Konu Başlığı: Bedee Ve Müştaktan Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Şubat 2011, 17:26:21 Bede'e Ve Müştaktan Bede'e maddesi yaratmaya başlamak mânâsında mazi siygasıyla Kur'ân-ı Kerîm'de altı defa, muzari şekliyle de yine altı defa geçer. İf’al babından muzari şekliyle üç defa yer almaktadı. Bunlardan [44] âyetlerindekilerin yaratma manâsıyla ilgisi yoktur. Şu halde bede'e ve müştaklarından onüçü Kur'ân'da yaratma manâsıyla ilgili olarak yer almaktadır. Bed,' birşeyi başkası üzerine takdim etmek demektir. Bir nevi takdim (öne geçirme) ileri sürme şeklidir [45]. Bede’e ş-şey'e, Bede'e bi'ş-şey'i birşeyi önce yaptı, fiilde öncelik verdi, demektir. Bede' Allahu'l-halka, Allah yaratmaya başladı, Allah yaratmayı ilkin yaptı, demektir [46]. Birşeyin mebdei, onun terekküb ettiği şey, bir nesnenin meydana geldiği şeydir. Meselâ harfler, kelâmın mebdeidir, demek gibi. Başkan (seyyid) "saymaya kendisiyle başlanan kimse" demektir. "Çekirdek hurmanın mebdei, ağaç kapının ve kanepenin mebdeidir" sözü de böyledir [47]. Cenâb-ı Hakk'ın isimlerinden el-Mubdi; eşyayı önceden geçmiş bir örneği olmadan îcâd ve inşâ' eden demektir [48]. Yine aynı mânâdan olmak üzere arzdan şunu ibda' etti, demek, yerden çıkarmaya başladı demektir. Bede'e on yerde halk (yaratma) kelimesiyle beraber gelerek "yaratmaya başlamak", "ilk defa yaratmak" mânâsında geçmektedir. [49] âyetinde doğrudan mef'ûlüne bitişmektedir. Bir âyette de [50] halk kelimesine "evvel" kelimesi muzâf kılınarak meful halinde "ilk defa yaratma" mânası te'kid edilmektedir. Bede'e kelimesinin geçtiği âyetlerin birisi [51] müstesna, hepsi Mekkî âyetlerdir. Şu halde Mekke devrinde ilk yaratmaya ve kevnî vakıalara dikkatler daha çok çekilerek, Yaratıcıya iman konusu telkin edilmiştir. Nüzul sırası itibariyle ilk defa 27. olan [52] âyetinde şu mealde yer almaktadır: "İlkin var eden, sonra geri çevirip yaratan O'dur." [53] âyetlerinde de aynı mânâ vurgulanmaktadır. Yani ilk defa kim yarattı ise, ikinci hayatı da O yaratacaktır. Birinci hayat ikincinin de olacağına delildir. Taberî, [54] âyetlerinin tefsirinde şöyle der: "Hiç bir asıl yokken yaratmaya başlayan Allah onu inşa ve icad eder. Sonra yok eder, bu yolduktan sonra diriltir. Allah bütün mahlûkâtı yaratmaya tek başına başlamıştır. Yoktan onları inşa etmiş, hiçbir şeysiz tek başına kudretiyle onları yaratmıştır. Yok ettikten sonra tekrar onları yeni bir yaratışla iade edecektir" [55]. Hakiki tesir, sebeplilik, yaratma, îcâd ve ibda'dır. Yaratma yoğu var etmedir. Kendini bilen herkes bir zaman yok iken var olduğunu bilir. Yaratma mefhumunu bütün vuzuhuyla anlamak, ilk yaratmayı ve sonunu idrak ile olur. Yani ilk yaratılışı, ilk modeli, ilk maddenin başlangıcını düşünmek, yaratmanın bütün mahiyetini anlatacağı gibi, var olan birşeyin yok olduğunu görmek de tabiat safsatasından kurtulmaya yeter. Çünkü cansız şeyler şöyle dursun, sebepler, âmiller, hatta akıl sahipleri arasında bile yaratmayı tâ başından yapıp sonra yok edecek hiçbir fert ve cemaat yoktur. Makineyi yapan sanatkâr, makinenin içinde aranmaz, sebepler yaratıcı olamaz. Allah sade dumandan toprak, topraktan taş, taştan bina yapar gibi, ölüden diri, cansızdan cansız yapmakla kalmaz, hiçbir hayat hücresi yokken sudan hayat yapmak, çamurdan, topraktan ilk bitkiyi, ilk hayvanı, ilk insanı ihdas edivermek gibi her biri -tabiat nokta-i nazarından bakılınca- tabiat kanununu değiştiren ve yepyeni bir tabiata mebde teşkil etmiş bulunan ve dolayısıyla tabiat üstü bir îcâd-ı ibtidal olduğunda şüpheye mahal olmayan aşılmaz istifa mebde'lerinde vukua geldiği üzere ölüden diri yaratmanın ilk madde ve suretine, ilk miktar ve faaliyetine varıncaya kadar bütün başlangıçlarını yaratmaktan başlar. Yaratma Yaratıcının Zât ve sıfatından başka hiç bir ön şart ve illete bağlı değildir. İlk yarattığını, tekrar yaratır, sonuna ulaştırır. İşte Allah böyle, önceye de, sonraya da hâkimdir" [56]. [44] Yûsuf: 12/76; Tevbe, 9/13 [45] Muf., s. 40 [46] TA, 1,42. [47] Muf., s. 40. [48] LA., I, 18; TA., I, 42. [49] A'râf: 7/29 [50] Enbiyâ: 21/104 [51] Tevbe: 9/13 [52] Burûc: 85/13 [53] Ankebût: 29/19; Sebe, 34/49 [54] Rûm: 30/11, 27 [55] Tab., XXI, 25, 37-38. [56] 24 Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, IV, 2715-2716. Veli Ulutürk, Kur’an-ı Kerim’de Yaratma Kavramı, İnsan Yayınları: 21-23. |