๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda İnsan Psikolojisi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 18 Şubat 2011, 18:32:04



Konu Başlığı: Kitap Ehli Ve Şirk
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 18 Şubat 2011, 18:32:04
 
KİTAP EHLİ VE ŞİRK

 Kitap ehli olan yahudiler ve hıristiyan-lar, Eski Ahid'e mukaddes kitap olarak iti-kad ederler. Mukaddes Kur'ân'm tevhid prensiplerine göre muhakeme edildiği tak­dirde, Eski Ahit'de belirtildiği şekliyle, Al­lah'ın peygamberleri ve Allah kavramı ko­nusunda, yahudi ve hıristiyanlar küfre düş­müşlerdir. Eski Ahit'teki bu kısım, Allah'a şirk koşmaktadır.

Eski Ahit, bir ilâh olarak takdim ettiği Yahova'nın, Yakup aleyhisselâm tarafından zulmedilip dövüldüğünü iddia etmektedir. Bir ilâh olarak tanıdıkları Yahova Gnotic'lere (realist olan eski bir hıristiyan mezhebi mensuplarına) itibar etmemeyi emretmek­tedir. Tevrat, Yahova'yı insan şeklinde be­lirtmiştir.[87] Eski Ahid'e göre, Yahova masum değildir. Birçok hatalar yapmıştır. Yaptığı her hatadan sonra da piş­manlık duymuştur. [88]O, yahudilere gizlice çalmalarını (hırsızlık etmelerini) emreder. [89]Yahova, sadece yahudilerin Rabbı olduğu için yahudi olmayan herkesi aşağılamaktadır. O, diğer dinlerin ilâh olarak kabul ettiklerine düşmandır. [90]O, yahudiler için yağ­macılığı ve hırsızlığı mubah sayan bir harp tanrısı olarak takdim edilmektedir.

Eski Ahid'e göre, İbrahim ve İshak aleyhisselâmlar, kadınlarının güzelliği sebebiy­le Krallar tarafından öldürülmekten korku­yorlardı. Hanımlarının iffetlerini korumak için, Mısır Firavunlarına ve Filistin Abimeleklerine karşı yalan söyleyerek, yanlarında yaşayan hanımların bakire kız kardeşleri ol­duklarını bildirmişlerdir. Bu hanımların gü­zelliklerinden dolayı, Mısır ve Gerar Lordları onlara, koyunlar, öküzler, erkek ve dişi eşekler, develer, gümüş paralar, erkek ve kadın hizmetçiler ve arazi parçaları bah­setmişlerdi. [91]

Eski Ahid'e göre peygamber Lût aleyhisselâm, Zoar'dan çıkıp gittiği ve dağlarda kaldığı zamanlarda, babalarının neslini de­vam ettirmek için (hâşâ) iki kızı da onun­la yattı ve bu birleşmeden de çocukları ol­du. [92]

Yine bu sapık kitabın iddiasına göre Davud aleyhisselâm, kendisini ona cömertçe takdim eden Uriah'ın güzel karsı Batşeba ile cinsî münasebette bulundu, zira Batşeba bu birleşmeyi yasallaştırıp, kocasını öldürme­yi plânlıyordu. [93]

Böyle bir Allah kavramı ve Allah'ın en masum peygamberlerine karşı bu iftiralar, hiç şüphesiz ki, esas mukaddes kitapların Tevhid akidelerine tezat teşkil eder. Nite­kim mukaddes kitaplardan bu gibi iftirala­rın zamanla kaldırılmış olması bunu isbatlamıştır.

Yahudilik, yahudilerin, Allah'ın seçkin kullan olduğunu telkin eder. Yahudilik bu ırk üstünlüğü züppeliğini, ta baştan beri id­dia etmiştir. Onların öğreti ve mesajları, sa­dece yahudilere hasredilmiş, diğer milletle­rin ve insanlığın iyiliği için yaygınlaştırıl­mıştır.

Bütün bu saçmalıklara yer verilmesi­ne rağmen. Eski Ahit, Kur'ân-ı Kerîm'in in­sanlığın vazgeçilmez bir rehberlik kaynağı olarak sunduğu Tevhid'i, peygamberlik ve öbür dünya hayatına ait bütün prensipleri­ni doğrulamaktadır.

Din Ansiklopedisi, Eski Ahid'e ait olan bu gerçeği şöyle te'yid etmektedir:

“İbrahim'e önceden belirtilen bir yerde vahiygeldi ve Allah bilgisine doğru aynı yönelişler, Mûsâ (aleyhisselâm) zamanında da aynen oldu. Çalılıklar arasından Musa'­ya hitap eden Allah meçhul bir ilâh değil­di. O, sizin babalarınızın ve babalarınızın babalarının da ilâhıydı. İbranîlerin tanrısı Yahevî.[94]

Eski Ahit'in öğretisi mukayese kabul et­meyen bir tek ilâh'a tapınma şeklindeydi. Et­rafında yarı karanlık ve muğlâk mefhum­lar olmasına rağmen, esas ışık kendini açık­ça gösterir. Eski Ahit'teki tarihî vahiy ola­yı, bu karanlık ve şüphelerin ortadan kalk­masıyla, daha açık ve daha kuvvetli bir şe­kilde parlayan bu ışığın tarih olayı ile aynı­dır.”

Bundan başka O, geçmiş bütün peygam­berlerin görevlendirilmelerini şöyle açıkla­maktadır:

“Esas itibariyle peygamberlerin işi, ya­ratılıştan bu yana iki şekilde olmuştur:

1- Onlar, İsrailoğullarına olduğu ka­dar bütün dünyaya da Yahova'nın üstünlü­ğünü ve birliğini öğretmişlerdir.

2- Tam mânası ve bütünüyle, Onun mukaddes doktrinini ilân edip ülke halkla­rına uygulamışlardır ki, bu daha önce hiç uygulanmamıştır.”.

Bu sebeple Mukaddes Kur'an, kitap eh­lini şu genel kurala davet eder:

“De ki: Ey kitap ehli! Ancak Allah'a kul­luk etmek, O'na bir şeyi eş koşmamak, Al­lah'ı bırakıp birbirinizi Rab olarak benim­sememek üzere bizimle sizin aranızda müş­terek bir söze gelin.” [95]

Bu hiç şüphesiz, geçmişteki bütün mu­kaddes kitapların, insanlığın yaratılışından bu yana, insanlığa rehber olan aynı formü­lü ifade eder. Hemen şunu söyleyeyim ki, asırlardır şu üç prensipten meydana gelen şu ilâhî formül, Yeni Ahitte insanlığa rehber olarak sunulan ve yeni formül diye uyduru­lan kuralların takdiminden sonra umursan­maz hale gelmiştir. İnsanlığa yeniden sun­dukları şu dört esas prensip: üçleme (teslis), İsâ aleyhisselâmın ilâhlaştırılması, ilk gü­nah ve bütün günahlara keffaret olan mu­kaddes kan kavramı, Kur'ân-ı Kerîm'in ışı­ğında mütalâa edilince Şirk'ten başka bir anlam taşımaz. [96]


[87] Eski Ahit 2. cilt bölüm, 13: 20, 21, 24:9-11, 25:8, 12:7, 12.

[88] Eski Ahit bölüm, 23: 14, Samuel 1, 15:10.

[89] Eski Ahit bölüm 3:22.

[90] Es­ki Ahit bölüm, 12:12.

[91] Eski Ahit 1. cilt, bölüm: 6, 12, 20.

[92] Eski Ahit cilt 1, bölüm: 19.

[93] 2 Samuel: 11 -12.

[94] Eski Ahit cilt 2, 3: 6, 15-18.

[95] Âl-i İmran: 3/64.

[96] M. İ. Hafız İsmail Surti, Kur’an’da Şirk Kavramı, Akabe Yayınları, İstanbul, 1985: 49-53.