> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi >  Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler  (Okunma Sayısı 3687 defa)
08 Şubat 2011, 20:12:22
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 08 Şubat 2011, 20:12:22 »



Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler

 İnsanın fizikî yapısını ve bu yapıyla alâkalı devreleri ifade eden kelimelerin bu başlık altında verilmesi, onların kelimelerin kozmolojik zamanla bağlantılarının olmaması anlamını taşımaz. Evreni bir ağ gibi kuşatan varlıklar birbiriyle bağlantı içerisindedir. Ancak, kelimenin etimolojik ve semantik yapısı yanında, bağla­mında ifade ettiği mananın ortaya koyduğu zaman, ağırlıklı olarak biyolojik yapıyı alâkadar ettiği için, bu başlık altında vermekle da­ha iyi anlaşılmaları amaçlanmıştır. Böylece varlığın ve olayın her çeşidinin zamanla olan ölçümünde kozmik ölçüm referans olarak kullanıldığı gibi, biyolojik ölçümde referans olarak kullanılabilir. Kur'ân, bu meyanda bir çok meselede biyolojik ölçümü referans olarak vermektedir. Aşağıda tahlili yapılacak olan kelimelerde bu görülecektir. [79]

Umur

Dilcilere göre ömür kelimesi 'umr ve 'am şeklindeki kullanımlarıyla fasih sayılmıştır. Araplar yemin ederken 'amr keli­mesini kullanırlar. Kelimenin türevlerinde evin sakini, ibadet et­mek, imar etmek [80], bedenin hayatla mamur ediliş süresi gibi ma­nalar vardır. Ömürde beka yoktur, beka ömrün zıddıdır. Ömrü uzadı demek, bedeni ruhuyla beraber oldu demektir. Halbuki be­ka, fenanın zıddıdır. Bunun için ömür ve fena yaratılanlar için; be­ka ise yaratıcı içindir. Kelimenin türevlerinden olan ta'mîr ise, dua yoluyla fiilî veya kavlî olarak ömür vermektir [81].

Ömür kelimesi türevleri ile birlikte Kur'ân'da yirmi yedi yerde geçmektedir. Fiil olarak ye'muru (Tevbe, 17, 18) ve 'ame-rû(Rûm, 9) “imar etmek” [82]; nu'ammir o (Yâsîn, 68) “uzun ömür vermek” [83]; i'temera (Bakara, 158) “umre yapmak” ve ma'mûr (Tûr, 4) şeklinde isim olarak beyt kelimesi ile birlikte “Kabe veya semada meleklerin tavaf ettiği ev” manalannı ifade etmektedir. (Hicr, 72). şeklinde ise Allah, Hz. Lût, yahut Hz. Peygamber'in hayatına yemin etmiştir. Bu şekilde yemin devrin kültür yapısında çokça yer alan bir husustur [84]. Buda insan hayatı­nın değerini, inandırıcılıktaki etkisini göstermektedir. El-'umretu (Bakara, 196) “umre ibadeti” ve 'imrân (Al-i 'İmrân, 33, 35) şeklinde “asırlara varan çok uzun zamanı” [85] manalarında kullanılmıştır. Bu ayetlerin hepsinde hareket, hayat, sü­re, değişim ve mekân söz konusudur.

Mazi sigasında, kullanılan ömür kelimesi, geçen bir ömrü ifa­de eder ki; tarihi bir tespiti ortaya koymaktadır. Muzari sîgasındaki kullanımı ise geniş, sınırı çizilmemiş bir zamanı ifade etmektedir. Yine şart cümlesinde mazî sığasında i'temera şeklindeki kullanımı da geniş ve müphem bir zamanı ifade etmektedir. Tür sûresinin 4. ayetindeki ma'mûr şeklinde kullanımı süreklilik ifade etmektedir. Böylece Beyt-i Ma'mûr'un sürekli gelişim ve donanımda olduğu vurgulanmaktadır. [86]Beyt-i Ma'mûr'da soyut ve somut olarak hareketin ve hayatın durmayışından ötürü, bir süreklilik söz konusudur .[87] Zira isim bağlamında ömür kelimesinin ifade ettiği süreler rölatiftir. Çünkü ömür, planlamanın çok önemli bir uygulaması, varlığın veya olayın planının gerçekleştiği süredir. Tedriciliği, ayrılmaz bir parçası olarak kendisinde bulunduran ömür de bir defaya mahsusluk yoktur. Nitekim yaratılışı anlık bir süreyi içeren ruh için ecel ve ömrün olmadığı [88] şeklindeki açıklamalar bunu desteklemektedir.

Görüldüğü gibi, ömür kelimesi, Kur'ân'daki kullanımlarının tamamında zaman ifade etmekle birlikte, bunların hepsi biyolojik süreyi içermez. Fakat bir ıstılah olarak ömür kelimesi için böyle bir süre söz konusudur. Bireysel ömrü ifade ettiği gibi, toplumsal öm­rü ifade ettiği için sosyolojik bir süreç ortaya koymaktadır. Bi­yolojik, kültürel ve sosyolojik süreci ifade ediş yönünden, eceî ke­limesiyle anlam ilişkisi vardır. Ömür, sürenin tamamını ifade eder­ken; ecel, herhangi bir varlık veya iş için verilen sürenin bitişi de­mektir. Söz konusu süre tamamlanmadıkça ilgili işin veya varlığın, eceli gelmemiş olmasına rağmen geçmişinde yaşadığı, belki de gelecekte yaşayacağı bir ömrü vardır. Varlık hakkında ecelin vaktini kimse belirleyemediği için, ömrün ancak yaşanan kısmı hakkında bilgi edinilebilir. Ecel, bir anlık bir zamanı, ömür ise ecel sınırına kadar olan zamanın tamamını kapsamaktadır. Ecelin ölümle bağ­lantısına karşılık, ömür ölümle, ancak ecel vasıtasıyla ilişki kurabi­lir. Bunun ötesinde ömürle ölüm kelimelerinin fiilî olarak ortaya koydukları yapı birbirinin zıddıdır. Nahl sûresinin 70. ayetinde ge­çen erzel-i ömr terkibinin ifade ettiği çok yaşlılık, uzun bir ömür, kozmolojik ölçüme dayalı bir süreçten ziyade, Yâsîn sûresi 68. ayetin tefsirinden de anlaşıldığı gibi bedende ve akılda meydana gelen zayıflık olarak açıklanmıştır. [89] Bedende meydana gelen fark edilir değişme sebebiyle, insan ömrü, mevsimlere benzetilebilir. Önceki peygamberlerin hayatları ve tabiatın şimdikinden farklı şartları zamanın niteliğini belirtmektedir. Uzun ömrü, kişisel karar ve gözlemler izah edemez. Söz konusu durumlar belirli zamanlarla sınırlanmış olabilir. Bu nedenle, böyle bir ömre sahip olanların, zaman içinde gerekli değişimlerle varlıklarını sürdürmüş olabile­cekleri düşünülebilir.

Günümüzde böyle uzun ömür gözlemlenemediğinden, bunu reddetmenin tutarlı bir yönü olduğu söylenemez. Hayvanların be­lirli zamanlarda hamile kalması, ağaçların belirli zamanlarda to­hum ve meyve vermesi gibi hususlar devirsel olaylardır. İnsan bu olayları bilmeden yaprakları dökülmüş ağacı görseydi ve ona “ağacın yeşilleneceği, çiçekler açıp meyveler vereceği” söylenseydi; o insan, bu olayı gözleriyle görmedikçe inanırmıydı? Bun­dan başka devirli bir düzen olmaksızın rastgele zamanlarda ortaya çıkan bazı şeyler de vardır. Böyle olunca o şeyin var olduğu za­man geçtiğinde, onunla ilgili olarak nakledilen bilgiden başka bir delil kalmaz. Olayın neden ve doğası hakkında hiçbir bilgiye sahip olunmasa da ona inanılmahdır [90].

Tıbbın insan ömrünün yüz yirmi seneyi aşamayacağı şeklindeki açıklaması [91] ile ömür meselesine bakmak doğru olmayacağı gibi, uzun ömrün cesedi büyük varlıklara özgü olduğu şeklindeki bir yaklaşım, varlığın farklı türleri arasında geçerli olsa da insan ömründeki farklılığı kendi içinde açıklamak için yeterli olmaz. Bu yaklaşımın sahipleri çınar ve Amerika'daki sekoya ağaçlarından yola çıkarak, Tevrat'ta da zikredilen dev insanları Kur'an'ın doğ­ruladığını, Hz. Musa'nın böyle bir devle düello yaptığını, Davut (a.s)'ın Calut isimli bir devi sapan taşıyla öldürdüğünü, dolayısıyla ceset büyüyünce ömrün uzadığını ileri sürmektedirler [92].

Birinci yaklaşımda ortaya çıkan tabii ömrün, ikinci yakla­şımda da tabii olmayıp bedenin büyüklüğüne bağlı olarak uzayan bir ömrün, konuyu aydınlattığı söylenemez. Ömrün yüz yirmi yıl olmasını içeren bedenî terkip daha uzun zaman kalabilir. Yüz yir­mi yıl devam eden etki, aynen devam edebilir. Söz konusu be­dene ait uzun ömür; bekada Allah'ın zatı gereği mümkündür. Eğer böyle olmazsa, yani beka gerçekleşmezse o, arazdan dolayıdır. Çünkü araz yokluğu mümkün olandır. Varlığa mani bir araz ol­saydı bu kadar da kalamazdı. Dolayısıyla tıbbın insan ömrü husu­sundaki yaklaşımını, geçmişe damgasını vuran bîr hüküm olmak­tan öte, sözün söylendiği dönemdeki azami, yahut normal ömrü ifade bağlamında yapılmış bir açıklama olarak değerlendirmek daha ampirik bir yaklaşım olmalıdır. Tıp, tabii bir ömrün süresin­den bahsetmektedir. Halbuki Hz. Nuh'un ömrü tabii bir ömür ol­mayıp, Allah'ın bir lütfü olarak değerlendirilmiştir. Yine bu değer­lendirmeye göre tabii ömür. Allah'ın takdirinden bir an öteye ge­çemez [93]. Kaldı ki Tevrat'a göre de Hz. Nûh dokuz yüz elli sene yaşamıştır [94]. Dolayısıyla insan açısından ömrün uzunluğunu be­denin büyüklüğüne bağlamak yeterli delile sahip olmayan bir açıklama olarak değerlendirilebilir.

Kaynaklar ayetin zahirinden yola çıkarak süre hakkındaki ih­tilafları zikretmişlerdir. Ancak, dokuz yüz elli sene, peygamberlik süresi [95]ve onun ömrünün tamamı [96] gibi birbirinden farklı iki aynı süre olarak açıklanmaktadır. Peygamberlik senesini dokuz yüz elli sayanlara göre, Hz. Nuh'un ömrü bin elli senedir [97]. Hz. Nuh'a ve­rilen uzun ömür, mucizevîdir. Ayette Hz. Nuh'un ömrünü belirten ifadenin bin sayısıyla başlaması çokluktan kinaye, istisnanın var­lığı, sürenin kesinliğini gösterir ve muhatabı düşündürür [98] şeklin­deki açıklamaların gayesi, teselli bulması istenen Hz. Peygamber'e yöneliktir. Hz. Nûh, bu kadar uzun süre kavmiyle uğraştı, kavmi yine de onu tasdik etmedi; Ey Muhammed, onun durumuna bak da üzülme, güçlü ol, zira hidayet verici Allah'tı [99], demektir.

Yerin ilk etaplarda çok hızlı döndüğü, kabuk bağladıktan son­ra dört saatte bir kendi etrafında döndüğüne [100]dair açıklamalara göre. şu anki dönme hızından altı kat daha yüksek hızda olduğu anlaşılmaktadır. Sonra bu dönme hızının tedricen yavaşladığı, doğru olarak kabul edilirse, şu andaki 24 saatlik bir dönüş, o mer­halede dört saatte gerçekleşmekte idi ki, bu, şu andaki günün, o zamanın altı gününe tekabül etmesi demek olur. İnsanın yaşadığı ve zamanın hesap edilebildiği kabul edilirse, şu andaki 150 yıllık ömür, o zamanın 960 yıllık ömrüne tekabül etmiş olacaktır. Kıya­metin yaklaşması ile senenin ay, ayın hafta, haftanın gün, günün saat, saatin ateşin tutuşma süresi kadar bir zaman gibi olacağını haber veren hadis [101]kozmik değişim olarak yorumlanabilir. Buna göre kozmolojik olarak, Hz. Nuh'un ömrünü ifade eden (Ankebût, 14) zaman, sene ve 'âm kelimelerinin zikredilmesi ile tekrarı ön­lemeye, sene ile de Hz. Nuh'un uzun yıllar sıkıntı çektiğine işaret edilmektedir. Çünkü sene kelimesinde şiddet ve sıkıntı manası vardır. Halbuki 'âm kelimesinde böyle bir mana yoktur. Bu ne­denle sene kelimesi ile, müşrikleri...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler
« Posted on: 25 Nisan 2024, 23:35:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler rüya tabiri, Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler mekke canlı, Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler kabe canlı yayın, Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler Üç boyutlu kuran oku Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler kuran ı kerim, Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler peygamber kıssaları, Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimeler ilitam ders soruları, Biyolojik Zaman İfade Eden Kelimelerönlisans arapça,
Logged
05 Kasım 2014, 07:43:48
habıb7/d

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 6


« Yanıtla #1 : 05 Kasım 2014, 07:43:48 »

gerçekten çok teşekkür ederim ödevim için yardımcı oldu ALLAH razı olsun bana eceli ömürü anlattınız çok saolun

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
05 Kasım 2014, 15:50:34
ibrahim7c

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28


« Yanıtla #2 : 05 Kasım 2014, 15:50:34 »

insan nezamam ne vakit öleceğini bilemez bilirse eğer hayatını dağınık yaşar

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
11 Kasım 2014, 15:54:42
kürşatvarol8a

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 4


« Yanıtla #3 : 11 Kasım 2014, 15:54:42 »

bu konu ve site ödevime yardımcı oldu allah razı olsun birgün her canlı ölümü tadacak
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
26 Aralık 2014, 16:13:09
Rukiye Çekici

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 694


Site
« Yanıtla #4 : 26 Aralık 2014, 16:13:09 »

Bence bunları öğrenmemiz iyi oldu.çünkü bilmiyorduk.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

RUKİYE ÇEKİCİ 7c 438
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes