> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > İdrâkve Algı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İdrâkve Algı  (Okunma Sayısı 1870 defa)
07 Şubat 2011, 15:28:53
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Şubat 2011, 15:28:53 »



7- İdrâk-Algı

 Öğrenme olayında, çevremize uyum sağlamamızda önemli yetilerimizden biri de idrâk (algı)dır. İdrakle ilgili bilgi vermeden önce şunu belirtelim ki, bireyin çevresi ve kendi iç dünyası ile irtibat kurabilmesi için kendisi ve çevre­si hakkında bilgi sahibi olması, zaman ve mekân hususunda şuurlanmış olması gerekmektedir. Buna eski dilde "itticâh" şimdilerde ise "oryantasyon" adı verilmektedir. [442]

Günlük hayatımızın hemen her boyutunda duyu organ­larımız aracılığıyla değişik izlenimler alırız. Duyu organları­mızın çevreden aldığı bu uyarma (stumülüs) ve izlenimleri beyne iletmesi olayına "duyum" adı verilir. Bu duyumlar iş­lenmemiş ham madde gibidir. Bir anlam kazanabilmeleri için bir örgütlenmeye tâbi tutulmaları, yorumlanmaları ge­rekir. İşte "Duyumları yorumlama, onları anlamlı (meaning-ful) hale getirme sürecine (process) "algı" denir." Demek oluyor ki, bilgilerimiz duyum (sensation) ve algı (perception) olmak üzere iki aşamada oluşmaktadır. [443] Algı, yaşar­ken edindiğimiz duyusal bilginin (information) beyin tarafın­dan işlenip yorumlanması olayıdır. Algıyı, "duyu organları yoluyla objelerin kalitelerin, münâsebetlerin farkına varma" şeklinde açıklayanlar da vardır. [444] John J. Ryan'a göre "Al­gı, belli bir anda duyularımızı doğrudan doğruya uyaran nesne ya da olaylar hakkında özgül (specifie) bilgi edinilmesi demektir." [445] Bir başka tanıma göre algı, "eşya ve olayların duyumlar tümü, ya da, örgütlenmiş bütünü olarak kavranıl­masıdır. [446] Algıda doğruluğa dikkat çeken tanımlar da var­dır. Buna göre algı, bireyin duyularına çarpan stumulusların doğru olarak duyulması keyfiyetidir. [447] Bir tanımda ise öz­deşleşme vurgulanmaktadır:

"Algı, birey duygularının çevre­sindeki eşya ile nötr olması ve anlaşması olarak açıklanabi­lir." [448] guracıa nötr olma ve anlaşma bir özdeşleşmeyi ifâde etmektedir.

Algı olayında yorumlama son derece önemlidir. Zira Aristo'nun da ifâde ettiği gibi duymak, görmek, işitmek, anlamak ve bilmek anlamına gelmemektedir. Bunu küçük yaş­taki çocuklar da yapabilmektedir. Bu fiiller sağlıklı bir yo­rumla hedefine ulaştığı zaman algılamadan bahsedebiliriz. [449] Kur'ân'daki "And olsun ki, Cehennem için de birçok cin ve insan yarattık. Onların kalbleri vardır ama anlamaz­lar; gözleri vardır ama görmezler; kulakları vardır ama işit­mezler, işte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da sapıktır­lar. İşte bunlar gafillerdir" [450] mealindeki âyet dikkatimizi bu noktaya çekmektedir. Görmek, gördüğünü yorumlayamamak, işitmek, işittiğini yorumlayamamak ileri' insanların özellikleri olmasa gerektir. Kendisine, hayvanlardan ayrı olarak birtakım yetiler verilmiş olan insanın en büyük özelli­ği eşya ve olayları yorum gücüdür. Böyle sağlıklı bir yoruma kabiliyeti olmayan insanlar olayların hikmetini kavrayamaz, eşyanın hakikatine ulaşamazlar. Kur'ân ise insanlardan hik­meti yakalamayı, eşyanın hakikatine ulaşmayı istemektedir. Bu da duymak ve yorumlamakla mümkündür. Kur'ân, gözle­ri olduğu halde göremeyen, kulakları olduğu halde işitemeyen, kalbleri olduğu halde düşünemeyen insanlardan şikâyet ediyor. Onları, tevbîh, takbih ve tahkir ediyor. Zira bu insan­lar, kendilerini diğer yaratıklardan üstün kılan bu çok önemli araçları sağlıklı biçimde kullanmıyorlar.

Günlük hayatımızda o kadar çok uyarıcı ile karşılaşırız ki bunların hepsini algılamaya kalksak boğulur, çıldırırız. O halda yapılacak şey seçmektir. Biz de onu yaparız. Yüzlerce, binlerce uyarıcıdan sadece birkaç tanesini seçer, algılarız. O halde şunu söyleyebiliriz:

Algılarımız seçme özelliğine sahip­tir. Belirgin olarak algıladığımız şeyler dışında kalan bir kı­sım uyarıcılar vardır ki bunlar dikkatin "sınır alanında" (margin) algılanır. Diğer bir kısmı ise ya kısmen farkına var­dığımız veya hiç farkına varamadığımız bulanık bir "ardalam" (background) oluşturan uyarıcılardır. [451]

Algının seçme özelliğine dikkat çeken Ornstein, "Eğer bize ulaşan her enerji kuantumunu her an algılasaydık büyük olasılıkla geçersiz bilgilerin taşkınıyla boğulur giderdik. Düşmek üzere olan bir ağaç, yaklaşan bir kamyon gibi muh­temel tehlikelere dikkat etmek için yeteri kadar ayrıştırma yapamayabilirdik" [452] diyor. Ornstein'in dediği gibi gereksiz algılarla geçersiz bilgilerin taşkınında boğulup giden bir yı­ğın insan vardır. O halde şunu söyleyebiliriz:

Bir insanın ha­yatta herşeyi algılaması mümkün değildir. [453] Uyarıcılar arasından bir seçme yaparak algılamak zorunludur.

Algılama seçicidir. Zira şekillenen bir algı olayında al­gılayacak bireyin amaç ve ihtiyaçları söz konusudur. Birey

uyarıcılar arasında seçim yaparken amaçlarına cevap veren­leri tercih eder. [454]

Uyarıcıların ayıklanmasında kendilerinin bireyin amaçlarına cevap verip vermemesi yanında bireyin ruhî durumu, tutumu ve zihinsel yapısının da etkisi vardır. [455]

Omstein'e göre "Kendi fizyolojik biçimlenişleri ile duyu sistemlerinin işlevi, bize ulaşan "yararsız ve geçersiz" bilgi mikdarını azaltıcı ve ayıklayıcı sistemler olarak hizmet gör­mektedir. [456]

Hatıraların zihin vasıtasıyla şekillen dirildiğini ve bu iş­lemin idrâk aşamasında başladığını söyleyen Mustafa Şekib Tunç, "idrâk herşeyi bir fotoğraf makinesi gibi almaz, bir ta­kım seçme ve sentezler yapar" diyor. [457]

Bir uyarıcı olmadığı halde de idrâkimizde bir seçicilik vardır. Sabri Özbaydar, bunun bir hazırlık durumu olduğu­nu belirtiyor; dersin bitmesini bekleyen bir öğrencinin kula­ğını zil sesine vermesini. Örnek gösteriyor. [458]

Gaston Bouthoul, "Zihniyetler" adlı eserinde şunları söylüyor:

"Her algılamanın bir seçmeye dayandığı bilinir. Biz eşyayı, önceden haberli, hazırlıklı olduğumuz ölçüde dikkate alır, eşyanın bizi ilgilendirdiği ve eşya tarafından etkilendi­ğimizi sandığımız ölçüde ele alırız." [459]

Seçiciliğin dikkatin bir yerde yoğunlaşması bakımından da önemi vardır. Özellikle seçilmeyen uyarıcılar üzerinde dikkatin yoğunlaşmasının imkânı da anlamı da yoktur. Dik­kat yoğunluğunu, büyüklük, küçüklük, tekrar, zıtlık, şiddet v.b. özelliklere sahip olan uyarıcı etkilediği gibi, kişinin ken­di özel durumları da etkiler. Renklere karşı ressamların, ses­lere karşı müzisyenlerin daha duyarlı olduğunu biliriz. [460] "Oduncunun gözü ormanda olur" atasözü de bu gerçeği vur­gular.

Birey seçerek kendi kişiliğinin de idrâkine varır. Dolayısiyle seçmesi oranında insan kendi varlığının şuuruna inti­kal eder. [461] İdrâki etkileyen faktörler iki grupta ele alınmıştır:

1- Dış faktörler.

2- İç faktörler. [462]

 1- İdrâki Etkileyen Dış Faktörler:

 a- Yakınlık: Uyarıcıların zaman ve mekân içinde bir­birine yakın olması algılamayı kolaylaştırır.

b- Benzerlik: Uyarıcılar arasındaki keyfiyet, şekil, şid­det v.b. benzerlikler algı olayını olumlu yönde etkiler.

c- Devamlılık: Bir uyarıcının sürekliliği de algıları­mızda gruplaşma ve bünyeleşmeye hizmet eder. Devamlı aynı kıyafetle gördüğümüz bir kişiyi daha kolay seçer ve tanı­rız.

d- Relatiflik: Dışımızdaki olay ve varlıkları algılama­mızda relatifliğin önemli etkisi vardır. Bir binanın büyük ve­ya küçük oluşunu çevresindeki binalara oranla algılarız. Bu durum aynı olayı farklı şekillerde algılayan bireyler için de geçerlidir. Kayınvalide gelini tarafından ayrı, oğlu tarafın­dan ayrı algılanabilir. Bir işçinin patronu, bir patronun işçi­yi algılaması relatif bir algılamadır.

e- Algılamada Şekil ve Arka: Bir şeklin arka planı (fon) ile kendisi arasında renk veya başka bakımdan bir zıtlık varsa ön plandaki şekil daha kolay algılanır. [463]

 2- İdrâki (Algı) Etkileyen İç Faktörler:

 a- Algı ve örgütlenme: Algıyı tanımlarken beyinde bir örgütlenmeden bahsetmiştik. Bu örgütlenme ne kadar çok ve çeşitli olursa o kadar çok ve çeşitli algıdan bahsedebiliriz.

b- Algı ve anlam: Beyindeki örgütlenme bir mânâlandırmayı, bir anlamı da beraberinde getirecektir. [464] Bu ise bilgilerimizin oluşmasında büyük çapta yardımcı olacak­tır. İnsan bilgisinin sağlıklı ve güvenilir olması bu örgütlen­me ve mânâlandırmadaki başarısına bağlıdır.

Yukardan beri saydığımız etkenlerden hangisi daha kuvvetli ise birey o doğrultuda hareket eder.

Algıya tesir eden tabiatiyle birçok etken vardır. Mor­gan, bunların önemli olanlarını, dikkat, hazırlayıcı öğrenme kurulumu, güdü, canlıların içinde bulunduğu gelişim dönemi v.s. olarak sıralamaktadır. [465]

"İnsanlar görmek istediklerini görürler" atasözü algıla­rımızın güdülerimizle olan ilişkisini yansıtmaktadır.

İyi bir algının iyi bir dikkatle sağlanabileceğini hepimiz biliriz. Zira dikkat, algılamada zorunlu olan örgütleme (organization) olayına hizmet etmekte, onun oluşumunu kolaylaş­tırmaktadır. [466]

D. Krech ve arkadaşlarının yazdığı Sosyal Psikoloji ad­lı kitapta algıyı etkileyen faktörler şu şekilde sıralanmakta­dır:

1- Bireyin fizik ve sosyal çevresi;

2- Fizyolojik yapısı;

3- İhtiyaçları, istekleri, hedef ve amaçları;

4- Geçmişteki deneyimleriyle elde ettiği yeteneği [467] insanların bir kısmı-dış dünyayı algılarken gözüne ağırlık verdiği halde bir kısmı kulağa ait algılara ağırlık ve­rir. Adler, "Bu algılar gerçeğe tam olarak uymazlar. İnsan, dış dünya ile, özelliğine uygun ilişkiler kurar" diyor. Ona gö­re de algılar hiçbir zaman fotoğraf makinesine benzetilemez. [468]

Algılama olayında daima parçalar bütüne tamamlan­maktadır. [469] Dışta...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İdrâkve Algı
« Posted on: 29 Mart 2024, 09:30:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İdrâkve Algı rüya tabiri,İdrâkve Algı mekke canlı, İdrâkve Algı kabe canlı yayın, İdrâkve Algı Üç boyutlu kuran oku İdrâkve Algı kuran ı kerim, İdrâkve Algı peygamber kıssaları,İdrâkve Algı ilitam ders soruları, İdrâkve Algıönlisans arapça,
Logged
27 Ocak 2019, 21:05:05
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2019, 21:05:05 »

Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Ocak 2019, 00:20:34
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 28 Ocak 2019, 00:20:34 »

Aleyküm Selam. çok güzel faydali bilgiler paylaşım için Allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes