๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda İnsan Psikolojisi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 10 Şubat 2011, 22:26:21



Konu Başlığı: Göklerin direksiz görüntüsü
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Şubat 2011, 22:26:21
 
Göklerin direksiz görüntüsü

 "Allah O'dur ki gökleri görebileceğiniz bir direk olmadan yük­seltti, sonra Arş üzerine istiva etti (Bütün mülkünün, bütün ya­ratıklarının tahtına, yani yönetimine hâkim oldu, herşeyi dü­zenleyip yönetti), güneşi ve ayı iradesine boyun eğdirdi. Hepsi belli bir süre için akıp gitmektedir. (Yaratma) işini düzenler,âyetleri açıklar ki, Rabbinizle karşılaşacağınıza kesin olarak inanasınız" [492].

"(Allah), gökleri görebildiğiniz bir direk olmadan yarattı, sizi sarsar diye yere de sağlam ve yüksek dağlar attı, orada her çeşit hayvanı yaydı. Gökten bir su indirdik, orada her güzel çifti bitirdik" [493]. "Bigayr-i âmed terav-nehâ" (direksiz tabiri) hakkında İbn Abbas'dan Katâde tarikiyle "Bir direk ki siz göremezsiniz." yine "Belki onlar göremeyeceği­niz direklerdir." İkrime'den "Siz onları direksiz görürsünüz, hal­buki direklidirler;" Hasan ve Katâde'den "Onlar gördüğünüz gi­bi direksizdirler, direkleri yoktur" şeklinde rivayetler gelmiştir [494]. Allah onları yüksekçe yarattı. Gördüğünüz gibi direksizdir. Di­rek olsaydı görürdünüz, mânâsı da verilmiş [495]. "Görürdünüz" lâfzı olumsuzluğu te'kid içindir. Yani gördüğünüz gibi onlar di­reksiz yükseltilmişlerdir. Bu mânâ kudreti ifade hususunda daha mükemmeldir [496].

Bu izahlara göre bu mânâlar şu iki şekilde neticeleniyor, Al­lah gökleri direksiz yükseltmiştir. Yahut Allah gökleri direksiz yaratmış görüyorsunuz, demektir. Bu takdirde göklerin direkleri vardır. Fakat bu direkler sizin göremeyeceğiniz direklerdir, de­mektir. Bu ikinci takdirde âyet çekme ve itme kanunları hakkın­da mecaz olmuş olabilir. Âyet, birinci mânâ ile avama, ikinci mânâ ile kültürlü kimselere hitap ediyor. Aynı zamanda âyette bu görülmeyen kanunları görmek icab ettiğine işaret vardır [497].

Bu âyet-i kerîmeden gök cisimlerinin arasında görülmeyen direkler bulunduğu tabiîn müfessirlerinden gelen rivayetlerden de anlaşılmaktadır. Bu görülmeyen manevî direkler sayesinde gök cisimleri birbirleri üzerine düşmekten ve aynı zamanda bir­birinden sonsuzca uzaklaşmaktan alıkonulmuştur, işte bu görülmeyen direk itme ve çekme kanunudur. Bu kanunla Allah gök cisimlerini belli aralıklarda tutmaktadır. Yerküresi de bu gök cisimlerinden birisidir. Onun da itme ve çekme kuvveti var­dır. Hattâ bugün fen, yerküre büyük bir mıknatıs kütlesi gibidir, diyor. Bu kanunu Nevrton bulmuştur. Allah şu ayetlerde de gök cisimlerinin birbirleri üzerine düşmemelerinin Allah'ın emriyle olduğunu savunuyor: [498]

"Göğü tutuyor, yeryüzüne düşmesini önlüyor. Ancak O'nun izniyle düşebilir." [499] Bu âyette de bu cisimlerin birbiri üzerine düş­mek istedikleri ifade ediliyor ki, bu da itme kanununa işarettir. Allah itme ve çekme kanunlarıyla bunları fezada dengede tutu­yor. Allah bu dengeyi tâ gökleri ve yeri yaratırken koymuştur. "Göğü yükseltti ve mizanı koydu" [500]. Buradaki mizan hem ölçü, hem tartı, hem de "denge" anlamındadır. Allah bu dengeyi kendi emri olarak ifade buyuruyor. "O'nun âyetle­rinden birisi de göğün ve yerin O'nun buyruğu ile durmasıdır..." [501]

Burada Allah'ın tabiat halinde câri kanunlarına "Allah'ın emri" adını da verdiğine işaret etmek isteriz. Bütün bunlar Kur'ân'ın beşer tarafından yakın zamanda keşfedilen mucizeleridir [502].

Gök cisimlerinin hareketleri hakkında Kur'ân'da "dönüyor­lar" mânâsından başka, daha öte gerçeklere işaret eden "yüzü­yorlar" "akıyorlar" tabiri kullanılmaktadır. Bunlar, dönmenin ötesinde bize bir istikâmete akıp gittiklerini de ifade eder geli­yor. Nitekim "Göğü kendi ellerimizle (kudretimizle) yaptık ve biz (onu) genişletmekteyiz" [503] âyet-i kerimesi gök cisimlerinin birbirlerinden belirli ölçüde uzaklaştıklarını ifade eder. Bu âyet göklerin genişlemekte olduğunu, şu âyetler de yer­deki tabiî değişikliği ifade etmektedir. "Biz onları ve atalarını ya­şattık, nihayet kendilerine ömür(leri) uzun geldi. (Ebedî yaşaya­caklarını sandılar). Bizim yere gelip onu uçlarından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Üstün gelen onlar mı (yoksa Biz miyiz)?" [504].

"Görmediler mi Biz nasıl arza gelip, onu uçla­rından eksiltiyoruz? Hüküm veren Allah'tır. O'nun hükmünün arkasına düşüp, O'nu geri çevirecek yoktur. O, hesabı çabuk gö­rendir" [505]. Bu âyetlerdeki yerin eksiltilmesine eski müfessirler, puta tapanların ve gayr-i müslimlerin ülkelerinin Müslümanların eline geçmesiyle azalacağı şeklinde mânâ ver­mişlerdir. Halbuki ilim bugün hakikî olarak, yağmurların, selle­rin, rüzgârların tesiriyle dağların aşınmasından, okyanus diplerindeki değişmelerden bahsetmekte gök cisimlerinin birbirlerin­den uzaklaşmakta ve kâinatın genişlemekte olduğunu ileri sür­mektedir.

"Gök adaları üzerinde gözlenen en ilgi çekici olaylardan biri onların tayf çizgilerinin kırmızıya doğru kaymasıdır. Bu olay gök adalarının yalnız yerden değil, birbirlerinden de uzaklaş­makta olduğunu gösterir. Hubble, bu uzaklaşma hızının birbir­lerine olan uzaklıklarla orantılı olduğunu buldu." [506].

Hubble'a (1889-1953) göre bütün galaksiler bizden uzakla­şıyor, Evrenin genişlemesini ifade etmesi bakımından Hubble formülü ilgi çekicidir [507].

1965'lerden bu yana okyanus diplerinin genişlemesi ve ka­rasularının kayması ile ilgili kuramlar elle tutulur bir deneysel kanıt kazanırken, dört yüzlü kuramın mekanik açıdan tutarsız olduğu görüldü. Okyanus sırtları, örneğin Atlantik'in orta böl­gesi boyunca uzanan sırt, her iki yandan yayılıp genişleyerek durmadan yeni deniz dipleri oluşturan ve eski dipleri kıta ke­narlarına doğru iten bazalt yapıda bir alt magmanın devamlı ya­yılmasının sonucu olarak kabul edildi" [508].

Arzın uçlarından eksiltilmesini, kutuplardan basık bîr elipsoid şeklinde olmasına yorumlayanlar da var. Göklerdeki ve yer­lerdeki bu değişmeler, yeni yeni yaratmaların cereyan etmekte olduğunu göstermektedir.[509]


[492] Ra'd: 13/2

[493] Lokman: 31/10

[494] Tab., Xin, s. 93-94, XXI, s. 65-66, fbn Kesîr, III, s. 442. Bey., I, s. 512.

[495] RM, XIII. s. 89.

[496] İbn Kesir, II, s. 499.

[497] Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dili, IV, s. 2945-2950.

[498] Rûm: 30/25; Fâtır, 35/41

[499] Hacc: 22/65.

[500] Rahman: 55/7

[501] Rûm: 30/25.

[502] Prof. Dr. Süleyman Ateş, Kur'ân-ı Kerîm ve Yüce Meali, s. 248.

[503] Zâriyât: 51/17

[504] Enbiya: 21/44

[505] Ra'd: 13/41

[506] Prof. Dr. Abdullah Kızılırmak, Astronomi Dersleri, 11, s. 33-35, Mey­dan Larousse, ek cilt (A-2), s. 907.

[507] Türk Ansiklopedisi, XVI, s. 42.

[508] Meydan Larousse, ek cilt (1-2), s. 907.

[509] Veli Ulutürk, Kur’an-ı Kerim’de Yaratma Kavramı, İnsan Yayınları: 98-102.



Konu Başlığı: Ynt: Göklerin direksiz görüntüsü
Gönderen: Mehmed. üzerinde 31 Ocak 2019, 15:17:30
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Göklerin direksiz görüntüsü
Gönderen: Ceren üzerinde 31 Ocak 2019, 18:11:52
Esselamu aleykum.Rabbim razi olsun bilgilerden kardeşim....