Konu Başlığı: Nafaka Mükellefiyeti Gönderen: Zehibe üzerinde 13 Temmuz 2010, 02:01:04 Nafaka Mükellefiyeti
Nafaka mes'elesi, Kur'ân-ı Kerimin ehemmiyetle üzerinde durduğu mes'elelerden biridir. Normalde ailenin bütün ferdlerinin nafaka mükellefiyeti baba üzerine bir vecîbe olmakla beraber, bâzı husûsî durumlarda çocuğun mühmel kalmaması, anne veya çocuk arada sahipsiz, hamisiz kalmaması için, bu husûsî durumlar üzerinde ayrıca durulmuş, açıklamalar getirilmiştir. 1. Bütün durumlarda çocuk hamisiz kalmamalıdır: Talâk sûresinde gelen bir âyet boşanmış kadının karnındaki çocuğun nafakasından babayı sorumlu tutar: Meâlen:"....(Boşadığmız kadınlar) hâmile iseler doğurmalarına kadar nafakalarını verin. Çocuğu sizin için emzirirlerse, onlara ücretlerini Ödeyin; aranızda uygun bir şekilde anlaşın, eğer güçlükle karşılaşırsanız çocuğu başka bir kadın emzirebilir."[173] Çocuğun sahipsiz kalmaması mes'elesi, Bakara Sûresinin 233. âyetinde tekrar ele alınarak, babanın yokluğu -veya varlığına rağmen hastalık, düşkünlük gibi fizikî zaaflara inzimam eden aşırı fakirlik- hâlinde, çocuğa mirasçıların bakması gereğine işaret edilmiştir. Bu hükmü mutazammm olan Kur'ânî metin, Meâlen: "Mirasçıya da aynı şeyiyapmak borçtur" hükmünü ifâde eder. Bu ifâdeyi değerlendiren âlimler, babası sakat ve fakir olan çocuğun nafakasının baba cihetinden gelen -ve indelhâce babanın nafakası kendisine vâcib olacak- akrabaya düşeceği, böyle bir akraba yoksa, anne cihetinden gelen akrabaya düşeceği hükmünü çıkarmışlardır.[174] Kimsesiz olduğu takdirde, nafakadan devletin sorumlu olacağını, yetimlerle alâkalı bahiste tafsilâtlı olarak açıklayacağız. 2. Nafaka miktarı maddî güç nisbetinde olmalı: Çocuğun nafakasıyla alâkalı olarak Kur'ân-ı Kerîm'in vuzuh getirdiği ikinci nokta ödenecek nafakanın miktarıdır. Bu mes'ele, nafakayı verecek kimseleri beyaneden aynı âyette, yâni Bakara Sûresinin 233. âyetinde ele alınmaktadır. "Anneler çocuklarını emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için, tam iki yıl emzirirler. Anaların yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak çocuk kendisinin olana (babaya) borçtur. Herkese ancak gücü nisbetinde teklifte bulunulur. Ana çocuğundan, çocuk kendisinin olan (baba) da çocuğundan dolayı zarara sokulmasın. Mirasçıya da aynı şeyi yapmak borçtur. Ana-baba aralarında danışarak ve anlaşarak sütten kesmek isterlerse, ikisine de sorumluluk yoktur. Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek isterseniz, vereceğinizi örfe uygun bir şekilde öderseniz, size sorumluluk yoktur. Allah'tan sakının, yaptıklarınızı gördüğünü bilin." Âyette yer eden "mirasçıya da aynı şeyi yapmak borçtur" ibaresinin önceki ifâdelerin hepsine atfedilmiş olması sebebiyle evvelinde zikri geçen "çocuk kendisinin olan (baba)" ile alâkalı olarak beyân edilen hükümler mirasçı hakkında da câri kılınmış oluyor, yâni yiyecek ve giyecekle ilgili hükümler, çocuğun ve ananın birbiri sebebiyle zarara sokulmamasını tesbît eden hükümler aynen nafaka terettüp edecek akraba hakkında da câri kılınmış olmaktadır.[175] |