Konu Başlığı: Beşer Peygamber İtirazı Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 09 Mayıs 2011, 22:03:42 “Beşer Peygamber” İtirazı (b-ş-r-) kök harflerinden türeyen beşer, cildin dış kısmıdır. İnsanın beşer olarak tanımlanması, onun hayvanlardan farklı olarak derisinin rahatlıkla görülebilmesindendir. [941] İnkarcıların bu konudaki itirazı, beşer cinsinin peygamberliğe layık olmayışı, bu görevi ancak meleklerin yüklenebileceği şeklindeki yanılgılarına dayanmaktadır. Halbuki, elçi olarak gönderilen bir melek olsaydı, “Biz buna nasıl tâbi olalım? Biz beşeriz, o melek!” diyeceklerdi. Hz. Yusuf [942] dahil peygamberlerin hepsi “Vefat etmelerinden önce” beşer olarak görülmüş ve risaleti inkâr gerekçesi olarak kulanılmıştır. Hz. Yusuf'un, yaşadığı dönemde beşer üstü bir varlık olarak isimlendirilmesinin nedeni de şuydu: Mısırlılar, insana hayret verecek bir şey karşısında bulundular mı hemen ona beşer üstü bir nitelik atfederlerdi. Mısır kadınları da Yusuf'un güzelliği karşısında böyle yaptılar. [943] Aziz'in karısı da onların onu melek olarak vasfetmelerini onlara karşı bir özür beyanı olarak kullanmış ve Hz. Yusuf'un güzelliği ve kemali ile sevilmeye layık olduğunu belirtmiştir. [944] Allah, imtihana tâbi tutulan varlıklar beşer cinsinden olduğu için onlara kendi cinsinden peygamber göndermeyi uygun bulmuştur. İlk peygamberden son peygambere kadar bu konuda bir değişiklik olmamıştır: “Biz, senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım insanları (peygamber olarak) gönderdik. Bilmiyorsanız Kitap Ehli olanlara sorun.” [945] Allah'ın sünnetinde beşerden başkasının peygamber olarak gönderilmesi söz konusu olmamıştır. [946] İnsan oluşları, Allah'ın âyetlerinin elçiliğini yapmalarına engel değildir. Bunu Ehl-i Kitap da bilmekteydi. Müminlerin bu konuyu Yahudi ve Hıristiyanlara sormalarının istenmesi, sorulan konunun tevatür derecesinde olmasından dolayı olup, bir sorun teşkil etmez. [947] Allah, melek olan bir elçi göndermiş olsaydı, onu yine beşer görünümünde kılardı: “Biz onu melek kılsaydık, bir insan seklinde yapardık da, düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk.” [948] “Onu melek yapmış olsaydık” ifadesindeki zamir açıkça Allah'ın mesajını tebliğ edenlere delalet etmektedir. İnsanların melekleri gerçek şekilleriyle kavramaları imkânsız olduğundan buradaki tasvir edilen elçi, bir insan şeklinde olmalıdır. Böylece onların, mesajın doğrudan teyidine yönelik talepleri yerine getirilmemiş ve şaşkınlıkları giderilememiş olacaktı. [949] Putları Allah'a denk tutan ve Allah'ın âyetlerini yalanlayan kimseler melek olan bir rasul beklentisi içindeydi. Allah onların taleplerine cevap verseydi, daha önceki ümmetlerden mucizeleri isteyen ve gelince de inkâr ettği için ilahî öfkeyi üzerine çekenlerin örneğinde olduğu gibi, onlar da onu inkâr edip Allah'a ve rasulüne inanmasalardı, azap onlara ertelenmeksizin çabucak gelirdi. [950] Melek onlara kendi suretinde gelseydi, onu görmek isteyenler ölürlerdi. [951] Çünkü insan tabiatı melek görmeye müsait değildir. Allah kullarına meleklerden bir rasul gönderseydi, o daha bilgili, kuvvetçe üstün ve büyük, yaratılışça diğer yaratılmış olanlardan ayrı olurdu. [952] İnsanın meleği görmeye takat getirmesi mümkün değildir. Meleklerin Allah'a itaati kuvvetlidir ve insanın itaat ölçüsünü yeterli görmezler. Belki de insan Allah'a karşı geldiğinde melekler onları kendi ölçülerine göre mazur görmezler. Allah peygamberliği melek olsun insan olsun dilediğine verir. Allah meleği gönderdiğinde, insan görünümünde göndereceği için melek de gelse onu yine insan sanacaklardır. [953] Peygamberlerin olağanüstü varlıklar olması gerektiği telakkisi daha ilk dönemlerde gündeme gelen ve son rasulün gönderilişine dek süren bir itirazdır. Rasullerin insan cinsinden gönderildiğine dair yasayı dikkate almayan inkarcılar bu iddialarını her çağda gündeme getirmişlerdir. [954] [941] Rağıb, a.g.e., s. 47. [942] “Azizin karısı, onların gizliden gizliye dedikodu yaydıklarını işitince, onlara davetçi gönderdi ve onlara mükellef bir sofra hazırladı. Her birine bir bıçak verdi, beri taraftan da Yusuf'a “Çık karşılarına” dedi. Görür görmez hepsi onu gözlerinde çok büyüttüler ve (şaşkınlıkla) ellerini kestiler. Dediler ki: “Hâşâ! Allah için, bu bir insan değil, olsa olsa yüce bir melektir.” Yusuf: 12/31. Bu âyetten yola çıkarak onların Hz. Yusuf'u melek olarak gördüklerini değil, çok yakışıklı ve çekici bulduklarını söylemek mümkündür. Yoksa onun insanüstü bir varlık olduğunu kastetmemektedirler. [943] Doğrul, a.g.e., s. 343. [944] İbnu Kesir, IV, 312. [945] Enbiya: 21/7. [946] Bahçeci, Muhittin, a.g.e., s. 185. [947] Râzî, VIII, 122. [948] Enam: 6/8. [949] Esed, a.g.e., s. 225. [950] Taberî, V/l, 201. [951] A.g.e., V/l, 202. [952] Râzî, IV, 486. [953] A.g.e., IV, 487. [954] Murat Kayacan, Kur’an’da Peygamberler ve Karşı Tavırlar, Ekin Yayınları: 147-149. |