> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > İsm Fahşa Fuhş Bağy
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İsm Fahşa Fuhş Bağy  (Okunma Sayısı 2764 defa)
17 Şubat 2011, 13:04:44
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 17 Şubat 2011, 13:04:44 »



İsm - Fahşa/Fuhş - Bağy

 Kur'an'da insanın hoş görülmeyen ve 'haram' ola­rak yasaklanan amelleri genellikle 'münker, fahşa, ism ve bağy' kavramlarıyla açıklanır. A'raf Suresi 33'üncü ayet-i kerime'de “De: “Ancak Rabbim gizlisi ve açığıyla her türlü fahşa'yi, ism'i, haksız yere bağy'i ve hakkın­da delil indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmanızla Al­lah üzerine bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram et­ti” buyurulurken, Nahl Suresi 90'ıncı ayet-i kerime'de de “Muhakkak Allah adaletle, ihsanla ve yakınlığı ola­na vermeği emreder ve fahşa, münker ve bağyden. nehy eder; belki hatırlarsınız, öğüt alırsınız diye öğüt verir”denmektedir,

İsm 'sevaptan alıkoyan ve geri bıraktıran amel, yapılmasıyla hayırdan uzaklaştıran eylem, sonunda karşılığında ceza gereken günah' demektir. [249] Çoğulu 'âsâm' olup, kendini işleyenlereyse 'âsim' veya 'esim’ denilir. Bir hadis-i şerifte” “İsm göksünde yerleşip sı­kıntı veren ve insanların bilmesini istemediğin şey­dir” [250] buyurulmuştur. Kelimenin üçlü fiil şekli 'esime’ olup, 'tefe'ul' babındaki 'teesseme' şekli ise 'isim'den kaçınmak' anlamına gelir. Kur'an'da “insanların bir­birlerini öldürmeleri, birbirlerini yurtlarından çıkarma­ları, birbirlerinin aleyhinde yardımlaşmaları, haram kı­lınan ölü eti, kan, domuz eti gibi yiyeceklerden zor du­rumda kalınmadığı halde yemek, başkalarının malını haksız yere yemek ve bunun için bu maları hakimlere aktarmak, rüşvet verip almak, ölmek üzere olan kişinin vasiyetini duyanın onu değiştirmesi, faiz alıp vermek, şahitliği gizlemek, bir eşin yerine başka bir eş almak istendiğinde, birinciye verilen maldan herhangi bir şe­yi geri almak, Allaha herhangi bir şekilde ortak koş­mak, kendi yaptığı hatayı başkalarına yüklemek ve iftira atmak, küfrü gerektirici sözler söylemek, duyuldu­ğunda özelikle alimlerin insanları bu tür sözlerden men etmemeleri, üzerine Allah'ın adının anılmadığı şeylerden yemek ve Allah'ın adı anılan şeylerden, yani Al­lah'ın helâl kıldıklarından yemeyip, Allah'ın helâlle­rini nefsine adeta haram etmek, Allah'tan gelen ilim olmadan heva ve hevese uyup yanlış yola gitmek, kazanmadıkları, yapmadıkları işlerden dolayı mü'min er­kek ve kadınları incitmek, sarhoşluk verici her türlü şeyden az olsun çok olsun içmek kumar ve şans oyun­ları ve yalan söyleyip, Allah üzerine yalan iftira at­mak” gibi ameler 'ism' kavramının içinde anılmakta­dır.

Burada şu noktayı belirtmeliyiz ki, Kur'an-ı Ke-rim'de içki hakkında inen ayetlerin birbirini neshederek geldiği ve ancak Veda Hacc'ında inen Maide sü­resindeki “Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları ancak Şeytan'ın amelinden rics'tir(bk. rics); bun­lardan kaçının ki, kurtulasınız. İçki ve kumarla şeytan ancak aranıza düşmanlık ve buğz ekmek ve sizi Allah'ın zikrinden ve namazdan alıkoymak ister. Artık vaz­geçersiniz değil mi?” (ayet: 90-91) ayetiyle içkinin ve kumarın haram kılındığı gibi yanlış bir inanca sapla­nılmış ve ne yazık ki, bu inanç bugüne değin gelmiş­tir. Oysa, gerek Ebu Bekr er-Razi el-Cessas örneği fakihlerin de parmak bastığı ve gerekse Kur'an'ın da açıkça ortaya koyduğu gibi, içki hakında hüküm bil­diren ilk ayette “Sana içki ve kumardan sorarlar; de ki: “Onlarda büyük ism ve insanlar için faydalar vardır. (Bakara: 219) buyurularak, içkinin ve kumarın haram, hem de büyük haram olduğu saraheten ortaya konmuş­tur. Çünkü, Medine'de inen bu ayetten önce Mekke'de nazil olan A'raf süresindeki “Rabbim ancak gizlisi ve açığıyla her türlü fahşayı, ism'i ... haram etti” ayetinde her türlü 'ism'in haramlığı ilân olunmakta, içki ve kumarın da ism, hem de büyük ism olduğu belirtilmek­le haramlıkları açıklanmaktadır. Ebu Bekr el-Cessas'ın da belirttiği gibi, her türlü haramda insanlar için faydalar vardır; söz gelimi, faizde ve içkide, alınıp sa­tılmasında bir takım dünyevî faydalar sözkonusudur; fakat Kur'an “onlardaki ism faydalarından daha bü­yüktüm derken, işlenmesiyle getirecekleri azabın dün­yevî faydalarından daha önemli ve büyük olduğunu be­lirterek, insanları içki ve kumardan kaçınmaya çağır­maktadır. [251] Hz. Aişe de “Bakara Suresi inince içki­nin haramlığı da indi ve Rasûlüllah içkiyi yasakladı” [252] demiştir. Fakat, kalbi zayıf bazıları, rivayetlerde de geldiği gibi, “biz faydasından dolayı içeriz” diye içme­ğe devam etmiş, takva sahibi mü'minlerse içmeği bı­rakmıştır. Bundan sonra inen “Sarhoşken namaza yak­laşmayın (Nisa: 43) ayeti ise 'insanın ne dediğini bil­mez bir haldeyken namaza durmamasını' emretmekte­dir; nitekim ayetin devamı da “ta ki, ne dediğinizi bilinceye kadara şeklindedir ve ayet gerek Ehl-i Sünnet, gerekse Ehl-i Beyt rivayetlerindede geldiği gibi, 'uyku­luyken, sarhoşken, son derece yorgunken, namaz kıl­mak insana iyice zor ve ağır geliyorken ve insan ken­dinde değilken', kısaca namazın hususuna engel ola­cak ve insanın ne dediğini bilmediği durumlarda na­maz kılmamak hakkındadır. [253] İçki hakkında Maide suresinde inen son ayet ise, çeşitli te'villerle içkiye de­vam edenleri uyarmakta ve yalnızca içki ve kumarın değil, putların ve fal oklarının da haramlığını içine almaktadır.

Kur'an her türlü ism'i haram kılmıştır, ism'in giz­lisinin de açığının da bırakılmasını emretmiş (En'am: 120), düşmanlık ve ism olan eylemlerde insanların bir­birleriyle yardımlaşmamalarını, aksine birbirlerini bu tür eylemlerden men ederken, Kitap Ehli'nin kâfirleri­nin ism ve düşmanlıkta yardımlaşıp yarıştıklarını, Ragıp el-İsfahanî'nin yorumu üzere, Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyip küfre ve zulme düşmelerinin ism ve düş­manlıkta yarışma olduğunu belirtmektedir.

Kur'an'da Allah katında hayırlı olan işlerden söz edilirken, ismin büyük olanlarından ve fahşa'dan ka­çınmak da anılmakta olup,   (Şura:  37)   ismin büyük olanları sonradan  ulema tarafından KEBAİR - Büyük günahlar olarak adlandırılmıştır. Kur'an'da bir başka ayette de (Nisa:31)   “Yasaklandığınız kebairâen kaçı­nırsanız..” buyrularak, sadece 'kebair’ adı da geçmek­tedir. Kebair'in ne olduğu konusunda bir takım ihti­lâflar varsa da, genelde 'Allah'a herhangi bir şekilde şirk koşmak, haram olan cana kıymak, anne-babaya asi olmak, faiz yemek, namuslu kadınlara iftira atmak, ye­tim malını yemek, harpten kaçmak, Allah'ın fazl ve ra­hatlatmasından ve rahmetinden ümit kesip, cezasından emin olmak, ölçüde tartıda hile yapmak, zina etmek, içki içip kumar oynamak ve farzları yerine getirmemek' gibi karşılığında Allah'ın cehennem va'd ettiği amelle­rin 'kebair'den olduğu belirtilmiştir. Bu konuda gelen “ısrar edilen günahın küçüğü, tevbe edilen günahın bü­yüğü yoktur” şeklindeki rivayetler belki Kebair'i açık­layan en güzel tanımlardır.

Fahşa/Fuhş 'Fe-Ha-Şe' fiilinin masdar şekilleridir; 'Fe-Ha-Şe' 'söz veya iş çok çirkin olmak, sınır ve öl­çünün dışına taşmak', 'fahşa/fuhş’ 'çok çirkin iş, yüz kızartıcı davranış veya söz', 'fahiş' 'çirkin iş yapan, öl­çüyü taşıran’ anlamlarına gelir. [254]

Nisa Suresi 22'nci ayette “Kadınlardan, geçenler müstesna babalarınızın nikahladıklarını nikahlamayın; muhakkak bu bir fahişe, çok kötü bir şeydi; ve ne kötü bir yol!’; İsra Suresi 32'nci ayette, “Zinaya yaklaşma­yın, çünkü o fahişe'dir; ve ne kötü bir yol!”; A'raf Su­resi 80 ve 81'inci ayetlerde, “Ve Lût'u, kavmine; “alem­lerden sizden önce kimsenin yapmadığı bir fahişe'ye mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz kadınları bırakıp, şeh­vetle erkeklere geliyorsunuz” dedi.” Yusuf Suresi 24' üncü ayette, “Andolsun(kadın) onu arzuladı, o da ka­dını, eğer Rabbi'nin burhanını görmeseydi; kötülüğü ve fahşa'yı ondan böyle giderdik” buyurulmakta ve tüm , bu ayetlerde 'fahşa' ve 'fahişe' olarak geçen kelimele­rin 'zina, livata', özellikle kadın-erkek ilişkilerinde ve aile hukukunda Şeriat ve fıtrat dışı durumlar anlamın­da kullanıldığı ortadadır.

Kur'an “İsanlar için kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanla­ra ve ekinlere karşı şehvetli sevgi bezenip süslendi” (A. İmran: 14) buyurarak insanın önemli bir yanını açık­lar. Gerçi Allah bu tür sevgilerle insanın dünya hayatı­nın devamını sağlamasını dilemiş ve bu sevgileri han­gi yollara kanalize etmesini hakk diniyle belirtmiş ve şeytanınsa bu sevgileri daima gayr-ı meşru yollardan doyurması için insanı sürekli iğfal etmeye çalışacağını da vurgulayarak, bu konuda insanı uyarmıştır. İşte, bu tür sevgilerin doyurulmasında insanın Allah'ın çizdiği normal ve fıtrî sınırların dışına taşıp, sapık yollarda tatmin araması fahşa, fuhş veya fahişe sözcükleriyle ta­nımlanan bir işe koyulması demektir. Şeytan insana her zaman fahşayı emreder; bu gerçek Kur'an'da sık sık dile getirilmiştir (Bakara: 169, 268..). Oysa Allah fahşa­yı emretmez, aksine bundan nehyeder (A'raf: 28); açı­ğı ve gizlisiyle her türlü fahşa'yı haram kılmıştır (A'raf: 33, En'am: 151). Ayrıca Allah 'namazın insanı fahşa' dan uzaklaştırıcı bir amel olduğunu da özelikle belirterek'(Ankebut: 45), fahşadan kaçınma yollarını da or­taya koymuştur.

Kur'an'da yasaklanan ve üzerinde özellikle duru­lan haram eylemlerden biri de bağydir. Özellikle Tür­kiye'de yayınlanan meallerde bu kavram 'haset' gibi, kavramı hiç de ifade etmeyen belki ancak bağy'in ne­denlerinden olabilecek bir sözcükle karşılanarak, özel­le bir ve beraber olan Tevhid toplumunun dağılmasın­da, tefrika ve ihtilâfların çıkmasında, kılıçların yekilip haram edilen kanların akıtlmasında birinci derecede etken olan bir eylemi ifade eden bu önemli kavram ger­çek muhtevasından soyutlanmıştır.

'Bağy' sözcüğü 'müteaddî-geçişli' olarak kullanıl­dığında 'istemek, istemede ileri gitmek, çabayla arzu­lamak', 'lâzım-geçişsiz' olarak kullanıldığında ise 'sını­rı aşmak, hakkıyla yetinmeyerek başkasının canına, malına ırzına kasdetmek, saldırıya yeltenmek veya sal­dırmak, haksız yere yükselmek isteyerek tecavüzde bu­lunmak, kendisine sulhun yolları ve biçimleri göste...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İsm Fahşa Fuhş Bağy
« Posted on: 30 Nisan 2024, 05:47:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İsm Fahşa Fuhş Bağy rüya tabiri,İsm Fahşa Fuhş Bağy mekke canlı, İsm Fahşa Fuhş Bağy kabe canlı yayın, İsm Fahşa Fuhş Bağy Üç boyutlu kuran oku İsm Fahşa Fuhş Bağy kuran ı kerim, İsm Fahşa Fuhş Bağy peygamber kıssaları,İsm Fahşa Fuhş Bağy ilitam ders soruları, İsm Fahşa Fuhş Bağyönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes