> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullah
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullah  (Okunma Sayısı 1092 defa)
20 Mart 2011, 17:45:26
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 20 Mart 2011, 17:45:26 »



AZGINLIK VE AZGINLAR HAKKINDA SÜNNETULLÂH
(TUĞYAN VE TUĞYAN EDENLER KÂNUNU)

 Tuğyân'ın Lügat Mânâsı:

 Bu kelime;

Lisânu'l Arab'da [1]  (Tağâ): Ölçüyü aştı, şerefini çiğnedi, küfürde öne geçti, haddi aştı. (Etğahu'l mâl): Malı artırdı veya mal onu âsî yaptı. Ölçüyü aşan her şey tuğyan etmiş, azgınlık göstermiş, haddi aşmıştır. (Tağa'l mau ve'l bahru): Su ve deniz yükseldi, taştı" şeklinde ele alınmıştır.

Râğıb'ın (502/1108) Müfredât'ın da [2] ise (Etğahu Keza):

Haddi aşmaya teşvik etti. Tuğyan, isyanda ölçüyü aşmaktır. Şu âyette (İnnahu lemmâ teğalmâ') geçen "tuğyan", suyun haddi, ve ölçüyü aşmasından dolayı istiâreli olarak kullanıldı" şeklinde incelenmiştir.

Mu'cemu'l Vasît'te [3] de şu tarzda incelenmiştir (Teğâ): Makbul olan ölçüyü aştı. (Teğa'l mâ'): Aşırı derecede çoğaldı, taştı, (Teğâ Fulân): İsyanda aşırı gitti, büyüktendi, zulümde ileri gitti". [4]

 Tuğyân'ın Şer'î Mânâsı:

 Tuğyanın şer'î mânâsı, lügat mânâsı esâsı üzerine kuruludur. İnsanın, haddi ve ölçüyü aşması kasdediîir. İnsanın haddi, Allah'ın, onun için koyduğu sınırıdır ki, kişinin onu aşması caiz değildir. İnsanın kadri (değeri) ise, Allah'a kul olması itibariyle (sahip olduğu) şerefidir ki efendisi ve sahibine itaati ve sürekli kulluk (ubudiyet) sınırında bulunması lâzım gelir. Ne zaman, Allah'ın insan için koymuş olduğu aşılmaması gereken haddi aşar, şerefini kaybederse (ölçüyü kaçırırsa) günâha (ma'siyete) düşmüş, Allah'a baş kaldırmış olur. "Tuğyân"ın söylediğimiz bu şer'î mânâsına Kur'ân âyetleri delîl olmaktadır. Bu âyetlerin bir kısmını zikredelim: [5]

 Tuğyân'ın Şer'î Mânâlarına Misâller:

 A- Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Öyleyse emrolunduğun gibi doğru ol; (sen de) ve seninle beraber tevbe edenler de (hep doğru olun), aşırı gitmeyin! Zira O, yaptıklarınızı görmektedir" [6]

(Aşırı gitmeyin) âyetini Zemahşerî (538/1143) "Allah'ın hududundan dışarı çıkmayın" şeklinde [7] Âlûsî (1270/1853) ise "İfrat ve tefrit yoluyla, sizin için konular hadden yorumlamaktadır sapmayın" [8]   şeklinde

B- Allah Teâla şöyle buyurmaktadır:

"İmdi sen firavun'a git; çünkü o azdı"[9].

(Çünkü o azdı) âyetini Kurtubî (671/1273), "O isyan etti, büyüklendi, kâfir oldu, zorbalaştı ve haddi aştı [10] şeklinde, Âlûsî ise "Büyüklenmede, zorbalıkta haddi  aştı,  öyle  ki  rubûbiyet  dâvası  gibi  ululuk arzetmeye    bile  cesaret gösterdi" [11] şeklinde yorumlamaktadırlar. [12]

 İnsanı Tuğyân'a Sevkeden Şey:

 İnsanı tuğyana sürükleyen en büyük etken, ya yanındaki malın çokluğudur veya nüfuzlu otoritesidir. Birincisi, malın tuğyanıdır. Yâni, malın sebep olduğu tuğyandır. İkincisi ise, otoritenin tuğyanıdır. Yâni, otoritenin sebep olduğu tuğyandır. Tuğyanın her' iki türü de değişmez Sünnetullâh gereği, helak edicidir. Biz şimdi, tuğyanın bu iki türünden bahsedeceğiz: [13]

 1- Birinci Tür: Mâlın Tuğyanı:

 Nefsin meylettiği, hayatın kendisiyle neş'elendiği, nefsin fayda ve lezzet cinsinden arzuladığı şeye kendisiyle ulaşıldığı her şey maldır.

İnsanın mütreflerden (varlıklı şımarıklar) olması, mal tuğyanının bir görüntüsü, netice ve semeresidir. Onların hayattaki bazı gidişatlarını, işlerini, niteliklerini ve haklarındaki Sünnetullâh'ı anlatmıştık. Mal nimetiyle şımarmak ta Malın Tuğyânı'dır. Genel olarak nimet şımarıklığından bahsederken, bu mal şımarıklığını da anlatacağız. Fakat biz şimdi, insanı tuğyana götüren ikinci türden bahsedeceğiz.[14]

 2- İkinci Tür: Siyâsî Otoritenin Tuğyanı:

 Siyâsî otoritenin tuğyanı demek, insanın kendisine verilen emretme ve yasaklama yetkisi ve gerektiğinde başkalarına zorla yaptırımı sebebiyle ölçü ve haddini aşmasıdır. Bu tuğyan türü, genelde idareci ve emir sahiplerinde olur. Çünkü onların güç ve yetkileri, haddi tecâvüzleri insanların genelini ilgilendirir. Böylece onlar tuğyanlarının şer ve kötülükleri ile imtihana tâbi tutulmuş olurlar. [15]

 Siyâsî Otoritenin Tuğyânı Ve Rubûbiyet Dâvası:

 Siyâsî otoritenin tuğyanı, bâzan insanı Rubûbiyet iddiasına kadar götürür. Bu, ya Firavunun yaptığı gibi lisân-ı haliyle (hal dili) ya da lisân-ı kaliyle (konuşma dili) olur. Firavun'un bu iddiasını Allah (c.c.) şöyle bildiriyor:

"(Adamlarım) topladı, (onlara) bağırdı: 'Ben sizin en yüce tanrtmzım' dedi".[16]

 Siyâsî Otoritenin Tuğyanına Örnek:

 Siyâsî otoritenin tuğyanına en güzel örnek Firavun'un tuğyanıdır. Onun haddini aşması ve ölçüyü taşmasının bir görüntüsü de, rubûbiyet dâvası güdecek kadar Hâlık'a, haklarını küçümseyecek, zulmedecek ve köleleştirecek kadar da insanlara karşı büyüklenmesidir. Nitekim Allah (c.c.) bir çok âyetinde ibret ve öğüt almak için, Firavun'un kıssasını ve tuğyanından dolayı başına gelenleri tekrar tekrar anlatmıştır. Bu da insanların çoğunun Otorite Tuğyânı'yla imtihana tâbi tutulduğunu gösterir. Şu âyet Firavun ve tuğyanını anlatır:

"Musa'nın haberi sana geldi mi? Hani Rabb'i ona Kutsal Vâdi'de, Tuvâ'da seslenmişti: Fir'avn'a git, çünkü o azdı." [17]

İmam Râzî (544/1149) "Çünkü o azdı" âyetini açıklarken şöyle der:

"Kimi müfessirler bunu 'Allah'a karşı büyüklendi ve O'nu inkâr etti' şeklinde, kimisi de 'İsrail Oğullarına karşı taşkınlık etti' şeklinde yorumlamışlardır. Bana göre en uygunu, her ikisinin de doğru olduğudur. Şu halde mânâ şöyledir: Küfürle Yaratıcı'ya baş kaldırdı. Köle etmek suretiyle de yaratılanlara büyüklük tasladı. [18]

 Rubûbiyet Dâvası Ne Demek?

 Firavun, Rubûbiyet (Rabb'lik) iddia ederek küfrün ve tuğyanın zirvesine ulaştı. O, bu bâtıl iddiasıyla "eli altındakilerin kendisine itaat ve inkıyadını, başkalarına itaatle meşgul olmamayı" gerekli kılıyordu [19].

İmam Râzî Firavun'un bu iddiâsının ne demek olduğunu şöyle açıklıyor:

"Yâni ben sizin, terbiye eden, büyütüp geliştiren, İhsan eden Rabb'inizim. Size âlemde emredecek ve yasak   koyacak da ancak benim.[20]

 İnsanlara Zulüm De Siyâsî Otoritenin Tuğyânındandır:

 Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

"Görmedin mi Rabb'in ne yaptı Âd (kavmine)? Yüksek sütunlarla dolu İrem'e? Ki şehirler arasında onun eşi yaratılmamıştı. Vâdi'de kayaları oyan Semüd'e? Ve kazıklar sahibi Fir'avn'a? Bunlar ülkede azmışlardı. Oralarda çok kötülük etmişlerdi. Bu yüzden Rabb'in onların üzerine azâb kırbacını çarptı. Elbette Rabb'in, gözetleme yerindedir" [21]

İbn-i Kesîr (774/1373), (Bunlar ülkede azmışlardı) âyeti hakkında şöyle demektedir:

"Yâni isyan  edip   günâh   işlediler. İnsanlara eziyetle ve yeryüzünü fesada uğratmakla haddi aştılar. [22]

Alûsî ise (Ve kazıklar sahibi Fir'avn'a) âyeti hakkında şu yorumu getirmektedir: "Firavun, askerleri çok olduğundan böyle nitelendi. Yahut dört tane kazık edinir, cezalandıracağı kimseyi yere yatırarak o kazıklarla bağlar, dilediği şekilde cezalandırırdı. Ya döverdi yahut yakar veya başka türlü eziyetler ederdi. [23]

Kurtubî Tefsîri'nde ise şöyle denilmiştir:

"(Ve kazıklar sahibi Fir'avn'a): Yâni, mülkünü güçlendiren, ordu, topluluk ve asker sahibi. İbn-i Abbas ta aynı görüştedir. (Bunlar ülkede azmışlardı):

Yâni, Âd, Semûd ve Fir'avn (Azmışlardı). Yâni, zulüm ve düşmanlıkta haddi ve ölçüyü aştılar, isyan edip baş kaldırdılar. (Oralarda çok kötülük etmişlerdi): Zulüm ve eziyeti çoğaltmışlardı." [24]

 Otoriter Tuğyanın Cezası:

 Fecr Sûresi'nin andığımız âyetlerimde Firavun ve öncekilerin tuğyanının anlatılmasından sonra (Rabb'in onların üzerine azâb kırbacını çarptı) buyuruldu. Bu âyetin tefsirinde şöyle denilmiştir:

Yâni, Allah gökten üzerlerine bir azâb ve suçlu milletlerden geri çevrilmeyecek bir ceza indirdi. [25]

(Elbette Rabb'in gözetleme yerindedir) âyeti hakkında ise Âlûsî Tefsîri'nde şöyle denilmektedir: "Bu ifâde, önce gelen cümlenin illeti (gerekçesi) ve Peygamber (a.s.)'ın kâfir kavminin de başına aynı öncekilerin başlarına gelen azabın geleceğini ilândır. Âyet, tüm âsiler için bir korkutmadır. Kâfirler için olduğu da söylenmiştir. Kimileri de, hem âsîler, hem de başkaları için bir korkutma (vaîd)'dir, demişlerdir. Ki bu Hasan (Basrî)'nin sözünün zahiridir.[26]

Kurtubî Tefsîri'nde (Elbette Rabb'in gözetleme yerindedir) âyetini şöyle yorumlanmaktadır:

"Yâni, her insanın amelini gözetler, ona göre ceza veya mükâfatını verir." [27]

 Azgınlar Hakkında Sünnetullâh:

 Tefsîrcilerin, geçen bölümde andığımız âyetler hakkındaki sözlerinden anlaşılıyor ki, Allah'ın azgınlık ve taşkınlık edenler hakkındaki sünneti, onlara dünyâda azâb indirmesidir. Ki bu, her zaman geçerli ve kaçınılmaz ilâhî bir kânun olup geçmiş azgınlar için söz konusu olduğu gibi, hâli hazırdaki ve gelecek azgınlar için de geçerlidir. Âhiret azabından kimsenin kurtulamayacağı gibi, dünyâda da Allah'ın bu kuralından hiç kimse kurtulamayacaktır.[28]

 Azgınlar Hakkındaki Sünnetullâh'tan Kimler İbret Alır?
 
Azgınlar ve onların başlarına gelen dünyevî azâb hakkındaki Sünnetullâh'tan, ancak Allah (c.c.)'dan ve O'nun azabından korkanlar, Allah'ın Sünneti'nin hiç kimseye iltimas ve müsamahası olmayan değişmez kânun olduğunu bilenler ibret alır. Allah (c.c), Firavun'un başına gelen kötü âkibeti anlattıktan sonra, azgınlar hakkındaki Sünneti'nden ibret alanları açıklayan âyetinde şöyle buyurur:

"Allah ta onu âhiret ve dünyâ azâbıyla yakaladı" [29]

"Şüphesiz bunda (Allah'tan) korkacak kimse için ibret vardır" [30]

Bu âyetin tefsirinde İbn-i Kesîr (774/1373) şöyle demektedir:

"Allah (c.c), benzer âsilere ibret ve ceza olacak biçimde ondan (Firavun) int...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullah
« Posted on: 28 Mart 2024, 19:34:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullah rüya tabiri,Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullah mekke canlı, Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullah kabe canlı yayın, Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullah Üç boyutlu kuran oku Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullah kuran ı kerim, Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullah peygamber kıssaları,Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullah ilitam ders soruları, Azgınlık ve Azgınlar Hakkında Sünnetullahönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes