> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > İstidraçta Sünnetullah
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İstidraçta Sünnetullah  (Okunma Sayısı 755 defa)
19 Mart 2011, 16:55:51
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Mart 2011, 16:55:51 »



 
İSTİDRÂC'TA SÜNNETULLÂH (İSTİDRÂC KÂNUNU)

İstidrâc'ın Lügat Mânâsı:
 
Bu kelime;

Lisânu'l-Arab [1] da: " (İstedrecehu): Yâni, onu tedrice sevk etti, o da bunu kabullendi" şeklinde,

Râgıb (502/1108)'ın Müfredatında: [2] (Senestedricuhum): Yâni, onları derece derece yakalarız. Bu onların çıkma ve inme konusunda merdiven ve iniş mevzileri gibi bir şeye azar azar (safha safha, merhale merhale) yaklaşmalarıdır" şeklinde,

Mu'cemu'l Vasît [3] de ise (İstedrecehullahu'l abde): Azar azar azaba çekti" şeklinde incelenmiştir.[4]

 Tefsîrcilere Göre İstidrâc:
 
A- Zemahşerî Tefsîri'nde bu kelime: "Vartaya düşecek biçimde basamak basamak aşağı çektiği zaman (istedrecehu ilâ keza) denilir" şeklinde,

B- Kurtubî Tefsîri'nde: "İstidrâc, ağır ağır cezalandırmaktır" şeklinde [5]

C- Âlûsî Tefsîri'nde ise: "İstidrâc, (Derece) kelimesinin "İstif'âl" babından gelen şekli olup, aşağıdan yukarıya basamak basamak nakletmek mânâsındadır. O zaman merdiven çıkmak demek olur. Aksi olursa merdiven, inmek anlamına gelir" şeklinde ele alınmıştır. [6]

 Kâfir Ve Âsilerin İstidrâcı:
 
Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır;

"Bu sözü yalanlayanla beni haşhaşa bırak; biz onları bilmedikleri yerden derece derece (azaba) yaklaştıracağız". Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım metindir" [7]

İstidrâc da Allah'ın bir Sünneti'dir. Ayetin mânâsı:

Allah, kâfir ve âsileri nimet ve sıhhatle rızıklandırmak suretiyle mühlet verir. Onlar da Allah'ın rızkını küfür ve isyanlarının artmasına alet ederler. Fakat onlar bunun, peyderpey cezalanmaları demek olduğunu anlamazlar. Aksine, zannederler ki bu, Allah'ın kendilerine bir ikramıdır. Oysa bu ilk etapta onları tahkirle beraber, bir istidrâctır.

(Onlara mühlet veriyorum): Yâni, onlara mühlet verir (zaman tanır), günâhları artsın diye cezalarını vermede acele etmeyiz. Onlar ise, zannederler ki, bu bir hayır ve kendileri için bir ikramdır.

(Benim tuzağım metindir): Allah, kâfir ve âsilere olan ihsan ve ikramını Tuzak (Keyd) diye adlandırdı. Çünkü, helake düşüren tuzak şeklinde bir istidrâctır bu. Tuzağını da, helake yol açması ve bertaraf edilememesinde ikramın etkisi güçlü olduğu için "Metîn" kelimesiyle nitelendirdi. İkramla peyderpey helake giden, medhü sena ile fitneye/denemeye tâbi tutulan, kusurları örtülerek aldanışa sürüklenen nicelerinin bulunduğu söylenir. [8]

 Yalancıların İstidrâcı:
 
Yalancıları peyderpey azaba yaklaştırmasının da Allah'ın Sünneti (Kânunu) olduğu âyetlerle sabittir. Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

"Ayetlerimizi yalanlayanları, hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helake yaklaştıracağız. Onlara mühlet veriyorum, çünkü benim tuzağım çetindir" [9].

Yâni, Mekkeliler ve diğerleri gibi, Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve dâvetçilerin daveti kendilerine fayda vermeyen kimseleri (Yavaş yavaş helake yaklaştıracağız). Hem de (Hiç bilmeyecekleri yerden). Nereden olduğunu bilmedikleri şekilde Bu, yalanlama ve sapıklığa dalmakla beraber,  Allah'ın onlara nimetlerini bol vermesi şekliyle olur. Allah ne zaman nimetlerini yenilese, onların azgınlık ve taşkınlıkları artar, isyanlarını yenilerler. Nimetlerin ardarda gelmesiyle isyana dalarak bunun, Allah'tan bir ikram ve Ona yaklaşma vesilesi   olduğunu zannederler. Halbuki bu mahrumiyet, istidrâc ve (Allah'tan) uzaklaşmaktan başka bir şey değildir. (Onlara mühlet veriyorum), yâni günâhları artsın diye mühlet veriyoruz. (Çünkü benim tuzağım çetindir). Görünüşte ihsan ve ikram, gerçekte nasipsizlik ve mahrumiyet (hizlân) olması cihetiyle (tuzağa) benzediği için    Allah (c.c.) bunu (mühleti), (Keyd=tuzak) diye adlandırdı. Daha sonra Allah onları yaptıklarından gafil olarak   bir defada yakalar. [10]

Menâr Tefsirinde: "el-Keyd (Tuzak), hîle (mekr) gibidir. Hîle,  hîle yapılan kişinin, görünüşüne aldanarak kötü bir sona götürdüğü halde, fark edemediği asıl maksadın dışındaki faaliyettir. Âyetin mânâsı: Bu yalanlayan ve istidrâcla yavaş yavaş azaba yaklaştırılanlara süre tanıdı. Onları sevdiğinden veya yardım olsun diye değil de, onlara bir hîle veya tuzak olarak savaşa teşebbüs ve geçim vâsıtaları konusunda mühlet verdi. Buhârî'nin rivayet ettiği bir hadîste şöyle buyrulur:

"Allah (c.c), zâtime süre tanır. Yakalayıp cezasını verince de kimse onu kurtaramaz [11].

 Milletlerin İstidrâcı:
 
Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Senden önce de ümmetlere elçiler gönderdik. Yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntı ile yakalayıp cezalandırdık. Hiç olmazsa kendilerine böyle baskımız geldiği zaman yalvarsalardı! Fakat kalbleri katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını süslü gösterdi. Kendilerine yapılan uyanları unutunca, üzerlerine her şeyin kapılarını açıverdik; kendilerine verilenle sevince daldıkları sırada da ansızın onları yakaladık, birden bire bütün umutlarını yitirdiler. Böylece zulmeden milletin ardı kesildi. Alemlerin Rabb'i Allah'a hamdolsunl" [12].

(Kendilerine yapılan uyarıları unutunca): Yâni, ne zaman ki kendilerine yapılan nasîhatlardan yüz çevirerek unutmuş gibi davrandılar ve kulak ardı ettiler, (Üzerlerine her şeyin kapılarını açıverdik). Diledikleri şeylerden rızık kapılarını onlara açtık. İbn-i Kesîr (774/1373) şöyle der:

"Bu, Allah'tan bir istidrâc olup onlara zaman tanımaktır. "Bu sebeple Allah {c.c.) devamla şöyle buyurur:   (Kendilerine verilenle sevince daldıkları sırada), yâni, mal, rızık ve çocuklarına sevinince, (Ansızın onları yakaladık), onları gafil avladık. (Birden bire bütün umutlarını yitirdiler). Bakarsın ki, onlar artık her türlü hayır ve yardımdan ümit kesmişlerdir.

İmâm Ahmed'in Ukbe b. Amir'den rivayet ettiği bir hadîste Resûlüllâh (a.s.) şöyle buyurmuştur:

"Allah'ın, isyanına rağmen kuluna dünyâdan istediği bir şeyi verdiğini görürsen (bil ki o) istidrâctan başka bir şey değildir. Sonra (Resûlüllâh) "Kendilerine yapılan uyarıları unutunca..." âyetini okudu [13]

Alûsî Tefsîri'nde bu âyet şöyle yorumlanmıştır: (Kendilerine yapılan uyarıları unutunca): Yâni, onlar günâha o kadar mübtelâ olmuşlar ki, başlarına gelen musibetlerden ders ve ibret dahi almazlar. Hal böyle olunca, (Üzerlerine her şeyin kapılarını açtık). Bir tuzak ve istidrâc olarak rahatlık, bol rızık gibi bir çok nimetlerin kapılarını onlara açtık. (Kendilerine verilenle sevince daldıkları sırada), azıp şımarıklık gösterince, verilen nimetlerle sevinirken nimeti verenin hakkını' gözetmeyince,  (Ansızın onları yakaladık), Azabı indirerek onları cezalandırdık. (Birden bire bütün umutlarını yitirdiler), bakarsın ki onlar rahmet ve kurtuluş ümitlerini yitirmişler. (Böylece zulmeden milletin ardı kesildi), böylece kökleri kesildi, nesillerini devam ettirecek   kimseleri kalmadı. (Alemlerin Rabb'i olan Allah'a hamd olsun), onların başına gelen ceza ve âsileri helak ederek yeryüzü sakinlerini onların bozuk inançları ve iğrenç davranışlarının kötülüğünden kurtararak hamde lâyık büyük bir nimet bahşetmiştir. [14]

 Allah'ın İstidrâca Tâbi Tutulanlar Hakkındaki Umumî Sünneti:
 
Geçen paragraflarda anılan âyetlerden ortaya çıktı ki, Allah'ın istidrâca tâbi tutulanlar hakkındaki Sünneti, başlarına gelen musibetler veya nimetlerle denenip de ders ve ibret almayarak, O'nun düşünenleri îman etmeye sevk eder nitelikteki âyetlerini yalanladıktan sonra mühlet vererek zaman tanımasıdır. Allah'ın, onlara zaman tanırken geçerli olan bir sünneti de, rızık ve hayırları bollaştırrp, içinde bulundukları rahatlıklarını artırması ve diledikleri nimeti -istidrâc olarak- onlara vererek, isyanlarına rağmen kendilerine bahşedilen nimetler karşılığında günâhlarını artırmasıdır.[15]

 Başa Gelenden İbret Almak da Allah'ın İstidrâca Tâbi Tutulanlar Hakkındaki Sünnetidir:
 
Allah'ın nimetleri, şükrün karşılığıdır. Bu mü'min olanların hayattaki yol ve metodlarıdır. Mü'mine verilen her nimet yeniden yapılan bir tâatin ve yeniden getirilen şükrün karşılığıdır. Bundan gafil olup nimeti verene şükürle, nimete şükrü unutan o mü'min kusurludur, gafildir. Nimet günâh mukabili verilirse, işte bu istîdrâctır. İstidrâc yoluyla verilenle gafil davranan arasında cidden çok ince bir nüans vardır. Çünkü nimete şükür hususunda kusur yapmak, mü'minin gafleti ve cehaletidir, ki onu istidrâcın çukuruna sürükler. Bu sebeple, (Allah dostu) arifler nefisleri adına "istidrâc"tan ve şükürdeki kusurları ihtimâline rağmen ardarda gelen nimetler karşısında istidrâca tâbi tutulmaktan korkmuşlardır. Bunun için, Kisrâ'nın hazineleri kendisine sunulunca Hz.Ömer (r.a.) şöyle demiştir. "Allah'ım, müstedrec (îstidrâca tâbi) olmaktan sana sığınırım. Çünkü ben, senin (Hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helake yaklaştıracağız) dediğini işitiyorum. [16]

Hasan-i Basrî de şöyle der:

"Nice ihsan ve ikramla denenen, nice övgüye nail olarak fitneye düşen ve nice (günâhlarının) örtülmesiyle aldanan kimseler vardr. [17]

 İstidrâc'tan Korkmak:
 
Buna göre müslümâna, müslüman cemâate ve bütün ümmete düşen, Allah'ın verdiği nimetlerle aldanmamaları, nimetlerin kendilerine ikram ve ihsan olarak değil de istidrâc olarak ardarda gelmesinden kendi hesaplarına korkmaları ve nimetlerin Allah'tan bir ikram olduğu tarafı ağır bastığında, hakkını vererek, yerli yerince kullanarak, Allah'a tâat konusunda gayret göstererek ve O'nun yolunda cihâd ederek o nimetlere ve nimeti verene şükre koşuşmalarıdır.[18]



[1] Lisânu'l Arab, c.3, s.92

[2] Râğıb, el-Müfredât, s.167

[3] Mu'cemu'l Vasît, c.l, s.277

[4] Prof. Dr...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İstidraçta Sünnetullah
« Posted on: 18 Nisan 2024, 13:12:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İstidraçta Sünnetullah rüya tabiri,İstidraçta Sünnetullah mekke canlı, İstidraçta Sünnetullah kabe canlı yayın, İstidraçta Sünnetullah Üç boyutlu kuran oku İstidraçta Sünnetullah kuran ı kerim, İstidraçta Sünnetullah peygamber kıssaları,İstidraçta Sünnetullah ilitam ders soruları, İstidraçta Sünnetullahönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes