> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlar  (Okunma Sayısı 815 defa)
16 Şubat 2011, 12:50:08
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 16 Şubat 2011, 12:50:08 »



İNSANIN HAYATINDA ÖNDERLİK KURUMUYLA İLGİLİ KAVRAMLAR

 İstifa Nebi - Rasûl

 Lûgatta bir şeyin safisini, yani en safî, en katışık­sız özünü almak demektir. Tasfiye, bir şeyin karışığını, bulanığını yok edip, temiz olan yanını çıkarmak, safî olanı karışık olandan ayırmak, istifa da en saf olanı çekip almaktır. Bir madeni tasfiye edip cevherini al­mak bir ıstıfa, o cevherlerin arasından herhangi bir şeye en elverişli olanını seçmek de bir istıfadır. Şu hal­de istıfa'da hem bir temizleme, saf ve halis olanı katı­şık olandan ayırıp alma, hem de belli bir işte kullanmak üzere en saf ve katışıksız olanı seçme anlamı vardır.

İstıfa daha baştan saf ve temiz olarak yaratmayı ifade ettiği gibi, kötü niteliklerden ve kirlerden temiz­leyerek, saf olanı ortaya çıkarıp almayı da ifade eder. Kâinat'a baktığımızda mertebe mertebe yayılmış var­lık türlerini görürüz. Sözgelimi, yeryüzünde 'mevalid-i selâse' denilen madenler, bitkiler ve hayvanlar vardır; ve bunların her birini diğerinden ayıran belli özellikler söz konusudur. Öyle ki, maden cevherleri çeşitli maden­leri oluşturmuş, sonra madenler belli bir süzülmeye ta­bî tutularak bitkileri, bitkiler yine süzüle süzüle hay­vanları, hayvanlar da süzüle süzüle insanı meydâna ge­tirmiş gibidir. [422] Fakat burada 'evrim' teorisindeki gi­bi türden türe bir atlama değil, kendi içlerinde kendi­lerine özgü nitelikleri olan türler arasında safilik dere­celeri vardır. Yeryüzündeki varlıkların ana kaynağı su, sonra da toprak olarak kabul edilmektedir. Gerek ma­denlerin, gerek bitkilerin, gerekse hayvanların ve in­sanın maddî kökeni topraktır. İşte, topraktaki maden­lere vücut veren maddi öz süzülerek bitkileri, bitkiler­de yeniden istifaya, tabi tutularak hayvanları ve hay­vanda yeniden istıfa'dan geçirilerek insani meydana getirmiştir. Bu bakımdan, bitkilerde madensel, hayvan­larda madensel ve bitkisel, insanda ise madensel, bitki­sel ve hayvansal nitelikler vardır. Varlığın istıfa'dan. geçirilen maddî özü bitkilerde belli bir hayat kazanır­ken, hayvanlarda bütünüyle organik bir hayata kavuş­muştur. Kur'an'da insanın yaratılışından söz edilirken 'toprak, tın tın eden kuru çamur, cıvık balçık, şekil ve­rilmiş çamur, çamurdan bir öz ve hakir bir su' gibi maddî kökenlerin adı geçer. Bu köken ilk insan Hz. Adem için söz konusu olduğu gibi, bütün insanlar için de söz konusudur. Adem'e gelinceye değin onun yapı­sal kökenini oluşturan 'madde' 'toprak, kuru çamur, cıvık balçık, şekil kabul eden çamur' gibi istifa aşamalarından geçtikten sonra Hz. Adem'e Hz. İsa'da olduğu gibi babasız olarak vücut kazandırmıştır. Her insanın çekirdeği durumundaki baba ersuyu da bitki ve hayvanlardan alınan besinlerden meydana gelmekte, şu kadar ki, Hz. Adem'den farklı olarak bir erkeğin belin­den bir kadının rahmine ilka edilmek suretiyle insanın maddî kökenini oluşturmaktadır. Bu ersuyunun ana kay­nağı yine topraktır; çünkü o bitkilerden ve hayvanlar­dan alınan besinlerden meydana gelmektedir; bunların temel kaynağı ise topraktır. Şu halde, her insanın mad­dî kökeni madenlerden bitkilere ve bitkilerden hay­vanlara belli aşamalardan geçmekte ve istıfaya, tabi tu­tulmaktadır.

Açıkladığımız bu istıfa'dan ayrı olarak, insanlar içinde de manevî bir istıfa söz konusudur. Her insan maddî yönden birbirinin aynı olmadığı gibi, manevî yönden de birbirinin aynı değildir. Onların içinde ge­rek fizikî yetenek ve beceriler, gerekse manevî nitelikler açısından, belki insanlar sayısınca mertebeler bulun­maktadır. Bu mertebelerde insanın maddî kökeninin de etkisi yok değildir. Eğer insanın maddî kökenini oluş­turan 'nutfe' 'haram' gıdalardan oluşmuşsa, insanın manevî derecesine elbette etki edecektir. Şu kadar ki, bu da temelde kişinin manevî duyarlılığı ile alâkalıdır. O halde, İnsanlar arasında bazılarının seçilmesi bizzat Al­lah tarafından olmaktadır ve bunlar bizzat Allah tara­fından tathir edilip seçilmiş (ictiba) ve istıfaya tabi tu­tulmuş, yani doğuştan saf, temiz yaratılmış kişiler­dir:[423]

“Gerçekten Allah Adem'i, Nuh'u, İbrahim Ailesi'ni ve İmran Ailesi'ni alemler üzerine istıfa etti. Bir­birinden bir zürriyet olarak ve Allah işitendir, bi­lendir” (A. Îmran: 33-4).

İşte, Allah diğer insanların da temizlenmesi için Adem, Nuh, İmran ve İbrahim Ailesi'ni bizzat tathir edip saf, mutahher yaratmış ve onları alemler üzerine istıfa etmiştir. Haramlardan kaçman İnsanların zürriyetleri de belli ölçülerde temiz olup, bu yönleriyle baş­kalarına karşı daha farklıdırlar. Öyleyse, temiz sulp­lerden gelen ve bu temizliği devam ettiren zürriyetlerin karışık ve bulanık sulplerden gelen zürriyetlere nisbetle farklı olması son derece tabidir. Bu aynı zamanda çocuğun kişiliği üzerinde anne-babanın etki derecesini de gösterir.

Allah bizzat seçip mutahher ve tahîr yarattığı bir zürriyeti alemler üzerinde istıfa ederek, diğer insanla­rın da temizlenmesi için dupduru bir su niteliğindeki vahyini bu zürriyetten gelenlere emanet etmiş, onlar da aldıkları şekilde bu suyu başkalarına aktarmışlar­dır. Bu zürriyyet bütünüyle Mustafa (istıfa olunmuş) bir zürriyettir. Bu "bakımdan, bu özel olarak seçilmiş­lerin babaları gibi anneleri de istifa edilmiş olmak du­rumundadır; çünkü çocuğun maddî kökeninde annenin de etkisi vardır. Burada yeri gelmişken belirtmeliyiz ki, Kur'an'da Hz. İbrahim'in 'eb'i olarak geçen Azer onun öz babası değildir. Bu istıfa'ya ters düştüğü gibi, Kur’an da bu konuda gerçeği açık olarak ortaya koymakta­dır. Şöyle ki: Arapça'da ‘eb’'baba' anlamına geldiği gi­bi, 'amca, dede, babalık' gibi anlamlara da gelir. İş­te, Azer İbrahim için böyle biriydi. Allah müşrik ol­duğundan Azer'e istiğfarda bulunmasını İbrahim'e ya­saklamıştı. Fakat onun ömrünün sonlarında Kabe'yi yaparken “Rabbimiz, hesabın görüleceği gün beni, valideyn'imi ve mü’minleri bağışla” (İbrahim: 41) diye dua ettiğini Kur'an'da okuyoruz. Arapça'da 'valid' öz baba demektir. İşte, Azer İbrahim'in 'öz baba'sı değil, amcası veya annesinin babası olmak ihtimali vardır.

Bu zürriyet içinde de pakın pakı olmaya doğru -daha çok manevî mertebeler yönünden- bir -istifa da­ha söz konusudur. Kur'an'da  “Andolsun ki, biz nebîlerin kimini kimine üstün kıldık” (İsra: 55); “O Rasûller ki, kimini kimine üstün kıldık”(Bakara: 253) buyurulurken, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) de, “Ben Abdülmüttalip oğlu Abdullah oğlu Muhammed'im. Allah yaratıkları yarattı ve beni onların en hayırlıları içinde kıldı; sonra onları iki gruba ayırdı ve beni onların ha­yırlısının içinde kıldı. Sonra onları kabilelere ayırdı ve beni en hayırlı kabile içinde kıldı. Sonra onları evlere ayırdı ve beni en hayırlı evin içinde ve onlann en ha­yırlısı kıldı”; “Allah İsmail Oğullarından Kinane'yi seç­ti, Kinaneden Kureyş'i seçti, Kureyş'ten Haşim Oğulları'nı seçti, Haşim Oğulları'ndan da beni seçti” buyur­maktadır. [424] Yine bir başka hadis-i şerifte, “Nebiler anaları ayrı, babaları bir evlâddırlar, kardeştirler” [425] buyurulurken, yine Buharî'nin “Ben devirden devre ve aileden aileye intikal eden Adem Oğulları soylarının en hayırlısından gönderildim. Nihayet, şu içinde bulundu­ğum soydan geldim” hadisinin açıklamasında Tecrid-i Sarih'te “Peygamberimiz temiz babaların sulbünden pak anaların rahmine intikal ederek gelmiştir. Peygam­ber Efendimiz'in nesep silsilesinde uzaktan yakına ge­lindikçe faziletin arttığı hadisin lâfzından anlaşılmakta­dır” denmektedir. [426]

İşte, insanlar, hattâ alemler üzerinde istifa edilen bu pak silsile nebiler silsilesidir. Nebi kelimesinin ken­disiyle ilim hasıl olan çok faydalı ve önemli haber an­lamındaki 'Nebe' sözcüğünden türediği belirtildiği gi­bi, 'yükseklik' demek olan 'nübüvvet'ten geldiğini söy­leyenler de vardır. [427] Her hal û kârda nebi, makamı yüksek ve insanlara Allah'tan önemli ve ilim hasıl eden haber getiren kişidir. Nebî doğuşundan temiz ve paktır; kendisinde taşı­dığı herhangi bir leke yoktur, çünkü o yaratılşıyla Al­lah tarafından temizlenip istifa edilmiştir. Bu bakım­dan nebîler daha doğuşlarında 'selâm' üzeredirler (bk. Selâm-İslâm):

“Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün ona(Yahya) selâm olsun”(Meryem: 15)

 “(İsa): “Doğduğum günde, öleceğim günde ve diri olarak kaldırılacağım günde bana selâm var” (Mer­yem: 33).

Yine, aynı şekilde Hz. Musa'nın ve Hz. Yusuf'un çocukları da nebilerin daha doğuştan selâm üzere bulunduklarını ve Hz. Rasûl-i Ekrem'in çocukluğu ile il­gili bazı rivayetler onların -belki masum değilseler de'mahfuz’ olduklarını ortaya koymaktadır.

Hz. Adem'den, özellikle Hz. Nuh'tan Rasûl-i Ek­rem'e kadar -İsa ile arasındaki dönemde olduğu gibi- ba­zı istisnaî fetret dönemleri dışında yeryüzünde sürekli nebî var olagelmiştir. Özellikle İsrail Oğulları'nda bir­biri ardınca ve hattâ aynı zamanda değişik yerlerde ne­bîler vardı. Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) ise son nebî olup, kendinden sonra nebî yoktur? Nitekim, bir hadis-i şerifte “İsrail Oğulları'nı nebiler idare ederdi. Bir nebi öldüğünde yerine bir başka nebî geçerdi; artık benden sonra nebî yoktur” buyurulmaktadır.[428]

Bakara Suresi 213'üncü ayette Allah (C.C.) şöyle buyurur:

“İnsanlar tek bîr ümmetti; Allah müjdeleyici ve korkutucu-uyarıcıar olarak nebîler seçip gönderdi ve İnsanlar arasında ihtilâf ettiklerinde hüküm versinler diye beraberlerinde Kitabı indirdi..”

 İnsanlar ihtilâf edip de yeryüzünde fesat çıkarın­ca Allah nebîler göndermiştir. Burada ifade olunan gön­derme 'ba's'dır, yani, insanlar arasından seçip görevlendirme, yollama ifade etmektedir. Genelde, insanlar arasında hükmetmek için Allah'tan 'kitap' alan seçil­miş kişiler ‘nebi’ olarak adlandırılmaktadır. Şu halde, rasûller de öncelikle nebî olmak...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlar
« Posted on: 29 Nisan 2024, 17:39:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlar rüya tabiri,İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlar mekke canlı, İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlar kabe canlı yayın, İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlar Üç boyutlu kuran oku İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlar kuran ı kerim, İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlar peygamber kıssaları,İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlar ilitam ders soruları, İnsan Hayatında Önderlik Kurumuyla İlgili Kavramlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes