๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda Çocuk Eğitimi => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 12 Temmuz 2010, 17:49:17



Konu Başlığı: Terbiye Yaşı
Gönderen: Zehibe üzerinde 12 Temmuz 2010, 17:49:17
Terbiye Yaşı
 

Mutlak mânâda alınınca fiilî terbiye, insanın be­denî, ruhî ve aklî kapasitelerini, dinî idealler çerçeve­sinde,   herhangi bir sınırla kayıtlı   olmayan   sonsuz mertebeler içerisinde,  âzami şekilde geliştirip yücelt­mek  maksadıyla,   doğumdan  ölüme  bütün   hayatını ihata eden mütemâdi bir faaliyettir. Ancak, bu faaliyet­lerin en kesafetlisi ve velînin sorumluluğu altında bu­lunan   safhası   bulûğ  çağma  kadar  olan   terbiyedir. "Terbiye" denince nassen de, örfen de öncelikle bu an­laşılır.

Kur'ân-ı Kerîmde, yanında ebeveyninden biri veya her ikisi yaşlanmış olan kâhil (yâni olgun yaşta) bir kimsenin, bu yaşlı anne ve babasına karşı nasıl dav­ranması gerektiğini tesbît ederken kâhil kimseye, ebe­veyni için şöyle demesi emredilir:"Ey Rabbim, küçükkenbeni terbiye ettikleri gibi sen de onlara merhamet et! de."[264]

Burada ebeveynin evlâdlarmı, "küçükken terbiye" etmeleri gereği nazar-ı dikkate verilir.

Hz. Peygamber (a.s.m.) ebeveynin sorumluluğunda olan çocukluk çağındaki terbiyede kazandırılan bilgi, ahlâk, davranış gibi her çeşit aklî ve ruhî muktesebât, kişi şahsiyetinde silinmesi zor, derin ve ciddî izler bıraktığını birçok hadîsleriyle ifâde eder:

"İlmi gençken öğrenen sanki taş üzerine nakşetmiş gibidir, büyüdüğü zaman öğrenen ise sanki su yüzüne yazı yazmış gibidir."[265]

"Hayra alışın, zira hayır âdet {ve alışkanlık) ile ka­imdir"[266] "sözüyle her çeşit iyi şeylerin öğrenilip kaza­nılarak alışkanlık hâline getirilmesinde en mühim devre olan çocukluk devresine, İslâm dininin müstesna bir ehemmiyet atfedeceği her çeşit izahtan' varestedir. Âyet ve hadîste gelen gerek işârî ve gerekse açık beyan­lar "dal küçükken eğilir1 hükmünü tefhim ve te'yîd ederler.

Her çeşit terbiyevî faaliyetin mümkün mertebe erken başlatılması gereğine Hz. Peygamber'in (a.s.m.) sünne­tinde fiilî örneklere çokça rastlarız: Yeni doğan çocuğun kulaklarına ezan ve ikamet okunması[267] -az ilerde açıklanacağı üzere- konuşmaya başlar başlamaz dinî mesâilin ezberletilmeye; sağını solundan   tefrike,yirmiye  kadar  saymaya  başlar başlamaz  da  namazkıldırmaya başlatılması gibi."[268]