๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda İnsan Psikolojisi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 16 Şubat 2011, 12:58:53



Konu Başlığı: Birr
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 16 Şubat 2011, 12:58:53
Birr

 Deniz'in zıddı kara anlamına gelen 'berr'den türe­medir; buradan genişlik, tasavvur olunur; bu bakımdan birr 'hayrda genişlik' olarak tanımlanmıştır. [391]

'Be-R-Ra' 'iyilik etti, iyi davrandı, hayırda bol ve geniş oldu’ demektir; kelime bu şekilde fiil olarak Kur'an'da geçer:

“Allah sizi din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyi davranıp ha­yırlı olmak ve kıst yapmaktan men etmez. Muhak­kak Allah kıst yapanları sever” (Mümtehıne: 8 ).

'Berra’ fiilinin ism-i faili hem berr, hem de bârr olarak gelir; 'adele' fiilinin ism-i failinin 'adl ve 'adil' olarak gelmesi gibi. Nasıl 'adl' 'adil'den daha beliğ ve daha öte bir anlam ifade ediyorsa, berr de barrdan da­ha beliğ ve daha öte bir anlam ifade eder. Berr önce­likle Hakk Tealâ hakkında kullanılır:

“Biz bundan önce O'na dua ederdik; muhakkak O berr ve rahim olandır” (Tur: 28).

'Berra'l-abdü Rabbehû’ 'kul Rabbi'ne bol itaatte bulundu’ anlamına gelir. Allah'ın berr olması da kulun ibadetine karşılık çok fazla sevap vermesidir. [392] Berr melekler hakkında da kullanılır ve çoğulu berara'dır; berr'in Kur'an'da aynı zamanda insanlar, daha doğru­su peygamberler hakkında da kullanıldığını görüyoruz:

“Mükerrem sahifeler içindedir, yükseltilmiş ve mütahhar. Sefirlerin elerinde, kiram ve berara” (Abe­se: 13-16). “(Yahya) anne-babasına berr idi, zorba ve isyankâr değildi” (Meryem: 14-5).

 “(İsa): “Beni bulunduğum her yerde mübarek kıl­di ve sağ olduğum sürece bana namaz ve zekâtı va­siyet etti. Ve anneme karşı berr (kıldı) beni, zor­ba ve şakıy kılmadı beni” (Meryem: 31-32).

 'Bârr'ın çoğulu 'ebrar'dır:

“Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla ve seyyielerimizi bizden ört ve bizi ebrarla birlikte vefat et­tir” (A. İmran: 193).

“Muhakkak ebrar Naîm'dedir” (İnfitar: 13).

Rasûl-i Ekrem'e 'birr nedir diye sorulduğunda şu ayet-i kerimeyi okudukları rivayet olunur:

“Bir yüzünüzü doğu ve batı yönüne çevirmeniz de­ğildir, fakat birr Allah'a, Ahiret Günü'ne, melek­lere, kitaplara ve nebilere iman eden, sevdiği halde malı yakınlara, yetimlere, miskinlere, yolda kal­mışa, dilenenlere ve boyunduruk altındakilere ve­ren, namazı kılan ve zekâtı veren, ahdleştiklerinde ahdini yerine getirenler, zorluklar, zarar anları ve güçlük zamanında sabredenlerdir. Onlardır sadık olanlar; ve onlardır muttaki olanlar” (Bakara: 117).

Ayette açık olduğu üzere, Birr hem imanı, hem de aşağı yukarı bütün ameleri nafilelere varıncaya değin içine almaktadır. Bir diğer dikkatimizi çeken yön 'Birr' in şahıslaştırılmasıdır; yani ayet 'Birr'i amel olarak de­ğil, bir kişi olarak sunmaktadır. Zaman zaman belirt­tiğimiz gibi, insan maddî gaflet örtüsünden sıyrıldığı zaman ameliyle özdeşleşir; artık ona mü'min yerine iman, muhsin yerine husn ve berr yerine birr diyebili­riz; aynı zamanda o alim olmaktan ılm olmaya da ge­çer. İradesini Allah'ın iradesinde eriten ve İlâhî İrade karşısında adeta bütünüyle edilgen duruma geçen in­san Allah'ın her yarattığı gibi 'güzel' olur ve hayatıyla, kimliğiyle, şahsiyetiyle bol bir hayr ve iyilik (birr) halini alır. Ayetten ortaya çıkan bir diğer nokta berrin sıdk ve takvayı da içine almasıdır.

Birr konusunda gelen daha başka ayetler yukardaki kapsamlı ayetin bazı yönlerini açıklayıcı nitelikte­dir. Sözgelimi, malın zekâtını vermek farzdır; infak farzı içine aldığı gibi fazlasını da içine alır; Kur'an du­ruma göre ihtiyaçtan arta kalanın infak edilmesini emreder (Bakara: 219); ve birr infak ederken kişinin sevdiğinden vermesini içine alır.

“Sevdiğinizden infak etmedikçe birr'e erişemezsiniz..”(A. İmran: 92).                               .

Evlere ancak kapılarından girilir, arkalarından değil önlerinden gelinir; aynı şekilde her emanet ehli­ne verilir ve her şey ehlinden alınır; sözgelimi, ilim an­cak alimden öğrenilir, yarı bilenden değil, bilinmeyin­ce zikr ehline sorulur; ancak bu yollarla birr'e ulaşı­labilir:

“Evlere arkalarından gelmeniz birr değildir, ancak birr ittika edendir; ve evlere kapılarından gelin, Allah'tan ittika edin, umulur ki, felah bulasınız” (Bakara: 189). [393]


[391] Müfredat, 40.

[392] a.y.

[393] Ali Ünal, Kur’an’da Temel Kavramlar, Beyan Yayınları: 520-522.