Konu Başlığı: Belli Bir Esas Etrafında Buluşan Topluluk Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 13 Şubat 2011, 15:51:54 Belli Bir Esas Etrafında Buluşan Topluluk Ümmet kelimesinin sözlük anlamlarını verirken, onun, belli bir maksat etrafında toplanma ve belli bir hedefe doğru yönelme gibi anlamlarının olduğunu belirtmiş, aynı inanç ve düşünce etrafında toplanmanın da bu anlamlar arasında olduğunu ifade etmiştik. Mâide sûresinin 48, Hûd sûresinin 118, Nahl sûresinin 93. ve Şûra sûresinin 8. âyetlerinin, "Eğer Allah isteseydi sizleri (insanları) bir tek ümmet (ümmeten vahideten) yapardı" kısmında yer alan ümmet kelimesini de bu anlamda değerlendirmek mümkündür. Bazı müfessirler ise söz konusu kelimeyi din olarak yorumlamışlardır.[325] Bu âyetlerden anlaşılan, Allah insanları tek bir gidişat üzere toplamamış, farklı inanç ve eylemlerde bulunabilmeleri için onları özgür iradeleri ile baş başa bırakmıştır. Ayrıca Allah vahyin rehberliğinde aklı destekleyerek hakkı seçmeyi ve ona götüren yolu bulmayı istemiş, bunu yine de insanların ihtiyarlarına bırakmıştır. Şayet O, bütün insanların aynı inanca bağlı olmasını dileseydi, yaratılışlarının zoruyla hakka inanıp Allah'a itaat ederek manevî hayatları itibariyle belki melekler gibi olacaklardı veya tür olarak sahip oldukları üstün ve ayırıcı niteliklerden yoksun kalıp, toplumsal hayatları itibariyle karıncalara ya da arılara benzeyeceklerdi. Bu da insanın seçme özgürlüğünden yoksun bırakılması[326] ve fonksiyonel olarak kendinden beklenen iradi varlık olma özelliğinin gerektirdiği tüm sorumluluklardan uzak olması anlamına gelecekti. Müfessirlerin çoğunluğu bu âyetleri, "Allah isteseydi bütün insanları îman, hak olan bir din ve şeriat üzerinde, yani İslâm dini üzerinde toplardı ve onları ihtilafa düşmeyen bir topluluk haline getirirdi"[327] şeklinde açıklarken; bazı müfessirler de "Allah dileseydi hepsini ya hidâyet (iman) üzere veya sapıklık (küfür) üzere tek bir topluluk yapardı."[328] şeklinde tefsir etmişlerdir. Kanaatimizce söz konusu âyetlerdeki ümmet kelimesi, "aynı inanç ve düşüncelere sahip bir topluluk veya fıtrat kanunu üzere yaşayan bir topluluk" anlamındadır. Çünkü bu anlam kelimenin asıl anlamı olan "aynı maksat üzere bir araya gelen topluluk" şeklindeki manaya daha yakın ve onun açılımıdır. Bu takdirde âyetin anlamı şu şekilde olur: Şayet Rabbin dileseydi bütün insanları aynı inanç ve düşüncelere sahip bir topluluk veya fıtrat kanunu üzere yaşayan bir topluluk yapardı. Bu âyetlerde esas söylenmek istenen husus, inanma konusunda Allah'ın insanları her hangi bir dine zorlamadığı, onlara irade ve ihtiyar vererek kendi özgür iradeleri ile baş başa bıraktığıdır. [329] [325] İbn Kuteybe, Te’vilü müşkili'l-Kur'an, s. 445; Kurtubî, el-Câmi’li ahkâmi'l-Kur'ân, X, 172. [326] Esed, Kur'an Mesajı, I, 451. [327] İbn Kuteybe, Te'vîlü müşkili'l-Kur'ân, s. 446; Zemahşerî, el-Keşşâf, I, 618; Fîrûzâbâdı, Besâir, II, 80; Ebu's-Suûd, İrşâdü'l-'akli's-selîm, V. 137. [328] İbn Kesîr,Tefsîrû'l-Kur'ân, IV, 108, II, 464. [329] Yrd. Doç. Dr. Hasan Keskin, Kur’an’da Ümmet Kavramı, Rağbet Yayınları: 77-78. |