๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda İnsan Psikolojisi => Konuyu başlatan: müzzemmil üzerinde 17 Eylül 2011, 17:43:58



Konu Başlığı: Araf Sûresindeki Ayetler
Gönderen: müzzemmil üzerinde 17 Eylül 2011, 17:43:58
6- Araf Sûresi'ndeki Ayetler

Kur'ân ilimleri ve tefsir usulüyle ilgili kaynaklarda Araf Sûresi'nde birkaç ayetin mensuh olduğu zikredilmektedir. Söz konusu ayetler şunlardır:
Mensuh Ayetler                   Nâsih Ayetler
Araf Sûresi       183              Tevbe Sûresi         5.
199.             Tevbe S.               5 ve 103.
Buraya aldığımız ayetlerin mensuh olduğu nakledilse de,[436] yap­tığımız araştırmada böyle olmadığı görülmüştür. Bununla birlikte, gelen nakillerin değerlendirilmesi uygun olacaktır. İlk olarak, "Onlara mühlet veriyorum çünkü benim tuzağım çetindir."[437] ayetinde iki önemli noktaya işaret edilmektedir. Birincisi; inkar edenlere verilen mühlet, İkincisi; onlara verilecek azap. Yüce Allah'ın verdiği mühletin zamanı tayin edilmiş değildir. Allah'ın emirlerine karşı gelen insanlara verilecek cezanın dünyada mı? ahırette mi? olacağı belirtilmemiştir. Dikkat edilirse, ayetin anlamında haber bulunmaktadır. Yapın veya yapmayın şeklinde bir emir yoktur. Ayrıca, Tevbe Sûresi beşinci ayetle, neshi zikredilen ayet arasında bir zıtlık yoktur. Her iki ayetin konuları farklıdır. Nesihle ilgili kitaplarında yer alan bu bilgiler konuyla İlgili eser veren alimlerin kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yoksa nesh edil­miş değildir.
Aynı surede 199. ayette mensuh kabul edilir. Yüce Allah neshe konu olan ayette Hz. Peygambere şu tavsiyelerde bulunur.
"Sen af yolunu tut ve bağışla. Uygun olanı emret. Bilgisizlere aldırış etme."[438]
Ayetin anlamına bakılacak olursa dört önemli noktaya işaret edil­mektedir. Bunlar: Afv, bağışlama, uygun olanı emretmek ve bilgisiz insanlara aldırış etmemek. İslam'ın tebliğ edilmesinde çok önemli bir yeri ihtiva eden, karşılıklı ilişkilerin esasını teşkil eden bu prensiplerin nesh edilmesi halinde,[439] yerine daha güzellerinin getirilmesi gereke­cektir. Nasihi kabul edilen ayetlerde ise, başka konuların işlendiği gö­rülür. Öte yandan, nesihle ilgili kitaplarda farklı nakiller yapılmaktadır. Hibetullah (ö. 410/1019), ayetin başı ve sonunu mensuh, ortasını muhkem kabul etmektedir. Buna göre, ayetin başını Tevbe Sûresi 103. ve sonun da 5. ayet nesih etmiştir.[440] İbn Zeyd'de söz konusu ayeti 5. ayetinin nesih ettiğini ileri sürmektedir.[441] Tefsirlerde de ayet­le ilgili değişik yorumlar yapılmıştır. İlk tefsir kaynaklarında nesihle il­gili bilgiler mevcuttur. Fakat müfessirler arasında zikredilen nakillere katılan bulunmaz. Çünkü ayetin İslam'ın temel esasları arasında olan ahlak konusunu ihtiva ettiği kabul edilerek, belirli bir kısmının mensuh olamayacağı yorumu yapılır.[442]
İncelemeye aldığımız ayetin anlamına dikkat edilirse, İslâm'ın gü­zel hasletlerini en güzel şekilde bünyesinde topladığı görülecektir. Yü­ce Allah Peygamber'ine İslâm'ı tebliğ ederken nasıl davranması ge­rektiğini en veciz bir şekilde ifade etmiştir, "affet, bağışla, İyiliği em­ret ve cahillere aldırış etme." İslâm'ın bu güzel hasletleri her devir için geçerlidir. Affetmekten daha büyük erdemlilik düşünülemez. Ay­rıca affetmek büyüklerin vasfıdır.[443] Öte yandan, "aff" kelimesinin bir çok anlamı bulunmaktadır.[444] Burada ifade edilen anlam, İslâm'ı teb­liğ anında gösterilmesi gereken kolaylıktır. Böyle bir ayetin neshi için haklı bir gerekçe bulunmaz. Bununla birlikte, Müslümanlara saldıran, maddi ve manevi değerleri hiçe sayarak zulmedenlere karşı konulma­sı, Allah'ın Müslümanlara yapmasını İstediği başka bir emrini oluştu­rur.[445] Zorunlu hallerde yapılması gerekir. Savaş istisnai bir durumdur. Barış, aff ve iyi hasletlerin korunması esastır. Ayette bu güzel haslet­lerin nasıl yapılması açıklamaktadır. Dolayısıyla incelemeye aldığımız ayet hakkında gelen rivayetler nesih kurallarına uymamaktadır. Ayrı­ca, nâsihi kabul edilen ayetlerle, bu ayet arasında bir zıtlık gözlenmez. Hadis kaynaklarından Buhari'de de buraya aldığımız ayetin ahlakla il­gili olduğu ifade edilmektedir.[446] Tefsir ve hadis kitaplarındaki nakiller ve Kurân'daki benzer ayetler müştereken değerlendirildiğinde ayetin mensuh olmadığı anlaşılmaktadır.[447]

[436] Bk. Hibelullah. Vrk  26ab; İbn Hazm. s. 176-177; Zeyd, s. 892.
[437] Kur'ân-ı Kerim. Araf. 7/183.
[438] Kurân-ı Kerim. Araf. 7/199.
[439] Bk. Hibetullah. Vrk. 26b: İbn Hazm. s. 177, İsferâînî. s. 166: Zeyd. s. 892.
[440] Bk. Hibetullah. Vrk. 26b.
[441] Bk. İbn Arabi, 11/823.
[442] Bk  Taberî; Tefsir. K/154-155; İbn Arabî, 11/823: İbn Kesir, 11/277. Alûsî, IK/147; Kâsımî, VII/2930; R.Rıdâ. IX/490: Elmalılı İV/2356.
[443] Bk. Kur'ân-ı Kerim. Âl-i İmrân, 3/159. Bu ayet Hz. Peygamberin durumunu açıkla­maktadır
[444] Bk. Taberi; Tefsir, IX/154-155; İbn Arabî, 11/823; İbn Kesir. 11/277: Alûsî, K/147.
[445] Bk. Kur an-ı Kerim, Hac/39.
[446] Buharı, Tefsir, 7/5.
[447] Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 83-85.