Konu Başlığı: Hz Süleymana ve Hz İsaya Büyücü Denilmesi Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 09 Mayıs 2011, 22:16:10 Hz. Süleyman'a ve Hz. İsa'ya Büyücü Denilmesi Yahudilerin çoğu Hz. Süleyman'ın nübüvvetini inkâr ediyor onu krallardan birisi olarak görüyorlardı. Onun döneminde yaşayanlar onun, krallığını sihir sayesinde edindiğine inanmakta bir problem görmüyorlardı. [708] Şeytanların Hz. Süleyman'ın hükümranlığına dair sihir kitaplarından okuduklarına uydular. Hz. Süleyman'ın mülkünün sihir üzerine kurulu olduğu yalanını söylüyorlardı [709] ki bu düpedüz iftiraydı. Sihri Hz. Süleyman'a atfetmeleri sayesinde büyüye de değer vermiş oluyorlardı. Onlara göre Allah cinleri onun hizmetine verdiğinde Hz. Süleyman onlardan esrarengiz sırları aldı. Zanna tâbi olanlara onun sihir konusunda cinlerden faydalandığı görüşü hakim oldu. Bazı Yahudiler sihri Hz. Süleyman'dan aldıklarını iddia etti. Allah, “O kâfir olmadı.” diyerek onu tenzih etti. Çünkü nübüvvet büyücü ve kâfir olmaya engeldir: [710] “Süleyman'ın hakimiyeti hakkında şeytanların söylediklerine uydular. Oysa Süleyman asla kâfir olmadı. Ama insanlara büyü öğreten şeytanlar kâfir oldular. Babil'de Harut ve Marut adında iki meleğe böyle bir şey indirilmemişti ki, 'Biz ancak bir imtihan vasıtasıyız, sakın kâfir olma.' diyeler ve insanlar onlardan karı ile koca arasını ayıran şeyler öğreneler. (İnsanlara büyü öğreten o şeytanlar/cinler de), Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verecek değillerdi. Onlar, kendilerine zarar verecek ve faydası olmayacak şeyler öğreniyorlardı. Kuşkusuz biliyorlardı ki, o sihri satın alan kimsenin, âhirette hiçbir payı yoktur. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür. Keşke bunu bilmiş olsalardı.” [711] Hz. Musa'dan sonra peygamber olarak gelmiş olan Hz. Süleyman [712] sihir yapmıyordu ki, kâfir olsun fakat şeytanlar yapıyor, insanları saptırıyor ve onlara sihir öğretiyorlardı. [713] Şeytanlardan sihir öğrenenler, bilmelerine rağmen bilmiyormuş gibi yapıp Tevrat'ı göz ardı eden Yahudi hahamları ve bilginleriydi. Onların şeytanlara tâbi oluşu apaçık bir hüsrandı. Onlar Hz. Süleyman'ın tahtının altına sihir kitapları gizlediğini ve onları kullandığını söyleyerek peygamberi büyücülükle suçladılar. [714] Allah'ın Kitabı'nı ve onunla amel etmeyi bıraktılar. Hz. Süleyman'a attıkları iftiralar nedeniyle ona dinden dönüş ve küfür atfettiler. Allah onun bu iftiradan uzak olduğunu bildirmiş, sihir ve göz bağcılığı öğretimiyle akılları saptıran şeytanlarla küfrü özdeşleştirmiştir. [715] Yahudiler, Kitab'ı arkalarına atınca insan ve cin şeytanlarının işi olan sanatlarla uğraştılar. Bu uydurmalarla bazı Müslümanları şüpheye düşürdüler ve bu Müslümanlar da onları bu konudaki iddialarında doğruladılar. Ancak Hz. Süleyman'a atfettikleri küfürde onları yalanladılar. Esasen sapkın olanlarının durumu bugün de aynıdır. Muskalar okurlar, çizgiler çizer, tılsımlar yazıp Hz. Süleyman'ın mührü adını verirler, birtakım şeyler yazıp, bunları taşıyanların cinlerin saldırısından ve ifritlerin dokunmasından korunacaklarını söylerler. İşte Kur'an da bu olayı, nefis düşkünlerinin yaptıkları iftiraları açıklamak için anlatmıştır. Bu iftira Yahudiler arasında din ve dinin hükümleriyle amel etmeye engel olmuştur. Bu yüzden onlar Kitaplarının müjdelediği Rasul'e uymamışlardır. [716] Allah'ın Kitabını bir kenara attılar, Hz. Süleyman'ın mülküne (yöneticiliğine ve peygamberliğine) dair ve onun zamanında sihir ve el çabukluğuyla yapılan hileler üzerine yazılmış kitaplarda yazılanlara uydular. Cinlerin gaybı bildiklerini ve sihir ilminin Hz. Süleyman'ın ilmi olduğunu ileri sürüyorlardı. Onlara göre Hz. Süleyman bu ilimle insanları, cinleri, rüzgarı emri altına alıyordu. Ancak Hz. Süleyman sihir yapmadığı için kâfir de olmadı. Zira sihir aldatmadır. Peygamberler ise bundan uzaktır. Halbuki rasul ve Kur'an'a inansalardı, Allah'ın Kitabını bırakıp şeytanların yazdıkları kitaplara uymayıp Allah'tan sakınmayı ihmal etmeselerdi, Allah katından bir hayır onlara ulaşırdı. [717] Kur'an, Hz. Süleyman'ın halk arasında kendi adıyla özdeşleşen sihirbazlık sanatının mucidi olduğu efsanesini reddetmektedir. [718] Yahudiler ona büyücülük atfettiler. Aksine Hz. Süleyman'ın değil, sihir öğretmeleri nedeniyle şeytanların inkârları sabit oldu. [719] Yahudiler Hz. Süleyman'dan ayrı olarak iki meleğe de sihir indirildiğini söylüyorlardı. [720] Allah yukarıdaki âyette bunu da olumsuzlamış ve peygamberleri tenzih ettiği gibi melekleri de büyü işlerinden uzak varlıklar olarak tanımlamıştır. Görüldüğü gibi peygamberlere büyücü denilerek onları yalanlamadan Hz. Süleyman da nasibini almıştır diyebiliriz. Hz. Musa'yı genel olarak Mısırlılar büyücü diyerek yalanlarken, aynı itirazla inkarcılık bu sefer Yahudilere geçmiştir. Yahudiler Hz. Süleyman'ı büyücü diyerek yalanladıkları gibi aynı tavırlarını Hz. İsa için de sürdürmektedir. Hz. İsa, kendisine verilen mucizelerin hepsini gösterdiğinde İsrailoğullarının O'nu yalanlaması ve bu harikulade mucizelerini apaçık bir büyü olarak nitelediler. Çünkü onlar binlerce kişinin gördüğü bu gerçekleri inkâr edememiş, inatları ve üstünlük taslamaları nedeniyle teslim de olmak istememişlerdi: “Allah o zaman şöyle demişti: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla'. Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkinlik çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benîm iznimle (hayata) çıkarıyordun. Hani Îsrailoğullarını (seni öldürmekten) engellemiştim; kendilerine apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden (İsrailoğullarından) inkâr edenler, “Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.” demişlerdi.” [721] Peygambere inanmayan ve onun peygamberliğini inkâr edenler [722] onun Allah tarafından rasul olarak görevlendirildiğine delalet eden hüccet ve burhanlarla gönderildiğinde, onu yalanlamışlar ve büyücülükle itham etmişlerdi. [723] Onlar şöyle diyorlardı: “Bu gerçek bir peygamber değil sadece bir büyücüdür. Yaptığı tuhaf işler ve hayret verici fiilleriyle kendisinin büyücü olduğunu ortaya koyuyor.” [724] Yahudiler, Hz. Süleyman'da gördükleri tamamen Allah'ın dilemesiyle olan olağanüstülükleri yalanladıkları gibi Hz. İsa'da gördükleri Allah'ın mucizelerini de sihir olarak vasıflandırmışlardır. Bu inkarcı tavır son peygamber döneminde de sürmüş, yalanlayanlar öncekilerin başlarına gelmiş olan kısmî ya da kökten yok edici azaplardan ibret alma yerine onların izinden gitmeyi yeğlemişlerdir. [725] [708] Râzî, I, 617. [709] Rıza, a.g.e., I, 398. [710] Razî, I, 618. [711] Bakara: 2/102. “Sihri satın alan kimsenin âhirette nasibi yoktur.” şeklindeki ifadenin sihrin haramlığına ve o kimsenin dininin olmadığına işaret ettiği ifade edilmiştîr. Hasan (u'1-Basrî) bkz.: Abdu'l-Vahhab, a.g.e., s. 334. [712] Bakara: 2/251. [713] Tabatabaî, a.g.e., I, 238. [714] Meraği, a.g.e., 1,180. [715] Kâsımî, a.g.e., II, 207. [716] Meraği, a.g.e., I, 179. [717] Zemahşerî, I, 173. [718] Esed, a.g.e., s. 28. [719] Kurtubi, I/2, 42. [720] Kurtubî, Yahudilerin ayetteki iki melekten Cebrail ve Mikail'i kastettiklerini söyler. Bkz.: Kurtubî, I/2, 49. [721] Maide: 5/110. Hamza ve Kesaî, büyü dîye çevirdiğimiz kelimeyi sahir diye okumuş ve ayetteki ifadenin “Sihir konusunda güçlü bir adam” anlamına geldiğini söylemişlerdir, bkz.: Kurtubî, III/2, 279. [722] Kurtubî, III/2, 279 [723] İbnu Kesîr, III, 219. [724] Taberî, V/l, 172. [725] Murat Kayacan, Kur’an’da Peygamberler ve Karşı Tavırlar, Ekin Yayınları: 115-119. Konu Başlığı: Ynt: Hz Süleymana ve Hz İsaya Büyücü Denilmesi Gönderen: kaan 7A üzerinde 23 Aralık 2014, 16:08:05 Yahudilerin çoğu Hz. Süleyman'ın nübüvvetini inkâr ediyor onu krallardan birisi olarak görüyorlardı. Yahudiler, Kitab'ı arkalarına atınca insan ve cin şeytanlarının işi olan sanatlarla uğraştılar. Yahudiler, Hz. Süleyman'da gördükleri tamamen Allah'ın dilemesiyle olan olağanüstülükleri yalanladıkları gibi Hz. İsa'da gördükleri Allah'ın mucizelerini de sihir olarak vasıflandırmışlardır.
|