> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > İstikbar ve Müstekbir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İstikbar ve Müstekbir  (Okunma Sayısı 1362 defa)
28 Mart 2011, 21:39:54
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 28 Mart 2011, 21:39:54 »



İSTİKBÂR/ MÜSTEKBİR

 İstikbâr, k-b-r (kebura) kökünden türemiştir. Kibir, te­kebbür ve istikbâr birbirine yakın anlamlarda kullanılır. Kibir, insanın kendisini beğenerek başkalarından farklı görmesidir; bu, insanın kendini başkalarından daha bü­yük ve üstün görmesiyle olur. Tekebbür, gerçeği kabul et­mekten ve ibadetle boyun eğmekten çekinerek Allah'a karşı büyüklenmedir. İstikbâr ise, iki türlüdür: 1) İnsanın büyüme peşinde ve isteğinde olması. Bu gerektiği biçim­de, gerektiği yerde ve gerektiği zamanda olursa, övgüye değerdir. 2) Böbürlenip kendinde olmayanı varmış gibi dı­şa vurmaya çabalama. İşte bu yerilir. Kur'an'da yer alan istikbâr, da bu ikinci türden olandır.[43]

İstikbâr, başkalarını küçük ve hor görme, ezme, hakla­rını çiğneme anlamındaki İstid'âf in zıddıdır. (istikbâr x is­tid'âf).

İstikbâr; büyüklenme, böbürlenme, kendini beğenme, kendini büyük, güçlü ve üstün görme, büyüklük kurun­tusu demektir. İstiz'âf ise, zayıf, güçsüz ve küçük göre­rek/bırakmak, horlamak, ezmek ve sömürmek, hakların­dan yoksun bırakmak anlamlarına gelir.

Kur'an'da kullanılan k-b-r kökünden türemiş konu­muzla ilgili kavramlar; kebîr, mütekebbir, kibriyâ, istikbâr ve ekâbir'dir. Bunlan sırayla inceleyelim.[44]

 
6.4.1 Kibriyâ, Mütekebbir Ve Kebîr Kavramları:

 
6.4.1.1 Kibriyâ:

 

Kibriyâ, boyun eğmekten uzak oluş, yaratıklara benze­mekten yüce oluş anlamındadır. Bu sıfat, Allah'tan baş­kası için kullanılmaz.[45] Bu anlamda büyüklük, evrenin hakimi ve yaratıcısı Allah'a özgüdür.[46]

 
6.4.1.2 Mütekebbir:

 

Tekebbür sözcüğünden türeme sıfat-fiildir. Tekebbür, iki türlüdür:

1) Güzel fiillerin gerçekte çok olması, başkalarınınkileri geçmesi. İşte bu özelliği dolayısıyla Allah'ın sıfatlarından birisi de "Mütekebbir"dir:

"Allah, kendisinden başka tanrı olmayan, hükümran, çok kutsal, esenlik veren, güvenlik veren, görüp gözeten, güçlü, buyruğunu her şeye geçiren mütekebbir (ulu) olan Allah'tır. Allah putperestlerin koş­tukları eşlerden münezzehtir."[47]

2) Güzel fiillerini zoraki ortaya koymaya çalşma. Bu, çoğu insanda olan bir niteliktir.

Allah'ın âyetleri üzerinde tartışan ve gönderdiklerini yalanlayanlara şöyle denir:

"Temelli kalacağınız cehenne­min kapılarından girin. Büyüklenenlerin (böbürlenenle­rin) durağı ne kötüdür."[48] "Bunlar, Allah'ın âyetleri üze­rinde kendilerine gelmiş bir delil bulunmadan tartışırlar. Bu, Allah katında da inananlann yanında da öfkeyi arttı­rır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini bun­dan dolayı mühürler."[49]

"Allah'a karşı yalan uyduranla­rın, kıyamet günü yüzlerinin kapkara olduğunu görür­sün. Böbürlenenler için cehennemde bir durak olmaz olur mu?"[50]

Hz. Musa da şu sığınma duasını yapmıştır:

"Doğrusu ben, hesap görülecek güne inanmayan böbürlenenlerin hepsinden benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a sığınırım."[51]

Birinci tür tekebbürün bulunması övgüye değerdir, ama ikinci tür yerilir. İnsanın birinci türden tekebbürle nitelenebileceği, bunun yerilmeyeceği, şu âyetten anlaşı­labilir:

"Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları, âyetlerimden yüz çevirteceğim (..)"[52]

Buradaki "haksız yere büyüklenenler" ifadesi, zıtkavram çıkanmıyla, "haklı yere büyüklenenler" sonucuna da elverişlidir.[53]

 
6.4.1.3 Kebîr:

 

Kur'an'da kebîr sıfatı, hem Allah için, hem de başka varlıklar hakkında söz konusu edilir.[54]

 
A) Allah'ın Kebîr Sıfatı:

 

Allah için kullanıldığı yerlerde, kebîr sıfatı, iki türlü yer alır:

1) Allah'ın yücelik sıfatlarından Alî ile birlikteliği (Alî + Kebîr):

Karı-koca ilişkilerini ve aile yönetiminin erkeğe ait ol­duğunu belirten âyet, şu cümleyle biter:

"(..) Doğrusu Al­lah, yücedir (ali) ve büyüktür (kebîr)."[55]

Allah'ın ilmi, bağışlayacılığı ve evreni yöneticiliği gibi başka pekçok özellikleri belirtildikten sonra veya önce, şunlar anlatılır:

"Hak yalnız Allah'tır. Onu bırakıp taptık­ları ise kesinlikle bâtıldır. Doğrusu Allah, yücedir ve bü­yüktür."[56]

"Bu, Allah'ın hak, ondan başka taptıklan şeyle­rin bâtıl olmasından dolayıdır. Doğrusu Allah, yücedir ve büyüktür."[57]

"Allah'ın katında, kendisine izin verilenden başka kimse şefaat edemez. Sonunda, gönüllerindeki kor­ku giderilince, birbirlerine 'Rabbiniz ne söyledi?' diye so­rarlar; 'Hak söyledi' derler. O, yücedir ve büyüktür."[58]

"Onlara 'Yalnız Allah'a çağırıldığınız zaman inkâr ederdi­niz de ona eş koşulunca inanırdınız. Bugün hüküm, yüce ve büyük Allah'ındır' denir."[59]

2) Allah'ın yücelik sıfatlarından Müteâl ile birlikteliği (el-Kebîru'1-Müteâl):

Kullanıldığı Râ'd sûresinin başından itibaren ve sonra­sında Allah'ın özellikleri arasında, "yücelerin yücesi" olu­şu da belirtilir:

"Görüleni de görülmeyeni de bilendir, Yü­celerin yücesidir."[60]

 
B) Önder Ve Yönetici:

 

Kebir sözcüğü, Allah'ın bir sıfatı oluşu yanında, "ön­der, yönetici, reis, kocabaş, usta, pîr" anlamında, bir top­luluğun başını anlatmak için de kullanılmıştır.

Hz. Musa ve Hz. Harun'un rabbine inandık diyen sihir­bazlara, Firavun şöyle dedi:

"Ben size izin vermeden mi ona inandınız? Doğrusu size sihri öğreten, büyüğünüz (ustanız) o olmalı!(..)"[61]

Bu âyetteki "o olmalı" ifadesinde yer alan "o" zamirinin, Allah'a mı, yoksa Musa'ya mı ait olduğu açık değilse de, Musa'ya ait oluşu daha uygun gö­rünüyor.

Hz, İbrahim'in milleti ona,

"Ey İbrahim! Bunu tanrıla­rımıza sen mi yaptın? dediler. İbrahim şu cevabı verdi; Belki onu şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa on­lara sorun."[62]

Kâfirler yüzleri ateşte çevrildiği gün, şöyle diyecekler:

"Rabbimiz! Biz yöneticilerimize (sâdetenâ) ve büyüklerimi­ze (kuberâenâ) itaat etmiştik. Fakat onlar bizi yoldan sap­tırdılar. Rabbimiz onlara iki kat azap ver. Onları büyük bir lanete uğrat."[63]

6.4.2 İstikbâr Tutum Ve Davranışlar:

 
6.4.2.1 Küfür/İnkarcılık:

 

Büyüklenme, önce kişinin inanç dünyasını etkileyerek, hak ve doğruya inanmasına engel olur. Allah'ın birliğine, peygamberlere, âhiret gününe ve âyetlere inanmayanlar, inançsızlığa kibir yüzünden sürüklenirler.

Nuh kavmi, onun davetine topluca, istikbâr'a kapıla­rak karşı çıkmaktadır. Hz. Nuh onlar için Allah'a şöyle yalvardı:

"Rabbim! Doğrusu ben, milletimi gece gündüz çağırdım. Fakat benim çağırmam, sadece benden uzak­laşmalarını sağladı. Doğrusu ben senin onlan bağışlaman için kendilerini her çağırışımda, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine sarındılar, direndiler, büyüklendikçe büyüklendiler.(..)"[64]

Müstekbirler, yalnızca kendileri Allah'ı inkâr etmekle kalmaz, özellikle zayıfların, Allah'a inanma çağrısına uy­malarına engel olurlar. Allah'ın birliğini ve insanların yal­nızca Allah'a kul olduğunu benimsetmek için gönderilen peygamberlerin karşısında her zaman onlarla uğraşan bir kibirli veya güçlü kâfir ya da kâfirler topluluğu olmuştur. Yüce Allah şöyle buyurur:

"Bunun gibi, her kasabanın ile­ri gelenlerini orada hile yapan suçlular kıldık. Oysa yalnız kendilerine hile yaparlar da farkına varmazlar."[65]

Peygamberlerin çağrılarına ilk karşı çıkanlar, mele'nin (ileri gelenlerin) oluşturduğu müstekbirler olmuştur.

Firavun ve erkânı Hz. Musa'nın çağrısına, istikbâr yü­zünden uymamıştır:

"Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, Fi­ravun ve erkânına, mucizelerimiz ve apaçık delille gönder­dik. Büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular. Bu yüzden, 'milletleri bize kul köle iken, bizim gibi iki in­sana mı inanacağız?' deyip, onları yalancı saydılar. İşte bu yüzden yok edildiler."[66]

Hz. Musa'nın seçkinliği ve ona levhalarda verilen öğüt­leri ve açıklamaları, kavmine iletmesi belirtildikten sonra. Yüce Allah şunu açıklar:

"Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları, âyetlerimizden yüzçevirteceğim. Onlar bütün âyetlerimi görseler, yine de inanmazlar. Doğru yolu görseler, bu yola girmezler. Azgınlık yolunu görürlerse, hemen tutarlar. Bu, onların mucizelerimizi yalan sayma­ları ve onlardan habersiz görünmelerinden ileri gelir. Âyetlerimizi ve âhirete kavuşmayı yalan sayan kimselerin işleri boşa gitmiştir. Onlar işlediklerinin karşılığından başka bir şeyle mi cezalandırılırlar?"[67]

Semud milletinin büyüklük taslayan ileri gelenleri, aralarından iman eden ve bu sebeple hor gördükleri kim­selere,

"Salih'in rabbi tarafından gönderildiğini, sahiden biliyor musunuz?" dediler. Onlar da "Doğrusu biz, onunla gönderilene inanıyoruz" cevabını verdiler. Büyüklük taslayanlar Sizin inandığınızı biz inkâr ediyoruz, dediler.(..)"[68]

Büyüklenme, inanç esaslarının bölünmesine yol açar:

"Andolsun ki, Musa'ya kitap verdik. Ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya belgeler ver­dik, onu Ruhu'l Kudüs'le destekledik. Size bir peygamber nefsinizin hoşlanmadığı bir şey gösterdikçe, büyüklük taslayarak, bir kısmını yalancı sayıp, bir kısmını öldürür müsünüz? 'Kalplerimiz perdelidir' dediler. Hayır, Allah inkârlarından dolayı onları lânetlemiştir. Onların pekazi inanırlar."[69]

Âhirete inançsızlık da, istikbârdan kaynaklanır:

"Tan­rınız tek bir tanrıdır. Âhirete inanmayanların kalpleri bu­nu inkâr eder, onlar büyüklük taslar."[70]

Büyüklenen, peygamberin de bir insan oluşunu, kav­rayıp içine sindiremez:

"Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, 'Bize ya melek...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İstikbar ve Müstekbir
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:32:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İstikbar ve Müstekbir rüya tabiri,İstikbar ve Müstekbir mekke canlı, İstikbar ve Müstekbir kabe canlı yayın, İstikbar ve Müstekbir Üç boyutlu kuran oku İstikbar ve Müstekbir kuran ı kerim, İstikbar ve Müstekbir peygamber kıssaları,İstikbar ve Müstekbir ilitam ders soruları, İstikbar ve Müstekbirönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes