> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çeşitli Konularda Eserler > Kuran ve Sünnette Evlilik > İdeal Model
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İdeal Model  (Okunma Sayısı 710 defa)
28 Eylül 2010, 08:28:00
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 28 Eylül 2010, 08:28:00 »



                                                         İdeal Model:
 


Hayat ortağı için kişinin zihninde canlandırdığı ve eş seçiminde ona en yakın olanı bulmağa gayret ettiği ideal model açısından mese­leye bakıldığında, -psikolojinin de tesbit ettiği gibi- kişinin şahsiyeti ne Ölçüde olgunlaşmışsa, hayat arkadaşında fizik ve yüz güzelliğinin yanında o kadar şahsiyet olgunluğuna ve ruhî olgunluğa önem verir.

Kişinin kültürden, medenilikten ve ruhî olgunluktan payı ne ka­dar az ise, değerlendirmesi o kadar sathi olur; o kadar dış görünüşe önem verir ve ruhî olgunluğa o kadar önem vermez.

Güzellik ve din konusunu işlerken bu mesele üzerinde durmuş; din ile ahlâk temel alındıktan sonra maddi yönlere, fizik güzelliğine önem vermenin bir sakıncası olmadığını ve iki husus gerçekleşmediği taktirde ruhî olgunluğun fizik güzelliğine tercih edilmesi gerektiğini be­lirtmiştik.

Ancak psikoloji, hayat ortağına mütekâmil ve yüce bir bakışla ba­kan şahsın değerine, bu alanda gözünü maddî şeylere takmış olanın ba­sitliğine ve yönlendiricilikte, değerlerinin doğruluğu ve uzak görüşlüğü sebebiyle dinin üstünlüğüne şahitlik ediyor.

Hz. Hatice'nin Rasûlullah'a (s.a.v.) istenmesi olayı; denklik, şeref ve ahlâk temel alındığı takdirde maddi şeyleri istemenin ve bu istek doğrultusunda hareket etmenin bir sakıncası olmadığına işaret etmek­tedir.

Nefise bint Münye, şöyle demektedir: Hatice bint Huveylid akıllı, şerefli ve zengin bir kadın idi. O gün için o, soyca orta bir soydan fakat şeref ve mal bakımından toplumun en ileri seviyesindeydi.

Toplumunda onunla evlenmek isteyenler pek çoktu. Onunla evlen­meğe talip olmuş ve bu uğurda mallarım âmâde etmişlerdi. Ama Ha­tice, Şam'dan döndükten sonra Muhammed'in (s.a.v.) ağzını aramam için beni gönderdi. Gittim ve: Ey Muhammed, evlenmene engel ne? de­dim. Evlenmem için elimde birşey yok, dedi. Diyelim ki, bu konuda birşey vermene ihtiyaç kalmadı. Ayrıca hem güzel, hem malı olan ve hem de şerefli ve sana denk biri seninle evlenmek istese evlenir misin? dedim. Kimi kasdediyorsun? dedi. Hatice'yi dedim. Bu nasıl olur ki? dedi. Orası bana ait, dedim. Bunun üzerine: Ben kabul ediyorum, dedi. Gittim, Hatice'ye haber verdim. Hatice, Muhammed'e (s.a.v.) haber göndererek şu gün şu saatte gel, dedi. Kendisini evlendirmesi için de amcası Amr b. Esed'e haber gönderdi. Amcası da geldi ve onu Ra-sulüllah'la evlendirdi. Evlendiğinde Rasûlullah (s.a.v.) yirmibeş, Hatice ise, kırk yaşındaydı. [826]

Rasûlullah (s.a.v.): "Allah'ım! Malik olduğum hususunda taksimatım budur; senin hakkından gelip de benim hakkından gelemediğim hususlardan dolayı beni muaheze etme" şeklindeki duasıyla Hz. Aişe'ye olan kalbî meylinin şiddetine işaret ediyordu. Rasûlullah'm (s.a.v.) Hz. Aişe'ye olan bu aşın sevgisi, eşlerinin Aişe'yi kıskanmalarına ve ona oyun oynamalarına sebep oluyordu.

Annesi Ümmü Rûman, Ifk hadisesinde gönlünü almağa ve üzüntüsünü hafifletmeğe çalışırken bu kıskançlığın etkilerine işaret ederek şöyle diyordu: "Kızım, kendini o kadar üzüp perişan etme. Allah'a yemin ederim ki, güzel bir kadın kocası tarafından seviliyor ve kumaları da varsa, aleyhinde konuşanlar çok olur, habbeyi kubbe yaparlar.

Rasûlullah'm (s.a.v.) Cüveyriye bint el-Hâris'le evliliği olayında buna dair bir işaret görmüştük. Hz. Aişe, Cüveyriye'nin güzelliğini gördüğünde endişeye kapılmış ve Rasûlullah (s.a.v.) onunla evlenir kor­kusuyla onu görmesini istememişti. Ancak Cüveyriye'nin ısrarı üzerine onu içeri almıştı. Rasûlullah (s.a.v.) Cüveyriye'nin isteğine daha hayırlı bir karşılık vermiş ve ona evlenme teklif etmişti. Bu evlilik, Cüveyriye'nin kavmine de hayır ve bereket getirmişti.

Aslında Rasûlullah'm (s.a.v.) onunla evlenmesi, güzelliğine ta­mahından değildi. Bu evliliğin ardındaki dinî ve içtimaî etkileri düşünerek onunla evlenmişti.

Bu konuda Hz. Aişe, şunu söylemektedir:

"Rasûlullah (s.a.v.) Mustalikoğullarının esirlerini dağıttığında Cüveyriye bint el-Hâris, Sabit b. Kays b. Şemmas'ın -ya da am-caoğullanndan birinin- payına düştü. Cüveyriye, âzât edilmek üzere onunla anlaştı. Çok tatlı ve güzel bir kadındı. Onu gören erkek mutlaka onu beğenirdi. Peygamber'e (s.a.v.) gelerek âzât edilmesi için yardımında bulunmasını istedi. Allah'a yemin ederim ki onu odamın kapısının önünde gördüğümde canım sıkıldı. Rasûlullah da onu görecek olsa, gördüğüm güzelliğini o da görecekti, içeri girsin istemiyordum, ama içeri girdi. Ya Resûlallah dedi, ben aşiretinin reisi Haris'in kızı Cüveyriye'yim. Bildiğin gibi başıma şu musibet geldi. Sabit b. Kays b. Şemmâs -veya amcası oğlunun- payına düştüm. Onunla anlaşma yaptım, âzât edilmem için bana yardım etmen için geldim. Rasûlullah:

Ya senin için daha hayırlı bir şey söylersem, dedi. Nedir, ya Resûlallah? diye sordu. Rasûlullah:

Âzât olman için gerekli parayı vereceğim, sen de benimle evlenir misin? dedi Cüveyriye;

Evet, evlenirim dedi. Bunun üzerine Rasûlullah: Ben de gereken parayı ödeyeceğim, dedi. Rasûlullah (s.a.v.) onunla evlendikten sonra ashab: Rasûlullah'ın (s.a.v.) kayınları köle mi edinilirler? dediler ve kölelerini âzât ettiler.

Hz. Aişe diyor ki: "Bu evlilik sayesinde Mustalıkoğullarmdan yüz aile salıverildi. Bu Cüveyriye kadar kavmine hayır ve bereket getiren başka bir kadın tanımıyorum.[827]

Rasûlullah'ın (s.a.v.) Safiyye ile evliliğinde de bu hususta bize ışık tutacak birçok noktalar vardır. Bunlardan önemli olanları şunlardır:

1- Müslümanların Hayber'i fethetmelerinden sonra ele geçen esir­lerden biri de Safiyye idi. Esirlerin en soylusu ve en güzellerindendi. Kureyza oğullarıyla Nadiroğullarının efendilerinin kızıydı.  Soyu Musa'nın (a.s.) kardeşi Harun'a (a.s.) dayanıyordu. Peygamberlikte ve soylulukta köklü bir aileden geliyordu.

2- Hayber gazvesinde mücahid müslümanlardan Dihye'ye, esirler arasından bir cariye seçmesine izin verildi ve o da, o kadar esir arasından Safiyye'yi seçti.

3- Bu durum, sahabeden birinin hoşuna gitmedi ve Peygamber'e (s.a.v.) giderek, bunun doğru olmayacağını ve Safiyye'nin Peygamber'e verilmesi gerektiğini söyledi.

4- Peygamber (s.a.v.) Dihye'den hatasını düzeltmesini ve Safiyye'yi bırakarak başka bir cariye seçmesini istedi. Rasûlullah (s.a.v.) meseleyi enine boyuna düşündü:

a- Safiyye'yi esirlerden hak sahibi olanlardan birine verecek olsa mesele çözüme bağlanmayacaktı. Çünkü birine ayrıcalık tanıması, an­cak hepsinin muvafakati şartına bağlıydı. Oysa onlar, onun Rasûlullah'a (s.a.v.) verilmesi gerektiğine kani idiler. O halde çözüm neydi?

b- Müslümanlarla yapılan savaşta Safiyye'nin kocası, babası ve kardeşi öldürülmüştü. Kırılan kalbini ve kesilen kanatlarını ne onarabi­lirdi.

c- O soylu ve saygın kadın; bir peygamber ve kral soyundan ge­liyordu. Tabii ki onun da beklentisi, soylu geçmişine yakışır bir mua­mele görmek idi. Uzun gelecekte beklentisi muhakkak buydu.

Beklentisine kim uyuyordu? Hatta beklentisinden de daha üstün olan kimdi?

Rasûlullah (s.a.v.) bütün bu hususları değerlendirdi.

Rasûlullah'ın (s.a.v.) onunla evlenmesi için duygusal yönlerin tamamı uygundu.

Ancak cevaplandırılması gereken önemli bir soru kalıyor: Ruhî öz nerede? Nerede din ve ahlâk?

Bütün bu duygusal etkenler din olmaksızın- temelsiz bina gibidir. RasûluIIah'ın (s.a.v.) gözünde bunların hiç bir değeri yoktur.

Rasûlullah, dini açıya yöneldi, bu yönden bir durum değerlendirmesi yaptı:

Safiyye'yi serbest bıraktı; dilerse onu âzât edecek ve akraba­larından geri kalanların yanına gidecekti. Dilerse, islâm'a girecek ve onunla evlenecekti? Safiyye: Ben Allah ve Resulünü seçiyorum, dedi.

Enes (r.a.) şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v.) Safiyye Bint Huyeyy'i esir alınca: "Benimle evlenmeyi düşünür müsün?" dedi. Ya Resûlallah, ben müşrik iken bunu arzu ediyordum, Allah bana islam'ı nasip etti, şimdi nasıl istemiyeyim? dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) onu âzât etti ve onunla evlendi. [828]

Bunlar, değerlendirmenin yüceliğini, düşüncenin ileriliğini, hede­fin güzelliğim ve seçimin iyisini gösteren Rasûlullah'ın (s.a.v.) evlilikle­rini anlatan misaller idi.

Bu misaller ayrıca din, ahlâk, akıl üstünlüğü ve amel-i salihin, ev­liliğin ve eş seçiminin temeli olarak alındıktan sonra ikinci derecede güzellik, zenginlik ve soyluluk gibi hususların nazar-ı itibara alınmasında bir sakınca bulunmadığını göstermektedir.

Bütün bu yüce talimatlar, temel etkenin maddî olmamasını hedef edinmektedir. Eğer maddi şeyler temel olarak alınacak olursa, çocukların istikbali, çevrenin ileriliği, ruhî olgunluk, şahsiyet üstünlüğü ve ahlâk güzelliği gibi hususlar ihmal edilebilir. [829]

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İdeal Model
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:47:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İdeal Model rüya tabiri,İdeal Model mekke canlı, İdeal Model kabe canlı yayın, İdeal Model Üç boyutlu kuran oku İdeal Model kuran ı kerim, İdeal Model peygamber kıssaları,İdeal Model ilitam ders soruları, İdeal Modelönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes