> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Kuran ve Sünnette Evlilik > Hafız İbnu Hacer'in Te'vili
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hafız İbnu Hacer'in Te'vili  (Okunma Sayısı 810 defa)
06 Ekim 2010, 18:03:14
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 06 Ekim 2010, 18:03:14 »



                                                          Hafız İbnu Hacer'in Te'vili:
   


Hafız ibnu Hacer: "Dulun onayı ve bekârın izni alınmadıkça nikahlanamazlar" hadisi hakkında şöyle demektedir:

Dul hakkında isti'mâr (onayını almak), bekâr hakkında da isti'zân (iznini almak) kullanılmıştır. Böylece bu iki tabir arasında fark bulun­duğu anlaşılmaktadır. Isti'mar, kadına danışmanın mutlaka gerekli olduğuna ve nikahın kıyılma emrinin onun tarafından verilmesi gerek­tiğine delalet etmektedir. Bu sebeple veli, dul kadının sarih iznini al­mak mecburiyetindedir. Şayet dul kadın böyle bir evliliği istemediğini açık açık söylerse bütün alimlere göre nikahı kıyılamaz. Bekâr kızın du­rumu ise böyle değildir.

izin verme, söz ile söyleme veya susmak ile ifade edilir. Oysa emir verme böyle değildir. Kadının açıkça söylemesi gerekir.

Bu te'vile cevap:

Isti'mar ve Isti'zân ile ilgili olarak yukarıda anlattıklarımız, îbnu Hacer'in bu görüşünü açıkça reddetmektedir.

Şevkânî, Ibnu Hacer'in bu sözünü naklettikten sonra şöyle demek­tedir [331]Ibnu Abbas'ın hadisindeki, "baba bekâr kızın nikâh hakkında emrini alır ve yetim kızın da emri alınır, susması ise kabul et­mesi anlamındadır" ifadeleri ile Hz. Aişe'nin hadisindeki: "Bekâr kızın emri alınır" ifadesi Ibnu Hacer'in bu görüşünü reddetmektedir. Bekâr kızla ilgili bu ifadeler, Ebû Mûsâ ve Ebû Hüreyre'nin hadislerinde de aynen mevcuttur.

Bekârdan ne kastedildiğine dair Beyhakî'nin te'vili: Beyhakî şöyle diyor: Ibnu Abbas'ın hadisinde: "Bekârın emri alınır" deniliyor, bu doğrudur.

Salih b. Keysân, hadisi: "Yetim kızın emri alınır" lafzıyla rivayet ediyor. Aynı şekilde Ebû Bürde, Ebû Musa'dan ve Muhammed b. Amr, Ebû Seleme ile Ebû Hüreyre'den hadisi bu lafızlarla rivayet etmekte­dir.

Buradan da anlaşılıyor ki, tbnu Abbas'ın hadisinde geçen "bekar" dan maksat, "bekâr yetim kız"dır. Bu te'vile cevap:

Beyhakî ve onun gibi düşünenlerin bu te'vile sapmalarının sebebi; Peygamber'in (s.a.v.): "Dul kadın kendi hakkında karar verme hususun­da velisinden daha hak sahibidir" sözünden anladıklarıdır. Onlar bu sözden, bekâr kız hakkında karar verme hususunda velinin daha hak sahibi olduğu neticesini çıkarıyorlar. Bu sebeple de, dul hakkında kul­lanılan isti'marın bekâr hakkında da kullanıldığını görünce, mutlakı mukayyede hamletmekten hareket ederek "bekâr" ifadesini "yetim bekâr" a hamlettiler ve "bekâr" ifadesinden "bekâr yetimin emri alınır" neticesini çıkardılar.

Kendilerine: Sözün mantuku, karşısında mefhumla hareket edil­mez, Ibnu Abbas'ın hadisinde geçen: "Bekâr kızdan babası izin ister" sözü, bekânn, yetim kızla açıklanmasına engeldir, denildiğinde, "baba" sözcüğünün ilavesi zaptedilmiş değildir, derler. Aslında bu yola sapma­ları yukarıdaki hadisten anladıklarını teyid etmek içindir.

Daha önce belirttiğimiz gibi "baba" sözcüğü zaptedilmiştir, sonra­dan ilave edilmiş değildir. Nitekim Müslim, Ebû Davud ve başkalarının rivayetlerinde varid olmuştur.

Hafız Ibnu Hacer, Beyhakî'nin sözünü reddederek şöyle demekte­dir: Bu söylediği, sika ve hafız birinin "baba" ilavesiyle olan rivayetini ortadan kaldırmaz. Hatta biri, "yetim kız"dan maksat "bekâr kız"dır derse, bunu bile ortadan kaldırmaz.

Ibnu Hacer şöyle devam eder: "Emir vermesi istenir" sözünün kap­samına baba da başkası da girer. Bu nedenle rivayetler arasında bir çelişki yoktur.

Yani yetim kızdan maksat bekârdır denebilir ama bekârdan mak­sat yetim kızdır denemez. Bekârdan maksat yetim kızdır, denirse delil­siz bir tahsis yapılmış olur. Şeriatın esprisi, hüküm ve delilleri, bunun aksinedir.

Bu nedenledir ki Buharî, hadislere şu başlıkları vermiştir:

"Ne baba ne bir başkasının bekâr veya dul kadını rızası olmadıkça nikahlarını kıyam ayacağına dair bab."

"Kişi, kızı istemediği halde onu evlendirecek olursa nikahın merdud olduğu babı."

O halde Beyhakî ve onun gibi düşünenlerin ileri sürdükleri nasıl kabul edilebilir?

Ayrıca Mâlik'in Muvatta'da Muhammed b. Hasan'dan naklettiği

"Dul kadın, kendi hakkında karar verme konusunda daha hak sahibidir. Bekarın da onayı alınır, izin vermesi ise, susmasıdır[332]hadise Beyhakî ne diyecektir?

imam Muhammed hadisi yorumlarken şöyle demektedir: Biz bu hadisle amel ediyoruz. Ebû Hanife'nin görüşü de budur. Bu konuda ba­bası olan ile olmayan eşittir.

Ayrıca Mâlik'in aynı konuda Said b. el-Müseyyeb tarikiyle naklet­tiği: "Bekâr kızların kendileri hakkında izinleri istenir, babaları olan­ları da olmayanları da" hadisi hakkında Beyhakî ne diyecektir?

Muhammed: Biz bu hadisle amel ediyoruz, diyor.

Bu naklettiklerimiz, "bekâr" sözünün daha umûmi olduğu; yetimi de, yetim olmayanı da içine aldığına ve ikisinde de izinlerinin istenmesi gerektiğine delil değil raidir?

Dul kadın hakkında Tahavî ve onun gibi düşünenlerin görüşü:

Dediler ki: Hadisin anlamı; dulun evlilik işi kendisine aittir, veli­sine değil.

Ebû Hanife hadisten şu anlamı çıkarmıştır: Dul kadın eğer kendi­sine denk biriyle evleniyor ve mehri konusunda hakkettiğini alıyorsa, nikahı caizdir (kendisini evlendirebilir). Bu konuda delillerinden biri, hadis konusunda Hz. Ömer'in şu sözüdür: "Velisinin veya akraba­larından görüş sahibi birinin ya da sultanın izni olmadıkça kadının ev­lenmesi caiz değildir.[333]

Ebû Hanife diyor ki: Akrabalarından görüş sahibi kişi, veli değildir. Bununla birlikte evlendirmesi caizdir. Çünkü maksat, mehri konusunda hakkettiğini almasıdır. Bu nedenle kadın hakkettiğini alıyorsa, kendi kendini evlendirmesi caizdir.

Bu görüşte olanlar ayrıca Ummu Seleme hadisini de delil geti­riyorlar. Ummu Seleme diyor ki: Ebû Seleme'nin vefatından sonra Rasûlullah (s.a.v.) gelerek beni benden istedi. Ya Rasûlallah, velilerim­den hazır kimse yok, dedim. Buyurdu ki: "Hazır ya da hazır olmayan, onlardan hiçbiri, buna karşı çıkmaz." Bunun üzerine Ummu Seleme: Kalk ey Ömer, Peygamber'i (s.a.v.) evlendir, dedi. Peygamber de onunla evlendi.

Derler ki: Bu hadiste Peygamber'in (s.a.v.) isteğini Ummu Se-Ieme'ye söylediği anlatılıyor ve bunda evlenme işinin, velisinin değil onun elinde olduğuna delil vardır.

Ayrıca Ummu Seleme: Velilerimden hazır kimse yok demiş, Pey­gamber (s.a.v.): "Hazır ya da hazır olmayan, onlardan hiç kimse buna karşı çıkmaz" deyince de Ummu Seleme: Kalk ey Ömer, Peygamberi (s.a.v.) evlendir, demiştir. Halbuki Ömer, Ummu Seleme'nin oğludur ve o zaman buluğ çağına ermemiş küçük bir çocuktur.

Derler ki: Ömer, onu vekil kılanın yerine vekaleti yerine getirdi. Böylece Peygamber'e (s.a.v.) nikah akdini yapan sanki Ummu Se­leme'nin kendisidir.

Yine derler ki: Peygamber (s.a.v.), velilerinin hazır bulunmaları için beklemediğine göre, bu, evlilik işinin, velilerine değil, Ummu Se­leme'nin kendisine ait olduğuna delalet ediyor. Eğer velilerinin bunda bir hakları ya da onaylamaları zorunlu olsaydı, Peygamber (s.a.v.) hak­larına riayetsizlik etmez ve onların olurunu beklerdi.

Yine şöyle derler: Ummu Seleme: Velilerimden hazır kimse yok, dediğinde Peygamber (s.a.v.), onun bu sözüne karı çıkmamış ve: "Onlardan hazır olan ve olmayan hiç kimse buna karşı çıkmaz" buyur­muştur.

Eğer Peygamber (s.a.v.) velilerinden daha hak sahibi olsaydı: Ben onlardan önce senin velinim, derdi. Ebû Hanife ve Tahâvî'ye cevap:

"Dul kadın kendi hakkında karar verme konusunda velisinden daha hak sahibi" olmasıyla ilgili izahları, veliyi şart koşan diğer sahih rivayetlerle uyuşmamaktadır. Rivayetlerin arasını bulma mümkün olduğu halde bu izahları, bazı rivayetlere uyuyor ama bazılarını iptal ediyor.

Halbuki muhaddis ve fukahanın yanında muteber olan sağlıklı yol bu değildir. Sahih rivayetlerin arasını bulup hepsiyle amel etmek mümkün olduğunda bu yola gitmek zorunludur, bundan başka yol yok­tur.

Bâcî'nin görüşü:

Ibnu Hibban'ın görüşünü daha önce nakletmiştik. Şimdi de Mu-vatta'ın şerhinde (III. 266) Bâcî'nin dediklerini görelim. Diyor ki: "Dul kadının kendi hakkında karar verme konusunda daha hak sahibi ol­masının anlamı şudur: Veli onu evlenmeye zorlayamaz, izni olmadıkça onu evlendiremez. Ancak izin verdiği ve razı olduğu kimseyle onu evlen­direbilir.

Kadının da kendi başına nikah akdetmesi, kendini denk olmayan birisiyle evlendirmesi ve velisi olmayan birini veli tayin etmesi doğru değildir. Nikah akdinde kadının da, velinin de hakkı vardır."

Bâcî, şöyle devam ediyor: "Kadının daha hak sahibi olması; kadın istemediği takdirde nikahın hiçbir surette kıyılamayacağı anlamına ge­lir. Eğer veli o evliliği istemiyor ama dul kadın istiyorsa, veliye nikahı akdetmesi arzedilir, yüz çevirir ve nikah akdini yapmazsa bu iş başka bir veliye ve sultana havale edilir.

Kadının veliden daha hak sahibi olmasının anlamı budur." Ibnu Hazm'ın görüşü.[334]

"Dul, kendi hakkında karar verme konusunda velisinden daha hak sahibidir. Bekâr ise, babası İznini ister" hadisinin yorumunu yaparken îbnu Hazm şöyle demektedir: Peygamber (s.a.v.) dul ile bekârı birbirin­den ayırd etmiştir. Dulun, kendi şahsı hakkında karar verme hususun­da velisinden daha hak sahibi olduğunu söylemiştir. Bu sebeple baba ona falanla evlen diye emredip zorlayamaz. Kadın babadan da, başkasından da daha hak sahibidir. Baba, onun olurunu almak mecbu­riyetindedir. Böylece iki durumun bir arada bulunması kaçınılmaz bu­lunmaktadır: Kadının izin vermesi ve babanın izninin alınması. Her iki durum gerçekleşmedikçe, kadının evlenmesi caiz değildir. İbnu Hazm, daha sonra şöyle diyor: Lafız farklılıkları hadislerde bir eksiklik (illet) değildir.

Aksine, bu farklılıkların hepsini eğer sika (güvenilir) raviler nak-letmişse he...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hafız İbnu Hacer'in Te'vili
« Posted on: 01 Mayıs 2024, 10:09:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hafız İbnu Hacer'in Te'vili rüya tabiri,Hafız İbnu Hacer'in Te'vili mekke canlı, Hafız İbnu Hacer'in Te'vili kabe canlı yayın, Hafız İbnu Hacer'in Te'vili Üç boyutlu kuran oku Hafız İbnu Hacer'in Te'vili kuran ı kerim, Hafız İbnu Hacer'in Te'vili peygamber kıssaları,Hafız İbnu Hacer'in Te'vili ilitam ders soruları, Hafız İbnu Hacer'in Te'viliönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes