> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2  (Okunma Sayısı 2355 defa)
16 Eylül 2011, 18:26:55
müzzemmil

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 374


« : 16 Eylül 2011, 18:26:55 »



Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2

Bu Ayetin (Nisa : 24) İniş Sebebi
 
Bu konuda eshaptan Eba Siad Elhudrî (r.d.) şöyle der: Huneyn savaşı seferdinde, Evtasa da bir ordu gönderilmişti. Bu ordu karşılaştığı düşmanla vuruşmuş ve galip gele­rek bir çok esir almıştı. Bu esirler arasında kocaları müşrik olan kadınlar da vardı. Kocalı bu kadınlara, sahib olmayı çirkin görüyorduk. Durumu Hz. Peygambere sorunca Bu ayeti ke­rime (Nisa; 24) indiğinde biz de o kadınlarla halalinden karı-koca olduk. [227]
Bu konuda merhum M. Mekkî de (Ö. 1059) de şunları ya­zar :
Nisa Sûresinin 24. ayeti indiğinde Hz. Peygamber Aleyhisselam, üç gün için geçici evliliği mubah görmüştü. O sıra geçici evlilik isteyen bir erkek kadına şu teklifte bulunurdu:
- Şu kadar müddetle ve şu kadar ücret mukabilinde se­ninle evlenmek istiyorum. Şu şartla ki aramızda şahitli nikâh ve talak olmayacağı gibi, ölüm halinde miras da söz konusu olmayacaktır. Kabul ediyor musun?
Eğer kadın bu teklifi kabul ederse “muta» denen geçici evlilik başlamış olurdu. Fakat Nikâhta şahit bulundurulması­nı, mehir takdırını ve boşama hakkını erkeğe veren ayetlerle, ölüm halinde karı-koca arasında miras hakkının kabulünü emreden ayetler inince, bu çeşit birleşmeleri ALLAH, neshedip kaldırdı.
Merhum alim ayrıca bu malûmatı, Hz. Ayişeden, İbni Abbastan, Urveden ve Müseyyipden (r.d.) gelen rivayetlerden edindiğini de ilave etmektedir. [228]
Merhum Hibetüllâh (Ö. 1032) ise şunları yazmıştır: Bir savaş esnasında askerlerden bir kısmı, kadınsızlıktan şikâyet etmeğe başlamışlardı. Durumu haber  alan Hz. Pey­gamber Aleyhisselam onlara,
- Esir aldığınız şu kadınlardan faydalanın diye buyur­muştu. Ama vakta ki Hayber alındı, geçici evlenme ve eşek etini ALLAH'ın elçisi haram diyerek şu beyanlarıyla yasakladı:
- Ben size, geçici bir zaman için geçici evlenmeyi mubah görmüştüm Ama şunu iyi bilin ki ALLAH ve onun elçisi, bun­dan sonra onu size haram kılmışlardır. Sözlerimi iyi dinleyip şahit olun ve işitmeyenlere bu söylediklerimi ulaştırın. [229]
Meşhur allame İbni Rüşt (Ö. 1217) konuyu şöyle anlatır:
Geçici evlenme, bâzılarına göre Hayber günü, bâzılarına göre Mekke'nin fethinde, bâzılarına göre Tebük gazasında, bâzılarına göre Evtas savaşı sırasında yasaklanmıştır. Bunun­la beraber, geçici evliliğin yasaklanmış olmasında bütün müctehitler ittifak halindedir. Yalnız vaktiyle İbni Abbasın (r.d.) nakledilen bir rivayetine inanan bir kısım Mekkeli ve Yemen­liler, geçici evliliğin mubah olduğu inancına kapılmışlardır. Onlara göre İbni Abbas (r.d.) İbni Cüreyce ile Amr İbni Dinara şunları söylemiş :
“- Geçici nikâh, Muhammed (a.s.) ümmetini zinadan ko­rumak için bir rahmetdi. Eğer Ömer bunu yasaklamasaydı, kimse zina yapmak zorunda kalmazdı.»
Ata da, Cabir İbni Abdullah'tan şunu işittim demiştir :
“Resülüllâh'ın zamanında, Ebu Bekirin hilafetinde, hatta Ömerin hilâfetinin yarısına kadar, geçici nikâhtan faydalan­dık. Sonra Ömer, insanlara bunu yasakladı. [230]
İbni İdris Eşşafiîye göre, geçici evliliğe ait hüküm, Müminûn Sûresinin 5, 6, 7. ayetleriyle kaldırılmıştır. [231]
Eşşâfıînin bu görüşüne katılamıyoruz. Çünkü nesh edici diye gösterdiği ayetler, Mekkede inen Müminûn Sûresindedirler. Halbu ki; Nisa Sûresi ise, Medinede inmiştir. Önce inmiş bir ayetin veya âyetlerin, sonradan inen her hangi bir ayeti neshedip  hükmünü kaldırması sözkonusu olamaz.
Geçici evliliği mubah saydığına dair İbni Abbastan (r.d.) rivayet edilen sözlerin, uydurma olduğu kanaatini veren, yine İbni Abbasa ait olan şu rivayeti de yazalım :
“Geçici evlilik, Talak Sûresinin 1. ayetiyle neshedilmiştir. Zira bunda, (mûtada) boşama veya boşanmaya ait herhangi bir şart yoktu.» [232]
 
Bu Ayetin Meali Îse Şudur
 
“Ey Peygamber, kadınları boşayacağmız vakit aybaşı gör­me hallerine doğru boşayın. O iddeti (aybaşı günlerini) de sa­yın. Rabbiniz Allâh'dan korkun, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Meğer ki apaçık bir fuhuş getirmiş olalar. Bunlar ALLAH'ın koyduğu sınırlardır. Kim bu sınırları aşarsa, muhakkak kendilerine yazık etmiş olurlar.» [233]
Görülüyor ki ayet, birleşen erkek ve kadının aralarındaki ayrılmaya ait sözleşmeleri kaldırmış, ayette gösterilen “talak» hükümlerine göre boşanma hükmünü getirmiştir.
Tirmizînin nikâh babında, İbni Abbasın şu sözünü de okuruz :
“İslâmiyetin başlangıcında geçici birleşme (muta) şöyley­di. Tanışı olmayan bir beldeye giden bir kimse, münasip gör­düğü bir müddet için kadınla evlenirdi. Kadın, erkeğin eşya­sını korur, eşyalarını temizler ıslah ederdi. Bu durum, ayetle kalkıncaya kadar sürdü. Nikâhlı kadınlardan ve cariyelerden başkasına varıp birleşmek artık haram oldu.»
Acem nikâhı denen ve maalesef İranda hâlâ devam ettiği söylenen bu yüz karası işi benimseyenlerin İbni Abbasa (r.d.) isnad ettikleri Hadîslerin uydurma olduğu böylece anlaşılmak­tadır.
Rebî Bini Sübre de, babasının şöyle dediğini rivayet eder:
“Veda haccinde ben de, ALLAH'ın Elçisiyle beraber Mekkedeydim. ALLAH'ın Resulü bize -şu kadınlardan faydalanın- dedi. Bu sözü evlenme manasına anladık. Kadınlar ise, muayyen bir müddeti belli etmeden teklifimizi kabul etmiyorlardı. ALLAH'ın Resulü bize -öyle yapın- dedi. Amcamın oğlu ile birlikte birer entari ile çıktık. Arkadaşımın entarisi benimkinden daha gü­zeldi. Ama ben, arkadaşımdan daha gençtim. Bir kadının yanına vardığımızda, arkadaşımın elindeki entari gibi bir enta­ri mukabilnde ve on gün için benimle anlaştı. O gece bu ka­dınla kaldım. Sabah olunca Kâ'benin kapısı önünde Resülüllâhın şöyle seslendiğini gördüm :
- Ey insanlar! kadınlardan faydalanmanıza izin   vermiş­tim. Ama çok iyi biln ki Allâh'u Taâlâ, bu faydalanmayı kıya­mete kadar haram kıldı. Her kimin yanında böyle bir kadın varsa, hemen onun yolunu açınız ve verdiklerinizi geri isteyip almayın.» [234]
35- “Ey iman edenler! karşılklı anlaşmanızla olan tica­retlerinizin dışında, meşru olmayan batıl yollarla biri birini­zin mallarını yemeyin. Meğer onlar, sizden karşılıklı uyuşma­dan doğan bir ticaret ola.» [235]
Bu ayet inince nasıl anlaşıldığını belirtmek için şu iki rivayeti yazmakta fayda görüyoruz :
İbni Abbastan gelen bir rivayette, bu ayet inince müslümanlar,
- Artık karşılıksız batıl yollarla biri birimizin mallarını yemeyi ALLAH bize yasakladı. En iyi mal ise yinecek şeylerdir. Şu halde biri birimizin evlerinde yemek yememiz haram oldu, demeye başladılar. Bunun üzerine Nur Sûresinin 61. ayeti indi. [236]
Hibetüllâh da eserinde şunları yazar :
Nisa Sûresinin 29. ayeti inince Medineli sahabîler,
- İnsan vücûdunu beslediği içn en iyi mal, yinecek şey­lerdir. Bu sebeple kör, topal ve hastalarla bir arada yememiz­de günah vardır. Çünkü kör, kabdaki yiyeceklerin iyisini gö­remediği için, hasta da aldığı lokmayı pekte kolay yutamayacağı için, daha doğrusu biz doyunca onlar doymamış olacak­ları ihtimali karşısında biz onların hakkını yemiş olacağız, di­yorlardı. Bunun üzerine Nur Sûresinin 61. ayeti indi. [237]
Tefsircilerden Ebu Ubeydeye göre, Nisa Sûresinin 29. aye­ti, mealini altta yazdığımız Nur Sûresinin 61. ayeti neshetmiştir.
“Amanın üzerine günah yoktur, topalın üzerine de bir gü­nah yoktur, hastanın üzerine de bir günah yoktur. Size göre de kendi evlerinizden, ya babalarınızın evlerinden, ya annele­rinizin evlerinden, ya kardeşlerinizin evlerinden, ya kızkardeşlerinizin evlerinden, ya amcalarınızın evlerinden, ya halaları­nızın evlerinden, ya teyzelerinizin evlerinden, ya anahtarları­na sahip olduğunuz yerlerden, yahut da sadık dostlarınızdan yemenizde de (bir günah yoktur) Gerek toplanarak bir arada, gerek dağınık olarak yemenizde dahi bir günah yoktur...» [238]
Mekkî ise eserinde, Nisa S. 29. ayetinin sureti katiyede neshe uğramadığını mucip sebepleriyle beyan ederek, Ebu Ubeydeye cevap verir. [239]
Anlaşılan odur ki, bir kısım sahabî, ayetten karşılıklı ti­caret anlaşması olmayan hallerde ve yerlerde yemek yemenin de yasak edildiği neticesine varmışlar, eş dost veya akraba ev­lerinde karşılıksız olduğu için yemek yemez olmuşlardı. Nur S. 61. ayeti ise, bu gibi ihtimallere yer olmadığı hususunu açık­lığa kavuşturmuştur. Bu durumda “nesih» söz konusu ola­maz. Nisa S. 29. ayetin neshe maruz bir ayet olarak kabul et­mek, faizin, kumarın ve diğer hileli yollarla kazanılan mahn helal olduğunu kabul etmek olurki, bu İslama iftira olur.
36- “Ana babanın ve yakın hısımların (ölünce) bırak­tıkları maldan her biri için varisler yaptık. Yeminlerinizin sizi bağladığı kimselere dahi hisselerini verin.» [240]Bu ayet indiğinde, cahiliyyetten kalma şöyle bir usul var­dı. Bir kimse, bir başkasına “benim borcum senin, senin bor­cun benim, senden önce ölürsem, malımın şu kadarı senin» diyerek anlaşmalar yapılırdı. Eğer maldan söz verilen şey bel­li edilmişse, anlaşmayı teklif edenin malından altıda bir, di­ğer tarafa verilirdi. Ayet mealinde geçen “yeminlerinizin, sizi bağladığı kimselere dahi hisselerini verin» yolundaki emirden kasdedelen işte bu anlaşmaydı. Sonra bu hüküm, meali altta yazılı ayetle neshedildi. [241]
“Onlar ki sonradan iman edip hicret ettiler ve sizinle bir­likte savaştılar, işte onlar da sizdendir. Ama kandan akraba olanların bâzısı, diğer bâzılarına (mirasta) daha yakındırlar.» [242]
Bu konuda İbni Abbas (r.d.) şunları söylemiştir.
Muhacir sahabîler ile Medineli sahabîler arasında ALLAH'­ın Resulü, kardaşlıklar tesis etmişti. Biri birlerinin kardeşli­ğini kabul edenler, karşılıklı olarak, önce ölenin mallarına, ge­ride kalanın varis olmasına razı olduklarına dair yemin ede­rek anlaşmalar yapılırdı. Daha sonra inen Enfal S. 75. ayetiyle mirasa ait bu anlaşmalar nesholdu.[243]
37- Ey iman edenler! siz sarhoşken, ne söyleyeceğinizi bilene kadar, namaz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 16 Eylül 2011, 18:30:10 Gönderen: müzzemmil »
Kayıtlı

Lütfen Namazlarımızı Kılalım Namazlarınızı Sanal & Real Yaşam için Terketmeyiniz !!!

İlim Dünyası Ailesi
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:29:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2 rüya tabiri,Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2 mekke canlı, Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2 kabe canlı yayın, Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2 Üç boyutlu kuran oku Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2 kuran ı kerim, Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2 peygamber kıssaları,Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2 ilitam ders soruları, Bazı Surelerin Mensuh Ayetleri 2önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes