Konu Başlığı: Hz İlyas ve Hz İsa Döneminde Atacı Tavır Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Mayıs 2011, 12:30:05 Hz. İlyas ve Hz, İsa Döneminde Atacı Tavır İlyas peygamber [241] de kavmini tevhide çağırmıştı. Peygamber olarak Suriye'de puta tapan bir topluluğa gönderilmişti. Bugün “Ba'lbek” şehri bu tapınmanın izlerini hâlâ taşımaktadır. [242] Hz. İlyas, onların ve daha önce geçmiş babalarının Rabbi olan en güzel yaratıcıyı bırakıp da, Ba'l [243] putuna takmalarını çirkin karşılamıştı: “Hani o kavmine, 'Siz Allah'tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da Ba’l'e (Ba'l ismindeki puta) mi yalvarıyorsunuz?' dedi. Fakat onlar, onu yalanladılar. Bu yüzden mutlaka (cehennemde) hazır bulundurulacaklardır.” [244] Onlara yapılan azap vaadinin nedeni, kendilerinin ve atalarının Rabbini yalanlamalarıydı. [245] Hakikatin ölçüsü olarak ataların mirasını almakla din adamlarının söylediklerinin her zaman doğru olduğuna inanmak arasında büyük bir benzerlik söz konusudur. Her iki durumda da kriter hak değil kişilerdir. Bu bağlamda Hıristiyanların ve Yahudilerin alim gördükleri kimselere yaklaşımlarıyla atalar dinine bağlı olanların risalete karşı tavırları örtüşmektedir: “Onlar, Allah'tan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir.” [246] Onlar bilginleri için oruç tutmuyor, namaz kılmıyorlardı. Ancak bilginleri bir şeyi helal kıldığında kabulleniyor, Allah'ın helal kıldığı şeyi haram kıldıklarında da bunu benimsiyorlardı. İşte bu bilginleri rab edinmektir. [247] İlmî hakikatleri kabul ve alimlere itaat etmek ve saygı göstermek Allah'ın emridir. Burada eleştirilen şey, Allah için itaat ve teslimiyet değil, “Min dunillah” olan, yani Allah'ın emrine ters düşen itaattir. Kitap Ehli, bilginlerine gerçekten rab dememişlerse bile, onları rab yerine koymuşlardır. Dinde hüküm koyabilme haklarının olduğuna inanmışlardır. Hele Hıristiyanlık tarihinde ruhban sınıfının kutsal tanınması ve papaların hata etmez sayılması çok açık bir durumdur. Halbuki, ne onların (Allah evlât edindi, diyenlerin), ne de atalarının bu konuda herhangi bir bilgisi vardır. Yalandan başka bir şey söylememekte [248] ve sözleri bilgiye dayalı olmaktan ziyade büyük bir cehaletten ve atalarını taklitten kaynaklanmaktadır. [249] [241] Hz. İlyas, İsrailoğullarından gelen bir peygamberdir. Kur'an'da biri Saffat: 37/124-126, diğeri de Enam: 6/85'te olmak üzere iki kez anılmıştır. Günümüz araştırmaları MÖ 875 ve 850'de yaşadığını kabul ediyorlar bkz.: Mevdudî, Tefhîmu'l-Kur'an, V, 36; Kitab-ı Mukaddes'te Hz. İlyas'ın ismi “Tişbeli Îİya” olarak zikredilmektedir bkz.: Kitab-ı Mukaddes, II. Krallar, I/3. [242] Kutub, Fî Zilali'l-Kuran, VIII, 514. [243] Ba'l kelimesi, Hud: 11/72. ve Nur: 24/31'de de geçmektedir; ancak bu âyetlerde koca anlamında kullanılmıştır. [244] Saffat: 37/124-126. [245] Kâsımî, a.g.e., XIV, 5060. [246] Tevbe: 9/31. [247] Taberî, VI/2, 149. [248] Kehf: l8/5. [249] Zemahşerî, II, 676; Kurtubî, V/2, 317. Murat Kayacan, Kur’an’da Peygamberler ve Karşı Tavırlar, Ekin Yayınları: 51-52. Konu Başlığı: Ynt: Hz İlyas ve Hz İsa Döneminde Atacı Tavır Gönderen: Kaan Han üzerinde 27 Nisan 2015, 21:12:26 İlyas peygamber [241] de kavmini tevhide çağırmıştı. Peygamber olarak Suriye'de puta tapan bir topluluğa gönderilmişti. Bugün “Ba'lbek” şehri bu tapınmanın izlerini hâlâ taşımaktadır. [242] Hz. İlyas, onların ve daha önce geçmiş babalarının Rabbi olan en güzel yaratıcıyı bırakıp da, Ba'l [243] putuna takmalarını çirkin karşılamıştı
|