> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Kuran ve Sünnette Evlilik > İslâm Ve Kadın
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslâm Ve Kadın  (Okunma Sayısı 483 defa)
27 Eylül 2010, 09:09:47
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 27 Eylül 2010, 09:09:47 »



                                                            İslâm Ve Kadın
 

islâm, ondört asırdan beri bu alanda kadının görüşüne saygı gösterilmesi gerektiğini ve onun, geleceğini çizen, mutluluk ya da mut­suzluğunun dayalı bulunduğu akdin geçerliliği için temel teşkil eden görüşünü hür bir şekilde ifade etmesi gerektiğini savunmaktadır.

Peygamberimiz ve sahabileri bu insanî yüce prensib üzere hareket ettiler. Böylece aile hayatlarında mutluluk hüküm sürdü, aralarında barış ve iyi geçim bayrakları dalgalandı. Böylece dinî ve dünyevî görevlerini en güzel şekilde yerine getirebildiler.

Ümmü Hâni'in hadisinden Peygamber'in (s.a.v.) bu konuda kadının görüşüne ne kadar saygı gösterdiğine ve bu hususta duyguları hakim kılanın yanıldığı yerde aklı hakim kıldığına işaret etmektedir.

Peygamber'le (s.a.v.) evlenmek, başka birşeyin onunla boy ölçüşemeyeceği büyük bir şereftir. Peygamber (s.a.v.) de istediği evliliği gerçekleştirme imkanına sahipti. Çünkü o, mü'minlerce kendi can­larından daha üstün idi. Allah ona bu özelliği vermişti. Ancak o, böyle bir davranıştan uzak durdu. Ümmeti için dünya ve ahiret mutluluğunu içeren ebedî bir hayat sistemi çizmek istiyordu.

Rıza göstermenin ötesinde bir husus vardı; şartlan ve ortamı değerlendirmek ve meseleyi değişik yönleriyle ele alıp bir sonuca var­mak. Hiç şüphesiz Ümmü Hâni1, Peygamber'le (s.a.v.) evlenme şerefine; mü'minlerin anası olmağa can-ı gönülden razı idi. Lakin iki görevden kocasına olan ve çocuklarına karşı olan görevlerinden birinin, diğerini engellemesinden endişe ediyordu ve bunun bir engel olduğunu söyledi. Bu endişe olmasaydı, hiç tereddüt etmeden Peygamber'in (s.a.v.) evlen­me teklifine evet diyecekti.

Peygamber (s.a.v.) bütün bunları değerlendirdi, Ümmü Hâni'in görüşünü takdir etti, hatta onu överek şöyle buyurdu: "Deveye binen kadınların en hayırlıları, Ensar kadınlarıdır.[890]

Bu övgüsüne gerekçe olarak, onların, görevlerini hakkıyla yerine getirmelerini zikretti: "Onlar çocuklarına çok şefkatli ve kocalarının malım daha çok gözetirler."

Bu nedenle, Rasülüllah (s.a.v.), onu dul kalmaktan kurtarmak, ko­casının ölümünden sonra üzüntüsünü hafifletmek, ailelerini yitiren dört çocuğunu gözetmek ve islâm uğruna kendisi ile kocasının uğradıkları eziyyet ve fedakârlıklarım taltif etmek için Ümmü Seleme'ye evlenme teklifinde bulunduğunda, Ümmü Seleme önce mazeret beyan etmiş, an­cak her kadın gibi kendisinin de Peygamber'le (s.a.v.) evlenmekten şeref duyacağım belirterek: 'Ya Rasûlallah, seninle evlenmeyi istemem diye bir şey sözkonusu olamaz" demiş sonra da endişelerim ve engellerim zikretmiştir. Rasülüllah (s.a.v.) bütün bu endişe ve engellerin ortadan kaldırılacağını söyledikten sonra kendisini karar vermekte serbest bırakmıştır. O zaman tereddüt etmeden evlenme teklifini kabul etmiş ve Rasûlüllah'la (s.a.v.) evlenmiştir.

Ümmü Seleme'nin kendisi bu hususu anlatıyor, diyor ki: Bir gün Ebu Seleme Rasûlüllah'ın (s.a.v.) yanından geldi ve şöyle dedi: Rasûlüllah'dan (s.a.v.) bir söz duydum ve buna çok sevindim. Buyurdu ki: Bir müslümana musibet isabet eder de müslüman, "innâ lillah ve innâ ileyhi raciûn" dedikten sonra: "Allah'ım, başıma gelen bu musi­betten dolayı bana mükafat ver; onun yerine daha hayırlısını ver" diye dua ederse, mutlaka Allah ona bunu verir.

Ümmü Seleme diyor ki: Ebu Seleme'nin naklettiği bu duayı ezber­ledim. Ebu Seleme vefat ettiğinde "innâ lillah ve innâ ileyhi râciûn" de­dikten sonra: Allah'ım başıma gelen bu musibetten dolayı bana mükafat ver; onun yerine daha hayırlısını ver" diye dua ettim. Sonra kendi ken­dime: Ebu Seleme'den daha hayırlısını nerede bulacağım, dedim.

îddetim dolduğunda, Rasülüllah (s.a.v.) geldi ve içeri girmek için izin istedi. Deri dabaklamakla meşgul idim, ellerimi yıkadım ve girme­sine izin verdim. Oturması için deri yüzlü ve içi lif dolu bir yastık yere koydum. Oturdu ve bana evlenme teklifinde bulundu. Sözünü bitirdik­ten sonra dedim ki: Ya Rasûlallah, seni beğenmemem diye bir durum sözkonusu olamaz. Ancak ben çok kıskanç bir kadınım, korkarım ki, Allah'ın azabını hakkedeceğim bir davranışımı görürsün. Ayrıca yaşlandım ve çoluk-çocuğum da çok!

Buyurdu ki: Sözkonusu ettiğin kıskançlığını Allah senden gidere­cek. Yaşlı oluşuna gelince, ben de yaşlandım. Ailenin çokluğu mesele­sine gelince, artık onlar benim de ailemdir.

Ümmü Seleme diyor ki: O zaman Rasûlüllah'ın (s.a.v.) evlilik tek­lifini kabul ettim.

Böylece Rasülüllah (s.a.v.) onunla evlendi. Ümmü Seleme diyor ki: Allah, gerçekten Ebu Seleme'den daha hayırlısını, Rasûlüllah'ı (s.a.v.) bana verdi.

Rasûlüllah'ın (s.a.v.), Benû Müstalik gazvesinden sonra Cüveyriye bint el-Hâris'le ve Hayber gazvesinden sonra Safiyye bint Huyey ile ev­liliklerinde de onun kadının duygularına nasıl saygı gösterdiğini ve eşini seçme konusunda onu nasıl tamamen serbest bıraktığını gördük. Oysa o zaman o, müslüman silahlı kuvvetlerinin başkomutanı idi.

Azâd edilmek için gerekli maddî yardımı almak üzere kendisine gelen Cüveyriye'ye: Bundan daha hayırlısına var mısın? buyurdu.

Cüveyriye: O da ne ya Rasûlallah, dedi. Buyurdu ki: Âzâd olman için gerekli parayı ben vereceğim ve seninle evleneceğim. Cüveyriye: Olur, dedi.

Safiyye'yi de, serbest bıraktı; dilerse onu azad edecek ve akraba­larına geri dönecek, dilerse islâm'ı kabul edecek ve kendisiyle evlene­cek. Safiyye: Allah ve Rasûlü'nü tercih ederim, dedi.

Rasûlüllah'm (s.a.v.) hayatında, bir kahraman ve komutan olarak takındığı yüce tavırlar, bir erkek olarak takip ettiği üstün ahlâk ve bir peygamber olarak uyguladığı yüce prensiblerine dair daha nice parlak tablolar vardır.

Galip bir komutan olduğu halde, kadına nasıl baskı yapmadığını, onu dilediği alternatifi seçmekte hür bıraktığını gördük. Kendisinin arzu ettiğinin aksine seçim yapabileceğim açık açık kadına anlattığını gördük.

Hansa ve Berîre kıssalarında bu husus daha da pekiştirilmiş du­rumdadır. Kadının rızası dışında kıyılmış nikahın idareci tarafindan bozulabileceğine cevaz verdiğini gördük; akid, kadının rızası olmadan devam edemez. Böylece insanların rızası dışında, insanların herhangi birşeye zorlananı ayacağını anladık. [891]

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslâm Ve Kadın
« Posted on: 29 Mart 2024, 02:58:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslâm Ve Kadın rüya tabiri,İslâm Ve Kadın mekke canlı, İslâm Ve Kadın kabe canlı yayın, İslâm Ve Kadın Üç boyutlu kuran oku İslâm Ve Kadın kuran ı kerim, İslâm Ve Kadın peygamber kıssaları,İslâm Ve Kadın ilitam ders soruları, İslâm Ve Kadınönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes