> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Cürm Mücrim ve Fücür Facir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Cürm Mücrim ve Fücür Facir  (Okunma Sayısı 2558 defa)
17 Şubat 2011, 12:56:00
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 17 Şubat 2011, 12:56:00 »



Cürm/Mücrim - Fücür/Facir

 'Cürm' 'Ce-Ra-Me' fiil kökünden masdardır. Aslı, ‘meyveyi ağaçtan koparmak' demektir. 'Racülün carimün - koparan kişi, kavmün ciramün - koparan toplu­luk, semenin cerimün - koparılan meyve' ifadeleri söz­cüğün değişik kullanım biçimlerine örnektir. Koparılan hurmanın kalanına 'cüramet(ün), denilir. Fiilin bir di­ğer masdarı 'cem'dir. Dört harfli (rubaî) fiil bapları­nın ilki olan 'if'âl' babındaki 'ecrame' 'cerm sahibi ol­mak, yani koparılan meyveye sahip olmak, kopartmak' anlamındadır; aynı şekilde Arapça'da 'meyve sahibi ol­mak, meyve verdirmek' anlamındaki 'esmera', 'hurma almak, hurma verdirmek' anlamındaki 'etmera' ve 'süt almak, süt verdirmek, süt edinmek' anlamındaki 'elbene'nin yapı ve kullanışları da 'ecrame' gibidir. Bu nok­tada 'ecrame' 'övülür olanın dışında her türlü kötü ka­zanç,' kendisi ve ailesi için kötü yolardan, yasaklanan yollardan kazanma' şeklinde genel bir kullanım biçi­mine bürünmüştür. Fiilin 'üçlü’ halinin 'cürm' şeklin­de gelen masdarı da 'suç, yasaklanan yerlerde bulun­ma, kötü yollardan kazanma' anlamında kullanılmak­tadır. Aynı şekilde, 'ecrame'nin masdarı 'icram' da 'suç, kötü yaptırım, kendisi ve ailesi için kazancıyla günaha girme’ demektir. Bu şekilde davrananlaraysa 'mücrim' denilir. [271]

Kur'an'da sözcük daha çok 'dörtlü' babın değişik yapılarıyla geçer; en fazla mücrim şekli kullanılırken, fiil hali olan 'ecrame'yle masdar şekli 'icram' da kul­lanılır. Sözcük bu şekilleriyle Kur'an'da kavramlaşmış ve belli bir nosyon ifade eder duruma gelmiştir. Artık, 'icram’ 'yasaklanmış davranışlarda bulunarak günah kazanma, azap kazanma’, 'mücrim'se 'haram eylemler­de bulunan, yaptıklarıyla azabı ve Cehennem'e, cezayı hak eden' anlamında belli bir konuma sahip bulun­maktadır.

Müşrikler Hz. Peygamber(S.A.V.)' “Kur'an'ı ken­di uyduruyor, sonra da bu 'Allah'tandır' diye bizi kan­dırmaya çalışıyor” diyorlardı. Kur'an tabiî olarak bu­nu reddederken, bu şekilde bir uydurma işinin de, Kur' an'ın Allah'tan olduğu doğruyken çeşitli bahanelerle ona inanmayıp, Rasûl'ü Ekrem'e iftira atmanın da 'ic­ram' kavramına girdiğini ifade etmektedir:

“Yoksa “onu uydurdu” mu diyorlar? “Eğer uydurmuşsam 'icram'ım banadır ve ben sizin 'icram ettikleriniz'den (mimma tecrimûn) uzağım” de (Hud: 35).”

Müşrikler bu tür davranışlarıyla 'icram'ûs. bulun­makta, yani durmadan 'azap ve ceza' kazanmaktadır­lar.

Tüm müşrik kavimler ve müşrik kişiler davranış­larıyla sürekli 'cürm' işlemekte, yani 'icram'da, bulun­maktadırlar; kazançları azaba yöneliktir; yasaklanan işlerde bulunmakta, haram bölgelerde gezinmekte ve Cehennem'e doğru yol almaktadırlar. Kur'an bu nok­tada Mekke müşriklerine (Yunus: 50), Lût(a)'ın kav­mine (A'raf: 84), kısaca “Yeryüzünde gezin de, mücrim' lerin sonu ne oldu bir bakım” (Nemi: 69) ayetinden de anlaşıldığı gibi, helak edilen müşrik kavimlerin hepsi­ne 'mücrim' demektedir. Bunların 'icram'larını Kur'an bir başka şekilde şöyle anlatır:

“Biz de üzerlerine (Firavn kavmine) ayrı ayrı ayet­ler olarak tufan, çekirge, haşerat, kurbağalar ve kan gönderdik; ama yine de büyüklük tasladılar ve mücrim bir topluluk oldular (A'raf: 133).”

“Sizden önceki nesillerden hayra yarar faziletli kimselerin yeryüzünde fesattan men etmeleri ge­rekmez miydi? Kendilerinden kurtardığımız pek azı hariç. Zulmedenler kendilerine verilen refahın peşine düşüp şımardılar ve mücrimler oldular (Hud: 116).”

Allah'ın ayetlerini yalanlayanlar da 'mücrim'dirler (Mürselât: 45-6). Onların, bütün mücrimlerin sonunda varacakları yer Cehennem'dir:

“Bugün ayrılın ey mücrimler(Yasin: 59). “Kim Rabbi'ne mücrim olarak gelirse, onun için muhak­kak Cehennem vardır; orada ne ölür, ne de ya­şar (Taha: 74).”

Kur'an'da zaman zaman bu sözcüğün 'üçlü fiil şeklinin te'kidli hali de gelir, bunu daha çok 'yecrimenne' şeklinde görüyoruz ki, 'sevketme, (kötü) bir ka­zanç getirecek (kötü) eyleme itme, kötülüğün yükünü yüklenmeğe yöneltme' demektir:

“Bir kavme karşı duyduğunuz kin sizi adalet yapmamaya itmesin{la yecrimenneküm) (Maide: 8 ).”

 “Ey kavmim.' Bana olan düşmanlığınız, buğzunuz, karşı çıkışınız Nuh Kavmi, veya Hud Kavmi ya da Salih'in kavminin başına gelenin mislini sizin de başınıza getirtmesin(lâ yecrimenneküm) (Hud: 89).”

Fücur ve facir sözcükleri 'Fe-Ce-Ra’ fiilinden ge­lir; biri masdar, diğeriyse 'ism-i fail'dir.

'Fe-Ce-Ra' 'bir şeyi genişliğine yardı' demektir. 'Feccera'da hemen hemen aynı anlam ve kullanışta olup, 'infecera' ve 'tefeccera' şekilleriyse 'yarılmak, açıl­mak' anlamındadır. [272]

“Yeri kaynak kaynak açtık(feccarnâ) da su takdir olunmuş bir emr üzere birleşti (Kamer: 12).”

“Aralarından da bir ırmak açtık, akıttık (feccernâ) (Kehf: 33).”

“Dediler; “Sana asla inanmayız yerden bizim için bir göze açıp fışkırtmadıkça(tefcüra); veya hurma­lardan ve üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı ve aralarından ırmaklar açıp akıtmalısın (tefcüra) (İsra: 90-91).”

“... Asanla taşa vur” dedik. Bunun üzerine ondan on iki göze fışkırdı (infecera)  (Bakara: 60).”

“Taşın öylesi vardır ki, kendinden ırmaklar yarılıp fışkırır (yetefecceru)  (Bakara: 74).”

Aynı fiilin 'üçlü' halinin bir diğer masdar şekli olan 'Fücur’ 'örtüyü, özellikle utanma veya daha kesin bir deyişle din, diyanet örtüsünün yarıp açmak' demektir. Diyanet örtüsünü bu şekilde yırtıp atan kişiye 'tacir’ denilir; çoğulu 'füccat veya 'fecerat(ün)'dür.

'İman' ve 'takva'yı anlatırken de belirteceğimiz gi­bi, 'takva'nın aslı korunmak ve sakınmak olup, bir ba­kıma 'din, diyanet örtüsü'nü örtünmektir. Takva iman­da ulaşılması gereken mertebelerden biri olduğu gibi, imana girişin de ilk kapısı, dinin ilk örtüsü, bir bakıma 'zar'ı durumundadır: “İman. edip salih amelerde bulu­nanlara ittika edip (çekinip, sakınıp, örtü altına girip) iman ettikleri ve salih amelerde bulundukları, sonra ittika edip (ikinci bir örtünür altına girip) iman ettik­leri, sonra ittika edip (üçüncü bir örtünün altma girip, örtüyü kalınlaştırıp yırtılmaz hale getirdikleri) ihsan­da bulundukları zaman (daha önce) yediklerinden do­layı bir günah yoktur (Bâksaa,: 93).” İşte, İslâm üç de­receli bir iman ve takvadır. Fücur ise özellikle birinci derecedeki takva'nın zıddı olarak 'açılmak, perdeyi yırt­mak, üzerinden örtüyü kaldırmak’ demektir. Perde açı­lıp örtü kalktığında, daha doğrusu yırtıldığında insan her türlü kötülüğü işleyebilecek bir durumdadır de­mektir:

“Andolsun nefse ve onu düzenleyene. Ona fücurunu da ilham etti, takvasını da. Muhakkak kur­tuldu onu temizleyen; ve muhakkak kaybetti onu kirletip örten (Şems:  7-10).”

Nefs her ne durumda olursa olsun örtülür; onu takva elbisesiyle örten (nitekim bir hadiste de “îman çıplaktır, elbisesi takvadır” buyurulmaktadır) onu kir­lerden temizlemiş, temiz tutmuş olurken, takva elbise­sini yırtan (facir)sa onu fücur kirleriyle örtüp kurtul­maz bir hale getirmiş demektir.

Fücur küfr'e açılan kapıdır ve facirîn yaptığı iş­lerle kâfir'in yaptıkları birbirinden farksız değildir; şu kadar ki, sözcüğün dar, yani ahlâksızlık yapmak, hiç bir 'fahşa'yı işlemekten çekinmemek anlamıyla her kâ­firde fücurun her şekli bulunmayabilir, fakat mü'min de hiç bir zaman facir olamaz, çünkü fücur küfr'ûn kardeşi ve yandaşıdır.

“Yüzler de var kî, o gün tozlanmış; karanlıklar bü­rümüş onları. İşte onlar kâfirler, facirlerdir (Abese: 42).”

“Hayır, doğrusu facirler'in (füccar) kitabı Siccin’ dedir. Siccin nedir ne bilirsin! Yazılmış bir kitap. Vay o gün yalanlayanlara. Onlar din gününü ya­lanlıyorlardı. Onu ancak her saldırgan, her hara­ma batmış günahkâr yalanlar (Mütaffifîn: 7-12).”

Yukarıdaki ayetten de anlaşıldığı gibi, yalanlayan­lar ve kâfirler daha çok haramlara batmış, günahkâr, saldırgan kişilerden olur. böyleleri imandan çok küfrü tercih etmekte ve yaşantıları kendilerini iman etmek­ten alıkoymaktadır. Şu halde facir kâfirden çok, küf­re varan veya imana götürmeyen amellerde bulunan olmaktadır. Bunlar da nihayette iman etmemekte ve Cehennem'e atılmaktadırlar:

“Muhakkak facirler yakıcı ateş  içindedirler (İnfitar: 14).”

Bu ayette facir 'birr sahipleri - ebrar'nin zıddı ola­rak kullanılmaktadır ki, bu da yukarıda söylediğimizi teyid etmektedir (bk. Birr).

“İnsan önünü hep açmak ister; “Kıyamet günü ne zaman”diye sorar (Kıyamet: 5-6).”

İnsanın 'önünü açması' değişik şekillerde yorum­lanmış, daha çok 'fücur'la. geleceğini mahvetmek, gü­nah işleyip tevbe ederim umuduyla günahlara devam edip gitmek' anlamı verilmiştir. Bunu Toshihiko Izutsu 'Kıyamet'i inkâr etmek' şeklinde anlamlandırmaktadır ki, “Kıyamet günü ne zaman?” diye sormasından böy­le bir sonuca varmaktadır.[273] Oysa, ayetten de anlaşıl­dığı gibi, 'Kıyamet gününün inkârı' 'fücur' değildir, (fücur'un bir sonucudur; yani 'Kıyamet kopmaz, öldük­ten sonra hesap yok, hani ne zaman kopacak' zanlarıyla fücur olan işlere devam edip durmak kişinin 'önü­nü fecr etmesi, her gününü fücurla geçirmesidir. Elbet­te bu tür kişilerden iman beklenemez ve elbette böyle­leri yaptıklarından hesap vereceklerine inanmayacak­lar veya inanmak istemeyeceklerdir; çünkü fücurlarıdan vazgeçmek onlar için çok zordur.

Facirin ve fasıkın (bk. Fasık) Kur'an'daki kulla­nımları apaçık ortadayken, mezheplerin oluşma günle­rinde 'Facirin de fasıkın da imameti caizdir’ şeklinde kurallar ortaya konmuştur. Kastedilen kuşkusuz kâ­fir olmayan günahkâr müslümanın gerek namazda imamlık yapmasının, gerekse 'halife' olmasının caiz ol­duğudur. Kuralın doğruluğunun tartışılması bir yana, Kur'an'da hiç bir zaman facirin İslâm'la ilgisinin bu­lunduğu anılmamaktadır; yani facir müslüman veya müslüman facir olamaz....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Cürm Mücrim ve Fücür Facir
« Posted on: 23 Nisan 2024, 19:55:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Cürm Mücrim ve Fücür Facir rüya tabiri,Cürm Mücrim ve Fücür Facir mekke canlı, Cürm Mücrim ve Fücür Facir kabe canlı yayın, Cürm Mücrim ve Fücür Facir Üç boyutlu kuran oku Cürm Mücrim ve Fücür Facir kuran ı kerim, Cürm Mücrim ve Fücür Facir peygamber kıssaları,Cürm Mücrim ve Fücür Facir ilitam ders soruları, Cürm Mücrim ve Fücür Facirönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes