> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Kuran ve Sünnette Evlilik > Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dedi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dedi  (Okunma Sayısı 1346 defa)
09 Kasım 2010, 09:21:37
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 09 Kasım 2010, 09:21:37 »



                                                                  1. Sa'd Niçin: 'İzin Verseydi İhtisâ Olurduk" Dedi?
 

Birinci mesele hakkında Nevevî şöyle demektedir:

sözüne gelince, bunun anlamı şudur: Şayet kadınlardan ve diğer dünya lezzetlerinden kesilmesine izin verseydi, biz de, kadınlara karşı şehvetimizi tamamen yok etmek ve tam bir tebettül imkânına kavuşmak için ihtisâ (iğdiş) olurduk. [62]

Aynî, bu görüşü'reddeder ve şöyle der [63]Aksine, bunun doğru izahı şöyledir: Osman b. Maz'un'un tebettül isteğine Rasûlullah cevaz verseydi onların iğdiş olmaları caiz olurdu. Çünkü Osman'ın tebettüle izin istemesi, iğdiş olmaya izin isteme şeklindeydi. Nitekim bu husus Aişe bintu Kudâme b. Maz'un hadisinde açıkça anlatılmaktadır. Sözkonusu hadiste Aişe, babasından ve o da kardeşi Osman b. Maz'un'dan şöyle dediğini nakleder: "Ya Rasûlallah, savaşlara çokça git­memiz sebebiyle bekârlık bize ağır geliyor, iğdiş olmam hususunda bana izin verir misin?" Osman'ın bu isteğine karşılık Rasûlullah şöyle demiştir: "Asla! Ama ey Ibnu Maz'un, oruç tut çünkü o, kadınlara karşı arzuyu köreltir. [64]

Nevevî ve Aynî'nin görüşleri tenkid süzgecinde:

Nevevî ve Aynî'nin görüşlerini tartışmaya geçmeden önce Osman b. Maz'un'un ne yaptığını, yaptığına karşın Peygamber'in (s.a.v.) ne dediğini tam olarak tesbit etmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde doğruyu tam olarak tesbit edebiliriz,

Osman'ın takındığı üç tavır:

Tesbitlerimize göre Osman'ın takındığı üç tavır vardır:

Birincisi: Kadınlardan ve dünya lezzetlerinden uzak durmaya az­metmesi ve bunu duyan Peygamber'in (s.a.v.) onu çağırtması. Yukarıda Dârimî'den naklettiğimiz rivayet buna delalet ediyor.

İkincisi: Tebettüle karar verip fiilen buna başladıktan sonra be­raberindekilerle birlikte, şehvetlerine tümden son vermek için iğdiş ol­maya azmetmişler. Peygamber (s.a.v.), kendisiyle arkadaşlanm çağırtıp durumu onlardan öğrenmek istemiştir. Herhalde bu sırada Osman du­rumu Peygamber'e (s.a.v.) anlatmış ve iğdiş olmak için izin istemiştir. Peygamber (s.a.v.) de hem tebettülü, hem de iğdiş olmasını yasaklamış ve doğru yolun ne olduğunu kendisine açıklamıştır. îşte bu sırada "Ey inananlar, Allah'ın size helal kıldığı güzel ve temiz şeyleri (kendinize) haram kılmayın, sınırı aşmayın" ayeti inerek güzel ve temiz şeylerin haram kılınmasıyla tebettülü ve sının aşmayı haram kılmak suretiyle de iğdiş olmayı yasaklamıştır. Nitekim Ibnu Cerir'in, sözkonusu ayet hakkında Muhammed b. Hüseyin'den, o da Ahmed b. Mufaddal'dan, o da Esbat'tan ve o da Süddi'den naklettiği şu rivayet buna delalet etmek­tedir.[65]

Birgün Rasûlullah (s.a.v.) ashabı arasında oturarak onlan ahiret azabıyla korkuttu. Korkutucu şeyler anlatmakla yetindi, başka şeyler anlatmadı. Bunun üzerine Rasûlullah'ın (s.a.v.) ashabından on kişi -ki Ali b. Ebî Talib ve Osman b. Maz'un bunlar arasındaydı- dediler ki: Eğer hiçbir günah işlemezsek korkulacak birşey yok. Mesela hristiyan-lar bazı şeyleri kendilerine haram kıldılar, yasakladılar, biz de kendi­mize bazı şeyleri yasaklayalım. Böylece bazısı et ve yağ yemeyi kendine yasakladı ve hep oruç tutmaya karar verdiler. Bazısı uyumayı, bazısı da kadınlara yaklaşmayı kendine yasakladı. Osman b. Maz'un da kadınları kendine yasaklayanlardandı. Kadınlarının yanına gitmemeye başladı. Bunun üzerine Havla ismindeki eşi, Hz. Aişe'ye gitti. Hz. Aişe'nin yanında Peygamber'in (s.a.v.) eşlerinden başkalan da vardı. Hz. Aişe ve yanındakiler:

Havla, neyin var rengin solmuş, saçlannı taramamış ve güzel koku sürünmemişsin? dediler. Havla:

Nasıl güzel koku sürünüp taranayım, şu kadar zamandır kocam yanımda yatmadı, eteğimi kaldırmadı!... dedi. Hz. Aişe ve beraberinde­kiler onun bu sözlerine güldüler. Onlar henüz gülüyorlarken Rasûlullah (s.a.v.) içeri girdi ve neye gülüyorsunuz? dedi. Hz. Aişe dedi ki:

Ya Rasûlallah, Havlâ'ya gülüyoruz, durumunu sordum, cevap ola­rak: Şu kadar zamandır, kocam eteğimi kaldırmadı, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), Osman'ı çağırtarak ona:

"Osman, ne oluyor sana?" dedi. Osman:

"Bunu Allah için yapıyorum, tüm vaktimi ibadete vermek için" karşılığını verdi ve durumunu Rasûlullah'a (s.a.v.) anlattı. Osman, nef­sini öldürmek istiyordu. Rasûlullah:

"Yemin et, döner dönmez eşinle yatacaksın" dedi. Osman:

"Ya Rasûlallah, orucum" deyince, Rasûlullah:

"İftar et" dedi. Osman da iftar etti ve eşiyle yattı. Havla ertesi gün Hz. Aişe'nin yanına geldi. Saçını taramış, gözlerine sürme çekmiş ve güzel kokular sürünmüştü. Onu bu durumda gören Hz. Aişe, gülerek:

"Neyin var Havla" dedi. Havla, o akşam kocasının kendisiyle yattığını anlattı. Rasûlullah buyurdu ki:

"Bazılarına ne oluyor ki, kadınları, yiyecekleri ve uykuyu kendile­rine yasaklıyorlar. Halbuki ben hem uyurum hem de gece ibadetine kalkarım. Bazen oruç tutanm, bazen tutmam. Kadın-larıma da yak­laşıyorum. Her kim benim sünnetimden yüzçevirirse, o benden değildir. Bunun üzerine "Ey inananlar, Allah'ın helal kıldığı hoş ve güzel şeyleri (kendinize) haram kılmayın, sınırı aşmayın" ayeti indi. Osman'a diyor ki: "Nefsini helal şeylerden mahrum ederek öldürme, çünkü sınırı aşmak işte budur." Yeminlerinin keffaretini de Ödemelerini istedi ve şöyle buyurdu: "Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yemin­lerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar.[66]

Takınılan tavırların etkenlerinin farklılığı:

Takınılan bu iki tavırda tebettül etkeni, her ikisinde de Allah kor­kusudur ve burada yolculuk sözkonusu değildir. Üçüncü tavır ise, savaş için sefere çıkmaktan dolayıdır ve bunda açık açık iğdiş olmak için izin isteme vardır. Ayrıca bu izin şu üç sebepten dolayı istenmektedir:

Birincisi: Savaş için sefere çıkan kişi, uzun müddet hanımından ve akrabalarından uzak kalabilmektedir, işte bu durumda bekâr kalma ona sıkıntı vermektedir.

ikincisi: Bu durumdaki bekârlığın kendisine sıkıntı verdiği kişi, evlenmek suretiyle bu sıkıntısını gidermek istese, nikahlayacağı bir kadın bulamamaktadır.

Üçüncüsü: Mukim olan kişi, -evlenme imkânım bulamadığı tak­dirde- şehevî azgınlığını oruçla tedavi edebilir. Oysa seferde olan için oruç tutmamak müstahabtır. O halde seferde olan bu arzusunu nasıl gemlesin? işte Osman b. Maz'un ve başkalarını iğdiş olmayı düşünmeye sevkeden durum budur.

Bu konuda Ibnu Maz'un hakkında Ibnu Abdilberr'in naklettiğini yukarıda zikretmiştik.

Taberânî, îbnu Maz'un'dan yine şunu nakletmektedir: Ya Rasûlallah, bekâr kalmak bana sıkıntı veriyor, bana izin ver iğdiş olayım, dedi. Rasûlullah: "Hayır, ama oruç tut" buyurdu. [67]

Buharı de, Abdullah b. Mes'ud'dan şunu nakletmektedir: Ibnu Mes'ud dedi ki: Rasûlullah'la (s.a.v.) birlikte savaşa çıkmıştık. Hanımlarımız yanımızda değildi. Ondan iğdiş olmamız için izin istedik ama bizi bundan sakındırdı. Sonra mut'a nikahı yapmamıza izin verdi ve bize şu ayeti okudu: "Ey inananlar, Allah'ın helal kıldığı hoş ve güzel şeyleri (kendinize) haram kılmayın. Allah, sınırı aşanları sevmez. [68]

Buharî, Ebû Hüreyre'den de şöyle dediğini nakletmektedir:

Ya Rasûlallah, ben gencim ve harama düşmekten korkuyorum. Bir kadınla evlenecek imkanlarım da yok. (Ebu Hüreyre bu sözleriyle iğdiş olmaya izin istiyordu) [69] Rasûlullah sustu, bana cevap vermedi. Son­ra aynı şekilde durumumu tekrar arzettim. O zaman şöyle buyurdu: "Ya Ebâ Hüreyre, senin karşılaşacağın mukadderatı yazan kalem (in mürekkebi) kurumuştur. Bu durumda ister kendini iğdiş et, ister öylece kal. [70]

Sa'd neyi anlatmak istiyordu?

Sa'd b. Ebî Vakkas'ın: "Rasûlullah (s.a.v.), Osman b. Maz'un'un te­bettül isteğini reddetti. Eğer ona izin verseydi, iğdiş olurduk" sözüyle söylemek istediği, takınılan bu üç tavrın iyice incelenmesiyle ancak iyi anlaşılabilir.

Nevevî, sadece birinci tavra bakıp görüş ileri sürmüştür.

Aynî de, sadece üçüncü tavrı hesaba katmış ve bundan dolayı Nevevî'nin görüşünü reddederek kendi görüşünü ileri sürmüştür.

Gerçek o ki, her biri, meseleye baktığı açıdan ve düşüncesini yoğunlaştırıp savunduğu çerçeve içerisinde haklıdır. Ancak ikisi de meseleyi ihata ederek bütün yönlerden ona bakmamışlardır.

Nitekim tebettülün (kadınlardan uzak durarak kendini ibadete vermenin) etkenlerinin nasıl birbirlerinden farklı olduğunu ve iğdiş olma isteğinin nasıl farklı tavırlarda gündeme geldiğini gördük.

O halde, Aynî'nin Nevevî'yi hatalı bulmasının yeri yoktur.

Biz de görebildiğimiz kadarıyla meselenin çeşitli yönlerine baka­rak hak bulduğumuz görüşü anlatmaya çalıştık. Ama her bilgi sahibi­nin üzerinde daha bilgi sahibi vardır.[71]

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dedi
« Posted on: 23 Nisan 2024, 14:25:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dedi rüya tabiri,Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dedi mekke canlı, Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dedi kabe canlı yayın, Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dedi Üç boyutlu kuran oku Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dedi kuran ı kerim, Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dedi peygamber kıssaları,Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dedi ilitam ders soruları, Sa'd Niçin İzin Verseydi İhtisâ Olurduk Dediönlisans arapça,
Logged
28 Aralık 2014, 11:34:35
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #1 : 28 Aralık 2014, 11:34:35 »

Farkli hadis rivayetleri farkli yorumlari da ortaya çıkarıyor. Hadis alimleri bu farkliliklari nazara alip bir cikarim yapmislardir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes