๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda İnsan Psikolojisi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 14 Şubat 2011, 19:35:05



Konu Başlığı: İtaat Anlamında İbadet
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 14 Şubat 2011, 19:35:05
İtaat Anlamında İbadet

 "Ey Adem oğulları, Şeytan'a ibadet etmeyin diye size emir vermedim mi? Çünkü o size apaçık bir düşmandır."[64]

Burada dikkat çekilen konu, şeytanın ilâh olarak kabul edilmesi değildir. Bunu zaten normal zekâya sahip olan birisi kabul etmez. Mesele, onun emrine itaat edilmesi ve hükmüne tabi olunmasıdır.

Kur'an, itaat edenlerle itaat edilenler arasında geçen konuşmaların hazin tablosunu da bazan gözlerimizin önüne getirir. Bu iki zümre, âhirette, tek ilâhın, tek ibadet edilecek kimsenin Allah olduğunu gördükten sonra, pişmanlık duyguları içersinde birbirlerine haka­retler yağdıracaklar ve suçlamalarda bulunacaklardır. Bunlara bir kaç örnek verelim:

"Onlardan  kimi  kimine  yönelip  birbirini  mesul tutmaya kalkışırlar."[65]

"Hakikat siz, derler, bize sağdan (suret-i haktan) gelirdiniz."[66]

"(Kendilerine tabî olunanlar da), hayır, siz (esasen) îmân edenler değildiniz." derler.[67]

"Ve bizim size karşı bir hâkimiyetimiz de yoktu. Bilakis siz de (bizim gibi) azgınlar güruhu idiniz. "[68]

Bu misâllere dikkat edilirse, şu hususlar açıkça görülecektir:

Başta, ma'bûdlardan maksat, kavmin taptığı ilâhlar ve putlar değildir. Aksine onlardan maksad, halka iyilik yaptığı izlenimini vererek sapıklığa sürükleyen, temiz hiristiyan aziz görünüşü altında insanların huzuruna çıkarak şerri ve fesadı, ıslah adı altında yayan liderler ve kılavuzlardır. Bunlar insanları, cüppe ve tesbihleri ile aldatıp kendilerine tabî kılmışlar, düşüncesiz olan kim­seler de bu hilekârları körü körüne taklîd etmişlerdir.

Allah şu âyette bu gibi tavır sergileyenlerin hareket­lerine de "ibadet" adını vermiştir:

"Onlar, Allah'ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini, Meryem'in oğlu Mesih'i rablar edindiler. Halbuki bunlar da ancak bir ilâh (olan Allah)a ibadet etmelerinden başkası ile emrolunmamışlardır."[69]

Allah'ın bırakılarak haham ve rahiplerin ilâh edinil­mesi, emir verme ve yasak koyma yetkisine onların sahip olduklarına imân edilmesidir. Aynı zamanda, Allah'tan ve Rasûlü'nden gelen bir delile dayanmak­sızın, onların kafalarından söylediklerini kabul etmektir.

Bu gibi davranışlarda bulunan insanlar, Hz. Peygamber'e bir açıklamada bulunarak, "Biz âlimlerimize ve büyüklerimize ibadet etmedik." dediklerinde şöye bir cevap almışlardır:

"Onların helâl kıldıklarını helâl, haram kıldıklarını haram saymıyor muydunuz?"[70]


[64] Yasin: 36/60.

[65] Saffat: 37/27.

[66] Saffat: 37/28.

[67] Saffat: 37/29.

[68] Saffat: 37/30.

[69] Tevbe: 9/31.

[70] Bak: Mevdudi, age. s, 103. Doç. Dr. Abdullah Özbek, Kur’an’da Tevhid Eğitimi, Esra Yayınları: 33-35