Konu Başlığı: Ekmek Ziraat Meyve ve İhsan Gönderen: müzzemmil üzerinde 11 Eylül 2011, 23:59:57 Ekmek, Ziraat, Meyve ve İhsan Allah tebarek ve teala buyuruyor ki: "Ektiğinizi (tebrüsûn) gördünüz mü? Siz mi onu bitiriyorsunuz, (tezraûnehu) yoksa bitiren biz miyiz? (zariûn)"[1346] Böylece heraset (ekmek) ve ziraat (bitirmek) kelimeleri bu ayette ardarda gelmişlerdir. Heraset, ziraatten önce zikredilmiştir. Kur’an’ı Kerim'de zikredilen heraset ve türevlerini incelediğimizde, el hers lafzının şu ayette olduğu gibi 10 yerde geldiğini görürüz: "Dedi:'O şöyle diyor: O, henüz boyunduruk altına alınmamış bir inektir. Yeri sürmez (el-hers), ekin sulamaz."[1347] Harsiküm de şu ayet’i kerimede olduğu gibi 2 yerde geçmiştir: "Haydi, devşirecekseniz erkenden çıkın ekininize (harsiküm) gidin, diye." [1348] Birer defa da şu ayet’i kerimelerde gelmiştir: "Onun ekinini (harsihi) artırırız." [1349]"Ektiğinizi (tehrusûn) gördünüz mü?" [1350] Görüldüğü gibi, hars kelimesi bütün türevleriyle birlikte 14 defa tekrarlanmıştır. Aynı sayıda da, ziraat türevleri zikredilmiştir. Şöyle ki, ez-zer'e olarak 5 yerde gelmiştir. Bir örnek verelim: "Onunla size ekin, zeytin, hurma, üzümler ve her çeşit meyvalardan bitirir (ezzer'e)" [1351] Zer'en, şu ayet’i kerimede olduğu gibi 3 yerde zikredilmiştir: "Onların etrafını hurmalarla çevirmiş, ortalarında da ekin bitirmiştik (zer'en)." [1352] Zürüin olarak Allah’u tealanın şu sözünde olduğu gibi 2 yerde gelmiştir: "Onlar geride neler bırakmışlardı: Nice bahçeler, çeşmeler, ekinler (zürüin), güzel makamlar." [1353] Şu ayette bir defa (tezreûnehu) ve bir defa da ez-zariûn seklinde gelmiştir: "Siz mi onu bitiriyorsunuz (tezreûnehu), yoksa bitiren (ez-zâriûn) biz miyiz?" [1354] Tezreûne ve ez-zurâe şekillerinde de şu ayetlerde birer defa zikredilmiştir: "Dedi ki: 'Siz adetiniz üzere yedi yıl ekersiniz (tezreûne)." [1355]"Ekincilerin (ez-zurrâe) hoşuna gider, onlara karşı kâfirleri de, öfkelendirir." [1356] Hars ve ziraat'm yamsıra (fakihe) meyve kelimesi de tüm , Kur'an ayetlerinde 14 defa tekrarlanmıştır. Fakihe kelimesi 11 yerde geçmektedir. Bir örnek: "Orada sizin için çok meyva (fakihe) var. Onlardan yersiniz." [1357] Meyve kelimesinin çoğulu olarak fevakihe geçer, o da şu ayet’i kerimede olduğu gibi 3 yerde kullanılmıştır: "Onunla size, içlerinden sizin için birçok meyvalar (fevakihe) bulunan hurma ve üzüm bahçeleri yaptık." [1358] Bütün bunları biz insanlara ihsan eden Rabb'imiz atâ' (ihsan) kelimesini de ilahî vahyinde 14 defa zikretmiştir. Mesela atâ' olarak şu ayetteki gibi 4 yerde gelmiştir: "Rabb'inin ihsanı (atâ) kesilmiş değildir." [1359] E'tâ da şu ayet’i kerimede olduğu gibi 3 yerde gelmiştir: "Bundan dolayı kim (fakirlere) verir (etâ), (günahlardan) korunursa." [1360] Şu ayetlerde de birer defa geçmektedir: "Biz sana Kevser'i verdik (e'tayna)." [1361]"Küçülerek elleriyle cizye verecekleri (yu'tû) zamana kadar savaşın."[1362]"Rabb'in sana verecek (yu'tîke) ve sen razı olacaksın." [1363] "Eğer o sadakalardan kendilerine (bir pay) verilirse (u'tû) hoşlanırlar." [1364]"Onlardan kendilerine pay verilmezse (yu 'tev) hemen kızarlar." [1365] "Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da (bıçağı) çekerek (feteâtâ) (deveyi) kesti ." [1366] "Bu bizim insanımızdır (atâunâ). Artık dilediğine ver veya verme, hesapsızdır."[1367] [1346] Vakıa: 63-64. [1347] Bakara:2/ 7. [1348] Kalem: 68/22. [1349] Şura: 42/20. [1350] Vakıa: 56/63. [1351] Nahl: 16/11. [1352] Kehf: 18/32. [1353] Duhan: 44/26. [1354] Vakıa: 56/64. [1355] Yusuf: 12/47. [1356] Fetih: 48/29. [1357] Zuhruf: 43/73. [1358] Mü'minun. 23/19. [1359] İsra: 17/20. [1360] Leyl: 92/5. [1361] Kevser: 108/1. [1362] Tevbe: 9/29. [1363] Duhan: 44/5. [1364] Tevbe: 9/58. [1365] Tevbe: 9/58. [1366] Kamer: 54/29. [1367] Sâd: 38/39. Abdurrezzak Nevfel, Kur’an’da Ölçü ve Ahenk, İnkilap Yayınları, İstanbul, 1988: 162-164. |