๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuran ve Sünnette Evlilik => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 26 Eylül 2010, 19:47:49



Konu Başlığı: Şeriatın Çocuk Sahibi Olmaya Bakışı
Gönderen: Hadice üzerinde 26 Eylül 2010, 19:47:49
                                                            Şeriatın Çocuk Sahibi Olmaya Bakışı:
 

Bütün bunlardan sonra şeriatın çocuk sahibi olmayı bir program ve yönteme tabi tuttuğunu söyleyebiliriz. Çocuk sahibi olmaktan dolayı bir zarara uğranmıyor ve bunun başkasına da bir zaran yoksa İslam şeriatı onu teşvik eder. Ama zarar sözkonusu ise, ondan sakındırır.

Ayrıca doğan  çocuğa umut kapılarını açar.  Zihin ve beden güçlerinin gelişmesine yardımcı olur. Yeteneklerini geliştirmesine, aa-lih amel ile yeryüzünü imar etmesine, yüce ahlak ile ahi aklanmasın a ve Allah'ın emrine amade kıldığı şu geniş evrenden yararlanmasına zemin hazırlar ve ona yardımcı olur.

İşte o zaman çocuklar gözlerin sevinci olurlar. Nesil, yararlı ve güzel nesil olur. Bilahare emaneti taşımağa, toplumunu ileri götürmeğe ve onu ilerilik, medeniyet ve ebedîlik yolunda insanlık kervanına ulaştırmağa ehil olur.

Her şeyin bir sonu olduğuna göre evlilik de ya boşama ya da ölümle son bulur.

Boşama ancak eşler arasındaki anlaşmazlık ve nefrete son verile­mediği, gerek eşlerin ve gerek tayin ettikleri hakemin çabalan sonunda tedavi yollan tükendiği durumlarda sözkonusu olur.

Boşamada iddetin olması, eşlerden herbirinin durumlarını son bir defa gözden geçirmelerine fırsat vermek içindir. Müddet doluncaya ka­dar geri dönmezlerse, eşler tamamen birbirlerinden ayrılmış olur ve her biri kendi yoluna devam eder.

Vefat esnasında kadının iddet beklemesine gelince, bunda kocaya vefalılık ve evliliğin hükmî olarak devam etmesi sözkonusudur. Bu müddet içerisinde kadının süslenmesi ve başka bir koca ile evlenmesi haramdır.

Bununla birlikte evlilik ilişkileri sadece zahirde son bulmuş olur. Sevgi ve muhabbetten gıdalanan, vefa ve güvenin devam ettiği, iman, ülfet ve istikamet üzere olan ilişkiler ebediyete kadar devam eder. Ahi-ret hayatında tekrar buluşurlar.

"Onlar ki inandılar, zürriyetleri de imanda kendilerine uydu; (onlan cennete sokarken) zürriyetlerini de kendilerine katmışızdır; ken­di amellerinin sevab)ından da hiçbir şey eksiltmemişizdir.[1145]

Dinî nasslar, evliliği ve etkilerini Övüp ona teşvik etmiş; evlenme imkanlanna sahip olduğu halde evlenmeyeni kınamış, hiç evlenmemeyi düşünenlerin bu tavırlannı şiddetle yasaklamış; evliliğin, peygamber­lerin ve resullerin sünneti olduğunu; gerçek ruhbanlığın, her hak sahi­bine hakkını vermek, Allah'ın emirlerine uymak ve O'nun yolunda cihad etmek olduğunu belirtmiştir.

Evliliğin psikolojik hedefleriyle ilgili Kur'an ve sünnetin an-lattıklan ile psikolojinin anlattıklan uslüp bakımından farklı ise de öz ve muhteva yönüyle aynıdır. Diğer hederlerine gelince bunlardan bir kısmı hem Kur'an ve hem de sünnet tarafından dile getirilmiş diğer kısmı, evliliğin diğer bazı meselelerinde olduğu gibi sadece sünnet ta­rafından anlatılmıştır.

Evlilik ile beş zaruret diye bilinen; dini korumak, aklı korumak, canı korumak, malı korumak ve nesli korumak arasında sağlam bir bağ vardır.

Evliliğin kendilerinden dolayı meşru kılındığı gayeler ile evlilik kaçınılmaz bulunan ve daha önce etraflıca anlattığımız rükün ve şartlar arasında sıkı bir bağ vardır, islam'ın bu şartlan tam olarak bulundur­mayan    diğer    evlilik    çeşitlerini    yasaklaması,    bu    gayeleri gerçekleştirmemelerinden dolayıdır.

Mut'a, islam'ın ilk dönemlerinde zaruretten dolayı ve sınırlı bir süre için mubah kılınmıştır. Peygamber (s.a.v.) Mekke fethinde onu ebe­diyete kadar yasaklamıştır. Yasakhğı konusunda sahabenin icmaı ise, Hz. Ömer döneminde gerçekleşmiştir. [1146]