> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Cahilîyye
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Cahilîyye  (Okunma Sayısı 851 defa)
16 Şubat 2011, 16:12:26
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 16 Şubat 2011, 16:12:26 »



Cahilîyye

 Daha çok davranış ve davranışa yol açan etkenler bakımından Kur'an'ın İslâm dışı toplumların ve kişi­lerin tutum, davranış, yaşantı ve kurdukları sistemi tanımlamak için özellikle kullandığı kavram Cahiliyye kavramıdır. Bu kavram daha çok 'bilgisiz olma'yla eş anlamlı gibi görünmüş ve tefsir ve tercümelerde genel­likle bu şekilde karşılanmışsa da, temelde Cahiliyye bir düşünme biçimi, bir sistem, bir yaşantı şeklidir.

Ragıp el-İsfehanî, Cahiliye kavramının türediği Ce-Hi-Le .fiilinin masdarı 'Cehl'in üç vecih üzere oldu­ğunu belirtiyor:

1. Nefsin ilimden boş olması;

2. Gerçeğin dışında bir şeye itikat etmek;

3. İtikat doğru veya yanlış olsun, gerekenin, hakk olanın dışında eylemde bulunmak. [312]

Kavramın kökü olan 'Ce-Hi-Le' fiiline baktığımız­da, sözlüklerde 'fıkır fıkır kaynamak, gücendirmek, ka­ba davranmak, bilmemek, tanımamak' sözcükleriyle karşılandığını görürüz. [313] İnsanların gerek düşünce, gerekse davranış biçimleri farklı farklıdır; şu nokta kabul edilmelidir ki, insanların düşünüş ve yaşayışları­nı belirleyen şu veya bu biçimde inançları, dünya haya­tını algılayışları olmaktadır. Bunun sonucunda bir in­san veya insan toplumunun kabul ettiği değer yargıla­rı ortaya çıkar. Bu değer yargıları ahlâk kurallarını ve davranışa yön veren kanunları da biçimler. İşte, değer yargılarını, ahlâk kurallarını, inanç, düşünme ve davranış" biçimlerini bünyesinde toplayan ve kendine bağlı insanların yaşayışlarına yön veren iki sistemden bîri İslâmken, diğeri de başka hangi ad altında olursa olsun Cahiliyye'dir. Şirk bu sisteme daha çok inanç ve itikat yönüyle ad "olurken, Cahiliyye da kabul edilen değer yargıları ye davranış biçimleri - yani, bugünkü deyişle sosyolojik - yönüyle ad olur

İslâm'dan uzak olan kişiler, yeri geldikçe belirtti­ğimiz gibi daha çok hevaları doğrultusunda hareket ederler; dilediklerince yaşamak, her istediklerini yap­mak, her ne pahasına olursa olsun tutkularını doyur­mak peşindedirler. Hevaları onları çeşit çeşit yollara sürükler, türlü türlü davranış biçimlerini benimsetir; hiç bir gerçekten kaynaklanmayan ve gerçek adına hiç bir şey taşımayan değer yargıları meydana getirtir; ol­mayacak hayallere sürükler ve bu hayaller peşinde koş­tururken hiç bir kural da tanıtmaz:

“(Allah) çaresiz yemek zorunda kaldıklarınız dı­şında üzerinize haram kıldıklarını size açıklamış­ken, size ne oluyor da, üzerine Allah'ın adı anılan­lardan yemiyorsunuz? Doğrusu bir çokları ilimsiz olarak nevalarına uymakla yoldan çıkarıyorlar..”(En'am: 119).

“İçlerinde bir de ümmîler var ki, Kitabı bilmezler, (bütün bildikleri)  bir takım emaniydir ve onlar ancak zannetmektedirler” (Bakam: 78).

 “(Münafıklar) onlara seslenir, “biz de sizinle bera­ber değil miydik?”  “Evet” derler, “ama siz kendi kendinizi fitneye attınız, gözlediniz, şüphe ettiniz ve emaniyy sizi aldattı..” (Hadid: 14).

Yukandaki ayetlerde dikkatimizi çeken iki nokta­dan birisi hevalarına uyan insanların ılm'e tabî olmadıkları ve kendileri yoldan çıktıkları gibi pek çoklarını da yoldan çıkardıklarıdır. Kur'an'da 'biğayr-i ılm' şek­linde geçen ifadeler Türkçe meallerde sürekli olarak yanlışlıkla 'bilmeden, bilgisizce' şeklinde çevrilmektedir. Oysa, bu ifade 'hiç bir ilim taşımadan, ilimden hiç bir şeye sahip olmadan demektir. Zanna ve kuruntuya uyanların davranışlarında, zann ve kuruntularında ılm' den hiç bir şey olmadığı gibi, tam tersine onlar yaptık­larını bilerek yapmaktadırlar; yani, ne yaptıklarının farkındadırlar. İşte, Cahiliyye'nin temel öğelerinden bi­ri ılm'den kaynaklanmaması ve doğrudan doğruya hevalarna. uyan kişilerin emaniyy (kuruntular) 'sine da­yanmasıdır. Emaniyy 'ümniyye'nin çoğulu olup, kişi­nin nefsinde, hayalinde kurup durduğu, arzuladığı, pe­şinde koştuğu hayaller, kuruntular, boş arzulardır. Ku­ru temennilerden başka bir şey olmayan emaniyy hevalarına uyan kişilerin hep gerçekleştirmeğe ve ulaşmaya çalıştığı hayalerdir ki, işte bu tür hayallerle davranan insan cahil insandır. Bu tür ümniyyleriyle hevalarına uyan kişiler ılm'den uzaktır; kendilerine çizdikleri yol, düşünme ve yaşantı biçimleri ılm'e değil, ancak zann'a dayanır; her şeyi zannlarına dayanarak ölçer, nefsanî takdir ve tahminlerle bir takım yargılara varır, keyif­lerine göre hüküm verirler ve bunun sonucunda da Cahiliyye bir sistem, bir yaşantı ve düşünme-inanma biçimi olarak ortaya çıkar:

“Hayır, zulmedenler ılm'e dayanmadan hevalarının peşinden gitiler” (Rum: 29).

 “Yerdekilerin çoğuna uysan seni Allah'ın yolun­dan saptırırlar; onlar ancak zann'a tabî oluyor ve onlar ancak atıp tutuyorlar” (En'am: 116).

“Şirk koşanlar, “eğer Allah dileseydi biz ve baba­larımız da şirk koşmaz ve herhangi bir şeyi de ha­ram kılmazdık”  diyecekler. Gücümüzü tadıncaya kadar onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. De ki: “Yanınızda bize göstereceğiniz bir ılm var mı? Siz ancak zann'a uyuyor ve siz ancak atıp tu­tuyorsunuz” (En'am:  148).

“Onların çoğu ancak zann'a uymaktadır. Muhak­kak zann hakk'tan hiç bir şey gidermez..” (Yunus: 36).

“Onların bu konuda hiç bir ılmleri yoktur; ancak zann'a uymaktadır onlar. Zann ise hakk'tan hiçbir şey gidermez” (Necm: 28).

Ayetlerde 'atıp tutma' diye çevirdiğimiz sözcük Kur'an'da 'harstır; bu sözcük Elmalılı Hamdi Yazır'ın o kendine özgü ifadeleriyle “kendi mızrağıyla ölçmek, ındî, nefsanî takdir ve tahminlerle keyfe göre hüküm vermek, yalan söylemek, söz gelimi “Allah beşere bir şey indirmedi” demek, Allah'a ortak koşmak, haklıyı haksız haksızı haklı çıkarmak, helal'a haram, harama helâl demek”tir[314] İşte, ancak böylesine atıp tutan ve keyfî yargılarda bulunanlar Allah'tan gelen ve dolayısıyle hakk olup kesinlik belirten ılm'e değil de, ancak zann'larına, uyarlar. Zann ise “ne kadar şairane ve ne kadar güçlü olursa olsun hiç bir zaman hakk'ın yerine geçmez”; zânn'la hakk'tan kaçırılıp kurtulunamaz, ger­çekler ters çevrilemez ve zannda bulunanlar ancak ken­dilerini ve kendilerine uyanları aldatırlar.

İşte, ılm'den değil de hevaya. uymanın sonucu zann' dan kaynaklanıp, ümniyeye dayanan, atıp tutmayla (hars) oluşan Cahili değer yargıları cahil insanların hayatlarına yön verir, onların dünya görüşlerini biçim­ler. Cahiliyye'nin insanları başkalarının putları gibi kendilerinin de putları olmasını ister ve peygamberleri­ne “bize de böyle tanrılar yap” derler (A'raf: 138); Cahili değer yargılarıyla kendilerini üstün, ileri görüş­lü, en iyi düşünen kabul edip, rasûllere inanan yoksul, kimsesiz, servet, güç sahibi olmayan mü'minlerin rasûllerin yanından uzaklaşmalarını ve o zaman inanacakla­rını ileri sürerler; yani Tevhid'in Şirk gibi kişileri dün­yevî makam, servet, güç, fizikî görünüm vs.ye göre sınıflandıracağı sanısıyla değer yargılarını terketmek ve Cahiliyye'de horladıkları kişilerle bir arada bulun­mak istemezler (Hud: 29); güç ve servetlerine dayana­rak Allah'ın azabından kurtulabileceklerini zanneder­ler ve tehdit edildiklerini azabın gelivermesini isterler ve bunu getirecek olanın da halâ peygamber olduğunu sanırlar (Ahkaf: 23)... îşte, bütün bu ve bunlar gibi inanç ve değer yargıları bütünüyle Cahili inanç ve de­ğer yargılandır.

Cahiliyye insanı zamana ve şartlara göre değişen bir takım davranış biçimlerini benimser; ama genelde bütün bu davranış biçimleri Cahili değer yargıları ve inanç biçimlerinden kaynaklanır. Kur'an mü'minlere ağır başlı, vakur, sabırlı ve yerine göre hareket eden olmalarını emrederken, cahilerin Cahiliyye hamiyyetiyle davrandıklarını, öfke ve gazaba kapıldıklarını belirtir. Yersiz öfke ve gazap nefse ve havaya uyma­nın sonucudur. Böylesine nefsine yenilen, öfkesine ka­pılan, hareketlerinde sürekli fevrilik görülen ve ifrat ve tefritten kurtulamayıp 'vasat' olamayan kişilerin bu türden hareketleri hep Cahili hareketlerdir. Onları, böyle davranmaya iten de Cahili asabiyetleri, Cahili de­ğer yargıları, Kur'an'ın deyimiyle, 'Cahili hamiyyetleri' dir:

“Küfredenler kalplerine hamiyyeti, Cahiliyye hamiyyetini koydukları zaman, Allah da sekinesini Rasûlü'nün ve mü'mirilerin üzerine indirmiş ve on­ları takva kelimesine bağlamıştı..” (Feth; 26).

“Rahman'ın kulları yeryüzünde mütevazı olarak yürüyen ve cahiller kendilerine muhatap olduklarında 'selâm' diyenlerdir.. Boş lâfa rastladıklarında kerim olarak geçip gidenlerdim”(Fürkan: 63, 72).

“Af yolunu tut, urfle emret ve cahillerden yüz çevir” (A'raf: 199).

Cahili davranışla, îslâmî davranış yolu arasındaki farkı belirten en önemli bir olay olarak, bir savaşta tam öldürecekken yüzüne tüküren kâfiri öldürmeyip bırakan ve “neden öldürmedin?” sorusu üzerine, “onu Allah için öldürecektim, fakat yüzüme tükürünce kı­zıp, nefsim için öldürmüş olabilirim” diyen Hz. Ali'nin bu davranışını anabiliriz.

Bunlardan ayrı olarak, Lût (a) ın kavminin kadın­lar yerine şehvetle erkeklere varması, Yusuf (a)'ın kar­deşlerinin büyük bir kıskançlıkla onu kuyuya bırakmaları, sözgelimi, kadınların (veya erkeklerin) gayr-ı meş­ru ilişki çağrılarına uymak, giyimde, süste, açılıp sa­çılmada ve zinet yerlerini göstermede üstünlük bulun­duğu vehmine kapılıp bu şekilde sokağa çıkıp övünmek, böbürlenmek, dünya zînetleriyle insanlara karşı üstün­lük taslamak gibi davranışlar da Kur'an'da hep Cahili davranışlar olarak geçer (Nemi: 55, Yusuf: 89, 33, Ahzab: 33).

Cahiliyye'nin kendine özgü değer yargıları olduğu gibi, insan hayatını yönlendiren ve toplumun yönetim biçimini belirleyen kanunları da vardır:. İşte, Allah’ın indirdiğiyle değil de Cahiller'in zannından,, nevasından kaynaklanan hükümlerle hükmetmek ve bu hükümler­le yargılanmayı istemek, Kur'an'ın diliyle Cahiliyye hükmüne başvurmak ve bu hükmü kabul etmektir (Maide: 50).

...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Cahilîyye
« Posted on: 20 Nisan 2024, 00:28:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Cahilîyye rüya tabiri,Cahilîyye mekke canlı, Cahilîyye kabe canlı yayın, Cahilîyye Üç boyutlu kuran oku Cahilîyye kuran ı kerim, Cahilîyye peygamber kıssaları,Cahilîyye ilitam ders soruları, Cahilîyyeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes