152] Nisa, 4/5.

[153] Muhammed Esed, age, 1/132.

[154] Maide, 5/97.

[155] Bu konuda, bkz. Bakara, 2/125.

[156] İbnu'l-Cevzi, age, 504.

[157] Muhammed Esed, age, 1/125 (117-118)

[158] Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Kitabevi Yayınları: 296-297.